Yeşil Sol Parti’ye 1960’lardan Bakmak
Cuma Çiçek

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına rejim referandumuna dönüşmüş bir seçimle giriyoruz. Bir yandan ikinci yüzyıl, Türkiye yüzyılı gibi kavramlar üzerinden sembolizm yüklü tartışmalar sürerken, öte yandan HDP’nin kapatılması davası, Kürtlerin iki ana ittifak blokunun dışında kalması gibi yine sembolik anlamda yüklü vakalar cereyan ediyor. “Yenilik” odaklı bu tartışmalara Diyarbakırlı Yusuf Azizoğlu’nun kurucuları içerisinde yer aldığı ve daha sonra sağlık ve sosyal yardım bakanlığı yaptığı 1960’lı yılların “Yeni Türkiye Partisi” üzerinden bakmak ilginç olabilir.[1]

Bugün HDP’nin temsil ettiği ana-akım Kürt partileri üzerine yapılan tartışmalarda bu gelenek çoğunlukla 7 Haziran 1990 tarihinde kurulan Halkın Emek Partisi (HEP) ile başlatılır. HEP, “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozma amacını taşımak ve bu yolda faaliyette bulunmak” iddiasıyla açılan dava sonucunda Anayasa Mahkemesi tarafından 14 Temmuz 1993’te oybirliğiyle kapatıldı. Arada kurulmuş yedek partiler dışarıda bırakılırsa, HEP’i sırasıyla Demokrasi Partisi (DEP), Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), Demokratik Halk Partisi (DEHAP), Demokratik Toplum Partisi (DTP) ile Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) izledi. Bu geleneği bugün temsil eden HDP de kapatılma riskiyle karşı karşıya. Bundan dolayı 14 Mayıs seçimlerine Yeşil Sol Parti’yle girmeye karar verdi.

Ana-akım legal Kürt partileri için referans noktası her ne kadar 1990’lı yıllar ve HEP kabul edilse de bu geleneğin kökleri 1960’lı yıllara dayanır. Bütün değişim ve yenilik iddialarına rağmen, süreklilikler daha fazladır.

Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında yükselen Kürt itirazı 1937-38 Dersim Tertelesi'yle birlikte büyük oranda bastırıldı. Bununla birlikte, Cumhuriyet'e yön veren Türk kimliğine dayalı “zamanın ve mekânın etno-milliyetçi bütünleştirilmesi projesi” [2] beklenen sonucu doğurmadı. Yaklaşık 20 yıllık politik sessizlikten sonra 1960’lı yıllarda Kürt itirazı siyasal alanda yeniden doğdu.

Kürt politik alanında yaşanan sessizliğin kırılmasında birçok dinamik etkili oldu. 30 yıllık bir dönemden sonra tek parti rejiminin sonlanması ve 1950 yılıyla birlikte gizli oy açık sayımla seçimlerin yapılması, kapitalist üretim biçimlerinin ve ilişkilerinin yaygınlaşmasıyla Kürt coğrafyasında derin sosyo-ekonomik dönüşümlerin yaşanması, 1960’lı yıllarda hem dünyada hem de Türkiye’de sol hareketlerin yükselişi, Irak’ta Mele Mustafa Barzani liderliğinde Kürt siyasetinin direnişi ana dinamikler olarak not edilebilir.

Kürt Siyasetinin İki Hali

Bu yıllarda Kürt aktörleri içerisinde toprak ağaları, şeyhler ve ekonomik elitler Türkiye’deki ana-akım partilere katıldılar ve ülkedeki sosyo-politik ve sosyo-ekonomik yapıya entegre oldular. Bu politik gelenek bugün de kimi farklılaşmalarla birlikte sürüyor.

Buna karşın, kır ve kent yoksulları ile orta-sınıflara dayalı Kürt itirazı özgün Kürt örgütlenmelerine yöneldi. 1960’lı yıllarda kır ve kent yoksulları ile orta sınıfların siyasal alandaki mobilizasyonunda iki siyasi hareket özellikle etkili oldu. Bunlardan ilki Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF)/Dev-Genç'te somutlaşan Türkiye soluyken, ikincisi Mele Mustafa Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi’ydi (Partî Demokratî Kurdîstan – PDK).

Birinci eğilim esas olarak 1960 darbesinde kapatılan Demokrat Parti’nin ardılı olarak kurulan iki partide temsilini buldu: YTP ve Adalet Partisi. Bununla birlikte bu temsilin ana alanı “Kürtlük eksenli politika ile özdeşleştirilen ilk yasal parti” [3] olan YTP oldu. 

1961 Genel Seçimleri'nde Kürt coğrafyasında esasında iki parti yarıştı: CHP ve YTP. Türkiye genelinde %13,7 oy alan YTP, 450 üyeli parlamentoya 65 vekil gönderdi. Bununla birlikte, YTP oylarının büyük çoğunluğunu Kürt illerinden aldı. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, gibi büyük illerde %5’in altında oy alan YTP, Kürt illerinin çoğunda birinci parti oldu. YTP, birinci olduğu Erzurum’da %45,3; Dersim’de (Tunceli) %35,4; Bingöl’de %54,6; Muş’ta %43,9; Bitlis’te %46,9; Van’da ise %38,0; Siirt’te %51, Diyarbakır’da %42,8; Adıyaman’da %48,9 oy aldı.

