Bir önceki yazıda 1 Kasım 2015 seçimlerinde HDP’nin performansını beş bölge üzerinden inceledim: Yeşil, Sarı, Kırmızı, Turuncu ve Mavi bölge. Bu bölgeleri aşağıdaki şekilde tanımlamıştım:
Yeşil Bölge: HDP’nin hegemonik güç olduğu iller. Bu illerde HDP açık ara önde ve kısa ve orta vadede ona meydan okuyacak bir parti yok. Bu illerin tamamında HDP %50 ve üzeri oy alırken, en yakın rakibine ortalama %20 fark atıyor.
Sarı Bölge: HDP’nin hegemonik denge gücü olduğu iller. Bu illerde birden fazla hegemonik güç var ve bu güçlerin oy oranları yakın ve değişken. Bu illerde HDP ortalama %30-50 arasında oy alıyor.
Kırmızı Bölge: HDP’nin dikkate değer bir muhalefet gücünü temsil ettiği iller. Bu illerde HDP %10 ve üzeri oy alıyor.
Turuncu Bölge: Politik olmayan kültürel Kürt bölgesi. Bu iller ya da bazı ilçeleri tarihsel ve kültürel olarak Kürt bölgesinin bir parçası olsa da politik olarak bölgenin bir parçası değil. Buralarda HDP marjinal bir siyasi hareketi temsil ediyor ve oy oranları %10’un altında.
Mavi Bölge ya da Metropoller: HDP’nin %5 ve üzeri oy aldığı 10 büyükşehirden oluşuyor.
Bu yazıda Yeşil, Sarı ve Kırmızı bölgeden oluşan Politik Kürt Bölgesi’nde Ak Parti’nin performansını ele alacağım. Turuncu Bölge’de HDP %10’un altında oy aldığı için buralarda marjinal bir hareketi temsil ediyor ve dikkate değer bir siyasi iddiasının olmadığı açık. Öte yandan, metropoller çok karmaşık dinamikler üzerinden okunması gereken alanlar olduğu için bu yazıda, Mavi Bölge de dışarıda bırakıldı. Özetle, bu yazıda HDP’nin siyasi iddiasının olduğu Politik Kürt Bölgesi’nde ana rakibi olan Ak Parti’nin performansı ele alınıyor.
Politik Kürt Bölgesi Ölçeğinde Kıyaslamalar
Yazıya başlarken, ilk olarak toplam 20 ilden oluşan Politik Kürt Bölgesi’nin haritasını Ak Parti açısından inceleyeceğiz. Yeşil, Sarı ve Kırmızı bölge sınıflandırmasını takip ettiğimizde şunu söyleyebiliriz: Ak Parti 6 ilde hegemonik bir gücü (Yeşil Bölge), 3 ilde hegemonik denge gücünü (Sarı Bölge), son olarak 11 ilde ise dikkate değer bir muhalefet gücünü (Kırmızı Bölge) temsil ediyor. Bu durumu görselleştirirsek aşağıdaki haritaya ulaşırız.
1 Kasım 2015 Seçimleri: Politik Kürt Bölgesi’nde Ak Parti
Ak Parti’nin 1 Kasım 2015 seçimlerinde Politik Kürt Bölgesi’ndeki başarısını anlamak için ilk olarak 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarına bakabiliriz. Hatırlarsak: Önceki seçimde Ak Parti 4 ilde hegemonik bir gücünü, 4 ilde hegemonik bir denge gücünü ve son olarak 12 ilde ise dikkate değer bir muhalefet gücünü temsil ediyordu. Aşağıdaki haritada, 7 Haziran 2015 seçimlerinde Politik Kürt Bölgesi’nde Ak Parti’nin performansını görebiliriz.
