New York’a Sosyalist Belediyecilik Geldi, Geliyor
Kenan Erçel

New York şehri belediye başkanlığı yarışında sürpriz bir isim önseçimlerde son düzlüğe, New York eyaletinin on sene valiliğini yapmış, Andrew Cuomo ile başabaş girdi. 33 yaşındaki Zohran Mamdani, Trumpizm’in öcüleştirmeye, ötekileştirmeye çalıştığı herşeyin vücud bulmuş hali. Uganda doğumlu Müslüman bir sosyalist olarak Trump’ın tam zıt kutbu. Fakat önseçim sürecinin gözler önüne serdiği üzere Mamdani’nin tek düşmanı Cumhuriyetçi Parti değil, aynı zamanda Demokratik Parti’deki müesses nizam bekçileri, liberal ideolojinin siyaset, iş dünyası ve medyadaki neferleri.

Mamdani’nin ailesi Hindistan kökenli. Annesi Mira Nair, Salaam Bombay!, Mansoon Wedding gibi filmlerle ün yapmış bir yönetmen. Babası Mahmood Mamdani, post-kolonyal yazınının önde gelen isimlerinden. 11 Eylül saldırıları sonrası yayımlanan İyi Müslüman, Kötü Müslüman adlı kitabı en bilindik eserlerinden.[1] Ailesiyle 5 yaşında Uganda’dan Güney Afrika’ya, iki sene sonra da ABD’ye taşınan Zohran Mamdani, kısa bir hiphop kariyerinin ardından 2017’de Bernie Sanders rüzgârıyla birlikte ABD Demokratik Sosyalistleri hareketine katılıp başka solcu adayların seçim kampanyalarında çalışarak siyasete atılıyor. 2020’de eyalet meclisine seçilmeyi başararak çok genç bir yaşta New York siyasetine doğrudan dahil oluyor.

8.5 milyonluk nüfusuyla ülkenin en kalabalık şehrinin, ABD’nin İstanbul’unun, belediye başkanlığına talip olan Mamdani’nin seçim sloganı New York’u “geçinilebilir” (affordable) bir şehir yapmak. Bu maksatla önerdiği çözümlerden biri 2 milyondan fazla New York’lunun yaşadığı kira kontrollü evlerin kiralarına zamları dondurmak. Şimdiki belediye başkanı Eric Adams’ın kiraları %9 oranında artırdığı –ve ABD’de enflasyonun son iki senedir %3 civarında seyrettiği− düşünülürse bu azımsanamayacak bir vaat. Mamdani’nin barınma sorununa getirmeyi planladığı bir başka çözüm de kamu konutlarının inşasını hızlandırmak. Haliyle emlâk piyasasının kodamanları Mamdani’den hiç hazzetmiyor, Cuomo’nun kazanması için kesenin ağzını açıyorlar.[2]

Şehr-i New York’u emekçi sınıflar için daha yaşanabilir kılmak adına Mamdani kampanyasının vaatlerinden[3] bir diğeri de belediye otobüslerini ücretsiz yapmak ve ulaşımın kalitesini iyileştirmek. Mamdani’nin eyalet meclisine kabul ettirdiği pilot uygulamada ücretsiz seferlerin hem daha hızlı işlediği hem sürücülere yönelik şiddet vakalarında kayda değer azalma olduğu gözlemlenmişti. Yolculuk başına vatandaşın cebinde kalan $2,95 de cabası. Toplu taşımacılığın yaygınlaşmasının trafik ve çevre kirliliği üzerindeki olumlu etkilerini de hesaba katarsak asıl soru bu çözümün niye bugüne dek hayata geçirilmediği olmalı.

Mamdani’nin yankı bulan bir başka vaadi de bedava çocuk bakımı. Kiradan sonra emekçi sınıfların en büyük harcama kalemi bu. Ebeveynlerin tam zamanlı çalıştığı, tek ebeveynli ailelerin oranının hızla yükseldiği bir ortamda okul öncesi çağdaki çocukları özel yuvalara göndermek bir mecburiyet ama ateş pahası. O yüzden Mamdani’nin 5 yaşına kadar bütün çocuklara bedava bakım hizmeti önerisi New York’lu seçmenler arasında çok popüler. Dar gelirli şehirlilerin ilgisini çeken bir diğer proje de belediye tarafından işletilen marketler üzerinden maliyetine satışlarla gıdaya daha ucuz erişim sağlamak.

