“Sınırlı bir Dünya’da Sınırsız Büyümeyle Nereye...”
27 Temmuz 2024 Cumartesi
İhtiyaçlar sonsuzdur tekerlemesi, sınırsız üretimi meşrulaştırıp dayatmak üzere peydahlandı. Her şeyin sınırlı olduğu bir dünyada ihtiyaçlar niye sonsuz olsun? Yeşil teknoloji retoriği, kapitalizme “yeni değerlenme” alanları açmanın aracı. Bu dünyada “yeşil teknoloji” diye bir şey mümkün değildir. Sermaye her tökezlediğinde, kendini yeniden üretmekte zorlandığında bir ‘yenilik’ peydahlayarak yeni değerlenme alanlarına, ürünlere, dolayısıyla yeni piyasalara kavuşuyor. Petrol ve doğal gazla değil de elektrikle yol alan arabaya “temiz araba” diyorlar.
E.K.’nın Mektubu ve Müflis Irkçılar
25 Temmuz 2024 Perşembe
Gençlerin genelinde görülen geçim sıkıntısı, gelecek kaygısı ve belki de bunların tetiklediği sosyal hayat yoksunluğu; onları radikalize ediyor. Bu radikalizasyonu, ortak bir mutabakatla belirlenmiş bir nesneye karşı yöneltilen nefrette de yakalayabiliyoruz. Son zamanlarda bu nesne, sokak köpekleri olarak gözüküyor. Bir insan sokak köpeklerinin itlafını savunabilir, bir başkası da tam tersini. Ancak sosyal medyada gördüğümüz ve insanı hayrete düşürecek bir gözü dönmüşlük raddesindeki "çatlayın patlayın, geberteceğiz" hezeyanları, aslında durumun dış faktörlerin neticesinde teşekkül etmiş bir "nesne-tanımaz nefret" hali, yani atılması gereken birikmiş bir stres olduğunu gösteriyor.
Revizyon ve Rövanşizm arasında: Post-Post-Kemalizm
21 Temmuz 2024 Pazar
1926 İzmir suikastı sonrası eski İttihatçıların temizlenmesi, 1927’de CHP tüzüğünde yapılan değişiklikle vekillleri bizzat Mustafa Kemal’in seçmesi, 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılması, ve nihayet 1931’de anayasaya, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir tek-parti yönetimi olduğunun eklenmesi– Sencer Ayata’nın ve kitaptaki başka yazarların iddia ettiğinin aksine, tek-parti dönemi gelişmelerinin demokrasiyi hazırlama değil, engellemeye hizmet ettiğini açık şekilde göstermektedir.
Sen Kimin Barbarısın?
18 Temmuz 2024 Perşembe
Nefreti o kadar içselleştirdiğimiz için bazen kurduğumuz cümlenin içeriğini ayrıntısıyla düşünmüyoruz bile. Taksim’de rahat yürüyemediğimiz zaman hemen “yürümeyi bile bilmeyen Araplar” ilan ediyoruz, oysa geniş anlamıyla İstanbul’un popülasyonu, turistik yerleri ile bağlantısı aklımıza gelmiyor.
Sindrella Kompleksi, Bahar Dizisi ve Çalışma Korkusu
16 Temmuz 2024 Salı
Bahar artık dışarıdan bir şeyin onun yaşamını dönüştürmesini beklemiyor. İçeriden özgürleşmesi, uyanışı başlayan Bahar karakteri, Sindrella Kompleksi’nin sınırlarını çok sert bir şekilde zorluyor. Bu bağlamda, aşılması kolay olmayan bağımsızlık korkusunu ve kurtarılma arzusunu, karakterin gelişim çizgisi üstünden zamanla aşmaya başlaması, bizi Bahar’ın uyanışını feminist bir uyanış olarak nitelendirmeye yöneltiyor.
Kaygılı Bir Arayış İçindeyiz
12 Temmuz 2024 Cuma
15 yıl çok kısa ama çok da uzun bir süre. Pek çok değişikliğe sahne oldu. Ekonominin sanat ve kültür üzerindeki markajı sıkılaştı. Ekonominin markajı olurken bir yandan da eşitsizliklerin her geçen gün arttığı dünyada, kültür ve sanat alanındaki açık, belli bir yıllık bütçesi ödeneği olanlarla bağımsızlar yani her yıl başa dönüp iki ucu biraraya getirmeye çalışanlar, “ekmeğini taştan çıkaranlar” arasındaki açık daha da derinleşti, derinleşmeye devam ediyor.
