Komşuda İsyan Var

Yunanistan’da üniversiteler, öğrencilerin ve çalışanların işgali altında, sokak gösterileri giderek kalabalıklaşıyor… Eğitimin özelleştirilmesini protesto eden öğrencilerin eylemleri ne uluslararası ajanslarda ne de Türkiye’deki gazetelerde yer bulamıyor.

‘Yaşasın İşgal..!’ yani ‘Zito Katalipsi’

Avrupa Sosyal Forumu’nu takip eden günlerde Yunanistan’da, üniversitelerde hummalı bir tartışma başladı. Amfilerde yapılan uzun ve kalabalık tartışmalardan sonra yeni eğitim yasasına karşı tek çıkar yolun üniversiteleri işgal etmek olduğuna karar verdiler.

Hükümetin üniversitelerle ilgili reform paketine acilen itiraz edilmeliydi.Aksi halde üniversite eğitimi ticari hale gelecek, pek çok öğrenci okuma hakkını kaybedecekti. Birileri Eğitim Bakanı Mariettas Giannakous’e okulların ticarethane olmadığını anlatmalıydı.

Yunanistan yaklaşık 2 aydır öğrenci eylemlerini konuşuyor. Kampus işgalleri, amfi toplantıları ve kitlesel sokak eylemleri geçtiğimiz hafta iyiden iyiye yoğunlaştı.

Yunanistanlı üniversite öğrencileri ve çalışanları eğitimin özelleştirilmesine karşı, daha iyi öğrenim ve çalışma koşulları talep ederek ülke çapındaki üniversitelerin %80'ini işgal ettiler!

Yunanistan genelinde dersler ve araştırmaları durdurdu. 220 bölüm ve 134 teknik okul binası

İşgal altında. Selanik ve Ionnana'daki eğitim tamamen durdu. Bu oran başkent Atina’da, Patras'da ve Girit'de %90’a ulaştı. Midilli’de bulunan Ege Üniversitesi'nde bölümlerin %80’i işgale katılıyor. Söylemekte yarar var bu oranlar giderek artıyor.

İŞGAL ALTINDA DEMOKRASİ

Mart ayında başlayan tartışmalar sonucunda işgal komiteleri oluştu. İşgal komiteleri bölümlerde herkesin katılımına açık toplantılar düzenliyor. Taban demokrasisine dayanan bu toplantılar düzenli olarak okullarda ve ülke genelinde yapılıyor. Cep telefonu mesajları, İnternet siteleri ve yerel radyolar işgalin en güçlü araçları. www.edopolytexneio.org sitesi işgallerin haritasını yayımlıyor, yeni başlayan işgalleri ve sokak gösterilerini duyuruyor.

Eylemler ve işgaller taban demokrasisine dayanan işgal komitelerinde şekilleniyor. Bağımsız bir İşgal Koordinasyonu (Sintonistiko Katalipseon) iletişimi sağlıyor. Bu işin arkasında illa ki birileri vardır diye merak edenler için ekleyelim; EAAK (Birleşik Radikal Sol), Sol İttifak Partisi’nin (Synaspismos) etkili olduğu DARAS (Otonom Radikal Sol Öğrenci Ağı) ve çok sayıda sol grup işgale aktif olarak katılıyor. Yunanistan Komünist Partisi ise önceleri karşı çıktığı işgalleri geçtiğimiz günlerde destekleme kararı aldı. Pek çok öğrenci hayatında ilk defa kariyer günü dışında bir etkinliğe katılmış oldu.

Öğrenciler dün, Atina’da 25.000 kişinin katıldığı büyük bir miting düzenledi. Kitlesellik ve kararlılık sevindirici. Ancak miting alanından gelen fotoğraflar ‘insan hakları’ konusunda koca bir soru işareti yaratıyor. Polisin en hafif tabirle ‘vahşi’ müdahalesi sonucu 150 kişi yaralandı ve 40 kişi tutuklandı. Eylemlerde Fransa’da Sarkozy’nin başına gelen Kamu Düzeni Bakanı Byron Polydoras’ın başına geldi. Öğrenciler polisin sert tutumundan dolayı Polydoras’ı suçluyorlar. Profesörlerden, İlk Öğretim ve Orta Öğretim Öğretmenleri Sendikası’nda destek alan öğrenciler, işgalin devam edeceğini söylüyor. Hükümet yasayı, Meclis gündemine, planlanandan erken getireceğini açıklarken, öğrencileri cevabı net; “Yasaları siz yazıyorsunuz ama tarihi biz.” Can Yücel Türkçesiyle “Ferman Devletin Üniversiteler Bizimdir.”

