Az, öz ve sade yazan, zamanımızı en iyi tanımlayan fikir adamlarından Paul Virilio’nun dromoman[1] dediği, hareket etmeden duramaz. Yürüyen, gezinen bir kalabalık ya da beşeri bir varlık olabilir. Daha rahat hareket edebilmek için önünü açar, ufkunu genişletir, elverişsiz zeminleri düzeltir. Daha hızlı yol almak için insani, tabii ne varsa önünden kaldırmaya çalışır. Sürtünmesiz bir zemini arzular. Bazen, sadece nedenini bilmediği bu hareket devam etsin diye yapar tüm bunları.
Paul Virilio, hareket etmekten geri duramayan bu özneleri devletlerin birer savaş makinesi olarak nasıl yarattığını (ya da desteklediğini) dile getirir. Dromoman'a başvuran sistemin adı da basitçe dromoloji olur. Bu devlet tertibatını işleten dromolog ya da dromokratlar, başka topraklara rahatça ulaşmak, genişletmek için dromomanların neredeyse doğal meyli olarak yer değiştirme arzusunu kullanırlar. "Hız üreticisi" olan bu varlıkların kendilerini ifade etme, hayatta kalma biçimleri olan bir eğilimi sömürürler. Onların "coşkulu ve kışkırtıcı ifade tarzı" bir çeşit askerî kaynak olur; Osmanlı'nın, ibadet ederken gezinen Bektaşi dervişlerini, akıncı olarak yola sürmesi gibi. Ya da papalığın, kutsal topraklara doğru kendi halinde yola çıkan insanları teşkilatlandırıp onları Haçlı adıyla kullanması gibi.
Virilio’yu takip edersek, bütün devrimler, toplumsal dönüşümler, asker gibi yola çıkmış bireylerin ve kalabalıkların işi sayılmalıdır. Dromolojik düzende, bir kalabalığın veya yığının sahip olduğu hareket etme imkânları ya da kinetiği, etkili bir işgal gücü olur. Belirli bir inanca, amaca uygun şekilde hareket etmeleri, onları bir sınıf, inanç topluluğu gibi gösterir. Sadece eylem halinde ve kendi ivmelerine ulaştıklarında ne yaptığını bilen bir sınıf gibi davranırlar. Bu sırada, "mallar, kişiler, fikirler" topluca hareket ederler; "yayadan füzeye, metabolizmadan teknolojik olana" kendi hızlarında ilerleyen varlıklar "meçhul askerler" olarak yer değiştirirler.
Bazen gönüllü şekilde yola çıkan dindar bir kalabalık, hacılar, en akılcı yolu izleyerek, devletin nüfuzu için uygun bir açıklık yaratırlar. Kitle, bu sırada ibadet ederken bir yandan da despota, devlete hizmet eder. Uğradıkları yerlerin sakini kâfirleri yağmalayarak, yayılmacı bir idareye yer açarlar: "Keşişlik, dini olmaktan çok askeri bir icattır" (1998: 90). Yola çıkmış dindar kalabalıklar kadar etkili askerler az bulunur. Savaşçı, yerinde oturmaktan, bir manastırda, tekkede tefekkürle zaman geçirmekten vazgeçmiş, "yolundan sapmış" bir mümin olur. Bu sırada yoluna çıkan varlıkları ortadan kaldıran "dromokrat katil" çoğu zaman inanç sahibi kişidir, kendi halinde bir kalabalıktır. "Kitlenin yörüngesi" bu şiddetli yayılmanın yönünü belirler. Dromomanların hareket ederken yarattıkları şiddet, kendisinden sonra gelenlere hızlı bir ulaşım, iletişim geçidi de açmış olur. Dromokrat ise, dromomanın kendiliğinden ve doğal meyillerle yaptığı hareketler ve yönelimleri, akılcı bir işleyiş için yeniden tanımlar.
Bir tür dromoman olarak romantik birey de bu izleri takip eder. Onun bilmeden de olsa destek verdiği dromolojik yapı, hem içeriye hem de dışarıya doğru genişler. Dışarısı açılıp, mutena bir yer parçası olup, var olması kolay bir muhit ortaya çıkınca, ruhlar âlemine doğru gezintiler başlar. Romantikler ek olarak, kitlenin, dindarların geleneksel yolları dışında zorlu güzergâhları da katederler. Bu anlamda romantik fert, kusursuz bir dromoman sayılabilir. Onlar sayesinde insanın tabiatta gezinmediği yer kalmaz. Özellikle faşizm gibi derin şekilde dromolojik muhtevaya sahip bir ideoloji, onların içeri ve dışarı âlemlerde katettikleri yolları temellük eder, bu sırada yarattıkları bedensel ve ruhsal imkânları sömürür, tüm yurttaşlar için onları birer rol-model olarak kullanır.
