25 Haziran 2025 Çarşamba
1950’lerden 1990’lara dek birkaç İslâmcı kuşağa hiza veren rol modelleri, Beşir Atalay’ın anılarında da zuhur ediyor. Öncelikle, tabii hep “Üstad” diye andığı Necip Fazıl. Onun misyonunu, “dinamik, diri, dik,” veya başka bir yerdeki tarifle “cesaret, özgüven, dik duruş”la tarif ediyor. Zamanla, hiçbir yere sığmayan “Ben”inden ve siyasî savrulmalarından ötürü daha eleştirel yaklaşmış, ama hep hürmetini korumuş. Öteki kutup olan Sezai Karakoç’a atfettiği misyon ise –bermutad- “İslamî tefekkürde derinleşme, içte derinleşme…” Kutup yıldızı olarak Nuri Pakdil var bir de; Atalay onu –sanırım kalıp kırıcılık anlamında- “devrimci” diye vasıflandırıyor. Pakdil’in 1990’larda kendi arkadaşlarıyla bile konuşmayan, son yıllarında ise sosyalliğe iştahla açılan huy dalgalanmasına ilişkin gözlemi, Pakdil biyografilerinde rastlamadığımız bir dikkattir.