25 Aralık 2024 Çarşamba
İnsan hakları mücadelesinin canlı deneyimi, insanları, yaklaşımları, tutumları, fikirleri dönüştürdü. “Taktik” mülahazalardan gitgide sıyrılındı, çifte standartlardan arınıldı; araçsallaştırıcı bakış, insan haklarını kendi başına bir değer olarak gören bir bakışa evrildi. İnsan hakları, insanın olanaklarını gerçekleştirmesi amacına, insan onuruna yaraşır bir toplum tasavvuruna kopmaz biçimde bağlanan bir anlamı kuşandı. Evet, topyekûn değil, herkes için değil, ama en azından bu deneyimi kat eden birçok hak savunucusu için, böyle oldu. İşte, Hüsnü Öndül, “bir mucize” olarak tanımladığı İHD’de, bu dönüşümün en canlı timsallerindendi.