Kolombiya Barış Sürecinde Son Durum: Sürdürülebilir Barışa Ulaşmak Mümkün mü?
Dr. Egoitz Gago Anton ile Söyleşi

Ego, öncelikle söyleşi teklifimizi Kabul ettiğin için teşekkür ederiz. Uzun süredir Kolombiya’daki barış inşası aşamalarını gözlemliyorsun. Şöyle bir soruyla başlayalım. Barış sürecindeki mevcut durum nedir?

Resmî olarak barış süreci şu anda barış anlaşmasının şartlarının uygulanma aşamasında. Ancak mevcut hükümet, “Yasallıkla barış” adını verdikleri bir strateji kapsamında barış anlaşmasının kendi tanımladığı versiyonunu uyguluyor. Pratikte bu anlayış, geçiş dönemi adaleti ve barış inşası ilkelerinin reddedilmesi anlamına gelir. Sonuç olarak, kırsal alanlarda, özellikle eski gerilla üyelerine ve topluluk liderlerine yönelik şiddet artıyor. Bu şiddet olaylarının amacı genel olarak ülkede anlaşmanın tehdit ettiği geleneksel güç yapılarını korumak aslında.

Sürecin başlangıcına dönersek, daha önceki barış girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmıştı, o halde neden bu kez barış süreci göreceli olarak başarılı oldu ve bir anlaşma imzalandı? Anlaşma öncesi durum her iki taraf için de katlanılamaz hale mi gelmişti? Başka bir deyişle, iki taraf neden şimdi müzakere etmeyi kabul etti?

Bu çok doğru. 2013 ile 2016 yılları arasında Kolombiya, çatışmada olgun bir âna ulaşmış düşük ölçekli iç savaşlar için ders kitaplarına konu olabilecek bir örnektir. Yavaş ama istikrarlı bir düşüşün ardından FARC, sınırlara yakın çevre bölgelere odaklanarak ülkenin merkezindeki varlığının çoğunu kaybetti. Bu, büyük şehirlerin ve belediyelerin merkezlerinde silahlı kuvvetlerin sağlam ve değiştirilemez bir etki alanı kurmasına yol açtı. Her iki taraf da zaferin mümkün olmadığını biliyordu, ama yenilgi de kabul edilebilir değildi. Bu, iki seçenek olduğu anlamına geliyordu: ya ülkeyi uzun ve zorlu bir mücadeleye mahkûm etmek ya da müzakere etmek.

Kolombiya'da sürdürülebilir barışın inşasının önündeki en büyük engel sizce nedir?

Gerçekten uzun soluklu barış inşa edecek bir senaryoya ulaşmak için Kolombiya'nın birkaç yapısal değişikliğe uğraması gerekiyor. Temel sorun, ülkedeki geleneksel güç ilişkilerinin dağılması ve bu da siyasetin modernleşmesi ve servetin yeniden dağıtılması anlamına geliyor. Kolombiya ekonomisi ve toplumu, İspanyol sömürgecilerinin torunları olan “criollo” ailelerinden gelen yönetici bir elit tarafından yönetiliyor. Bu güç yapıları pek değişmedi, yani Kolombiya -politik olarak konuşursak- Latin Amerika'daki en geleneksel ülkelerden biri ve bunun sonucu olarak da eşitsizliğin en çok olduğu ülkelerden biri. Bunu değiştirmek inanılmaz derecede zor. Temel zorluk, siyasetin modernleşmesini ve refahın yeniden dağılımını sağlamak için ülkedeki geleneksel güç ilişkilerini ortadan kaldırmaktır.

Bu söylediğin değişikliklerin şu anki barış anlaşması şartlarıyla sağlanması çok zor gözüküyor. Peki, en azından barış kelimesinin sıkça kullanıldığı bu dönemde siyasi şiddet neden tamamen durmadı? Barış süreci yaşansa da neden siyasi cinayetler işleniyor?

