Rusya-ABD İlişkilerinde Tartışmalı Bir Figür: Donald J. Trump

Son süreçte uluslararası toplumun muhayyilesini meşgul eden en mühim meselelerden biri kuşkusuz Donald J. Trump ve V. V. Putin arasındaki tılsımlı "rabıtadır". Bilhassa Amerikan kamuoyunun 2019 yılı Nisan ayına kadar taşıdığı en büyük şüphe, Kasım 2016'da vaki olan başkanlık seçimlerinde iki portrenin bir "gizli antlaşma (collusion)" yaptığı yönündeydi.[1] Hatta Trump karşıtı muhalif kamp, başkanın yargılanacağı bir hukuksal süreç (impeachment)[2] düşü dahi kurmaktaydı. Lakin nisan ayında özel yetkili savcı Robert Mueller'in kongreye verdiği rapora göre Rusya'nın seçime herhangi bir şekilde müdahale etmediği ve gizli bir antlaşma olmadığı sonucuna varılmıştı.[3] Bu sonuçla birlikte şimdilik "günahsız" olduğu anlaşılan Trump, sosyal medya hesabında "no collusion, no obstruction (Rusya ile gizli antlaşma yok, yargıya engel yok)" diyerek muhaliflerine bir anlamda göndermede bulunmuştu.

Aslında ABD Başkanı Trump'ın Rusya macerası, sadece seçimle sınırlı değildir. Sovyetler Birliği dönemine kadar uzanır. Henüz 1986 yılının Mart ayında Yuriy Dubinin, SSCB'nin ABD büyükelçisi olarak atandığında "Trump" ismi Sovyet cenahında duyulmaya başlamıştı. Bu dönemde ABD'de görev yapan büyükelçi Dubinin'in kızı Nataliya, babasıyla New York'u geşt û güzar ettiğinde "Trump Tower'ı" da takdim etmişti. Babası Yuriy Dubinin, bahsi geçen yapıdan çok etkilenmiş ve bu şaşalı "şah eserin" mimarı Trump'la yakından tanışmak istemişti.[4] Nitekim Dubinin'in hayali gerçekleşmiş ve Trump'la dost yanlısı bir fikir teatisi yaşanmıştı. "Müteheyyiç" kişiliğiyle bilinen Donald Trump, bu görüşmeden çok kıvanç duymuş, oldukça duygulanmıştı. İki sima arasındaki bağ, söz konusu görüşmeden itibaren güçlenmiş ve Trump 1987'de SSCB'ye âdeta bir iade-i ziyarette bulunmuştu.[5] Bu ziyaret, yine Yuriy Dubinin tarafından "ihtimamla" organize edilmişti. Emlak oligarkı Trump, The Art of The Deal (Ticaret Sanatı) adlı eserinde yazdığı gibi Moskova'nın tam merkezinde "tumturaklı" bir hotel yapmayı tahayyül etmişti.[6] Lakin Sovyet tipi mülkiyet modeli, onun hayallerini suya düşürmüştü. Bu minvalde Trump'ın kapıldığı Gorbaçovist "Glasnost ve Perestroyka" büyüsü, her şeye rağmen Sovyet mülkiyetinin regülasyonlarına takılmıştı.

Söz M. S. Gorbaçov'a gelmişken, son Sovyet liderinin 1988 yılında ABD'ye oldukça yankı uyandıran bir ziyarette bulunduğu bilinmelidir. Donald J. Trump, bu ziyaret vesilesiyle Gorbaçov'u yakından tanıma ve gözlemleme fırsatı yakalamıştı. Nitekim 1990 yılının Mart ayında yayımlanan bir söyleşisinde Sovyet sistemi ve Gorbaçov'a ilişkin şu sözleri sarf etmişti: "Bütün sistem tek kelimeyle felaket. SSCB'de yakında bir devrim olacak. Grevler, gösteriler vb. her şey bir devrime işarettir. Rusya'yı bir yere doğru sürüklemektedir. Herkes bunun farkında. Gorbaçov'a dair görüşüm ise kendisi oldukça zayıf bir kişiliktir."[7]

