Türkiye’de seçimler siyasi hegemonya mücadelesinin izlenebileceği bir alan. Aynı zamanda bu mücadelelerin bizatihi sahası durumunda. Bununla birlikte, Kürt coğrafyasında seçimlerin bunlardan öteye bir anlamı daha var: siyasal katılım ve egemenlik hakkı. TBMM’de divanın arkasında yazan “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi 1921 Anayasası’ndan bu yana tüm anayasalarda yer almasına ve Meclis’in temel dayanağını oluşturmasına rağmen, 2016 yılından bu yana Kürt illerinin büyük çoğunluğu kayyımlar tarafından yönetiliyor. Bugün DEM Parti olarak yoluna devam eden Ana-akım Kürt Partisi[1] tarafından yönetilen tüm belediyelere atanan kayyımlarla halkın seçme ve seçilme hakkı sekiz yıl boyunca yok sayıldı.
Bu yazıda, 1999-2024 yılları arasında, yirmi beş yıl içerisinde gerçekleşen altı yerel seçim sonuçlarını analiz ederek DEM Parti geleneğinin siyasi performansını değerlendiriyorum. Seçim analizinde zaman aralığını genişletmek anlık durum analizinden öteye siyasi trendleri daha iyi ve daha doğru görmemizi ve değerlendirmemizi sağlayacaktır.
Yöntem Üzerine Birkaç Not
Siyasi tabloyu analiz etmeden önce yöntem konusundaki birkaç hususun altını çizmem gerekir. Her şeyden önce, analiz için 1999 yılını baz aldım. Ana-akım Kürt Partisi’nin yerel yönetim deneyimi 1999 yerel seçimleri sonrasında başladı. Bu seçimlerde Ana-akım Kürt Partisi Şırnak dışında tüm Kürt şehirlerinde seçime girdi ve çoğu yerde yerel iktidar ortağı oldu. Büyükşehir, il, ilçe belediyelerinin birçoğunda 2016 yılına kadar neredeyse kesintisiz bir şekilde belediyeleri yönetti, il genel meclislerinde dikkate değer düzeyde bir temsil gücüne ulaştı.
İkincisi, Ana-akım Kürt Partisi’nin oy oranlarını hesaplarken, geçerli oy sayısından ziyade toplam seçmen sayısını baz aldım. Dolayısıyla analizlerdeki tüm oy oranları partinin aldığı oy sayısının toplam seçmen sayısına oranını ifade ediyor. Bu yöntem, Ana-akım Kürt Partisi’nin toplumsal temsil gücünü daha doğru analiz etmemizi sağlıyor. Zira, her seçimde sandığa gitmeyen dikkate değer sayıda seçmen bulunuyor ve bu seçmen grubunun oranı her seçimde farklılık arz ediyor.
Üçüncüsü, analizlerde belediye başkanlığı seçimlerinden ziyade yerel meclis seçimlerini tercih ettim. 2014 yılına kadar tüm şehirlerde il genel meclisleri bulunuyordu. 2014 yılında yürürlüğe giren yasal düzenlemeler sonucu il genel meclisleri 51 şehirde korundu. Yerel meclisler bu şehirlerde il genel meclisini ifade ediyor. Öte yandan, 30 büyükşehirde il genel meslicleri feshedildi ve büyükşehir belediye meclisi ildeki tek meclise dönüştü. Büyükşehir belediye meclisi doğrundan seçilmediği ve ilçe belediye meclislerinin temsilcilerinden oluştuğu için büyükşehirlerde 2014’den sonraki yerel meclisler ilçe belediye meclislerini ifade ediyor.
Belediye başkanlığı seçimlerine kıyasla yerel meclis seçimleri siyasi açıdan daha iyi ve daha doğru bir tablo ortaya koyuyor. Zira, yerel meclis seçimleri konjonktürel ve yerel dinamikler kadar belediye başkanlarının kişisel profilleri ve performansları gibi dinamiklerden daha az etkileniyorlar ve çoğu seçmen bu seçimlerde çoğunlukla parti kimliğini baz alarak tercihte bulunuyor.