7 Haziran 2015 Seçimleri: Politik Kürt Bölgesi’nde Ak Parti
İki haritayı kıyasladığımızda, oy oranlarına ve oy sayılarına gömülmeden, nicelikten ziyade niteliğe baktığımızda; ilk olarak, 7 Haziran’dan 1 Kasım’a Ak Parti, Bitlis ilinde muhalefet hareketinden hegemonik denge gücüne dönüşmüştür. İkinci olarak, Şanlıurfa ve Bingöl’de kaybettiği oyların önemli bir kısmını geri kazanarak hegemonik denge gücünden hegemonik bir güce dönüşmüştür.
Nüfus açısından baktığımızda Ak Parti’nin hegemonik bir güç olduğu 6 ilin toplam nüfusu 4,7 milyon. Bu bölgeye hegemonik bir denge gücü olduğu 3 ili de eklediğimizde, toplam nüfus 5,05 milyonu buluyor. Öte yandan, muhalefet gücü olduğu 11 ilin nüfusu ise 5,22 milyon.
Seçmen sayıları bazında Politik Kürt Bölgesi’nin tamamında 7 Haziran seçimlerinde 6.355.757 geçerli oyun 3.166.725’ini HDP, 2.076.497’sini Ak Parti almıştı. Başka bir ifadeyle oyların %49,82’si HDP’ye, %32,67’si de Ak Parti’ye gitmişti. Kalan oylar, özellikle Dersim, Iğdır, Kars ve Ardahan illerinde CHP ve MHP’ye gitmiştir.
Buna karşın 1 Kasım seçimlerinde 6.250.894 geçerli oyun 2.697.813’ünü HDP, 2.869.230’unu ise Ak Parti almıştır. Yani oyların yüzde %43,16’sını HDP alırken, %45,90’ını Ak Parti almıştır.
İki seçimin bir kıyaslaması yapıldığında, HDP 468.912 oy kaybetmiş, oy oranı bazında %49,82’den %43,16’ya gerilemiştir. Buna karşın Ak Parti 792.733 oy kazanmış ve oy oranı bazında %32,67’den %45,90’a yükselmiştir. Bu anlamda Ak Parti, Politik Kürt Bölgesi’ndeki oylarını 7 Haziran seçimlerine kıyasla %40 oranında artırmıştır.
Bu oy değişimlerinin Yeşil, Sarı ve Kırmızı bölgeler bazında önemli değişiklikler gösterdiğini not etmek gerekir. Yeşil Bölge’den başlayalım.
Yeşil BölgeAk Parti’nin hegemonik güç olduğu iller şunlardır: Erzurum, Şanlıurfa, Bingöl, Elazığ, Adıyaman ve Gaziantep. Bu bölgede Ak Parti oy sayısını 1.436.001’den 1.943.554’e yükselterek geçerli oyların yaklaşık %64’ünü almıştır. Başka bir ifadeyle Politik Kürt Bölgesi’nin tamamında artırdığı 793 bin oyun, 507 binini, yani yaklaşık %64’ünü bu bölgeden elde etmiştir. Bu 6 il içerisinde özellikle Şanlıurfa ve Gaziantep’teki artışlara özellikle dikkat çekmek gerekir.
Yeşil Bölge: Ak Parti Açısından 7 Haziran 2015 – 1 Kasım 2015 Seçim Sonuçları Karşılaştırması
Sarı Bölge
Bitlis, Kars ve Ardahan illerinden oluşan Sarı Bölge’ye baktığımızda, Ak Parti bu bölgede oyların yaklaşık %40’ını almıştır. Oyların bu bölgede ortalama %33,59 oranında, seçmen sayısının ise 35.368 olarak arttığı görülüyor. Göreli olarak az nüfusa sahip olan bu illerde yukarıda altını çizdiğim üzere, özellikle Bitlis ilinde meydana gelen değişim (%31,48’den %44,15’e yükseliş), niteliksel bir etkide bulunmuş ve Ak Parti muhalefet gücünden çıkarak, rakibi HDP ile farkını dikkate değer oranda azaltarak, hegemonik bir denge gücüne dönüşmüştür. Öte yandan Kars ve Ardahan ilinde Ak Parti’yi dengeleyen tek güç HDP değildir. HDP dışında bu illerde CHP ile MHP, Kars’ta toplamda %25, Ardahan’da ise %30 oranında bir temsil gücüne sahiptir.