Mamdani’nin liberal cenahtaki karşıtları, kamuoyu yoklamalarında geniş kesimlerce benimsendiği görülen bu vaatleri doğrudan yeremediklerinden genç sosyalist adayı dolaylı yöntemlerle yıpratmaya çalışıyorlar. O cenahın medya uzantıları olan New York Times, Washington Post, Atlantic gibi yayınlar barınma, toplu ulaşım, çocuk bakımı gibi projelerin bütçe duvarına toslayacağını, Mamdani‘nin kaynak bulamayacağını iddia ederek seçmeni gerçekçi olmaya ve Cuomo gibi daha aklıbaşında, tecrübeli siyasetçilerden yana oy kullanmaya davet ediyorlar. Mamdani ekibiyse şirketler ve en zengin bireylerden alınan vergilerde cüz’i artırımlarla gereken paranın toplanabileceğini söylüyor. Buna cevaben söz konusu “sağduyulu” liberaller bu ek gelirlerin yetmeyeceğini ve vergi zamlarının sermayeyi ürküteceğini savlıyorlar. Voltaire’in Candide romanındaki Pangloss karakteri gibi halkı “mümkün dünyaların en iyisinde” yaşadıklarına ikna etmeye, zinhar marjinal reformlardan ötesine heves etmemeye çağırıyorlar.

Mamdani’yi yıpratmak için başvurulan diğer yöntem ise anti-Semitizm imaları, ithamları. Bunun en kepaze örneklerinden biri önseçim adaylarının katıldığı tartışma programında yaşandı.[4] “Belediye Başkanı seçildiğinizde ilk yurtdışı seyahatinizi nereye yapacaksınız?” sorusuna neredeyse diğer tüm adaylar papağan gibi İsrail cevabını verirken Mamdani çekilmek istendiği tuzağın farkında olarak önceliğinin New York olduğunu belirtmekle yetindi. Tabii, bununla tatmin olmayan moderatörler kendisine “İsrail’in bir Yahudi devleti olarak varolma hakkı”nı tanıyıp tanımadığını sordular.[5] Bu ve benzeri sorulara defalarca maruz kalmış olan Mamdani gayet soğukkanlı bir şekilde İsrail’in varolma hakkına saygı duyduğunu belirtti ama dinsel ya da etnik bir hiyerarşiyi temel alan değil, ABD gibi eşit haklar esasına dayalı bir devlet olmak kaydıyla şerhini düşerek. İslamofobi’ye oynayan Cuomo kampanyası televizyon reklamlarında Mamdani’nin sakallarını dijital manipülasyon marifetiyle daha uzun ve koyu göstermeye tenezzül edecek denli çirkefleşti.

New York’taki önseçimlerin kayda değer bir başka özelliği seçmenlerin adaylar arasında tercih sıralaması yapabilmesi. Mührü tek bir adaya basmak yerine, seçmenler adayları 1‘den 5’e sıralıyor ve şayet birinci tercihler arasında adaylardan biri oyların %50+1’ini alırsa galip ilan ediliyor. Aksi takdirde sonuncu gelen adayı 1 numaraya koymuş seçmenlerin ikinci tercihleri üzerinden dağılım tekrar hesaplanıyor. İşlem adaylardan biri çoğunluğa ulaşana dek tekrarlanıyor. “Ranked choice” ya da “run-off“ oylama denilen bu seçim sisteminin daha hakkaniyetli bir temsiliyet sağladığı yönünde bir kanı hakim. Bu satırlar yazılırken Mamdani‘nin ilk turu birincilikle, Cuomo’nun yaklaşık %8 puan önünde tamamladığı haber geldi! Cuomo’nun “adam kazandı” mealindeki açıklaması ikinci tur sayımdan ümitli olmadığını gösteriyor. Kuvvetle muhtemel, Mamdani Kasım’daki seçimlerde Demokratik Parti adayı olarak oy pusulasında yer alacak. Cumhuriyetçi Parti adayının yanısıra Cuomo ve Adams bağımsız adaylar olarak yarışta ısrar edebilirler ama bu saatten sonra Mamdani’nin ivmesini kesmeleri zor. Gerçi milyarderler arasında hummalı bir “karşı-devrim” seferberliği başladı bile. New York eyaletinin bir başka şehri, Buffalo’da, yine parlak sosyalist bir adayın önünü kesmek için 2021’de yapılan Bizans oyunlarının benzeri denenebilir.[6]   

