Akademik Özgürlükler Neden Önemlidir? Akademik Özgürlükler Üzerine Çevrimiçi, Ücretsiz, Açık bir Der

Tüm dünyada akademik özgürlükler tehdit altındadır. Bu tehdit, kimi zaman üniversite kapatma, akademisyen ve öğrencilere yönelik ölüm tehditleri veya şiddet gibi açıktan, kimi zaman projelere bağımlılık, öncelikli çalışma alanlarının belirlenmesi, mobbing (bezdirme/yıldırma), dışlama gibi daha örtük yöntemlerle kimi zaman da akademisyenlerin ve öğrencilerinin kendi kendilerini sansürlemeleriyle kendini gösterir. Öte yandan yükselen tehditler akademik özgürlük ve diğer yükseköğretim değerlerinin yeniden konuşulmasının önünü açmıştır. Modern üniversitenin ayrılmaz bir parçası kabul edilen demokratik toplumlarda bu değerler, tehdidin fark edilmesini sağlamış ve bu tehdide karşı yürütülen girişimleri  görünür hale getirmiştir.

Bu girişimlerin bir örneği de Tehlikeli Sorular: Neden Akademik Özgürlükler Önemlidir [Dangerous Questions: Why Academic Freedom Matters] başlıklı çevrimiçi derstir. Bu ders tehdit altında veya mülteci durumunda olan akademisyenleri desteklemek için Avrupa üniversitelerin kapasitelerinin arttırılması, akademik özgürlüklere daha fazla saygı gösterilmesi ve yükseköğretim değerlerinin daha fazla korunması amaçlarıyla başlatılan Akademik Sığınak/Korunak Projesi’nin [Academic Refuge Project][1] bir parçasıdır. Tehlikeli Sorular: Neden Akademik Özgürlükler Önemlidir üç hafta süren ve her hafta ortalama üç saatlik çalışma yükü olan, sınırsız katılımcıya açık, ücretsiz bir çevrimiçi derstir.[2] Amacı, akademik özgürlük ve yükseköğretim değerlerinin daha geniş bir alanda tartışılması ve konuşulmasına zemin oluşturmaktır. 

Ders, öncelikle öğrenciler ve yükseköğretimde çalışanların katılımı için tasarlanmış olmakla beraber konuyla ilgilenen herkesin katılımına açıktır. Ders dilinin İngilizce olması, görsel malzemelerde altyazı bulunması ve özellikle ücretsiz sunulması dünyanın farklı yerlerinden katılımcıların derse katılımını mümkün kılmaktadır.

Dersin içeriği

Dersin tanıtımında akademik özgürlüklerin modern yükseköğretim ve araştırmanın temel değeri olduğu belirtilmekte ve bu ders aracılığıyla akademik özgürlükler çerçevesini kullanarak nasıl eleştirel sorular sorulabileceği ve demokratik topluma nasıl katkıda bulunabileceği vurgulanmakta. Özgür ve açık araştırmanın önemi ve temel yükseköğretim değerleri ile ilişkisi, bu ilişkinin toplumsal önemi, akademik özgürlüklerin korunmasının kaliteli bilimsel araştırmaların yapılabilmesi ve sürdürülebilmesindeki rolü ders kapmasında incelenmekte. Akademik özgürlüklerin sınırları ve eğer varsa bu sınırları kimin/kimlerin belirleyebileceği, akademik özgürlüklere yönelik tehditler ve bu tehditlerin sonuçları hem kuramsal açıdan hem de örnekler aracılığıyla tartışılmakta. Katılımcıların kendi kurumlarında yüksek eğitimin temel değerlerinin güçlendirilmesi için neler yapabilecekleri ve bu değerlere yönelik tehditlerin hangi yollarla değerlendirilip tepki verilebileceği de gösterilmekte.