Türkiye’nin Geleceği Üzerine Tezler (III): Bir Seçim Toplumu Olarak Türkiye ve Plebisitleri
12 Temmuz 2024 Cuma
Türkiye’yi şu anda bir erken genel seçim yerine, plebisiter bir anayasa momenti, yani tahripkâr kutuplaşmaya dayalı bir anayasa referandumu bekliyor. Mevcut durumu lehine çevirebilmek ve rejimin konsolidasyon krizini aşabilmek için, Erdoğan’ın yeniden bir plebisiter moment örgütlemesi ve cumhurbaşkanlığı seçim sisteminde değişikliğe gitmesi gerekiyor. Erdoğan şu anda bunun için doğru kaldıraç noktasını bulma gayretinde.
Fransa Seçimleri: Aşırı Sağın Hezimeti, İmkansız Koalisyon ve Sol İktidar için Bir İğne Deliği
11 Temmuz 2024 Perşembe
Sonuç olarak, Temmuz 2024’teki erken seçimler aşırı sağın zaferiyle sonuçlanacak gibi gözükürken, Fransa ve AB için önemli bir siyasi fırsata dönüştü. Öncelikle, beşinci cumhuriyeti daha parlamenter bir sisteme kaydırmak şu anda hem mümkün hem de gerekli gözüküyor. Seçim sistemi iki partinin mutlak çoğunluğu almak için rekabet ettiği şekilde düzenlenmişken, şu an Fransa siyaseti fiilen üç siyasi bloka bölündü.
Albert Camus’nün “Düşüş”ündeki Yazgısallık
8 Temmuz 2024 Pazartesi
Suç içinde çırpınan bir dünyaya doğuyoruz ve farkında bile olmadan o suçların faillerinden birine dönüşüyoruz. Fakat diğer taraftan Camus, yarattığı kahramanı Jean-Baptiste Clamence yardımıyla, tutarsızlıktan, ilkesizlikten, salt kendisiyle dolu egodan ve hemen her şey için hazırda tutulan mazeretlerden, aynı zamanda kendi kendini yargılama ve farkındalıktan oluşan insan ruhuna nüfuz etmemize yardımcı oluyor.
Merih'in Bozkurdu
6 Temmuz 2024 Cumartesi
Tartışmanın Türkiye ayağında en çok tartışılan husus, şaşırtıcı bir şekilde bozkurt işaretinin siyasi bir sembol olup olmadığıydı. Bir taraf bu işaretin tartışma götürmeyecek derecede siyasileşmiş bir sembol olduğunu söylerken; diğer taraf, bunun asla siyasi olmadığını ve onun külliyen tüm Türkleri temsil eden tarihi bir sembol olduğunu söyledi.
Müstakbel İngiltere Başbakanı Keir Starmer Neyi Temsil Ediyor?
4 Temmuz 2024 Perşembe
O zamana kadar sendikacılar ve çevreciler için ücretsiz çalışan, ilerici bir avukat olarak tanınmıştı. Ancak 1999'da, Belfast'ta Katolik bir genci vurarak öldüren bir İngiliz askeri savunmayı kabul ederek birçok meslektaşını şaşırttı. Dört yıl sonra, Kuzey İrlanda Polis Kurulu'na insan hakları danışmanı olarak işe alındı ve bu rolünde polis memurlarının silah, tazyikli su ve plastik mermi kullanımını haklı çıkarmalarına yardımcı olduğu bildirildi.
Nigel Farage ve İngiliz Değerlerinin Beyhudeliği
2 Temmuz 2024 Salı
Bildiğim kadarıyla dünyanın herhangi bir yerinde eşitsizliği, adaletsizliği ve başkalarının çektiği acılara karşı katı bir kayıtsızlığı savunan bir siyasi parti yok. Pek çok siyasi örgüt bu değerleri gerçekte teşvik etse de bunları gururla bayraklarına yazacakları noktaya gelmedik. Henüz “Yoksulları Becerin” partisinin veya “Bütün Kadınları Ay’a Gönderin” kampanyasının ortaya çıkışına şahit olmadık, fakat bunlar yine de gerçekleşebilir.
“Makul” Fransız Seçmen Şimdi Ne Yapacak?