Son olarak, Ana-akım Kürt Partisi’nin seçim performansını analiz ederken 20 Kürt ilini baz aldım. Malatya, Kahramanmaraş, Kilis ve Erzincan illerini analizin dışında bıraktım. Malatya tarihsel ve kültürel olarak bir Kürt şehri olsa da burada Ana-akım Kürt Partisi yok denecek kadar zayıf ve toplumsal temsil gücü çoğu seçimde %1’lerin altında. Kahramanmaraş, Erzincan ve Kilis illerinde dikkate değer oranda Kürt yaşasa da bu illerde de Malatya’ya benzer bir siyasi tablo var.
Genel Tablo: 4 Farklı Bölge
Seçim sonuçlarına baktığımızda ilk altı çizilmesi gereken husus şu: Kürt coğrafyası 4 alt bölgeden oluşuyor. Bu bölgeleri Yeşil Bölge, Kırmızı Bölge, Sarı Bölge ve Mavi Bölge olarak adlandırdım. Yeşil Bölge, Ana-akım Kürt Partisi’nin neredeseye tüm seçimlerde birinci olduğu ve bu anlamda hegemonik bir siyasi gücü temsil ettiği illerden oluşuyor. Kırmızı Bölge, Ana-akım Kürt Partisi’nin muhalefette olduğu ve karşısında hegemonik bir siyasi gücün seçimleri istikrarlı bir şekilde kazandığı illeri kapsıyor. Sarı Bölgede yer alan illerde hegemonik bir denge bulunuyor. Burada Ana-akım Kürt Partisi iki ya da daha fazla hegemonik siyasi güçten birini oluşturuyor ve bu güç dengesi içerisinde bazen seçimi kazanabiliyor. Son olarak Mavi Bölge’de seçmenlerinin çoğunluğu Kürt, bununla birlikte Ana-akım Kürt Partisi çok zayıf bir muhalefeti temsil ediyor ve çoğu durumda %10 ve altında oy alıyor.
Ana-akım Kürt Partisi yirmi beş yıllık dönem içerisinde 9 ilde seçimleri önde kapatıyor. Yeşil Bölge’yi oluşturan bu şehirler şunlar: Ağrı, Batman, Diyarbakır, Hakkâri, Iğdır, Mardin, Muş, Şırnak ve Van. Bu 9 şehirden Diyarbakır, Mardin ve Van aynı zamanda Türkiye’nin 30 büyükşehri içerisinde yer alıyor. Bir istisna olarak sadece Ağrı ilinde Ana-akım Kürt Partisi, SHP çatısı altında girdiği 2004 yerel seçimlerinde ikinci parti oldu. Kalan tüm şehirlerde yirmi beş yıl boyunca yapılan altı seçimin tamamında birinci parti oldu.
Kırmızı Bölge Bingöl ve Şanlıurfa illerini kapsıyor. Her iki şehirde de AK Parti (ve 2024 seçimlerinde Yeniden Refah Partisi) seçimi önde kapatıyor ve Ana-akım Kürt Partisi muhalefette yer alıyor.
Sarı Bölge Kars, Dersim, Bitlis ve Siirt illerini kapsıyor. Kars ve Dersim’de birden fazla hegemonik güç bulunuyor ve Ana-akım Kürt Partisi bunlardan birini oluşturuyor, kimi seçimlerde öne geçip seçimi kazanabiliyor. Öte yandan, Bitlis ve Siirt illerinde ise Ana-akım Kürt Partisi ile AK Parti arasında bir hegemonik denge bulunuyor. Bu illerde bazen AK Parti bazen Ana-akım Kürt Partisi seçimi önde kapatıyor.
