Amerika Birleşik Devletleri denilen Leviathan’ı tüm boyutlarıyla anlamak, anlatmak ne mümkün. Ve fakat ABD’yi anlamaya çalışmak neredeyse bir yükümlülük. Zira ABD hapşırsa dünyanın öbür ucundaki ülkeler nezle oluyor. Örneğin, 2008 finansal krizi sonrası ekonomiyi pompalamak için ABD merkez bankasının (nam-ı diğer FED) güttüğü genişlemeci para politikası Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkeye geçici de olsa para akışı sağladı, can simidi oldu. Yani, ABD’nin kendi ekonomisine yaptığı müdahalenin sırf tali etkileri bile dünya çapında hissedildi ve bir süredir tersine bir müdahalenin (örn., faiz artırımı) tedirginliği piyasaları sarmış durumda.
ABD’nin küresel önemini gösteren yakın dönemden bir başka örnek 2016 Başkanlık seçimleriydi. Bu seçimlerin dünya kamuoyunu bu denli meşgul etmesi sadece Trump’ın en hafif tabiriyle “renkli” kişiliği değildi. Trump’ın yarışa küresel ölçekte “rating” kattığı yadsınamaz ama tüm dünya vatandaşlarının ABD başkanlığı seçimlerinde oy hakkı olması gerektiği savı uzun senelerdir dile getirilen bir temenni.ABD’nin muazzam kültürel etkisi için, yüzlercesi arasından, hiphop örnek verilebilir. ABD’de üretilen hiphop albümlerinin dünyanın dört bir yanında tüketilmesinin yanısıra hiphop, kılık-kıyafeti, aksesuarları, jestleri vs. ile bir tarz olarak birçok coğrafyada takipçi buldu. Herhalde Kuzey Kore’de bile ufak tefek bir yeraltı hiphop alt-kültürü, Pyongyang’ın da bir Ceza’sı vardır.
Yukarıda ekonomi, siyaset ve kültür için verilen örnekler hem bu hem başka alanlar için çesitlendirilebilir kuşkusuz. Meselenin teknoloji ya da spor boyutlarına değinmedik bile. Nihayetinde ABD, görmezden gelsek de gelmesek de, yine bizzat ABD kökenli bir tabirle “odanın ortasında duran fil”— ki bugünlerde Trump’ın başını çektiği Cumhuriyetçi Parti’nin sembolünün fil olduğu düşünülürse söz konusu deyim daha da cuk oturuyor. Bu devasa mahlûkatın huyunu suyunu anlamaya yönelik bir yazı dizisinin, daha doğrusu sözlüğün girizgâhını okumaktasınız.
Bu sözlükten maksadım, tamamen ABD’ye özgü kimi kavramları tek tek ele alarak o kavramlar üzerinden ABD’yi Türkiyeli okura farklı açılardan tanıtmak. Hayatının yarısını Türkiye’de yarısını ABD’de geçirmiş biri olarak bu bir nevi çevirmenlik işini üstüme vazife edinmiş durumdayım, haydi hayırlısı. Nitekim sözlükte yer alacak kavramlar o denli ABD’ye özgüler ki çoğunun —en azından benim bildiğim kadarıyla— Türkçe karşılıkları dahi yok. Ve tam da bu sebeple bu kavramların ABD’yi anlamak açısından faydalı olacaklarını düşünüyorum. Bazıları sonradan dünyanın geri kalanına yayılmış olsa da çıkışları itibariyle ABD kökenli olan bu fenomenler ABD’yi anlamak için birer ipucu teşkil ediyorlar. Ve hayatta her şey birbirine bağlı olduğu için ipin ucunu takip edince sosyal formasyonun bir köşesinden girip bambaşka köşelerinde gezinirken bulabiliyor insan kendisini.
Belirtmiş olayım ki ortada henüz başı sonu belli bir kavramlar listesi yok. Tabii ki şimdiden belirlenmiş kimi sözlük başlıkları var ama zaman içerisinde başlık tercihlerini bazen ABD, Türkiye ya da başka bir coğrafyadaki güncel gelişmeler de belirleyebilir, bazen gündemle doğrudan ilişkisi olmayan bir kavram da sözlük başlığı olarak seçilebilir. Söz konusu kavramlara burada bir iki örnek vermememin sebebi hem biraz sinsice merak uyandırmak hem de örnek vereyim derken onları izahata soyunarak giriş yazısının maksadından sapmamak; zira, dediğim gibi, Türkçe’de pek karşılığı olmayan mefhumlardan bahsediyoruz.
Sözlüğe dair peşinen belirtmem gereken bir diğer husus da bu sözlükte “Amerika/lı” ifadesini kullanmaktan kaçınacak olmam. Amerika kıtasındaki onlarca ülkeden sadece biri olmasına rağmen “Amerikalı”lığın ABD’yle özdeşleşmiş bir niteleme olması ABD emperyalizminin söylemsel düzlemde bir yansıması. Amerikalı dendiğinde aklımıza Arjantin ya da Guatemala gelmiyor mesela. Bunun küresel çaptaki bir dışavurumu ise sadece ABD ve Kanada beyzbol takımlarından müteşekkil şampiyonaya “Dünya Müsabakaları” (World Series) denmesi. ABD-merkezciliğin nihaî ve kainat ölçeğindeki örneği ise Hollywood filmlerinde uzaylıların hep ABD’yi ziyaret ya da istila etmesi. Uzun lafın kısası, ABD’nin yeterince büyük egosunu daha da şişirmemek adına ve belki de biraz kulak tırmalamak pahasına “Amerika,” “Amerikan,” ya da “Amerikalı” değil, “ABD” ya da “ABD’li” diyeceğim.
ABD’ye özgü kavramlar sözlüğün ilk başlığıyla iki hafta sonra buluşmak üzere, sağlıcakla.