Hayır, durmadı. Aslında, tam tersine şiddetin seviyesi de artıyor. Birincisi, eski uyuşturucu kaçakçılığı ağları hâlâ yürürlükte ve siyasi elitlerle olan bağlarından hâlâ yararlanmaktalar. İkinci olarak, FARC'tan ayrılan önemli sayıda küçük grup var. Son olarak, hükümet anlaşmayı amaçlandığı gibi uygulamıyor ve eski gerilla üyelerine ve topluluk liderlerine karşı şiddeti teşvik ediyor. Bu sorunların üstesinden gelmek için kapsamlı bir yaklaşım mevcut değil ve mevcut hükümet, askerî işgal ve çiftçilerin kriminalize edilmesine dayanan eski stratejileri kullanıyor.

Öte yandan Kolombiya'daki güvenlik konusundaki gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz? Kolombiya halkı bunu nasıl algılıyor? Hâlâ kutuplaşma var diyebilir miyiz?

Yakın gelecekte özellikle kırsal kesimde şiddetin düzeleceğine dair bir gösterge yok. Kolombiyalılar, şehirlerdeki siyasi şiddetin aksine, kırsal alanlarda şiddeti her zaman normalleştirilmiş bir şey olarak gördüler, bu da şiddetin sona ermesini talep eden sosyal baskıyı elde etmeyi son derece zor hale getirdi. Ben kutuplaşma kelimesinin destekçisi değilim ve Kolombiya'nın kutuplaşmış bir ülke olduğunu düşünmüyorum. Kolombiya'da şiddetle mücadele etmenin geleneksel bir yoluna tanık oluyoruz. Bununla birlikte, bir barış anlaşmasının varlığı, geleneksel olarak silahlı bir çatışmanın baskısıyla gömülü kalmış belirli konulara ışık tutan yeni bir şeydir. Örneğin, sağlık, eğitim ve kırsal alanların kalkınması gibi.

Barış anlaşması açısından, çatışmanın sonuçlarından mustarip olan tüm gruplara adalet sağlandığını düşünüyor musunuz?

Barış anlaşmasının ardından oluşturulan geçiş dönemi adaleti sistemi, şimdiye kadar uygulanan en eksiksiz ve kapsamlı sistemlerden biri. Teorik olarak, çatışmanın içerdiği siyasi şiddetin sonuçlarının çoğunun üstesinden gelme olasılığını barındırıyor. Ancak mevcut hükümetin desteğine sahip değil.

Teoride çok kapsamlı bir mekanizma olduğuna biz de hemfikiriz. Lakin, geçiş dönemi adaleti mekanizmaları pratikte nasıl çalışıyor?

Sistema de Verdad, Justicia, Reparación y No Repetición (Hakikat, Adalet, Onarım ve Tekrar Etmeme Sistemi) olarak adlandırılan geçiş dönemi adaleti sistemi, farklı işlevlere sahip üç farklı bölümden oluşur: Birincisi, kayıp kişileri aramaktan sorumlu birim vardır. Bu birim, zorla kaybetmelerle ilgili tüm davaları çözmeye adanmıştır (şu anda 1985'ten bu yana 15 binden fazla zorla kaybetme vakası var). İkincisi, hafızadan, hakikat arayışından ve tazminatlardan sorumlu hakikat komisyonu var. Bu organın herhangi bir cezai kovuşturma kapasitesi yok. Son olarak, çatışma sırasında işlenen insanlığa karşı suçları kovuşturmakla görevli olan Barış İçin Özel Yargı Dairesi var. Bu organlar, itirafların kapsamına ve failler tarafından elde edilen tazminat sorumluluğuna bağlı olarak yasal olarak bağlayıcı cezalar verme gücüne sahiptir.

Bu süreçte gençler ve kadınlar nasıl bir rol oynuyor? Özellikle adalet arayışı gibi konularda, sadece Kolombiya’da değil, dünyanın çeşitli yerlerinde, bu iki grubun artık yerel ve küresel platformlarda seslerini duyurduğuna tanık oluyoruz son zamanlarda.

Barış için Özel Yargı Dairesi, doğrudan kadınlara karşı suçları kovuşturmaya ayrılmış bir daireye sahiptir. Bunun dışında, uygulama sürecine kadınları ve gençleri dahil edecek resmî mekanizmalar bulunmamaktadır. Anlaşma, tüm uygulama süreçlerinin cinsiyet boyutunu dikkate almasını şart koşuyor. Ancak, pratikte bunu hesaba katan herhangi bir mekanizma neredeyse yok.