1 Temmuz 2024 Pazartesi
Herkes aynaya bakıyor ve gelecek pazar ikinci turda ne yapacağını düşünüyor. En azından, Ulusal Birlik'in ufak şehirleri ve Fransa'nın geniş kırsal bölgelerini kontrol ettiği, "makul" insanların ise Paris dahil olmak üzere, büyükşehirlerde üstünlüğü ele geçirdiği bölünmüş bir ülkede yaşamayı öğrenmek zorunda kalacağız. Bu, gerçek bir trajedi.
Yine de Ayağa Kalkarım - Kırık Ufuk'a İlişkin Notlar
30 Haziran 2024 Pazar
Sanatçı, Anlam de Coster ile söyleşisinde sergisini fiziki olarak da bir duvarla sonlandırmasından ve “Rüzgârlı Natürmort” işinden bahsederken sonluluk ve ölüme değinir. Ölümün demokratik olduğunu, herkesi eşitlediğini söyler. Düşmenin devrilmenin yıkım, bozulma ve ölümle bir arada düşünülebileceği bir önceki bölümde de belirtilmiştir. Ancak yazı bağlamında sanatçının “Rüzgârlı Natürmort” işine ilişkin onun ifade ettiklerinden farklı olarak bir yorumun da söz konusu olabileceği ifade edilebilir
Aşırı Sağ Önce Medyaya Geliyor
27 Haziran 2024 Perşembe
Macron’a az çok muhalif De Gaullecü partide aradığını bulamayıp bir bakanlık uğruna Macron’un partisine geçen eski adalet bakanı, bugünün kültür bakanı Rachida Dati (ki hakkında görevi kötüye kullanmak, haksız kazanç sağlamak gibi suçlamalarla ilgili soruşturma devam ediyor), kanun taslağını hazırladı ve ülkedeki tüm kamu radyo ve televizyonlarını tek bir holdingin çatısı altında toplamak için yoğun çaba sarf ediyor.
Emmanuel Macron, Fransa’nın Şansölye Brüning'i
24 Haziran 2024 Pazartesi
Acı gerçek şu ki Emmanuel Macron yönetmeyi bilmiyor. Ülkeyi "yatıştırmakla" övünen Macron, kişisel siyasi hakimiyet tarzı ve yönetim yöntemleriyle ülkeyi düzenli aralıklarla Sarı Yelekliler kaosuna, sosyal olarak kabul edilemez reformlara karşı grev ve gösterilere, işçi sınıfı mahallelerindeki ayaklanmalara, çevreci eylemlerin şiddetle bastırılmasına, Yeni Kaledonya'da yarı iç savaşın yeniden başlamasına sürükledi.
Tarihi Geriye Döndürmek Mümkün mü? Murat Bergi’nin "Neo-Osmanlı Yeni Türkiye" Albümü Üzerine Bir Değerlendirme
24 Haziran 2024 Pazartesi
Bu albümdeki fotoğraflar son yirmi iki yılda yaşadıklarımızı ve ülkenin nereden nereye geldiğini göstermesi açısından önemlidir. Albüm, Yeni Osmanlıcılık kavramı üzerinden incelenen AKP politikalarının, “ne düşündürdüğü” değil, “ne hissettirdiği” sorusunu merkeze alıyor. Neo-Osmanlıcılık bugün, Osmanlı mazisinin âdeta bir karikatürize edilmiş sembol ve söylemler aracılığıyla, Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa dar siyaset tartışmalarının sınırlarını aşarak gündelik yaşamın içinde kendine yer bulmaya çalışıyor.
“Mükemmel Günler” ya da Tuvalet Temizlemek Üzerine
13 Haziran 2024 Perşembe
Göründüğü kadarıyla, en azından bir süre daha kamusal mekânlar var olmaya, boşaltma işi de mahrem kalmaya devam edecek; dolayısıyla tuvaletlerin temizlenmesi, bunu da birilerinin yapması gerekecek. Bugün yaşadığımız kapitalist kültürde toplumsal bir işbölümü var ve bu işi toplumun en altındakiler, yani paryalar yapıyor: Varsa göçmenler, yoksa azınlık mensupları ya da bir nedenle dışlanmışlar. Çünkü bu grupların etnik aidiyetleri ile sınıfsal konumları genellikle örtüşüyor.