Kapitalist üretim de kendi dromolog özneleri tüccar ve emekçiye, özellikle yerinde durmayan işçiye ihtiyaç duyar. İşçi dursa bile üretim bandı hareket halinde olmalıdır. Hareketin hızında düşüş, kapitalist tertibatı işlemez hale getirir. Üstelik işi durdukça onların da dahil olduğu "alışkanlığın (ilerlemenin) durması, harekete geçiren gücün ansızın yok olması, kaçınılmaz bir biçimde, kitlelerin neredeyse organik anlamda bozulup kokuşmasına yol açar" (1998: 13). Herhangi bir işleyişin altında hareket halindeki faillerin durması, yavaşlaması, söz konusu tertibatı kısa zamanda bozar. Dromoman, hareket etmekten vazgeçtiği anda sistem işlemez olur. Sözgelimi 1848 isyanlarına katılanların "kalacağız" demeleri, devrimci bir talep gibi ortaya çıkar. Âdeta durmaları yasaklanmış dromomanların bir an için kendi eylemlerinden şüphe etmeleri, üzerine yerleştikleri zemini yok eder. Harekete yön verme disiplini olarak dromoloji dayanaklarını kaybeder.
Gecekondu, favela, kenar mahalleler, toplama kampları, cezaevlerinde olduğu gibi herkesin durduğu yerlerde sistem dışına çıkarılmış olanlar yaşarlar. Kışlalar böyle olsa da, askerler sürekli hareket halinde tutulurlar; askerliğini yapan herkesin aşina olduğu türden abes işlerle de olsa meşgul edilirler. Benzer şekilde manastırlarda çalışma bir ibadet gibi değer görür. Bunların dışında üretimin sahası kentlerse, dromomanların düzleştirdiği zeminlerdir. Kentin hemen etrafını, orman, bataklık, bozkır, sarp tepeler, çalı çırpı gibi hareket etmeyi güçleştiren, pürtüklü alanlar çevreler.
Dromoman yol aldıkça, ticari yollar açmanın, sürtünmesiz yaşam alanları yaratmanın yanında, özellikle askerî bir güç olur. Machiavelli, ilk kez, hareket halindeki kitlenin "dönüştürücü" kudretini fark eder. Onlar toplu halde ilerledikçe, arkalarında "topolojik bir evren" kurarlar (1998: 16). Zenginlik ve yıkımı aynı anda üretirler; yolu üzerindeki yerleri dağıtır ve yeniden düzenlerler. Üstelik bu sırada adı konulmamış, "sabırla yürütülen bir savaş" devam eder. Dromolojik işleyişin bürokratları olarak dromokratlar, hareket halindeki varlıkların hız ve sükûn oranlarını düzenlerler. Kimin yerinde kalıp düzlükleri dolduracağı, kimlerin hareketini sürdürüp yeni açıklıklar yaratacağını belirlerler. Canlı cansız varlıklar bu hareket denklemi içerisinde yerlerini alırlar. İyi işleyen bir dromolojik düzende, müstahkem mevkiler içinde bile kendine özgü hız ve yavaşlık biçimlerinin tarifi vardır. Kapalı yerlerin sakinleri, belli bir hareketi sürdürür, yerlerinde durmazlar. Onların sükûneti gibi görünen, hesaplı, işlevi belirli bir yavaşlıktır. Sistem-içi varlıklar durur görünseler de, başka boyutlarda hızlanırlar; kapandıkları yerde bilimsel fikirler, metafizik savlar üretirler örneğin. Dışarıda hareketini sürdüren dromomanlar, tam olarak sistemin ayrıcalıklı öznesi olmazlar. Sözgelimi Osmanlı idaresi, akıncı olarak Bektaşilere başvursa da, sur içi daha çok yerinde oturan, en fazla etrafında dönen Mevlevilere emanet edilir.
Alıntılar
Virilio, Paul (1998). Hız ve Politika: Dromoloji Üzerine bir Deneme, çev. Meltem Cansever, Metis, İstanbul.
[1] Dromos, Eski Yunancada “yol üstünde olmak”, “yol almak”, “hareket halinde olmak” gibi anlamlara sahiptir. Yazı içinde başvurulan ve Paul Virilio’nun icat ettiği, dromoloji, dromolog, dromoman, dromokrat gibi kavramlar bu ortak kökten türer. Tümü hareket eden bir fail ve onun farklı hız ve sükûn oranlarına sahip fiilleriyle ilişkilidir. Dromoloji bu işleyişin adıyken, dromolog veya dromokrat, sistem içinde bir tür bürokrat, dromoman ise, proletarya gibi, üretici güç sayılabilir.