Sarı Bölge: Ak Parti Açısından 7 Haziran 2015 – 1 Kasım 2015 Seçim Sonuçları Karşılaştırması
Kırmızı Bölge
Son olarak, Kırmızı Bölge’de Ak Parti oyların yaklaşık %27’sini almıştır. Bu bölgede 7 Haziran seçimlerine oranla oyları yaklaşık 250 bin artmıştır. Geçerli oy sayısının yaklaşık 200 bin azaldığı bu bölgede, Yeşil ve Sarı bölgelerden farklı olarak Ak Parti’nin oy oranı artışı %34-35’ten %47’ye yükselmiştir.
Kırmızı Bölge: Ak Parti Açısından 7 Haziran 2015 – 1 Kasım 2015 Seçim Sonuçları Karşılaştırması
Sonuçlar ve Değerlendirme
Politik Kürt Bölgesi’nde HDP’nin performansını ele aldığımız önceki yazıdaki hususları da dikkate aldığımızda aşağıdaki noktaların altını çizebiliriz:
Her şeyden önce, Politik Kürt Bölgesi’nin hem iç hem dış sınırlarının statik değil dinamik olduğunun altını çizmeliyiz. Değişen bu iç ve dış sınırlara rağmen, öte yanda, belli sınırların da zaman içerisinde konsolide olduğunu not etmeliyiz.
İkinci olarak, Politik Kürt Bölgesi’nde iki hegemonik güç bulunuyor: Ak Parti ve HDP. Ak Parti Türkiye genelinde en büyük bloğu ve hegemonik gücü temsil ederken, Politik Kürt Bölgesi’nde HDP’yi dengeleyen ikinci hegemonik güçtür.
Üçüncü olarak, Politik Kürt Bölgesi’nin göreli olarak iki parçaya ayrıldığı söylenebilir. Başka bir ifadeyle bu iki hegemonik güç, tüm şehirlerde denge halinde iki gücü temsil etmiyorlar. Her biri bir alt bölgede kendi hegemonyasını kurmuş görünüyor. Kabaca Iğdır-Diyarbakır-Hakkâri üçgeninde kalan, toplamda 5 milyondan fazla nüfusun yaşadığı 11 ilde HDP’nin temsil ettiği ana akım Kürt Hareketi hegemonik bir güç iken, bu bölgenin özellikle batı illeriyle komşu çeperinde kalan, toplamda 5 milyon nüfusu olan 6 ilde Ak Parti hegemonik bir güçtür.
Dördüncü olarak, Sarı Bölge’deki hegemonik denge gücü büyük oranda bu illerin demografik yapısından kaynaklanıyor. Özellikle Kars ve Ardahan etnik/ulusal kompozisyon olarak kozmopolit şehirlerdir ve bu şehirlerdeki siyasi dengenin oluşumunda bu kompozisyon belirleyici bir etkide bulunuyor.
Beşinci olarak, HDP’nin hegemonik güç olduğu illerde, Dersim, Hakkâri ve Şırnak dışındaki illerde Ak Parti %20-37 arasında oy alırken, Ak Parti’nin hegemonik güç olduğu illerde HDP, Şanlıurfa ve Bingöl dışında %10-15 bandında oy almıştır. Başka bir ifadeyle kısa ve orta vadede Şanlıurfa (%28) ve Bingöl’de (%30) bir hegemonik denge gücüne dönüşme şansı belli ölçüde varken, diğer 4 ilde bunu başarması zor görünmektedir. Buna karşın, Ak Parti %30 ve üstü oy aldığı illerde, kısa ve orta vadede, birinci parti olmasa da bir hegemonik denge gücüne dönüşebilir.