Mamdani’nin başarısından Demokratik Parti’nin çıkarması gereken çok ders var. Özetle, sağ popülizmin panzehirinin liberalizm değil, sol popülizm olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu. 2016 ve 2020’de Bernie Sanders tam da bu stratejiyi güderek muhteşem bir atağa geçmişti ama şimdi Mamdani’nin altını oymaya çalışan Demokratik Parti ileri gelenleri, o zaman da Sanders’a karşı, önce Hilary Clinton, sonra Joe Biden’ın arkasında kenetlenerek Trump‘ı iki defa iktidara getiren yolun taşlarını döşemişlerdi. Bill Clinton’ın belediye önseçimlerinin hemen arifesinde Cuomo’ya desteğini açıklaması bu bakımdan manidardı.

Tabii ki, Mamdani’yi çok zorlu bir sınav bekliyor ve tabii ki, kampanya vaadlerinin hepsini ve hatta çoğunu hayata geçiremeyecek. Eyalet valisi taş koyacak, Trump saldıracak, İsrail lobisi yüklenecek, ABD’nin en büyük polis teşkilatı, NYPD, ayak direyecek, hem liberal hem muhafazakâr medya çarpıtacak, vs. Ve belki Mamdani taraftarları kendi aralarında anlaşmazlıklara düşecekler. Olsun varsın. New York’lular bugüne kadar liberal kapitalizmin çelişkileriyle, açmazlarıyla, hezimetleriyle boğuştular; biraz da demokratik sosyalizminkilerle boğuşsunlar. Belli ki büyük bir kısmı bu riski almaya hazırlar. Evet, kaybedecek zincirlerinden daha çok şeyleri var ama o kadar da çok değil.


[1] Benzer bir akademisyen baba-siyasetçi oğul çiftini yakın bir zaman önce Buttigieg ailesinde görmüştük. Demokratik Parti’nin 2020’deki başkan adayı önseçimlerinde yarışmış, sonrasında Biden hükümetinde Ulaşım Bakanlığı yapmış olan Pete Buttigieg’in babası Joseph Buttigieg, Gramsci’nin Hapishane Elyazmaları’nın çeviri ve editörlüğünü yapmış saygın bir İngiliz edebiyatı profesörüydü. Ve fakat ideolojik olarak Mamdani’lere kıyasla baba ve oğul arasında daha büyük bir makas vardı. İngilizce tabirle “elma, ağacından uzağa düşmüştü” Buttigieg’lerde. Bkz. https://birikimdergisi.com/haftalık/9485/pete-buttigieg-obama-2-0

[2] https://jacobin.com/2025/06/mamdani-cuomo-nyc-real-estate

[3] https://www.zohranfornyc.com/platform

[4] https://www.youtube.com/shorts/9B-ILm-NP0s

[5] New York, Tel Aviv’den sonra Yahudi nüfusun en yoğun olduğu şehir; 1.3 milyon Yahudi’ye evsahipliği ediyor. Dolasıyla İsrail’e koşulsuz destek siyasetin olmazsa olmazlarından. Mamdani bu ezberi de bozdu. Ve belirtmek gerekir ki Yahudi cemaat içinde Filistinliler’e zulmü kınayan hatırı sayılır bir kesim de var.    

[6] Demokratik Parti önseçimlerinde sosyalist aday India Walton’a yenildiği halde Cumhuriyetçi‘lerin ve emlak baronlarının desteğiyle seçime dahil olan Byron Brown, beşinci defa belediye başkanı olmayı başarmıştı.