Barış Özkul
20 Nisan 2025 Pazar
David ile Uriah arasındaki karşıtlık, yalnızca karakter özellikleri ya da ahlaki tercihler üzerinden değil, Dickens’ın roman boyunca işlettiği daha derin bir “eleme” mekanizmasıyla kurulur. Bu mekanizma, karakterleri görünüşleri, konuşma biçimleri, beden dilleri ve toplum içindeki temsilleri üzerinden değerlendirir. David, daha çocukluğundan itibaren nezaketi, duygusal duyarlılığı ve çevresindekilerle kurduğu doğal bağlar sayesinde anlatının gözdesidir. Uriah Heep ise, daha ilk sahnesinden itibaren “eğik duruşu”, yapışkan tevazusu, sık sık yinelediği “çok alçakgönüllüyüm efendim” gibi sözleriyle hem grotesk hem de tehditkâr bir figür olarak kodlanır. Dickens, Uriah’ın ahlaki düşkünlüğünü fiziksel görünüşü ve dili üzerinden işaretler. Karakterlerin anlatı tarafından onaylanan ya da dışlanan temsilleriyle biçimlenmiş estetik ve sınıfsal bir süzgeç devreye girer.
Işıl Kurnaz
17 Nisan 2025 Perşembe
Türkiye’den de biliyoruz, toplumsal bellek mücadelesi, en yakınının ölüm belgesine ve kemiğine dahi olsun ulaşabilmenin mücadelesidir. Büyük umutların, yakınını sağ salim görebilmenin, umutlu yarınların değil de onun öldüğünü kanıtlayabilmenin mücadelesi. Cumartesi Anneleri de bunu yapmıyorlar mı? Eunice Pavia, asla pes etmeden bir insan hakları mücadelesi yürütüyor, önce hukuk okuyor, daha sonra insan hakları hareketi ve kendi uzmanlık alanı olan toprak mülkiyeti haklarıyla ilgileniyor. Bunu biraz da yas tutma hakkına sahip olabilmek için yapıyor, yasın tutulabilir bir şey olup olmadığını bilmeden üstelik. Çünkü yasını tutabilmeniz için, önce birini kaybettiğinizi görmeniz gerekiyor, onun kaybedildiğini.
Tanıl Bora
16 Nisan 2025 Çarşamba
Ama tabii, asıl, muhaliflerin, rejimden memnuniyetsiz, endişeli olanların dilinde, bu söz. Jenerik argümantasyonu şöyle özetleyebiliriz: Hak ve özgürlükler gitgide daha fazla kısıtlanıyor; adaletsizlik hüküm sürüyor; hayat pahalılığı, yoksullaşma bunaltıyor; gençlerin gelecek umudu sönük –ama yılmayacağız, mücadele edeceğiz, değiştireceğiz– çünkü gidecek başka yerimiz yok. Buna benzer bir akıl yürütme zincirini, muhtelif beyanatlarda, televizyon münazaralarında, sosyal medyada, günlük sohbetlerde düzinelerce kere duymuş olduğunuza eminim.
Erdoğan Özmen
9 Nisan 2025 Çarşamba
Filmdeki en dokunaklı sahnelerden birisi şudur: Filmin kahramanı bir ağacın üstünde uzaklara bakıyordur, güneşli bir gündür, yaprakların hışırtısı dışında her şeyi kuşatan, saran ve bir süre havada asılı kalan bu dinginlik ve sessizlik anı olağanüstü bir keşif anıdır. Anne-babanın korku dolu bakışlarına yol açan bir vecd, kendinden geçme, büyülenme haline kapılmıştır sanki. Büyük bir heyecan ve sevinç içinde “anladım” diye bağırarak iner ağaçtan. Muhtemelen bütün bedenini kateden bir duyumsama ve karşılaşma anıdır söz konusu olan. Nitekim geriye dönük olarak, demek daha eksiksiz bir yorumlama ve anlamlandırma sayesinde söz konusu anın eşsiz bir temas ve karşılaşma anı olduğu giderek daha aşikar hale gelecektir.
Orhan Koçak
8 Nisan 2025 Salı
Küreselleşme denilen sürecin geri gitmek veya sona ermek şöyle dursun daha da yoğunlaştığının en şaşmaz göstergelerinden biri tam da bu konudaki çığırtkanlığın nicel ve nitel artışıdır. Sürecin çeşitli muarız ve eleştirmenleri, egemenlikçiler, milli devletçiler, milliyetçiler, “komünistler”, dünyada gözden uzak pek az yer kaldığının farkında değilmiş gibi davransalar da “uluslararası ilişkiler” veya “jeopolitiğin” akademiden medyaya, parti kongrelerinden köy kıraathanelerine kadar bütün tartışma ortamlarının en popüler ve canhıraş konusu haline geldiğini görmüyor olamazlar. “Jeopolitik akıl” diyebileceğimiz bir düşünme, hesaplama ve arzulama tarzı, düne kadar farklı hatta karşıt görünen siyasi akım ve ideolojilerin birbirine değmesini ve benzemesini sağlayan geçer akçedir artık.
