Merkez Sağ Hayaleti
Tanıl Bora

Türkiye'nin üzerinde bir merkez sağ hayaleti mi dolaşıyor? Hayal hanelerinde dolanıp durmaktan yorgun düşmüş bir hayalet... Evcil, mazbut bir hayalet…

İngilizce wikipedia'nın "merkez (centrist) partiler" listesinde Türkiye'den İYİP ve DEVA'nın yanı sıra Liberal Demokrat Parti... ve Bağımsız Türkiye Partisi'ni ("iş, aş, Haydar Baş") koymuşlar! Merkez ve merkez-sağ tarifinin muğlaklaşmasına veya şanzımanı dağıtmış olmasına bir işaret.

Biliyorsunuz, son zamanlarda yeni merkez sağ partisi girişimleri, –veya yılların eskitemediği tanımla "merkez sağda bir yeni oluşum" arayışları–, çoğaldı. İYİP'ten ayrılan Yavuz Ağıralioğlu'nun o havalide bir parti kuracağı söyleniyor. Başka girişimler de var. DEVA o pozisyonu tutmaya çalışıyor ama pek cılız. İYİP de, 'eski' merkez-sağ kadrolardan bir buket yapıp sehpaya koymanın ötesine geçip, ülkücü-milliyetçi mayalı bir yeni merkez-sağ inşa etme projesinde fazla mesafe alamadı.[1]

Merkez sağda "alternatif" özleyenler, çünkü, AKP iktidarının ancak böyle bir "oluşum"la yenilebileceğini düşünüyorlar. En azından, demokrasinin onarımı bakımından, güçlü bir merkez sağın varlığının hayırlara vesile olacağını...

Türkiye'de merkez sağın krizi hakkında üç yıl kadar önce yazmıştım.[2] Bu kriz Türkiye'ye mahsus değil, beynelmileldir. Onu global bir mesele olarak, çağın bir olgusu olarak düşünürsek, daha iyi anlarız.

***

Neoliberalizmin Siyasal Teorisi kitabıyla (2019) temayüz etmiş olan siyaset bilimci Thomas Biebricher'in turfanda çalışması Orta/Sağ,[3] bu bakımdan verimli bir kaynak. Avrupa'daki 25 Hıristiyan Demokrat partinin çoğunun küçük partiler havuzuna karıştığını, bunlardan 10'unun son seçimlerde %5'i geçemediğini kaydeden Biebricher; merkez sağın marjinalleşmediği yerlerde de içine göçtüğünü, mutasyon geçirerek fiilen aşırı-sağlaştığını gösteriyor. Bu dönüşümün öncü modeli gibi gördüğü İtalya'nın yanı sıra Britanya ve Fransa örneklerini inceliyor, Almanya'ya da yan gözle bakıyor. Evet, Avrupa-merkezli bir inceleme. Yine de, onun bulgularını özetlemek, konu üzerine sesli düşünmeye fayda sağlayacaktır.

***

Biebricher, merkez-sağın ideolojik içeriğini ılımlı muhafazakârlık olarak tanımlıyor. Veya eşanlamlısı gibi, liberal-muhafazakâr – ki bence isabetli tanım budur. (Anglosakson literatürde paleo-muhafazakârlık, diyorlar; taş devri muhafazakârlığı – o kadar eskilerde kalmış, yani!)

Güçlü merkez sağ, Biebricher'e göre liberal demokratik rejimin kurucu unsurlarından. Zira merkez sağ, sosyal refah devletine rıza vermekten öte, kuruluşunda doğrudan inisiyatif aldı. Tabii, Soğuk Savaş'ın ve anti-komünizmin icabıydı bu. Demirel'in beynelmilel kuvvetteki veciz sözüyle, emekçi sınıflara "zincirlerinden başka kaybedecek bir şey verme" meselesi...

Soğuk Savaş'ın sona ermesi, merkez sağın koordinat sistemini dağıttı. Onu "paleo" haline düşürecek bir büzülmeye yol açtı. Neoliberalizmin sosyal refah devletini dağıtan, deregülasyona uğratan siyasetine ister yarı gönüllü ister can-ı gönülden uyarlandıkça, kendi mezarını da kazdı. Merkez sağın çöküşü, sadece Biebricher'in değil umum siyasetbiliminin nazarında, orta sınıfın erimesine koşuttur. (Bu tarihsel anda, orta sınıfın 'aslında olmadığı' tezinin yanına, merkez sağın da 'aslında olmadığı' tezini iliştirebilirsiniz!)

Merkez sağın yerini alan yeni sağı Biebricher radikal sağ, illiberal (gayrı liberal) muhafazakârlık, sağ popülizm isimleriyle tanımlıyor. Muhafazakâr-liberal merkez sağın yerini sağ popülist radikal sağın almasına yol açan dönüşümde, beş etmeni ayırt ediyor: Parti yapısı, kişiselleşme, düşman imgeleri, Avrupa, kültür savaşı.

