57 yıl önce, tam da bugünlerde, ABD’nin güneydoğusunda bir yerlerde -adıyla sanıyla Montgomery-Alabama’da- bir kadın bir otobüste oturduğu yerden kalkmadı… Koltuk sevdalısı olduğundan, yorgun olduğundan falan değil. Oturduğu yerden neden kalkması gerektiğini bir türlü anlayamadığı için. Oturduğu yerde oturmaya devam etmesinin en temel insan hakkı olduğuna inandığı için. “Pes etmekten” yorulduğu için. Çok devrimci olduğundan falan değil, sadece insan olduğun için. Derisinin rengiyle hiçbir problemi olmadığı için…
Rosa Parks’ın 1 Aralık 1955’te bindiği otobüste kendisinden “yasalara dayanarak” yer isteyen beyaz adama “Kalkmam gerektiğini düşünmüyorum” diyerek yerini vermemesi, polise haber verme tehdidi savuran otobüs şoförüne “Bence aramalısın” cevabını verip istifini bozmaması, tutuklanması ve sonrasında yaşanan “otobüs boykotu” ABD’de yaşayan siyahilerin ırk ayrımcılığa karşı başlattıkları büyük mücadelenin fitilini tutuşturan işlerden oldu. O zamanlar “siyahlar şu tarafa”, “siyahlar bu taraftan”, “siyahlar giremez/yapamaz/edemez” zamanlarıydı… Siyahlar mücadele ede ede, boyun eğmeye eğmeye o lafların hepsini geçersiz kıldılar…
Irkçılık, bir ırkın diğerlerinden üstün olduğuna inanmak bir insanlık suçu. Bunu öğrenip, iyice hazmetmek için insanlık tarihi çokça lekelendi. Heyhat, ırkçılardan da ırkçılıktan da tam olarak kurtulmak asla mümkün olmadı. Acıklı ama muhtemelen olmayacak da.
Derisinin rengi başka olanı, milliyeti değişik olanı, ırkı senin gibi olmayanı ancak bir “hoşluk” olarak iletişime geçebileceğin bir “şey” gibi görmek; yanına yaklaştırmayı bir lütuf saymak, bu topraklarda daha net anlaşılabilecek kısa özetle “benim Kürt arkadaşlarım da var”cılık ırkçılıktır da üzerinde kafa yorulmadığı için “ne alakası var” denilip geçilir…
MHP lideri Devlet Bahçeli, Parks’ın otobüste yerini beyaz adama vermemesinden neredeyse tam 57 yıl sonra, yanına gelen Somalili bir gencin fotoğraf çektirme isteğini kırmamış, “Fotoğrafı çektirdim. Altına da 'Bu fotoğraf MHP'ye ırkçı diyenlere cevaptır' diye yazılmasını istedim. Gerçekten o fotoğraf ırkçı olmadığımızın fotoğrafıdır” demiş ya, keşke Rosa Parks yaşıyor olsaydı da onunla da bir fotoğraf çektirseydi…