Avrupa Parlamentosu Seçimleri, Sonuçları ve Dahası
11 Haziran 2024 Salı
Bu seçimlerde anketlerin öngördüğünün aksine aşırı sağcı güçler genelde kazanımlar elde etse de anketlerden çıkan dip dalgası gerçekleşmedi. Fransa’da Ulusal Birlik oyların neredeyse üçte birini alarak yeni parlamentoda en güçlü grup olarak yerini sağlamlaştırdı. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin İtalya Kardeşleri de benzer şekilde yükselişe geçti ve seçmenlerin dörtte birinden fazlasının oyunu aldı.
Teatrallik, Aşk ve Sanat Eseri: Alev Almış Genç Bir Kızın Portresi’nde Bakışın Kuruculuğu
11 Haziran 2024 Salı
Her iki eleştirmen de teatralliğin çöküşünden bahseder; Fried için bu olumludur çünkü böylelikle sanatın özerkliği sağlanır. Sennett’e göre ise bu çöküş olumsuzdur, çünkü hem sokakta hem de tiyatroda toplumsallaşmayı imkânsızlaştırır. Peki, Alev Almış Genç Bir Kızın Portresi açısından bakışa açık olma, karşılıklı bakışma, poz verme, bakış oyununu icra etme gibi anlamlara sahip olan teatrallik filmi hangi noktaya taşır?
Fransa’da Aşırı Sağın Patronlarla Uyum Arayışı, İktidara Gelişin Fragmanı mı?
10 Haziran 2024 Pazartesi
Aşırı sağ gerçekten de kıta genelinde ilerleme kaydediyor ve geleneksel sağ ile aşırı sağ arasındaki anlaşmalara dayanan hükümetlerin sayısı giderek artıyor (İtalya, İsveç, Finlandiya, Hırvatistan vb.). Çeşitli skandallar neticesinde zayıflayan Avrupa Parlamentosu’ndaki sağ grup “Avrupa Halk Partisi” (PPE)’nin üyesi ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, iktidarda kalabilmek için, aşırı sağcı “Avrupalı ​​Muhafazakarlar ve Reformistler” grubuyla (CRE) bir ittifaka girme fikrini dışlamıyor...
Hayat Bir Oyalanmadan Başka Ne Olabilir Ki?
6 Haziran 2024 Perşembe
Nedense yirmi küsur yıllık eğitim sürecimi düşününce hayatımın yarısına üzülmeden edemedim. Fakat bu sürecin, yani yirmi küsurluk eğitimin yarattığı külfet ve bu boşa harcanmış zamanı nasıl olur da kazanca çeviremediğimi sorgulayan bakışlar, artık oyalanmanın gelip de geçtiğini ve eğitim sürecinin borcunu (KYK) ödemenin yolunu bulmam gerektiği gerçeğini, o babacan tavırla fısıldayıp durmuştu.
Ankara’dan Birkaç Rant Hikâyesi
4 Haziran 2024 Salı
Çok geçmeden Gökçek ve onun etrafındaki rantsever kümenin bir eseri olarak Batıkent ve Eryaman arasında boş araziye bir metro istasyonunun kurulduğunu gördük. İstasyonun yakınlarında herhangi bir yerleşim bölgesi yoktu. Bu inşaattan bir süre önce Susuz Göleti yeniden düzenlenerek Göksu adıyla Ankara’nın Gençlik Parkı ve Gölbaşı’yla birlikte sayılı durgun su ortamlarından birisi olarak belirdi.
Türkiye’nin Geleceği Üzerine Tezler (II): Yeni Başkanlık Rejimi ve Parsellenmiş Devletin Krizi
3 Haziran 2024 Pazartesi
Plebisiter başkanlık sisteminin üzerine dayandığı devlet iktidarının parsellenmesi süreci en az üzerinde durulan meselelerden biri. Sorun temelde Erdoğan ve AKP’nin ittifak siyasetine bağlanarak anlaşılıyor ve liyakatin ortadan kalması temelinde eleştiriliyor. Elbette Türkiye’de kamuya yapılan üst düzey atamaların liyakate ne kadar dayandığı tartışılır, fakat asıl mesele bundan daha kapsamlı ve devlet iktidarının yürütmenin mutlak otoritesi etrafında restorasyonuyla, yani despotik düzeyde merkezileşmenin, ancak devlet iktidarının feodalleştirilmesi yoluyla başarılabilmesiyle ilgili.