Yakın zamanda gençlerle saha çalışması yaptınız. Araştırmanız gençliğin sürece katılımı hakkında size ne söylüyor?

Kolombiya'da gençler barışın inşasına büyük yatırım yapıyor. Ülkenin toparlanmasında ana aktörler olacaklarını anlıyorlar. Ancak, yeterli kamu desteğine sahip olmadıklarını düşünüyorlar. Ne yazık ki, ulusal hükümetin gençleri barış uygulama girişimlerine dahil etme stratejisi yok (hükümetin tüm uygulama çabalarını altüst etmeye çalıştığını unutmayın). Bu nedenle, gençlik barış girişimlerinin çoğu halk seviyesinde küçük örgütlenmeler tarafından oluşturuluyor. Dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta da Kolombiya'nın şu anda güçlü bir sosyal seferberlik süreci (Covid krizi nedeniyle geçici olarak engelleniyor) yaşıyor olması ve doğrudan gençliği (eğitim ve sağlık gibi) etkileyen haklar talep ediyor olmasıdır. Bu haklar barış anlaşmasında belirtilmiştir, dolayısıyla bu seferberlik süreçleri, dolaylı olarak barış anlaşmasının düzgün bir şekilde uygulanmasına yönelik çabalarla yakından ilişkilidir.

Eski FARC gerillalarının siyasi katılımına ilişkin de bir soru sormak isteriz. FARC üyelerinin kurduğu siyasi parti hakkında ne düşünüyorsunuz? FARC kısaltmasını da kullandılar siyasi parti için. Çok anlamlı bir çağrışımdı aslında.

Son zamanlarda (Ocak 2021), FARC siyasi partisi adını "COMUNES" olarak değiştirdi. Bu karar, partinin eski gerilla grubu ile aynı ismi paylaşması nedeniyle olumsuz algılanması nedeniyle alındı. Bu parti, barış anlaşmasında öngörüldüğü gibi 2026 yılına kadar Kolombiya kongresinde varlığını garanti etti. Ancak popülaritesi sanıldığı kadar yüksek değil, aksine marjinal seviyelerdedir. Parti 2017'de kurulduğundan bu yana 2018'de bir cumhurbaşkanı adayı göstermedi ve herhangi bir adayı desteklemedi, bunun yerine 2019 yerel seçimlerine odaklandı. Bu seçimlerde bu siyas parti çok az destek gördü ve bu da hedeflerini ve geleceğe yönelik siyasi stratejilerini yeniden derinlemesine düşünmeleri gerektiği fikrine yol açtı.

Kolombiya'da barış inşasının ana bileşenleri, yani silahsızlanma, demobilizasyon, yeniden entegrasyon ve seçimler hakkında birkaç söz söyleyebilir misiniz?

Mevcut barış inşası çabalarının siyasi olarak mevcut hükümet tarafından motive edildiğini anlamak önemlidir. Dolayısıyla, silahsızlanma ve demobilizasyon, kamu politikası girişimleri tarafından güçlü bir şekilde izlenen politikalardır. Bununla birlikte, yeniden bütünleşme -kamu hizmetlerine tam erişim ve toplumun ayrılmaz bir parçası haline gelme anlamına gelir- hükümet girişimlerinde bulunmayan bir şeydir. Eski gerilla üyeleri hâlâ eski geçiş bölgelerinde yaşıyorlar ve farklı sosyal ve ekonomik projelerle kendi topluluklarını yaratmaya başladılar. Ne yazık ki bu, sivil hayata yeniden katılmalarının en iyi ihtimalle zor olduğu ve olacağı anlamına geliyor.

Son olarak, Kolombiya'da adaylar normalde geleneksel elit kesimlerden geldiği için seçimlerle ilgili büyük bir tartışma var ve bu da diğer sosyal gruplardan adaylarla siyasi temsilcilerin çeşitliliğini artırmayı çok zorlaştırıyor. Dahası, siyasi adaylar ve ekonomik elitler arasında geleneksel bir gizli anlaşma vardır. Sonuç olarak, seçimler büyük şehirler dışında anlamlı bir değişim aracı olarak algılanmıyor. Barış anlaşmasında yer alan hükümlerden biri, daha çeşitli bir siyasi temsili garanti eden siyasi sistemin yenilenmesi ile ilgilidir. Ancak bu hüküm neredeyse hiç uygulanmadı.