1991'de SSCB'nin inkırazıyla umutları kabaran muhteris Trump, yeni "özgür" Rusya'ya bir kez daha gözünü dikmişti. Devr-i inhitatın en "güzide" siyasetçilerinden Aleksandr Lebed,[8] Trump'la çok sıkı bir "teşrik-i mesai" içine girmişti. Nitekim, Lebed 1996 seçimleri sürecinde ABD'ye gitmiş ve burada Trump'la muhtemel Rusya yatırımlarını istişare etmişti. Emlak oligarkının planı, yine Moskova'da bir kasino ve özellikle Kremlin'in yanı başında şatafatlı bir hotel açmaktı. Lakin Aleksandr Lebed, bu fikri ironik bir üslupla karşılamış ve şu telmihte bulunmuştu: "En yüksek kule, Kremlin'in yanında inşa edilemez. Ya birisi Kremlin'in işlerini kulenin çatısından takip ederse?"[9] Ne var ki Trump'ın 250 milyon dolarlık "devasa" yatırım hayali, askıda kalmıştı.

2000'li yıllara gelindiğinde Donald Trump'ın yörüngesindeki simalar değişmeye başlamıştı. Bu dönemde adı sıklıkla anılmaya başlayan "kilit" figür şüphesiz Felix Sater'di. Uzun süredir FBI'nın muhbirliğini de yapan Sater, Rus asıllı bir "adem-i fukaraydı".[10] Önceleri Wall Street Borsası'nda "arz-ı endam" eden Felix Sater, "FBI'nın gözetiminde" yatırımcıları dolandırma ve hisse senetleri üzerinden vurgunculuk yapmakla nam salmıştı.[11]

ABD yönetiminin "gözbebeği" Sater, 2000'li yıllarda Bayrock Group adlı bir şirketle emlak sektörüne girmiş ve ofisini New York'taki Trump Tower'da açmıştı. Bir kat altındaysa Donald Trump'ın ofisi yer almaktaydı. İki şahsiyet arasındaki dostluğun "nirengi noktası" tam da burasıydı. Nitekim 2005 yılında iki taraf arasında imzalanan bir antlaşmaya göre Moskova'da lüks bir "gökdelen" inşa edilecekti. Felix Sater, bu proje için Rusya'da bir kalem fabrikasının yerini dahi tespit etmişti. Lakin Trump'ın neoliberal "pembe düşü" yine sonuçsuz kalmıştı.

Donald Trump'ın Rusya sergüzeşti, sonraki yıllarda devam etmişti. 2013 yılında Rusya'da vuku bulan bir güzellik yarışmasına gitmeden önce Putin'le kurulacak bir ünsiyetten bahsetmekteydi. Gökdelen imgesi, belki bu "ahbaplıkla" birlikte tahakkuk edilebilirdi. Lakin şimdilik bir umut ışığı yoktu.

Bir emlak milyarderi veya oligark olarak Rusya'da yatırım teşebbüslerinde bulunan Donald Trump'ın zikrettiğimiz ticari adımları, aslında Rus-Amerikan ilişkilerinin farklı boyutlar teşmil ettiğini de göstermektedir. Nasıl ki Trump, Rusya'ya açılma planı yaptıysa örneğin Rus oligark Viktor Vekselberg de ABD'de benzer yatırım teşebbüslerinde bulundu. Vekselberg'in Rus lider Putin'e yakınlığı dikkate alınırsa kitlelere zerk edilen "çok derinlikli çatışmanın", bir illüzyon izlenimi verdiğini ve perde arkasında ABD-Rus sermayedarları arasında bir iktisadi "uhuvvet" iradesinin var olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Genelde kutuplaştırma temalı mizansen, mahûf bir kapan gibidir ve esasen mülk sahibi sınıflar için bir iktidar üretme mekanizmasına dönüşebilir.

Ne var ki "optik illüzyonu" delillendiren en tipik örneklerden biri 2011 yılında Exxon Mobil'in CEO'su Rex Tillerson ve Putin yönetimi arasında gerçekleşen ekonomik istişareler ve antlaşmalardı.[12] Arktik'te (Kuzey Kutbu) ortaklaşa sondaj vurmayı kararlaştıran iki cenah, enerji sektöründe "ekonomik" bir dayanışma tavrı sergilemişti. Hatta Putin, 2013 yılında Rex Tillerson'a bir "dostluk nişanı (the order of friendship)" dahi hediye etmiş ve onu kıvançla taltif etmişti.

