Cumhuriyet, manşetten yakınıyordu Danıştay’a saldırı davası sonuçlandıktan sonra: “YİNE AYDINLANMADI / Danıştay'a ve gazetemize saldıran Arslan'ın arkasındaki asıl güce hâlâ ulaşılamadı…”
Ben buna “pes dedirten gazetecilik” derim ancak. Yahu bu nasıl gazetecilik? Alpaslan Arslan’ın Veli Küçük’le fotoğrafından söz etme, senin bahçene attığı bombaların Ergenekon davasında tutuklanan ve şu anda hapiste olan birilerinin bombalarıyla aynı seriden olmasından söz etme, ondan söz etme, bundan söz etme, sadece adamın ağzından çıkan birkaç söze itibar et. Sonra da bunları hatırlatanlara “mahkemenin herhangi bir belirlemesi olmamasına karşın Ergenekon’la bağını kurmak istiyorlar” diye saldır.
Cumhuriyet, birçok şey gibi basının “dördüncü kuvvet” olmasının “üç kuvvet”i denetlemek anlamında kullanıldığını unutmuş görünüyor ya da işine öyle geldiği için unutmuş görünüyor. Yargı bağlantı kurmadı diye basın da kuramaz diye bir şey mi var?
Yazık, ben en çok bu bağlantı için mahkemeden talepte bulunan Cumhuriyet gazetesinin avukatlarına üzülüyorum.
Taraf, 19.2.2008