Dersin ilk haftası “Akademik özgürlükler ne demektir?” sorusuna cevap arıyor. Dersin açılış videosu “Tehlikeli Sorular” adını taşıyor ve akademide tehlikeli sorular sormanın bilimsel eğitim ve araştırma için merkezî rolü vurgulanıyor. Katılımcılara kendi akıllarına gelen, sormak istedikleri ya da sormaya çekindikleri tehlikeli soruların neler olduğu soruluyor. Daha sonra, verilen bir makale aracılığıyla akademik özgürlüğü tanımlamanın zorlukları inceleniyor. Akademik özgürlük tanımının, akademisyenlerin ders verme ve tartışma, araştırma ve yayın yapma, akademik kurumlar veya çalıştıkları sistemlere ilişkin düşüncelerini ifade etme, profesyonel veya temsilî akademik yetkili organlara katılma özgürlüğünün yanı sıra sansür edilmemeyi de içerdiğinden bahsediliyor ve UNESCO’nun 1977 yılı raporuna da atıf yapılıyor.[3] Bu bölümde farklı coğrafi bölgelerde üniversitenin gelişme tarihçesine de kısaca yer veriliyor.

Bu bölümde aynı zamanda “geleneksel” (ya da kısıtlı) akademik özgürlükler ile “topluma angaje” (çağdaş) akademik özgürlükler ayrımından da bahsediliyor. “Geleneksel özgürlükler” görüşü, akademik olan ve olmayan ifadeleri birbirinden ayırırken akademik faaliyetin sunulduğu bağlama (örneğin akademik bir dergide mi yoksa bir gazetede mi yayın yapıldığı), ifadenin formatına (veri analizi mi yoksa bir yorumlama/görüş yazısı mı olduğu), hedef kitlesine (diğer akademisyenlere mi yoksa kamuoyuna mı hitap ettiği) ve lokasyonuna (kampüs içi mi yoksa dışı mı) bakılması gerektiğini söylüyor. Ancak bu yaklaşımın sınırlılıkları da dile getiriliyor. Bu yaklaşımın akademik özgürlükleri basite indirdiği, güvenli ya da meşru çalışma alanlar belirlediği, özellikle tehditlerin akademi dışından geldiği durumlarda sahte bir güvenlik hissi yarattığı, bilimin topluma olan sosyal sorumluluğunu görmezden geldiği belirtiliyor. “Topluma angaje” görüş ise akademik olan ve olmayan alanların birbirinden ayırmanın ancak bir bilim alanının etik ve profesyonel standartları ile belirlenebileceğine değiniyor.

İlk haftanın bir diğer konusu akademik özgürlük ve ifade özgürlüğünün birbirinden ayrılmasını işliyor. Akademik özgürlüklerin bir insan hakkı olduğu, ifade özgürlüğü ile örtüşmekle birlikte tamamen aynı şey olmadığı bu bölümde belirtiliyor. Çeşitli örneklerle bu ayrımlar netleştirilmeye çalışılıyor. Örneğin bir siyaset bilimcinin yolsuzluk hakkında bir bildiri sunması hem “kısıtlı” hem de “topluma angaje” görüş tarafından akademik özgürlük olarak kabul edilirken öğrencilerin anayasa değişikliklerini protesto etmek için yürüyüş yapması “yaratıcı,  sanatsal, kişisel ya da diğer açık ifadeler” olarak tanımlanıyor.

İkinci hafta akademik özgürlüklere yönelik tehditlerin türleri ve kaynakları, akademik özgürlüğün önemi ve tehditlerin topluma etkileri tartışılırken akademik özgürlükleri ellerinden alınmış akademisyenlerin kendi tanıklıklarına da yer veriliyor. Bu haftanın içeriği de videolar ve makalelerle destekleniyor.

Dersin son haftasında akademik özgürlükleri korumak ve desteklemek için dersin katılımcılarının ne yapabilecekleri üzerinde duruluyor. Katılımcılar kendi kurumları ve diğer kurumların “değer bildirimlerini” [value statement] karşılaştırarak farklı üniversitelerin ortaklaştıkları ve ayrıldıkları noktaları saptayabiliyorlar. Akademik özgürlükler konusunda proaktif olmanın yolları ve proaktif değerleri öne çıkarmanın kurumlar için yaratacağı pozitif etkiler tartışma forumu aracılığıyla pekiştiriliyor. Özellikle üniversite çalışanlarının yararlanabileceği “kritik olay analizi” örnekleri tüm bileşenler ve paydaşlar açısından çeşitli örneklerle tekrarlanıyor.  Ders bitmeden önce sorumluluk almanın önemi vurgulanırken “hiçbir şey yapmamak” ve “aşırı tepki vermek” arasındaki alternatif tepkiler, farklı tepki örnekleri verilerek konuşuluyor.

