“Normalleşme” Biterken
Cuma Çiçek

31 Mart 2024 yerel seçimleri sonrası CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çağrısıyla başlayan ve kısmen karşılık bulan normalleşme süreci sona mı erdi?

AK Parti’nin hem CHP ile kurduğu ilişkilerde hem de DEM Parti ile ilişkilerinde bir değişimin olduğuna dair somut işaretler var.  

Beş vaka

Temmuz ayında asgari ücrete zam tartışmalarında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in tüm iddialı “ya geçim, ya seçim” sözlerine rağmen AK Parti hükümeti asgari ücretteki reel kaybı görmezden gelerek bir artışa gitmedi. Oysa Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2024 yılının ilk ayında gerçekleşen enflasyon oranı yüzde 24,73. Bir grup bağımsız akademisyenin kurduğu Enflasyon Araştırma Grubuna (ENAG) göre ise bu oran çok daha yüksek, yüzde 41,16.

İkinci vaka belediyelerin borçlarına ilişkin atılma ihtimali yüksek olan adımlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın emekli maaşlarında artış talep eden ana muhalefet partisi başkanı Özel’e çağrı yaparak “Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız talimat verin, belediyeleriniz Sosyal Güvenlik Kurumu'na olan birikmiş borçlarını ödesin," dedi. 

Bu açıklamayı takiben SGK, -çoğu CHP’li- belediyelerin toplamda 96 milyarı bulan borçlarını tahsil etmek için harekete geçti. 30 Temmuz 2024 tarihinde Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne SGK borcundan dolayı haciz geldi.[1] Kimi AK Parti kaynaklarına göre ekim ayında Meclis’in açılışıyla birlikte bu konuda yeni bir yasal düzenleme yapılacak ve belediyelerin vergi borçları ile sosyal güvenlik primleri doğrudan kaynağında kesilecek. Yani, merkezî hükümetten belediyelere ödenen vergi gelirleri payından doğrudan, kaynağında düşülecek.

Normalleşme sürecinin bittiğine dair üçüncü vaka sokak köpeklerine ilişkin Meclis’te kabul edilen yasal düzenleme. Muhalefetin sokağa taşan tüm itirazlarına rağmen düzenleme yasalaştı. Yeni yasayla birlikte “insanlar için hayati tehlike oluşturduğu” gerekçesiyle sokak köpeklerini öldürmenin yolu açıldı ve bu konuda belediyeler sorumlu kılındı.

Dördüncü vaka, Mersin’de Kürtçe şarkılar söyleyip halay çeken bir grup gencin “örgüt propagandası yaptıkları” gerekçesiyle hedef gösterilmesinin ardından tutuklanması ve ardından gelişen gözaltı ve tutuklama dalgası. Farklı zamanlarda gerçekleşen düğünlerde çektikleri halaylarda örgüt propagandası yaptıkları gerekçesiyle İstanbul, Aydın, Ağrı ve Siirt’te çok sayıda genç ve kadın gözaltına alındı ve bir kısmı tutuklandı. En son Siirt’te bir anne ve üç kızı gözaltına alındı; anneye ev hapsi cezası verileriken, üç kızkardeş tutuklandı.[2] Buna karşı birçok Kürt şehrinde halay çekme protestoları düzenlendi.  

Son olarak, Van’da şehir içi yollarda yaya geçişlerinde Türkçe “önce yaya” ifadesinin yanına yazılan ve Kürtçe karşılığı olan “pêşî peya” ifadesinin üstü boyanarak “Türkiye Türktür, Türk kalacak” ifadesi yazıldı.[3] Van’dan bir çocuk tarafından yapılan bu eylemi daha sonra Diyarbakır’da valilik kararı izledi. Diyarbakır’da valiliğin talebi üzerine kentin ana arterlerinden birinde bulunan aynı Kürtçe ifadenin üstü gece yarısı polisler eşliğinde boyandı. Diyarbakır’dan sonra Batman ve Mardin/Dargeçit’te de benzer görüntüler ortaya çıktı. Polislerin eşlik etttiği Karayolları Bölge Müdürlüğü personelleri Kürtçe ifadelerin üstünü boyayla kapattı.     