Son olarak, Mavi Bölge 5 ilden oluşuyor: Ardahan, Elazığ, Erzurum ve Gaziantep. Bu iller bir tür Kürt coğrafyasının sınır illerini oluşturuyor. Buralarda Ana-akım Kürt Partisi’nin siyasi temsil gücü oldukça sınırlı. Buralarda -bu yazıda yapılamasa da- ilçeler düzeyinde bir analiz daha doğru sonuçlar verecektir. Zira, bu illerin siyasi, kültürel ve idari sınırları çakışmıyor ve ilçeler düzeyinde radikal farklar görülebiliyor. Örneğin, son seçimde DEM Parti Erzurum ilinin Tekman, Karayazı ve Karaçoban ilçelerinde birinci ve Hınıs ilçesinde ikinci olurken, il genelindeki oy oranı %6,9 ile sınırlı kaldı. Özetle, bu illerde tarihsel ve kültürel olarak Kürtlük önemli bir toplumsal yapıyı temsil ederken, Kürt siyaseti oldukça zayıf bir toplumsal desteğe sahip.
Tablo 1: Ana-akım Kürt Partisi’nin Yerel Seçim Performansı (1999-2024)
Şekil 1: Ana-akım Kürt Parti’sinin Yerel Seçim Performansı (1999-2024)
Şekil 2: Ana-akım Kürt Partisi’nin Seçim Performansı – 15 Kürt İli
1999-2009: Güçlü Büyüme Dalgası
Seçim sonuçlarına daha detaylı baktığımızda Ana-akım Kürt Partisi’nin ilk on yılda büyük bir yükseliş içerisine girerek toplusal tabanını yaklaşık olarak iki katına çıkardığını görüyoruz. 1999 yerel seçimlerinde 15 Kürt şehrinde ortalama 100 seçmenin 18’inin desteğini alan Ana-akım Kürt Partisi, 2004 yılında 19 kişiye, 2009 yılında 33 kişiye ulaşıyor. Bu yükselişin 15 şehirde de gerçekleştiğini not etmek gerekir.
Beş şehirden oluşan Mavi Bölge’de diğer üç bölgedeki oranlarda olmasa da dikkate değer bir yükseliş yaşandı. Ana-akım Kürt Partisi bu bölgede oy oranını %3,40’tan %4,40’a çıkardı.
20 Kürt ilinin tamamına baktığımızda 1999 seçimlerinde 100 kişi içerisinde 13 kişi Ana-akım Kürt Partisi’ni desteklerken, 2004 seçimlerinde bu sayı 14’e, 2009 seçimlerinde ise 23’e çıktı.
2014 Seçimleri: Ana-akım Kürt Partisi’nin Siyasi Zirvesi
2014 seçimleri Ana-akım Kürt Partisi’nin siyasi zirvesini temsil ediyor. Bu siyasi gelenek 1990’lı yıllardan bu yana yaklaşık otuz dört yıllık dönem içerisinde en yüksek oy oranına 2014 seçimlerinde erişti. Bu seçimlerde 15 ilde 100 kişiden 36’sı o dönem HDP tarafından temsil edilen Ana-akım Kürt Partisi için oy kullandı.
Bu yükseliş dört bölgede de gerçekleşti. Yeşil Bölge’de, 100 kişiden Şırnak’ta 59 kişi, Hakkâri’de 55 kişi, Batman’da 43 kişi, Diyarbakır’da 42 kişi, Van’da 41 kişi oyunu Ana-akım Kürt Partisi’ne verdi. Dokuz ilden oluşan Yeşil Bölge’ye bir bütün olarak baktığımızda Ana-akım Kürt Partisi HDP’nin oyları %42,31’e ulaştı.
Sarı Bölge’de, 100 kişiden Bitlis’te 30, Siirt’te 39, Kars’ta 20 ve Dersim’de 23 kişi Ana-akım Kürt Partisi’ni destekledi. Bu bölgede Ana-akım Kürt Partisi’nin oyları 1999 seçimlerine kıyasla üç kat, 2004 seçimlerine kıyasla dörtte bir oranında artarak %28,45’e ulaştı.
Kırmızı Bölge’de, Ana-akım Kürt Partisi 100 kişiden Bingöl’de 17 kişinin, Şanlıurfa’da 22 kişinin desteğini aldı ve oy oranını %21,20’e çıkardı.