Bunu müteakip 2014 yılında hâsıl olan Ukrayna Krizi ve Kırım'ın ilhakı (annexation)[13] bağlamında ABD ve Rusya arasında bir "hibrit savaş (hybrid warfare)"[14] yaşanmıştı. Ekonomik yaptırımlar, "iş insanlarını" vatandaşlıktan çıkarmalar, banka hesaplarına el koymalar ve siber saldırılar birer birer tahaddüs etmişti. Bu çerçevede Rusya'nın hibrit savaş taktiğinin tezahür ettiği en önemli sahalardan birinin "siber alan" olduğu unutulmamalıdır. Misal, birkaç yıl önce Demokrat Parti'nin ulusal kongresine yönelik bir siber saldırı düzenlenmesi gündemi oldukça meşgul etmişti.[15] Görünen o ki Rusya, Sun Tzu'nun savaş stratejisini benimsemektedir: "Savaşmadan kazanmak, en büyük başarıdır."[16] Nitekim Ukrayna'da ve Suriye'de de hibrit savaş taktiğinin büyük bir özenle icra edildiğini müşahede etmiştik.

İki cenah arasındaki hibrit savaş ve gizemli ticari temaslar, ezilenlerin başını döndürecek derecede bir çelişkisel ruh barındırmaktadır. Her iki kutup arasındaki "simetrik paranoyanın", cephe gerisinde toplumsal hafızayı zıt cephelere bölme (sosyal şovenizm) amacı taşıdığı en azından seçimlerde gözlenmektedir. Bu bakımdan Putin yönetiminin her muhalifi "ABD'nin kuklası" olarak lanetlemesi, ABD yönetiminin de histerik bir "Rus fobisi" barındırması mülk sahibi sınıfın ülke içindeki siyasî pozisyonunu tahkim etmek için başvurduğu bir taktik hissi uyandırmaktadır.[17]

Hasıl-ı kelam, Donald Trump şu an için "aforoz olma" cezasını savuşturdu. Lakin Trump'ın "Moskova gökdeleni" hayali hâlâ devam ediyor. Bakalım peşinden koştuğu hayal, en sonunda yorulacak mı? Neoliberalizm Tanrısı, ona himmet edecek mi? Yoksa ömrünü Korint Kralı Sisifos[18] gibi mi geçirecek?



[1] Constantin A. Pagedas, "The Apprentice: Donald Trump  & His Russia Problem (Bir Çırak: Donald Trump ve Onun Rusya Sorunu)", Japan Spotlight, Temmuz-Ağustos 2017, s. 33-38.

[2] John V. Orth, "Presidential Impeachment: The Original Misunderstanding (Başkanın Yargılanması: Asıl Anlaşmazlık)", Constitutional Commentary, cilt 17, sayı 3, Kış 2000, s. 587-591.

[3] Her ne kadar özel yetkili savcı Robert Mueller'in raporu kamuoyuna duyurulmuş olsa da Donald Trump'a yönelik suçlamalar devam etmektedir. Yine bir Cumhuriyetçi kongre üyesi olan Justin Amash, 18 Mayıs 2019'da sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı izahatta başsavcının, Mueller'in raporunu çarpıttığını, Trump'ın yargısal sürece engel olduğunu ve yargılanması gerektiğini vurgulamaktaydı. 

[4] "Trump Srazu Rastayal: İntriga Pervogo Vizita Prezidenta SŞA v SSSR (Trump Hemen Mülayimleşti: ABD Başkanının SSCB'ye İlk Ziyaretinin Entrikası)", https://www.mk.ru/politics/2016/11/09/tramp-srazu-rastayal-intriga-pervogo-vizita-prezidenta-ssha-v-sssr.html, erişim tarihi: 3 Nisan 2019.

[5] Donald J. Trump, The Art of The Deal (Ticaret Sanatı), Ballantine Books, New York 1987, s. 23.

[6] A.g.e., s. 23.

[7] "Kolumb, Lebed, Gorbaçov: 7 Faktov o Svyazi Trampa s Rossiey, Kotorıye Vıy Upustili (Kolomb, Lebed ve Gorbaçov: Trump'ın Rusya ile İlişkilerine Dair Kaçırdığınız 7 Gerçek)", https://ruposters.ru/news/16-11-2016/kolumb-lebed-gorbachev, erişim tarihi: 12 Nisan 2019.

[8] Asker kökenli Aleksandr Lebed'in siyasi arenadaki popülaritesi, 1996 seçimlerinde tezahür etmişti. Boris Yeltsin ve Gennadiy Zyuganov'dan sonra en fazla oyu alan Aleksandr Lebed, Rusya'daki siyasetin geleceğine damga vuracak bir portre olacağının emarelerini vermişti. Rus oligark Boris Berezovskiy'in (Putin'in muarızı) de destek verdiği Lebed, 2002'de oldukça tartışmalı bir helikopter "kazasında" yaşamını yitirmişti.