Osman Özarslan
7 Nisan 2025 Pazartesi
Osman Sınav, her ne kadar daha muhafazakâr ve daha milliyetçi mahalleler yaratsa da, AKP’nin henüz üç lider triumvirası tarafından daha liberal-İslamcı-demokrat saiklerle yönetildiği bir dönemdir bu ve Sınav’ın AKP yönetimine sinema-TV evrenini muhafazakârlaştırarak göz kırpması yeterli olmaz ve AKP yönetimi onun gönlünün o yıllarda Ergenekonculuk olarak bilinen genelkurmay blokundan yana olduğuna vehmeder ve Osman Sınav’ın iki büyük işi Kurtlar Vadisi ve Ekmek Teknesi’ni AKP’nin yeniçeri ocağına devşirir, kolonize eder. Böylelikle, Osman Sınav’ın 90’ların özel harp teknikleri üzerinden geliştirmiş olduğu süper babalığı, AKP rejiminin süt annesi olmaya dönüştürülür. Kurtlar Vadisi’ne ‘Taraf’ güncellemesi, Ekmek Teknesi’ne de cemaat uzantıları gelir…
Cuma Çiçek
4 Nisan 2025 Cuma
Mansur Yavaş’ın Kürt sokağında yankı uyandıran “pamuk şekeri konuşması”, Saraçhane’de Şeyh Said’e yönelik hakaretler, Öcalan’a yönelik küfürler, kimi mitinglerde Kürtlere dönük saldırılar CHP’nin son yıllardaki ana açmazının bütün ağırlığıyla yerinde durduğunu gösteriyor: Sosyal demokrasi ile milliyetçiliği aynı anda idare etme siyaseti. Bu ideolojik ve politik hat fikrî düzeyde kalmayıp örgütsel yapı içerisinde de İmamoğlu-Yavaş ikiliğinde görüldüğü üzere dönemsel krizler yaratıyor. Sokağa çıkan her beş gençten dördünün kendisini tanımlarken tercih ettiği “Atatürkçülük” ve “milliyetçilik”, CHP’nin sadece ideolojik-politik ve örgütsel bir krizle karşı karşıya kalmadığını, bu krizlerin toplumsal yüzünün de olduğunu gösteriyor. Uzun yıllardır kendi tabanını Kürt meselesi konusunda dönüştürme zahmetine yeterince girmeyen, risk almaktan kaçınan, bu konuda siyaset yapmaktan uzak duran CHP’nin bugün yükü daha da artmış durumda.
Kenan Erçel
3 Nisan 2025 Perşembe
Fakat hem neoliberal hem neo-merkantilist politikalar çelişkilerle malul. Kamu kurumlarına yönelik taarruz bir yandan yüzbinlerce kamu çalışanını işsiz bırakırken öte yandan bu kurumların sorumlu olduğu yardım ve hizmetlerden yararlanan milyonları zora sokacak. Örneğin, 18 milyon gaziye sağlık, eğitim, sigorta, vs. hizmetleri veren, yaklaşık 500 bin insan istihdam eden Veterans Affair (VA) için planlanan küçülmenin etkileri ülkenin her köşesinde, Demokrat olmayan seçmenlerce de hissedilecek. Cumhuriyetçi siyasetçilerin son haftalarda seçmenlerle yaptıkları toplantılarda başka hususlara ilaveten bu konuda da itirazlar yüksek perdeden dillendirilmeye başlandı şimdiden. Gümrük vergileri de mağduriyeti katlayacağa benzer.
Tanıl Bora
2 Nisan 2025 Çarşamba
Gösterici kitleler yorulduğu, protesto kalabalıkları ric’at ettiği, meydanlar artık uğuldamadığı, sokak sessizliğe büründüğü zaman da, sokak başka bir cephesiyle yine sokaktır. “Sokak röportajı”nın, esnaf ziyaretinin berisindeki sokak – sebat sokağı... “Sokak çağrısı,” aynı zamanda temas sağlama, ilişki sürdürme, bağ kurma, ağ örme, örgütlenme çağrısı olmalı değil mi?
Aybars Yanık
1 Nisan 2025 Salı
“Turpun büyüğü heybede”, elbette gündelik hayatta kullanılan bir deyim ve esas büyük olayın henüz ortaya çıkmadığı ama eli kulağında olduğu anlamına geliyor. Bu laf ilk kez de kullanılmıyor, fakat köşe yazarları, gazeteciler, troller ve yorumcularla birlikte bu deyime bu denli abanılması yakın geçmişten bir şeyler de hatırlatıyor.
Osman Özarslan
31 Mart 2025 Pazartesi
Mansur Yavaş’ın, pamuk şekeri üzerinden Kürt hareketine yürümesi aslında, en azından kendi pozisyonunun koordinatlarının ilan edilmesidir. Mansur Yavaş, Ankara’nın belediye başkanı, CHP’nin içinde İYİ Parti ile BBP’nin uçbeyi. Dolayısıyla, Ankara’da AKP ile çatışsa bile, Türkiye genelinde Cumhur İttifakı ile büyük bir meselesi yok, gene kendi bölgesi itibariyle Kürt oylarına karşı tuzu kuru olduğu için, CHP’nin ‘kent uzlaşısı’ konseptine karşı istediği gibi cihat edip, rejimin kırmızı çizgileri içindeki alanını koruyabiliyor. Yani, pamuk şekerler öncelikle, Mansur Yavaş’ın kendisini rejimin sınırları içinde konumlandırdığı alanın sınır taşları.
Işıl Kurnaz
29 Mart 2025 Cumartesi
Devlet görevlileri tarafından önceden herhangi bir yetki verilmeksizin ya da adli veya idari formalitelere uyulmaksızın uygulanan cezalandırıcı eylemler şeklindeki yargısız baskı; mahkemeler tarafından herhangi bir ön inceleme veya hüküm olmaksızın devlet tarafından izin verilen gözaltılar ve diğer zorlayıcı tedbirleri içeren idari baskı; bir tür yargı süreci içeren ancak normal hukukun üstünlüğü standartlarından ayrılan yargısız veya yarı-yargısal baskı; siyasi baskı içeren ancak keyfiliğe karşı tam koruma sağlayan olağan yargı mekanizmaları yoluyla ilerleyen yasal baskı.