Artvin’in Hopa ilçesinde yaşanan ve emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüyle sonuçlanan gerginlik kentin her tarafında sirayet etmiş durumda. Hopa’dan aldığım son haberlere göre, kent adeta “olağanüstü hal”le yönetiliyor. Köylere giriş çıkışların bile kontrol edildiği kentte, binin üzerinde polis kenti adeta abluka altına almış. Aralarında Biryaşam Dergisi editörü Cemil Aksu da dahil olmak üzere, keyfi biçimde gözaltına alınan 32 insan var. Kimisi kardeşine mont götürürken, kimisi gözaltındaki arkadaşlarının serbest bırakılmasını talep ederken, kimi de oğlunu görmek istediği için emniyet tarafından, “oğlunu özlemişsindir!”denilerek gözaltına alınmış onlarca insan. Suçları ne bu insanların? Kente gelen AKP konvoyuna saldırmaları öne sürülüyor. Tayyip Erdoğan ise, Hopa’da yaşadığı şokun etkisini Trabzon’da vecizelendiriyor: “Biri ölmüş, ismini bile anmak istemiyorum.” Acaba AKP’liler kente gövde gösterisi yapmaya gelmeseydi, Metin Lokumcu yaşıyor olmayacak mıydı? Türk Tabipler Birliği, İçişleri Bakanlığı’nı defalarca uyarmasına rağmen, pervasızca kullanılan biber gazlarının yarattığı tablo ortada. İktidar sahipleri her daim, “Yaradılanı severiz, yaradandan ötürü” sözünü dillerinden düşürmüyorlar ama Metin Lokumcu’nun ölümünün ardından adını bile anmak istemeyebiliyorlar. Üstelik tüm bunlar yetmiyormuş gibi koskoca bir kenti hedef göstererek “Eşkıya şehre indi” diyebiliyorlar. Bu koskoca ayıp, bu kara leke nasıl temizlenir bilemiyorum ama Hopa’nın bunu asla unutmayacağını çok iyi biliyorum. Kentte görüştüğüm her insan bana bunun tarihi bir hata olduğunu söylüyor.
Hopa’da yaşanan hadisenin çıkış noktası derelerin satılmasını ve çayda yaşanan haksız tablonun giderilmesini protesto etmek için meydana toplanan insanların, AKP’nin miting yapacağı alana yakın olmasıydı. Orada bulunan insanların basın açıklamasına izin verilmedi, bir inşaata asılan pankart da tartışmayı iyice alevlendirdi. Konvoya taşla saldırıldığı öne sürüldü ve konvoydaki korumanın atılan taşlardan dolayı düştüğü iddia edildi. Ertesi gün medyaya baktığımıza “aslında olayın nasıl cereyan ettiği”ni anlamış olduk. Evet, şehre eşkıyalar inmişti, huzur ve sükûnu bozmuşlardı ve cezalandırılmaları gerekiyordu. Çünkü orada yaşayan insanlar olsa olsa eşkıya olabilirdi. Genel olarak bakış açısı böyleydi medyada. İl Emniyet Müdürü baskılar sonucu istifa etti, Vali ise edemedi bir türlü. İktidar kanadından açıklamalar geldi, Bülent Arınç olaylarda jandarmanın neden hareketsiz kaldığına dair açıklama yaptı vs. Tayyip Erdoğan, Hopa’da yaşanan olayları eleştiren Kılıçdaroğlu’na da ağır yüklendi. Genel olarak bu nahoş durum, yazılıp, çizilip, söylenenlerle daha da tatsız bir hal aldı. Hopa ise gergin durumuna, gözaltıların yarattığı kaosla devam ediyor.
Medyada Hopa’da yaşananlar ya geçiştirilip ya da iktidardan yana bir dille verilirken sanal alemde birçok sitede protesto yazıları ve haberler de yer alıyor. Facebook sitesinde Hepimiz Eşkıyayız gibi bir grup kurulup, sayısı 3 bini aşmış durumda. Gözaltına alınanlardan Cemil Aksu’nun yazdığı son mesajlardan biri şöyle: “Horon çekerek Akp'yi protesto ettik, gaz bombalarıyla boğmak istediler. Yediden yetmişe Hopalılar dişe diş direndi. Gençler inatla özgürlük dediler, Tunus'un, Mısır’ın, Suriye'nin, Amed'in çocukları gibi direndiler... Hepimizin öğretmeni Metin Lokumcu da onların yanındaydı, gençleri gazla boğmak isteyenlere karşı... Hopa’nın gençlerine bin selam... Sevgili öğretmenimize bin saygı...” Metin Lokumcu’nun cenazesine katıldıktan sonra gözaltına alındı Aksu. Son durum 32 kişinin gözaltına alındığıydı, bu sayı artmış olabilir.
Hopa’ya dair biraz malumat vermek gerekirse, evvelden beri muhalif kimliğiyle bilinen, solun hâkimiyetindeki Hopa’da, 2004 yılında yapılan yerel seçimlerde ÖDP’nin galip gelmesi, sol cenahta yıllar evvelki Fatsa deneyimi heyecanını yaşatmıştı. Hopa’da Lazlar ve Hemşinliler başta olmak üzere çok zengin bir kültürel kimlik bir arada yaşıyor. Hopa’ya en son geçtiğimiz hafta sonu Milliyet gazetesinden arkadaşım Mehveş Evin’le gittik, Hopa’da görüştüğümüz insanlar şunları anlattı: “Günden güne zam yapıyorlar. Kendi insanlarıyla işi götürüyorlar. En büyük derdimiz çay alım fiyatları, özelleştirmeye karşıyız. Derelerimiz satıldı. AKP iktidarı kendinden başka kimseye yaramıyor.” Hopa’da ağırlıklı olarak CHP’ye oy verecek insanlar bulunuyor, bu durum elbette AKP’nin bildiği bir gerçek. Buna rağmen, AKP’nin kente gelişiyle alakalı olmayan kendi halinde bir eylemi dağıtarak arbede yaşatan, bir kişinin ölümüne sebep olan bir seçim konvoyu gerçeği de ortada. 32 kişinin gözaltında olduğu, büyük bir gerginliğin ortasında, huzursuz bir kent, seçime 10 gün kala bu hale getirildi. Söylenecek söz kalmadı.