Paris’ten Atina’ya… Sorbourne’dan Politeknik’e

Öğrenciler, hükümetin, yüksek öğrenimi özelleştirecek, piyasalaştıracak projesine karşı çıkıyorlar. Hükümetin uygulamak istediği proje üniversite yasasında çeşitli düzenlemeler yaparak, üniversite kampuslarını sermayeye bağımlı hale getirmeyi amaçlıyor.


Hükümetin yapmak istediği düzenleme kapsamında, 4 yıllık üniversite eğitiminin en fazla 2 yıl uzayabilmesi, ücretsiz kitap hakkının lağvedilmesi gibi maddeler de bulunuyor.

Öğrencilerin talepleri “İlk İş Yasası”na karşı çıkan Fransız yaşıtlarına benziyor.
 

? Herkese ücretsiz ve nitelikli eğitim hakkı verilmesini,

? Üniversiteyi bitirdikten sonra çalışma haklarından eksiksiz yararlanmayı,

? Herkes için tam istihdam ve iş güvencesi sağlanmasını,

? Çalışma koşullarının ve ücretlerin daha iyi hale getirilmesini,

? Çalışma saatlerinin insani ölçütlerle belirlenmesini,

? Liseden mezun olan herkesin herhangi bir engelle karşılaşmadan üniversiteye girebilmesini, talep ediyorlar.

KOMŞUDA PİŞER...

Dünkü gösterilere kadar -göstericilere açıktan destek veren, Avgi gazetesi ve işgalden telefon bağlantıları yapan radyolar dışında- Yunan basını olaylara neredeyse hiç yer vermedi. Şili’deki öğrenci eylemlerini bildiren uluslararası ajanslar, dünkü yaralanmalara ve patlamalara kadar konudan bahsetmedi. Fransa’nın ardından Yunanistan’da başgösteren isyan örnek teşkil etmesin diye üstü kapatılmak isteniyor. Anlaşılan, Yunanistanlı öğrencilere destek vermek ve sağlıklı haber alabilmek için bizim de haber merkezlerini işgal etmemiz gerekiyor.

Yunanistan’da işgaller güçlenirken, ENDYL (Demokratik Genç Sol Avrupa Ağı) destek vermek için 14 Haziran’da Strasbourg’taki AP binası önünde Avrupa genelinden katılımın olacağı bir protesto düzenleyecek.

Yunanistan’da öğrenciler eğitimin özelleştirilmesini protesto etmeye devam ediyor. Fransa üniversiteleri “İlk raundu kazandık. Peki şimdi ne yapacağız”ı tartışıyor. Biz de durum nedir? Özelleştirmeye itiraz treni çoktan kaçtı. Kısa süre içinde onlarca ticari üniversite açıldı. Üniversiteye giriş önce bir yarış sonra bir ticari sektöre dönüştü. Kampusların içine bakarsak Kurtlar Vadisi’nden fırlayan ‘teşkilat’lar el ele dolaşan sevgilileri tehdit ediyor. Bilimsel araştırmalar AB fonlarına, genç akademisyenler burslara emanet edilmiş. Mizah dergileri kampus kapısından içeri giremiyor. Öğrenci kimlik kartı, eğitim harcından daha pahalı..…

“Komşuda pişer bize de düşer” demeye dilimiz varmıyor. ODTÜ-ÖTK’yı yaratan ve TBMM’de “Paralı Eğitime Hayır” pankartı açmış bir milletin evladı olma nostaljisinden fazlasını yapmamız gerekiyor.

‘Yoksa bu yazıyı bitirir bitirmez, finallere çalışmaya devam mı edeceksin?’