Katılımcılar

Ders genel olarak üniversite öğrencilerini, akademisyenleri ve sivil toplum örgütleri çalışanlarını hedeflese de akademik değerlere ve özgürlüklere ilişkin sorusu, ilgisi ve merakı olan birçok katılımcının da dikkatini çekmiş görünüyor. Dersin tartışma forumunda kendisini tanıtan katılımcılara bakınca Malezya’dan Kanada’ya çok farklı ülkelerden katılımcı bulunmasına rağmen en büyük katılımın İngiltere (%20) ve Amerika’dan (%12) olduğu görülüyor. Türkiye’den katılımcıların sayısı da toplamın %3’üne karşılık geliyor. Katılımcılar öğrenci, akademisyen, öğretmen, kütüphaneci, aktivist gibi farklı mesleklerden/alanlardan geliyorlar ve en kalabalık grup 46 yaş ve üzerindeki katılımcılar.

Ders ilk kez 4 Haziran 2018’de yayınlandı ve derse erişim 8 Temmuz 2018’de tamamlandı. Toplamda derse 1,042 kişi katılmış, dersin adımlarını (makaleler, quizler, video ve animasyonlar, vb.)  takip eden öğrenci sayısı 686 ’ya  ulaşmışken, tartışma forumlarına da 1,191 adet yorum yapılmış, katılımcıların 101’i tüm etapların ve aktivitelerin %90’ından fazlasını tamamlamış. İlk hafta dersin 683 aktif katılımcısı varken bu sayı ikinci hafta 212’e, üçüncü hafta 188’e düşmüş. Henüz “FutureLearn” platformundaki ortalama sayı ve yüzdelikler erişime açık olmadığı için şimdilik diğer çevrimiçi derslerle karşılaştırma yapma şansı bulunmuyor.

Dersin eğitimcilerinden biri olan Robert Quinn insan hakları avukatı ve Scholars at Risk Ağı’nın[4] yetkili direktörü. Diğer eğitimci de benim. Dersin içeriğini geliştirenler Scholars at Risk Ağı ve Oslo Üniversitesi ve proje Erasmus + tarafından destekleniyor. 

Şu an için dersin tamamına internet üzerinden erişmek mümkün değil. Ama dersin tanıtım videosu ve derste kullanılan diğer videolara Youtube[5] üzerinden erişmek mümkün. Ders 29 Ekim 2019’da tekrar açılacak ve dokuz hafta süreyle erişime açık olacak. Derse kayıt olmak ve tüm içeriğine erişim için https://www.futurelearn.com/courses/academic-freedom/ adresini kullanmak gerekiyor.

Akademik özgürlükler günden güne kısıtlanırken ve özerklik, sosyal sorumluk, eğitime eşit erişim gibi yükseköğretim değerleri gerek popülist ve otoriter yönetimler tarafından gerekse neoliberal piyasanın talepleri ile aşındırılırken bu açık dersin mütevazı bir bir araya gelme olanağı yarattığını düşünüyorum. Zira Türkiye, Macaristan, Polonya gibi örnekler uluslararası dayanışma ağları kurmadan üniversitelerde yaşanan baskı ve engellemelerle başa çıkmanın yolu olmadığını bize bir defa daha gösterdi. 



Doktora sonrası araştırmacı, Bremen Üniversitesi, Kültürel Çalışmalar ve Antropoloji Bölümü, Almanya.

[1] Academic Refuge projesi ile ilgili daha fazla bilgi için: https://www.uio.no/english/about/global/globally-engaged/academic-refuge/

[2] Bu tür derslere MOOC adı veriliyor – Massive Open Online Course.

[3] UNESCO, 1997. “UNESCO Recommendation Concerning the Status of Higher Education Teaching Personnel”, para. 27; ayrıca bkz. UNESCO, 1974. “Recommendation on the Status of Scientific Researchers, and UNESCO, 1960 Convention Against Discrimination in Education” (all available at http://portal.unesco.org/en/ev.php-URL_ID=12024&URL_DO=DO_TOPIC&URL_SECTION=201.html).