Altıncı olarak, Gaziantep, Adıyaman, Elazığ ve Erzurum illerinin Politik Kürt Bölgesi’nin çeperinde kalan iller olduğu ve HDP’nin zayıf bir muhalefeti temsil ettiği dikkate alındığında, 20 il bazlı bir Politik Kürt Bölgesi okuması yapılabileceği gibi, bu 4 ili dışarıda bırakan 16 il bazlı bir okuma da yapılabilir. Bu durumda Ak Parti ve HDP dengesi açık bir şekilde HDP’den yana değişiyor. Başka bir ifadeyle 16 il bazlı bir bölge okumasında hegemonik denge açık bir şekilde HDP’den yana bozuluyor. Özellikle, toplam nüfusu 2,65 milyon civarında olan Gaziantep ve Erzurum illerinde Ak Parti hegemonyası bölgesel ölçekteki dengeyi tamamıyla değiştirmektedir.
Burada bir parantez açarak Erzurum ilinde HDP’nin ilçeler bazında küçük bir muhalefeti temsil etse de şehrin güneyinde kalan 4 ilçede açık bir hegemonyaya sahip olduğunu not etmek gerekir. Bu anlamda Politik Kürt Bölgesi’nin sınırlarını çizerken, mevcut iller değil de, özellikle çeper illerde ilçeler bazında yapıldığında, sınırın değişeceğini not etmek gerekir. Bu noktada çeper illerin ilçeler bazında oldukça parçalı olduklarını not etmek gerekir.
Yedinci olarak, 7 Haziran seçimlerine kıyasla HDP bu bölgede toplamda yaklaşık 470 bin oy kaybederken Ak Parti’nin 800 bin oy kazandığı dikkate alındığında, Ak Parti’nin HDP’nin kayıplarından öteye bir güçlenme yaşadığı görülüyor. Bu anlamda HDP’nin oylarının Ak Parti’ye gitmediği söylemi, -özellikle HDP’nin hegemonik güç olduğu bölgede sandık başına gitmeyen 200 bin seçmen dikkate alındığında- bir yönüyle gerçeği ifade ediyor. Öte yandan, bu okumanın eksik bir okuma olduğunu ve bölgede Ak Parti etrafında merkezileşen yeni oyları okuyamadığını not etmek gerekir.
Son olarak, Ak Parti’nin Politik Kürt Bölgesi’nde hegemonik bir güç oluşu, ana akım Kürt Hareketi’ni Türkiye’nin batı yakasındaki Kürtlerin (ve mümkünse Kürt olmayan sol, demokratik güçlerin) desteğine muhtaç kılıyor. Şöyle ki: HDP oylarının yarısını Politik Kürt Bölgesi’nden, geri kalan oylarını başta metropoller olmak üzere Türkiye’nin geri kalan illerinden alıyor. Bununla beraber bu oyların çok küçük bir kısmı dışında neredeyse çoğunluğu Kürt seçmenlerden geliyor. Bu noktada Politik Kürt Bölgesi’ndeki Kürtlerin eşitlik, adalet ve egemenlik paylaşımı çerçevesinde “siyasal iç çözüm arayışlarının” hayat bulması, Türkiye’nin batı yakasında yaşayan Kürtlerin desteği ve katılımı olmaksızın mümkün görünmüyor. Zira Politik Kürt Bölgesi’nde alınan oylar sadece %5-6 oranında bir güce tekabül ediyor. Bu durum, ana akım Kürt Hareketi’ni Politik Kürt Bölgesi’ndeki Kürtler kadar, batı yakasındaki Kürtlerin pozisyonlarını, ihtiyaçlarını, beklentilerini ve tercihlerini dikkate almaya zorluyor. Kürtler arasındaki Kürdistanileşme ve Türkiyelileşme tartışmalarını bu dinamikleri dikkate alarak okumakta fayda var.