Çocukluktan ergenliğe geçtiğim yıllarda radyoda dinlediğimiz çoğu Amerikan, hafif müzik örnekleri arasında Harry Belafonte’yi çok sevmiştim. Belafonte, Karaib Adaları’ndan türemiş, “kalipso” adıyla öğrendiğimiz musiki tarzından sunduğu parçalarla tanınmış, “şöhret” olmuştu: “Jamaica Farewell”, “Marianne”, “Banana Boat Song” v.b. Ama bir süre sonra bunların arasına bir Yahudi şarkısı eklendi. “Hava Nageela” diye yazılıyordu galiba. İsrail’de söylenen bir hava. Ne demek olduğunu unutmuşum. Güzel bir şarkıydı. Bu da bir “hora” örneği.
Derken, sene 1960, American Field Service adlı bir kurumdan aldığım bir bursla bir yıl kalmak üzere ben kendim Amerika’ya gittim. Daha gitmeden önce Kingston Trio’yu tanımıştım (henüz bir tek “Tom Dooley’yi biliyordum). Orada bulduğum plaklarından birinde “Dorié” adlı bir İsrail şarkısıyla karşılaştım. Allah Allah, niye bu böyle. Şimdi hatırlamadığım başka İsrail şarkılarıyla tanıştım. Örneğin Limeliters grubu: “Mount Zion”.
Biraz daha düşününce anladım: Ellilerin sonları, altmışların başları; İsrail 1949’da resmen kurulmuş yeni bir toplum. Bu şarkıcılar ona “Hoş Geldin” diyorlar. Ama neden bu “hoşamedi”ye gerek duyuyorlar? Ee, İkinci Dünya Savaşı da 1945’te bitmiş; bitmesinden sonra Holokost’la ilgili, o zamana kadar pek bilinmeyen kaya gibi sağlam yeni bilgiler çıkmış! Bu bilgilerden haberdar olursun da Yahudi’lerin kimsenin yanında “sığıntı” olmayacağını, kendi yurtları olacağına sevinmez misin? Adlarını saydığım bu musikişinaslar “ilerici” insanlar. Bir görev sayıyorlar Yahudiler’e Hava Nageela’larla “Dorié”lerle karşılama havası çalmayı.
Bir şey yaparken bir başka şeyi bozmak çok iyi bildiğimiz bir insan davranışı. Bütün bu acılardan sonra Yahudiler’in “Benim yurdum” diyeceği bir toprağı olacak. İyi. İyi de o toprak bu zamana kadar neydi? Üstünde oturan, yaşayan yok muydu? Vardı tabii. Ama bu işler olurken o insanların encamı üstüne uzun boylu düşünmedi. Çünkü kararı verecek olanlar Batılılar’dı; gelip yerleşecek olanlar da Batılı’ydı. Sorun çözüldü.
“Çözüldü” mü? Şu son İsrail saldırısında kırk dört bin Filistinli’nin öldürüldüğü söyleniyor. Yani “çözüm” devam ediyor.
Nasıl iştir bu? Bu acıları çeken Yahudiler bunun benzerini başkasına nasıl yaparlar? İnsanın inanası gelmiyor, inanmak istemiyorsun. Ama iste ya da isteme, oluyor. Yıllardır olmakta. Yahudiler Holokost’u hak etmemişti (kimse böyle bir şey hak etmez); Yahudiler’in kıyıma uğrattığı Araplar da onlara yapılanı hak etmiyor (kimse böyle bir şeyi hak etmez).
Ne iştir, ne olacak? Bir önerim yok. Parlamaya başlamış genç bir musiki insanının “Repertuarımda bu da bulunsun, bulunmalı” diyerek bir Yahudi şarkısını söylemeyi öğrendiğini yıllardır duymadım.