Normalleşme ve dış politika

İç siyasetteki bu sertleşme AK Parti hükümetinin dış politikasına da yansımaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Rize’de katıldığı bir toplantıda İsrail’in Gazze’ye dönük saldırıları konusunda değerlendirme yaparken Türkiye’nin gerekirse İsrail’e girebileceğini söyledi: “Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız.”[4] Buna karşın İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz Türkiye’nin NATO’dan çıkarılma çağrısında bulundu.[5]

Erdoğan son olarak Paris’te, 26 Temmuz’da 2024 Yaz Olimpiyatlarının açılışındaki çoğu LGBT sanatçılar tarafından sunulan bir performansı “sapkınlık” ve “ahlâksızlık” olarak değerlendirdi ve konuyu Papa ile görüşeceğini ifade etti.[6]

Tüm veriler AK Parti’nin normalleşme sürecini sonlandırdığını gösteriyor. Niyet bu olmasa bile söz konusu girişimler hükümet ile muhalefet partileri arasındaki diyalog ve müzakere zeminini ortadan kaldırıyor.

Bu değişimin altındaki dinamikler neler? Öncelikle şunun altını çizmek gerekiyor. Normalleşme tartışmaları başından itibaren AK Parti içinde ve koalisyon ortağı MHP’de tam bir destek görmedi. Bir yandan MHP normalleşme tartışmalarını “esastan” ziyade “usule” indirgerken ve bu konuda sınırları çizerken, öte yandan AK Parti içinde de farklı eğilimler gelişti, bu konuda -belki de bir siyasi stratejinin bir parçası olarak- net bir siyasi tutum ortaya çıkmadı. AK Parti içindeki bu farklı eğilimleri ve çatışmalarıı en net gördüğümüz vaka normalleşme tartışmalarının da bir parçası olan Gezi davası.

Normalleşme kime yarıyor?

Normalleşme tartışmaları AK Parti’ye kaybettirirken CHP ve DEM Parti’ye olumlu yansımış gibi görünüyor. En son Metropoll Araştırma’nın paylaştığı kamuoyu araştırması sonuçlarına göre, Nisan-Temmuz döneminde CHP’nin oyları kararsızlar dağıtıldıktan sonra %35,9’dan %33,8’e gerilerken, AK Parti oyları ise daha büyük bir düşüş göstererek %31,1’den %26,1’e düştü.[7]

AK Parti gibi CHP’de de bir gerileme yaşansa da iki parti arasındaki fark yerel seçimlerden bu yana arttı. Nisan ayında CHP 4,8 puan AK Parti’nin önündeyken, temmuz ayında bu fark arttı ve 7,7 puana çıktı.[8]

Kamuoyu araştırmaları bir yana, normalleşme süreci CHP’nin sesini muhafazakâr sokakta daha fazla dinlenir kıldı. Nitekim, Özgür Özel yakın zamanda yaptığı bir açıklamada normalleşme sürecinin sokakta satın alındığını ifade etti. Özel’e göre normalleşme özellikle karşı mahalle ile konuşmak konusunda önemli bir alan açıyor: “Bizim seçmen, bizim mahalle zaten arkamızda ama karşı mahalleye seslenebilmek için ben normalleşmeyi, yumuşamayı çok çok önemli görüyorum.”[9]

Normalleşme tartışmaları özellikle Kürt toplumu içinde kayyımların atanmayacağı beklentisini artırarak, bu tür tartışmaları kamusal alanda görünür kılarak DEM Parti’ye de dikkkate değer bir manevra alanı açtı.

Kamusal gündemi belirleme ve yönetme

Normalleşme tartışmalarının bir diğer önemli yüzü muhalefete gündem oluşturma kabiliyeti kazandırmasıydı. Siyaset bir yönüyle kamuoyunun gündemini belirleme ve yönetme işi. AK Parti normalleşme tartışmalarına son veren son adımlarıyla yerel seçimler sonrası kaybettiği bu kabiliyeti yeniden kazandı ve kamusal gündemi yeniden belirlemeye başladı.  