Parti yapısının değişmesi ile kişiselleşme etmenleri, doğrudan iç içe geçiyor. Partilerin had safhada lider-merkezli hale gelmesi, kadroların, delegelerin, parti ortamının, bütünüyle aracı kademelerin önemsizleşmesi, demokratik teamüllerle beraber 'ılımlandırma' mekanizmalarının da altını oydu. Bu değişimin çoğaltanı olarak siyasette medyanın belirleyiciliği, medyayı etkili ve bol kullanan, bağırgan, masa deyince 'yumruğumu vuracağım yer' anlayan figürlerin yükselişini teşvik etti.

'Eski' merkez sağın düşman imgesi, komünizmdi.  Komünizmin radikalliğine, aşırılığına, fanatikliğine karşı, o mutedilliğin temsilcisiydi. Soğuk Savaş'ın bitimiyle merkez sağ, galip gelmiş olmanın güveni ve artık düşman siyasetine ihtiyaç olmayacağı kabulüyle rehavete girerken; yeni (radikal, popülist) sağ, yeni düşman ve düşmanlar tayininde büyük maharet göstererek ön aldı. Mevcut düşman imgelerine yeni yakıt verdi, icabında yenilerini icat etti. (Türkiye'de Kürt krizi, merkez sağ-radikal sağ geçişinde dört şeritli hemzemin geçittir – başka bir anlamda "Kürt kartı," yani!) Özel bir düşman imgesi olarak Avrupa radikal sağının sarıldığı "Avrupa" (Avrupa Birliği teknokrasisi, "Brüksel"), malûm, Türkiye'de de iş görüyor. (Motiflerin mukayesesi, ilginç olur.) 

Neoliberal çağda ekonominin apolitikleştirilmesi, siyasetin tamamen "piyasalar"ın hükmüne girmesi, merkez sağın elini koyunu nereye koyacağını bilemez hale gelmesinin önemli bir âmili. Radikal sağ, Biebricher'e göre, siyasetin daralan alanını kültür savaşlarıyla canlandırmadaki ustalığıyla, veya ekonominin yerine kültür savaşlarını ikame etmesiyle galebe çaldı. Üstelik masrafsız bir işti bu. Öteden beri "ne et ne tavuk" olmakla alay ettiği (Erbakan, "renksizler" derdi) merkez sağdan farklı olarak, toptancı, gri alansız, kutuplaştırıcı kültür savaşı teknolojisi, tam radikal sağın marifetli olduğu işti.

Merkez sağın anti- veya gayrı-ideolojik söylemine, ideolojinin yerine sağduyuyu koymasına, bir "normatif doğallığa" bağlılık göstermesine karşı; radikal ve popülist sağ, hem ideolojik hararetiyle hem de volontarist (iradeci-öncücü) bir tavırla çıktı. Eşitsizliklerin büyüdüğü, sadece istihdamın değil hayatın her alanının prekarize olduğu (güvencesizleştiği, frangmanlaştığı...) bir zamandaki kaygı-içerleme-hınç yumağına kedi oldu, yeni sağ. Öz disiplin, dirayet, teenni ethos'una dayanan merkez-sağdan/liberal-muhafazakârlıktan farklı olarak, radikal ve popülist sağ, duygusal infilâkın, hıncın, öfkenin ethos'unu taşıdı.

Unutmamak lâzım: Sağın zıt kutuplar gibi resmettiğimiz eski ve yeni hatları, liberal-muhafazakârlık ve popülist-radikal sağ, büsbütün geçişsiz kaplarda durmuyorlar. Geçişkenlik ve gerilim var.

***

Biebricher'in çalışmasında ara ara yaptığı bir tespitin altını koyu koyu çizelim: Merkez sağ, liberal-muhafazakâr siyaset hattı, ancak yeniden inşası halinde varolabilir. (Merkez sağın yeniden zuhurunu lüzumlu görenler açısından tabii – o lüzum var mıdır, ayrı bir tartışma.) "Merkez sağdaki boşluk" kalıbı, biraz obruğu çağrıştırıyor insana; obruk, yani birden beliriveren, 'doğal' bir boşluk. Emin Alper'in Kurak Günler'ine selamla, yeraltı sularının çekilmesiyle oluşan, tehlikeli çukurlardır, obruklar. Merkez sağda doldurulmayı bekleyen 'doğal' bir boşluk yok, obrukların çöküntüsü var olsa olsa.


[1] Bu sahayla ilgili Kemal Can’ın yazılarına pas atayım: https://medyascope.tv/2023/07/02/kemal-can-yazdi-mustakil-siyaset-ve-mustesna-siyasetciler/; https://medyascope.tv/2023/06/25/kemal-can-yazdi-azinlik-cogunluk-mahalle-aritmetigi-ve-merkez/

[2] https://birikimdergisi.com/haftalik/10331/merkez-sag

[3] Almanca orijinali Mitte/Rechts, Suhrkamp Yayınları'ndan Nisan'da çıktı.