[9] "Kolumb, Lebed, Gorbaçov: 7 Faktov o Svyazi Trampa s Rossiey, Kotorıye Vıy Upustili (Kolomb, Lebed ve Gorbaçov: Trump'ın Rusya ile İlişkilerine Dair Kaçırdığınız 7 Gerçek)", https://ruposters.ru/news/16-11-2016/kolumb-lebed-gorbachev, erişim tarihi: 12 Nisan 2019.

[10] ABD istihbaratına çok önemli bilgiler sızdıran Felix Sater, bilhassa Afgan yönetimi ve Usama Bin Ladin arasındaki münasebetler konusunda malumat vermişti. Sater'in servis ettiği istihbarat sayesinde ABD Başkanı George W. Bush'a yönelik bir suikast engellenmiş ve yardımcısı Dick Cheney, zehirlenmekten kurtarılmıştı.

[11] Alex Ward, "Felix Sater, the Spy, Criminal, and Mafia-linked Executive Tied to Trump Tower Moscow, Explained (Casus, Suçlu, Mafya Bağlantılı ve Trump Tower Moskova Yöneticisi Feliks Sater Açıkladı)", Vox, https://www.vox.com/2018/12/6/18127229/trump-felix-sater-tower-moscow-spy, erişim tarihi: 29 Nisan 2019.

[12] Rex Tillerson, Exxon Mobil enerji firmasına "katı bağlılığı" vesilesiyle Trump'ın büyük takdirini toplamıştır. 1975'te üniversiteyi bitirir bitirmez Exxon Mobil'de işe başlayan Tillerson, kırk yıl içinde basamakları muntazaman çıkmış ve nihayetinde şirketin CEO'su olmuştur. Malum olunduğu üzere bir süre önce Trump hükümetinin dışişleri bakanı olarak görev almıştı. Bkz. Pagedas, a.g.m., s. 33-38.

[13] Eoin Micheal McNamara, "Between Trump's America and Putin's Russia: Nordic-Baltic Security Relations amid Transatlantic Drift (Trump'ın Amerikası ve Putin'in Rusyası Arasında: Transatlantik Akımı Bağlamında İskandinavya ve Baltık Güvenlik İlişkileri)", Irish Studies in International Affairs, cilt 28, Ocak 2017, s. 1-26.

[14] Tıpkı Carl von Clausewitz'in işaret ettiği gibi her çağ, kendi savaşını yaratır. Bu çağın kendine özgün savaşı ise hibrit savaştır. İngilizce-Türkçe sözlükte hybrid sözcüğü, karışım veya melez anlamına gelmektedir. Hibrit savaş teriminin de bu anlamdan neşet ettiği kaçınılmaz. Peter Mansoor, hibrit savaşı "ortak bir politik amacı gerçekleştirmek üzere konvansiyonel askerî kuvvetler ile düzensiz güçlerin (gerilla, asiler, teröristler) ortak kullanımı” şeklinde tanımlamaktadır. Bu konuda daha fazla bilgi için bkz. Ali Nedim Karabulut, "Eski Savaş, Yeni Strateji: Rusya'nın Yirmi Birinci Yüzyıldaki Hibrit Savaş Doktrini ve Ukrayna Krizindeki Uygulaması", Uluslararası İlişkiler, cilt 13, sayı 49, 2016, s. 25-42.

[15] A. O. Bezrukov, "Fenomen D. Trampa i Stsenarii Razvitiya Rossiysko-Amerikanskih Otnoşeniy (Donald Trump Fenomeni ve Rus-Amerikan İlişkilerinin Gelişim Senaryoları)", Comparative Politics, cilt 9, sayı 1, Russia 2018, s. 109-123.

[16] Sun Tzu, Savaş Sanatı, çev. Adil Demir, Kastaş Yayınları, İstanbul 2008, s. 5.

[17] Bezrukov, a.g.m., s. 109-123.

[18] Yunan mitolojisinde Zeus'un sırlarını açığa çıkaran bir mitsel karakter. İşlediği suçtan dolayı Zeus, Sisifos'a (Sisyphos) dağın tepesine çıkarılan kayanın tepeye varınca geri tepmesi cezası vermişti. Korint Kralı Sisifos, ömrünü bu kayayı dağın tepesine çıkarmakla geçirmişti.