Harita 1: 1961 Genel Seçim Sonuçları

Kaynak: https://www.yenisafak.com/secim-1961/secim-sonuclari, erişim tarihi 03 Nisan 2023.

***

YTP; Kars’ta %30,7; Erzincan’da %44,3; Malatya’da %23,1; Gaziantep’te %20,9; Şanlıurfa’da %30,4; Mardin’de %34,9, Hakkari’de 25,3 oy alarak ikinci parti oldu. Kürt illeri dışında Tekirdağ, Bolu, Kastamonu, Giresun, Sivas, Tokat gibi illerde de %29,0 ile %49,3 arasında oy alarak birinci parti oldu.

1965 seçimleriyle birlikte, YTP bir bölge partisine dönüştü. Çoğunlukla Kürtlerin desteklediği YTP Türkiye genelinde aldığı %3,7 oranıyla parlamentoya 19 vekil gönderebildi. 19 vekilin 13’ünü illerden doğrudan aldığı oylarla; 6’sını ise Milli Bakiye Sistemi’nin bir sonucu olarak Türkiye genelinden aldığı artık oylarla kazandı. Doğrudan vekilin çıkarıldığı 13 vekilin 8’i Kürt şehirlerinden seçildi: Diyarbakır (2), Hakkari (1), Ağrı (1), Bingöl (1), Siirt (1), Van (1), Erzurum (1) ve Mardin (1). Öte yandan, YTP Ağrı ve Hakkari’de sırasıyla %42,8 ve %55,1 oy alarak birinci parti olurken, Kürt coğrafyasında[4] 3 ilde %20 ile %30 arasında, 6 ilde %10 ile %20 arasında, 3 ilde ise %5 ile %10 arasında oy aldı.

1965 Seçimlerinde Kürt itirazının ikinci adresi TİP ve bağımsız adaylar oldu. Bağımsız adaylar Mardin’de %39,1; Erzincan’da %23; Şanlıurfa’da %22,3; Bitlis’te %21,5 ve Muş’ta %19,3 oranında oy aldı. Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi’nin (Partiya Demokrat a Kurdistanê ya Tirkiyê – PDKT) başkanı Faik Bucak %22,3 oranıyla Şanlıurfa’da üçüncü olurken, PDKT’nin desteklediği Musa Anter’ Mardin’de birinci oldu.

TİP ise Türkiye genelinde %3,0 oy aldı ve parlamentoya 14 vekil gönderdi. Kürt illerinde ise en yüksek oyu %8,0 ile Diyarbakır’da aldı. Buna karşın İstanbul’da %7,9; Ankara’da %4,3 ve İzmir’de 3,9 oy aldı. 14 parlamenterin 4’ünü Diyarbakır, Kars, Şanlıurfa ve Malatya’dan kazandı.

1960’lı yıllarda Türkiye’nin tamamında hâkim olan CHP ve AP’ye dayalı ikili siyasi yapı Kürt coğrafyasında da geçerliydi. Bununla birlikte, bu yıllarda Kürt itirazı üçüncü bir odak olarak ortaya çıktı. Bu itirazın ana temsil alanı YTP iken, bağımsız adaylar ve TİP de bu itirazın temel alanlarına dönüştü.

Aradan geçen 60 yıl içinde Kürt itirazı hem daha geniş bir coğrafyaya yayıldı, hem de gücünü derinleştirdi. Ayrıca parçalı bir yapıdan çıkıp siyasal alanda bir ana-akım inşa etti. Bu dönemde Kürt itirazının taşıyıcı aktörleri de söylemleri de çok değişti. Bununla birlikte, aradan geçen 60 yıla rağmen hikâyenin özü yerinde duruyor. 

Öte yandan, merkez partiler de Kürt coğrafyasında güçlü siyasi aktörler olarak varlıklarını sürdürdü. Oranları azalsa da Kürtlerin önemli bir kısmı siyasi yatırımlarını bu partilere yapmaya devam ettiler. 2000’li yıllarla birlikte ana merkez partiler olarak AKP ve CHP öne çıktı. Son 20 yıldan farklı olarak, bugün merkezin iki ana aktörü arasındaki geçişkenlikler artmış ve seküler siyasetin alanı genişlemiş durumda.


[1] Bu döneme ilişkin daha detaylı bir analizi Kürt Tarihi (2017: Sayı 29) dergisinde “1965 Seçimleri ve Kürtler” başlıklı yazıda yapmıştım. Burada kullanılan verilerin tamamı söz konusu yazıdan alındı. 

[2] Öktem, Kerem, “Incorporating the Time and Space of the Ethnic ‘Other’: Nationalism and Space in Southest Turkey in the Nineteenth and Twentieth Centuries,” Nations and Nationalism, 10, no. 4, 2004, s. 559-578.

[3] Akkaya, Ahmet Hamdi, “Sonsöz: Kürt Hareketinin Örgütlenme Süreci Olarak 1970’ler,” Emir Ali Türkmen ve Abdurrahim Özmen (Eds.), Kürdistan Sosyalist Sol Kitabı: 60’lardan 2000’lere Seçme Metinler (Ankara: Dipnot Yayınları, 2013), s. 637.

[4] 1965 yılında Kars ili Iğdır’ı, Siirt ili ise Şırnak ve Batman illerini de kapsıyor. Bu anlamda söz konusu bölge bugün 21 ili içeriyor.