Son olarak Mavi Bölge’de, 100 kişiden 6’sı Ana-akım Kürt Partisi’ne oy verdi. Bu sayı 1999 ve 2004 seçimlerinde 3, 2009 seçimlerinde ise 4 idi. Başka bir ifadeyle, Ana-akım Kürt Partisi 1999 seçimlerine kıyasla oy oranını yaklaşık iki katına çıkardı.
Şekil 3: Ana-akım Kürt Partisi’nin 4 Bölgedeki Oy Oranı (%) (1999-2024)
2014-2024: Kısmi Ama Sürekli Düşüş!
Ana-akım Kürt Partisi 2014 seçimlerinden sonra siyasi zirvesinden düşmeye başladı. Bu düşüş kısmi olsa da sürekli. 2019 seçimlerinde 12 seçmeninden birini kaybeden bu siyasi gelenek takip eden 2024 seçimlerinde benzer bir küçülme yaşadı. 2024 seçimlerinde 12 kişiden biri daha siyasi desteğini bu gelenekten çekti. Özetle, Ana-akım Kürt Partisi son on yılda yapılan iki yerel seçimde toplamda 6 seçmenden birini kaybetti.
Bu durumu 4 bölge bazında incelediğimizde, 2019 seçimlerinde Ana-akım Kürt Partisi hegemonik güç olduğu Yeşil Bölge’de sınırlı bir gerileme yaşarken, daha zayıf olduğu diğer 3 bölgede dikkate değer düzeyde güç kaybetti. Buna karşın, zayıflama eğilimi 2024 seçimlerinde farklılaştı. Son seçimde, Yeşil Bölge’de dramatik, Sarı Bölge’de kısmi bir gerileme yaşanırken, Kırmızı Bölge ve Mavi Bölge’de kısmi bir güçlenme gerçekleşti. Son on yıla bir bütün olarak baktığımızda öte yandan, Ana-akım Kürt Partisi 15 il bazında %17,20; 20 il bazında %16,57 oranında oy kaybı yaşadı.
Genel seçim sonuçları bu kısmi ama sürekli düşüşü teyit ediyor. 2023 Mayıs seçimlerinde Ana-akım Kürt Partisi 2014 Haziran Genel Seçimleri’ne kıyasla 3 seçmenden birini (%33,53), 2014 Kasım Genel Seçimleri’ne kıyasla 5 seçmenden birini (%19,50) kaybetti. 2018 seçimlerine kıyasladığımızda bu kayıp dört seçmenden birine denk düşüyor (%24,28). Kasım 2015 seçimlerinin Ana-akım Kürt Partisi’nin toplumsal temsil gücünü daha doğru yansıttığını ileri sürülebiliriz. Zira, Haziran 2015 Genel Seçimleri’nde HDP’nin oyları içerisinde stratejik oylar önemli bir yer tutuyordu. Bununla birlikte, Kasım 2015 seçimleri baz alındığında bile %19,50 oranında bir düşüş siyasi anlamda büyük bir kaybı ifade ediyor.
Tablo 2: Ana-akım Kürt Partisi’nin Genel Seçim Performansı (2015-2024)
Şekil 4: Ana-akım Kürt Partisi’nin Genel Seçim Performansı (2015-2024)
Son Söz: Bazı Çıkarımlar ya da Tezler
Yukarıda analizleri bir bütün olarak değerlendirdiğimizde beş ana çıkarımda bulunabiliriz.
İlki, yirmi beş yıllık seçim sonuçları bir bütün olarak değerlendirildiğinde Ana-akım Kürt Partisi’nin toplumsal temsil gücünde güçlü bir yükseliş dalgasından sonra kısmi bir düşüşün yaşandığı görülüyor. Bununla birlikte bu kısmi düşüş süreklilik arz ediyor.
İkincisi, Ana-akım Kürt Partisi esas olarak barış süreçlerinin olduğu dönemde güçlendi. 1999-2015 yılları arasında hakim olan “barış siyaseti” Ana-akım Kürt Partisi’ni büyüttü. Buna karşın, 2013-2015 Çözüm Süreci’nin çökmesiyle birlikte, Ana-akım Kürt Partisi dikkate değer bir gerileme yaşadı.