Aslında her verdiğin cevapta şimdi soracağımız sorunun cevapları gizli ama yine de söyleşimizi bitirirken yeniden dile getirelim: Bir akademisyen ve uzun süredir bu çatışmayı gözlemleyen biri olarak, Kolombiya’da sürdürülebilir barışa sahip olmak için nelerin yapılması gerektiğini düşünüyorsun?

Yol zor ve uzun, ancak anlaşmanın varlığının ülke için ileriye doğru büyük bir adım olduğunu anlamak önemli. Kültürel açıdan bakıldığında, Kolombiya'da siyasi ve sosyal ilişkilerin anlaşılma biçiminde önemli bir değişikliği temsil ediyor. Sürdürülebilir barışa ulaşmanın en etkili yolu, belki de çok basit. Anlaşmayı uygulanması gerektiği gibi uygulayın. Kolombiya anlaşması tarihteki en kapsamlı barış anlaşmalarından biridir ve çatışmanın ana nedenlerini göz önünde bulundurarak hazırlanmıştır. Anlaşmanın uygulanması, devletin (siyasi ilişkiler), toplumun ve ekonominin dönüşümü anlamına gelir. Bu zorlu bir görev, ancak ilk adım çoktan atıldı.

Dünyadaki diğer barış süreçleri için bu çatışmadan çıkarılan dersler nelerdir?

Kolombiya barış sürecinden çıkarılan ana ders, fazlasıyla şiddet içeren çatışmalar tecrübe etmiş toplumlarda bile barışın mümkün olduğudur. Ve uygun bir barış anlaşmasının varlığı, herhangi bir toplumda siyasetin algılanma şekli üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Bir diğer önemli ders de hükümetin barış anlaşmalarını harfi harfine uygulamasının barış inşası açısından ne kadar önemli olduğudur. Ne yazık ki Kolombiya bunun tersine bir örnektir. Barış sürecindeki ana barış bozucunun, onu uygulamaktan sorumlu organ olduğuna dikkat etmek önemlidir. Bu, diğer süreçlerde mutlaka kaçınılması gereken bir şeydir. Son olarak, Kolombiya'nın barış çalışmalarına katkı sunacak iki önemli dersi var. Birincisi, geçiş dönemi adaleti modeli gereken ilgiyi hak ediyor. İkinci olarak, Kolombiya, yalnızca bireye değil, aynı zamanda kolektife (bölge olarak bilinen) dayalı olarak barış uygulamasına özel bir biçimde odaklanmaktadır. Bu model barış inşasını daha eşit bir toplumun temellerini oluşturacak bir topluluk çabası olarak anlıyor.


Dr. Egoitz Gago Anton: Kolombiya’da Pontificia Universidad Javeriana’da Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde profesördür. Doktorasını 2011 yılında İngiltere’nin barış çalışmaları bölümüyle ünlü Bradford Üniversitesi’nde yapmıştır. Aslen Bask meselesi üzerine uzmanlaşmıştır ve son yıllarda Kolombiya’daki barış süreci üzerine çalışmaktadır.

Dr. Bahar Başer: Coventry Üniversitesi’nin Güven, Barış ve Sosyal İlişkiler Merkezi’nde doçent olarak çalışmaktadır. Aynı zamanda Güney Afrika’nın Stellenbosch Üniversitesi’nde araştırmacı olarak çalışmaktadır.

Dr. Elly Harrowell: Coventry Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak görev yapmaktadır. Bu söyleşi Allan and Nesta Ferguson Trust tarafından fonlanan ve gençlerin barış inşasındaki rolüne odaklanan geniş bir projenin parçası olarak gerçekleştirilmiştir (https://www.coventry.ac.uk/research/research-directories/current-projects/2018/youth-violence-and-conflict-transformation/).