Cumhuriyet öncesini bir yana bırakırsak, çağdaş tarihimizde kültürümüzü yönlendiren pek önemli birkaç dergiyi hatırlamadan edemeyiz.
1930’lu yıllarda, Şevket Süreyya ve arkadaşlarının çıkardığı Kadro’yu, Hüseyin Cahit Yalçın’ın tek başına yayımladığı Fikir Hareketleri’ni görüyoruz.
vardır.
Edebiyat ve sanat dergilerini, bütün önemlerine karşın saymıyor ve fikir planındaki etkinliklerle yetiniyorum. Yukarıda zikrettiğim dergiler ise, bu bakımdan “çığır” açıcıdırlar.
Yön’ün söyleyeceğini söyleyip meydandan çekilmesiyle, irili ufaklı yığınla dergi ortada dolaşsa da, özellikle sosyalist cephede, bölünmüşlüğü de yansıtan bir furyadır gider. Sağda ve solda, çoğu “tekke” dergisidir bunların; kendi duvarını aşıp ufka alabildiğine genişlikle bakmaz hiçbiri.
Kendini merkez alma, darlık, dogmatizm...
Bu kısırdöngünün dışına çıkan, Birikim olur.
1970’li yılların ikinci yarısında yayıma başlayan dergi, ilerici, demokrat, sosyalist çizgide, aydınlara bir rahat soluk alma fırsatını verir. Böylesi bir soluklanışın gereğini kaç kişi duymuştur o hengâmede? Bilemem. Ama onu tadan bir okuyucu olarak konuşuyorum.
“12 Eylül Faşizm”inde, Birikim de yayımını durdurur.
Ne var ki, 1980’li yılların sonlarına doğru, ikinci bir seri olarak yeniden çıkmaya başlar dergi. Yakılıp yıkılan değerleri ayakları üzerine tekrar dikerken, liberal, çok sesli bir bakışla yeni sorunların üzerine eğilir. İlk çıkışında olduğu gibi aranan bir dergi olmalı ki, elimizdeki sayısı 100. sayı.
Dergicilikte “hayatiyet”in bir işaretidir bu rakam!
Türkiye, 2000’li yılların eşiğinde ve büyük sorunların ülkesi. Müslüman dünyada bir eşi daha gösterilemeyecek bir demokrasi de. Ama siyasal sisteminden ekonomisine, eğitim yaşamından kentleşmesine varıncaya değin, hemen her alanda, politikacısını, aydınları kadar sıradan insanlarını da çok şey bekliyor. Bütün bunların hepsini, 21. yüzyıla girerken çözmüş olamaz o. Ama şimdiden akılcı, gerçekçi, planlamacı ve demokrat adımlar atabilir ülke. Birikim dergisinin, bu adımlarda payı olacağına inanıyorum; onun sağladığı “birikim”e güveniyorum bir izleyicisi olarak.
Bir umudum da budur geleceğin aydınlık Türkiye’si için.
200. sayıda buluşmak üzere, nice yıllara!..