Üçüncüsü, tüm tartışma ve eleştirilere rağmen, 1999-2016 yılları arasındaki yerel yönetim deneyimi Kürt siyasetini güçlendirdi. Buna karşın 2016 sonrası kayyım uygulamalarıyla birlikte, Ana-akım Kürt Partisi dikkate değer düzeyde güç kaybetti. Kuşkusuz bu durum kayyım uygulamalarına karşı bir toplumsal rızanın olduğu anlamına gelmiyor. Zira, -bu yazıda incelenmese de- kayyım uygulamaları siyasi iktidar olan AK Parti’ye daha fazla güç kaybettirdi. Birçok Kürt şehrinde AK Parti çok büyük gerilemeler yaşadı. Örneğin Diyarbakır’da %16,83 gibi tarihinin en düşük oylarından birini aldı. Bu durum Ana-akım Kürt Partisi açısından barış siyaseti ile yerel iktidar deneyimi arasında bir korelasyonun, başka bir ifadeyle pozitif bir ilişkinin olduğunu gösteriyor.
Dördüncüsü, Ana-akım Kürt Partisi’nin seçim performansı ile Kürt meselesinin sınır-ötesi dinamikleri arasında da bir korelasyon bulunuyor. 2004-2014 yılları arasında Ana-akım Kürt Partisi büyük bir yükseliş yaşadı ve toplumsal temsil gücünü dikkate değer düzeyde artırdı. Aynı dönemde, 2003-2017 yılları arasında Irak Kürdistan Bölgesi’nde, 2012-2016 yılları arasında ise Suriye’nin Kürt Bölgesi Rojava’da Kürt siyasi dalgası büyük bir yükseliş gösterdi. Kürt dalgasının sınır ötesi bağlamda gösterdiği büyümenin Ana-akım Kürt Partisi’nin seçim performansına olumlu etkilerde bulunduğunu iddia edebiliriz.
Irak Kürdistan Bölgesi ve Rojava’da 2016-2017 sonrasında yaşanan olumsuz gelişmeler bu çıkarımı güçlendiriyor. Zira bu dönem hem Rojava’da hem de Irak Kürdistan Bölgesi’nde Kürt siyaseti dikkate değer gerilemeler yaşarken, Ana-akım Kürt Partisi seçimlerde büyük güç kaybı yaşadı.
Son olarak, bugün DEM Parti tarafından temsil edilen Ana-akım Kürt Partisi her ne kadar son on yılda kısmi ve sürekli bir güç kaybı yaşasa da söz konusu siyasi gelenek bugün bir fırsat penceresiyle karşı karşıya bulunuyor. Zira, Ana-akım Kürt Partisi’nin oy oranlarında düşüş olsa da birinci olduğu il sayısında artış var. DEM Parti son seçimlerde 12 şehirde seçimi ilk sırada kapattı. Bunun temel nedeni DEM Parti oy kaybederken, Kürt coğrafyasında asıl rakibi olan AK Parti daha fazla oy kaybetti. Dersim ve Kars dışında, diğer Kürt illerinin tamamında Ana-akım Kürt Partisi’nin asıl rakibi AK Parti ve diğer partilerinin siyasi temsil güçleri çok sınırlı. Bu anlamda AK Parti’nin zayıflaması, DEM Parti’ye Kürt coğrafyasında siyasi hegemonyasını genişletmek ve derinleştirmek için büyük bir fırsat penceresi sunuyor.
Not: Bu yazının Kürtçe versiyonu Le Monde diplomatique - kurdî 2024 Mayıs sayısında yayımlandı. Yazının Kürtçesine şu adresten erişebilirsiniz: https://ku.mondediplo.com
[1] Ana-akım Kürt Partisi Halkın Emek Partisi (HEP) ile başlayan siyasi geleneği ifade ediyor. Bu siyasi gelenek HEP’in kapatılmasından sonra DEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP, HDP, Yeşil Sol ile devam etti. 2024 yerel seçimlerinde bu gelenek DEM Parti adını aldı.