Ülke çok derin bir ekonomik kriz yaşarken ve büyük toplumsal gruplar iktidar blokundan koparken AK Parti, muhalefetin gündem oluşturma ve komuoyunu yönetme olanaklarını daraltan hamleler yapıyor. Bu adımlar ekonomik krizin etkilerini görünmez kılmasa da yönetimini hükümet açısından kolaylaştırıyor.

Bu noktada, başta CHP olmak üzere muhalefetin eleştirmekten öteye bir çözüm adresi haline gelmediğini de not etmek gerekir. Nitekim kamuoyu araştırmalarında vatandaşların sorunları çözme konusunda en yetkin aktör olarak AK Parti’yi gördüğünü gösteriyor. CHP yönetme/idare etme kapasitesi konusunda hâlâ kamuoyu nezdinde güven oluşturabilmiş değil. Bu sonucu CHP’ye yakın araştırma şirketlerinin de teyit ettiğini not etmek gerekir.

Yerel yönetimlerin önemi

Muhalefetin yönetme/idare etme kapasitesini göstereceği en önemli alanlar yerel yönetimler. Türkiye’de yerel yönetimlerde çoğunluğun muhalefette olduğu, merkezî iktidarın yerel iktidarla dengelendiği bu dönemde belediyelerin stratejik ağırlığı arttı. Ekonomik kriz bu ağırlığı daha da arttırdı. Merkezî hükümetin çözüm üretme kapasitesinin daraldığı, araçlarının azaldığı ve işlevlerini önemli oranda yitirdiği bir dönemde yerel yönetimlerin vatandaşlara erişen ve sorun çözen aktörler olarak öne çıkması Türkiye’deki iktidar değişiminin zeminini oluşturabilir.

Normalleşmeyi sonlandırmaya dönük adımların belediyelere ilişkin düzenlemelerle başlaması bu anlamda dikkate çekici. Önümüzdeki dönemde muhalefetin yerel yönetimlerdeki etkinliğini azaltmaya dönük düzenlemeler sürebilir.

Bu konuda muhalefeti büyük bir riskin ve imtihanın beklediği söylenebilir. Merkezî hükümetin “iş yaptırmama” stratejisini eleştirmenin ve bu durumu kamuoyu nezdinde görünür, bilinir kılmanın ötesinde bir söyleme ve somut adımlara ihtiyaç var.

Muhalefet değişim iddiasını taşıyıp büyütmek istiyorsa önce bu meydan okumaya cevap üretmeli.


[1] https://medyascope.tv/2024/07/30/erdogan-talimat-vermisti-mersin-buyuksehir-belediyesine-sgk-borcundan-haciz/, erişim tarihi: 30 Temmuz 2024.

[2] Siirt'te halay çeken 3 kızı tutuklandı kendisine ev hapsi verildi: Milyonlarca kişi halay çekiyor milyonlarca kişi terörist mi oluyor? (kisadalga.net), erişim tarihi: 31 Temmuz 2024.

[3] https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/turkey/260720246, erişim tarihi: 30 Temmuz 2024.

[4] https://gazeteoksijen.com/dunya/bloomberg-yazdi-erdogan-israile-karsi-gerilimi-artiriyor-218173, erişim tarihi: 30 Temmuz 2024.

[5] https://www.dunya.com/gundem/israilden-uye-ulkelere-cagri-turkiye-natodan-cikarilsin-haberi-738869, erişim tarihi: 30 Temmuz 2024.

[6] https://www.bbc.com/turkce/articles/c2e4m4gn9z2o, erişim tarihi: 30 Temmuz 2024.

[7] https://t24.com.tr/foto-haber/metro-poll-den-erdogan-i-uzecek-anket-chp-ile-akp-arasindaki-fark-ilk-kez-bu-kadar-acildi,34571/7, erişim tarihi: 30 Temmuz 2024.

[8] https://t24.com.tr/foto-haber/metro-poll-den-erdogan-i-uzecek-anket-chp-ile-akp-arasindaki-fark-ilk-kez-bu-kadar-acildi,34571/7, erişim tarihi: 30 Temmuz 2024.

[9] https://www.sabah.com.tr/yazarlar/donat/2024/07/29/ozgur-ozel-normallesme-sokakta-satin-alindi, erişim tarihi: 30 Temmuz 2024.