Bir süredir Radikal İnternet baskısının sırf “tıklama” sayısı artsın diye Habertürk vb. sitelerden “çarpıcı” haberleri anasayfasına taşıdığı dikkati çekiyor. Bu türden haberlerin altındaki yorum kısmında ısrarla durumun Radikal’e yakışmadığını ifade eden kullanıcıların yorumlarının bir anlamı da olmasa gerek ki durum “tam gaz” devam ediyor. Neyse… Çok da önemli değil. Bu kadar peşrevin amacı, Radikal’in internet baskının kötüye gidişinin altını çizmek değil, geçtiğimiz ay (12.03.2012) burada yer alan bir “haber”e dikkati çekmek. “Haber” kısa olduğu için tamamını aktarıyorum:
Habertürk'ün haberine göre, İngiltere'nin Dorset kentinde yaşayan 55 yaşındaki Everard Cunion, kadınlarla ilişkilerinde bir türlü dikiş tutturamayınca hayatında radikal bir değişiklik yaptı. “Çok konuştukları” için gerçeğini hayatından çıkaran Cunion 9 yıl önce “şişme” kadınlarla birlikte yaşamaya başladı. 9 yılda 9 şişme kadın değiştiren Cunion önceki gün “Gerçek aşkım” dediği “son sevgilisiyle” nikâh masasına oturdu. Temsili nikâh törenine Cunion’ın yakın arkadaşları katıldı. Düğünde Cunion şişme sevgilisine gelinlik de giydirdi. (Kaynak: http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1081502&CategoryID=138#)
Oskar Kokoschka’nın kendisini terk eden sevgilisi Alma Mahler’in “aynı”sını yaptırmasını andıran bu trajikomik “haber”, altı üstü beş cümlede kadına ve evliliğe dair bütün toplumsal klişeleri içermesiyle haber dalı olsaydı “Altın Bamya”yı tartışmasız kazanırdı. Doğası gereği çok konuşan kadınlar, buna dayanamayan erkekler, “şişme kadın”ın rızasından söz etmenin bile komik olmasına rağmen durumun yine de evlilikle yani “kadının mutlak aidiyet mekânı”yla sonuçlanması… Neresinden tutsanız orası elinizde kalıyor kısacası. Erkeğin arzusunun mutlak belirleyen olduğu, erkeğin canı istediğinde “kadını” değiştirebildiği, rıza ve eşitliğin devre dışı bırakılarak, kadınlık performansını yalnızca cinsellik işlevine indirgeyen eril basıncın nikâhla (yani ebedi masal “mutlu yuva”yla) taçlandırılarak ahlaki hassasiyetleri de okşadığı bu “haber” aslında tam da günümüzde kadına ve kadınlığa bakışı yansıtmıyor mu?
İşin belki de en “ironik” yanı bu “haber”in başlığının “Şişme Kadın Muradına Erdi!” olması. İfadenin yarattığı lapsusun açıldığı çifte okuma (hem adamın şişme kadın muradına ermiş olması hem de şişmen kadının evlenme muradına ermesi) bir kez daha toplumsal bilinçaltımızı gözler önüne seriyor. “Şişme” dahi olsa bir “kadın”ın muradı yine evlenmek! Bir kadın başka ne ister ki zaten değil mi?