Şili’de 19 Aralık’ta gerçekleşen ikinci tur başkanlık seçimi Gabriel Boric’in zaferiyle sonuçlandı. On sene önce 2011’de başlayan ve iki sene boyunca devam eden öğrenci protestolarının liderlerinden biri olan Boric, 4,6 milyon oy alarak Şili tarihinde en çok oy alarak seçilen devlet başkanı oldu. Boric’in rakibi aşırı sağ siyasetini benimseyen José Antonio Kast’ın kasım sonu gerçekleşen birinci turda en çok oyu almış olması, Ekim 2019’da başlayan sosyal patlamanın (estallido social) ortaya koyduğu ekonomik, siyasal ve sosyal dönüşüm taleplerinin yeni bir anayasanın kuracağı demokratik düzen ile gerçekleştirilebilmesinin mümkün olmadığı bir senaryonun ihtimalini ortaya koymuştu. Boric’in ikinci turda açık ara bir farkla kazanmış olması, demokrasi içinde anayasanın yeniden yazılması yoluna giren Şili’nin bu gayesinde başarılı olma ihtimalini arttırdı ama sürecin başarı ile sonuçlanacağının garantisini vermeye yetmiyor.
Yeni anayasa ve değişim sözü veren yeni devlet başkanı Boric’i bekleyen olası zorlukları ele almadan önce, bu seçime dair birkaç konunun altını çizmemiz gerekiyor. Sosyal adaletsizlik sebebiyle Şili’de iki sene önce şiddetli protestolar patlak verince, siyasi elitler kurumsal bir yola başvurmuş ve Şili yeni anayasa yapma sürecine girmişti. Fakat Kast gibi Pinochet geçmişini savunan ve ortaya çıkacak anayasa taslağını “tehlikeli” bulursa engellemeye çalışacağını açıklayan[i] aşırı sağ adayın ilk turda diğer adaylardan daha fazla oy olması, açıklanması gereken bir durum.
Sosyal Patlama Sonrası Şili’de Başkanlık Seçimleri
Yedi adayın yarıştığı ilk turda oyların bölünmüş olması şaşırtıcı değil. Ama bir yandan, ABD’de yaşayan ve sadece sosyal medya üzerinden kampanyasını yürüten popülist Franco Parisi oyların neredeyse %13’ünü aldı. Bu sonucun ortaya çıkmasındaki bir başka sebep seçmenin seçimlere olan kayıtsızlığıydı. Bu durum aslında yeni bir olgu değil. Demokrasiye geçişten sonraki ilk seçim olan 1989 seçiminde katılım %98 iken, 2012’de sandığa gitmeyi zorunlu kılan kanun kabul edildikten sonra katılım %40’lara düşmüştü.[ii] 21 Kasım’daki başkanlık seçimlerinin ilk turunda da katılım %47’ydi.[iii] Boris’in ikinci turda galip gelebilmesinin altında yatan önemli bir sebep ikinci turda katılımın %55,6’ya çıkması oldu. İkinci turda Boric’e 2,8 milyon fazla kişi oy verdi, bunların çoğu ilk turda başka adaylara oy veren seçmenlerdi ama geriye kalan yeni oyların %28’i ilk turda sandığa gitmeyen seçmenin oyuydu.[iv] Böylece, ikinci tur başkanlık seçimleri son on yılın en çok katılım gösterilen seçimleri oldu.
Bu seçim sonuçlarını özel kılan bir diğer durum ise 1989’daki demokratik seçimlerden beri ilk defa Şili siyasetine egemen olan iki koalisyon dışında bir koalisyonun (Apruebo Dignidad) adayının galip gelmiş olması. Şili’de siyasi elitlerin merkez sol ve sağ koalisyonlardan gelmesi taraftarlarınca bir çeşit mutabakat siyaseti olarak yansıtılmaya çalışılmışsa da demokratik geçiş sonrası tıkanmışlık 2000’lerin ortasından itibaren belirgin olmaya başlamıştı. Sosyal talepleri aktarmada yetersiz kalan bu iki koalisyonun hükümetleri döneminde geniş katılımlı protestolar patlak vermiş ama reform taleplerine karşı üretilen politikalar yetersiz kalmıştı. İlk olarak 2006’da lise öğrencileri eğitimde eşitlik talebi için sokağa çıkmıştı. Bunu 2011-2013 üniversite eğitimindeki eşitsizliği ve 2017’de özelleşmiş emeklilik sistemini protesto eden gruplar takip etti. 2018 yılı ise feminist grupların üniversiteleri işgal ettiği ve yüz binlerin sokağa çıktığı protestolara sahne oldu. Bu sebeple 2019 yılında patlak veren protestolardaki slogan “30 Peso değil, 30 Yıl” idi.[v] Çünkü görünüşte 18 Ekim’de başlayan ayaklanmanın sebebi metro ücretlerine yapılan 30 pesoluk zam olsa da aslında bu patlamanın geri planında siyasal sisteme ve siyasi partilere karşı duyulan hüsran yatıyordu.
Seçimlere katılımın düşmesi ve şiddetli sosyal hareketlerin doğmasının altında yatan önemli bir neden seçim sistemiydi. Çünkü Şili’de Pinochet döneminde empoze edilen binomial seçim sisteminin iki amacı vardı: siyasi partilerin sayılarını azaltmak ve muhafazakâr sağ partilerin alabileceği koltuk sayısını çoğaltmak. Bu sisteme göre bir siyasal parti/koalisyon bir bölgeden kongre üyesi çıkarabilmek için, kendisinden sonra en çok oy alan adayın iki katı kadar oy olması gerekiyordu. Böylece azınlık olmasına rağmen sağ koalisyon oyların üçte birinden bir fazla oy alarak adayını kongreye yollayabiliyordu. Gerekli olan çoğunluk sağlanamadığı için merkez sol koalisyon siyasi reform taleplerine cevap veremiyordu.[vi] Ayrıca her bir bölgenin iki koltukla temsil edildiği bu sistem partileri iki geniş koalisyon altında seçime gitmeye yönlendiriyordu. Gabriel Boric’in seçilmesi ile merkez sol koalisyonu[vii] ve sağ partilerin oluşturduğu iki koalisyon dışından biri seçilmiş oldu. Öyle ki 2006’dan beri on altı yıl boyunca devlet başkanları bu iki koalisyonun temsilcileri olmuştu: Michelle Bachelet (2006-2010 ve 2014-2018) ve Sebastián Piñera (2010-2014 ve 2018-2022).
Yeni siyasi aktörlerin ortaya çıkmasına ve üçüncü bir gücün seçimlerde gerçek bir alternatif olmasına olanak vermeyen bu seçim sistemini Şili 2015’te terk etti. Bu değişiklik Şili’de yeni partilerin ve oluşumların ortaya çıkmasına el verdi. Boric’in aday olup seçildiği yeni sol koalisyon Frento Amplio (FA) yeni seçim sisteminin ilk defa işlediği 2017’de Temsilciler Meclisi’nde yirmi, Senato’da bir koltuk kazandı. FA’nın önemli figürleri ilk siyasi deneyimlerini 2011-2013 öğrenci protestoları sırasında edinmişlerdi. Gabriel Boric de öğrenci protestoları sırasında Şili Üniversite Öğrenci Federasyonu (FECH) başkanıydı. Kongre’ye 2013’te bağımsız aday olarak seçilen Boric, ikinci defa yarıştığında FA’nun adayı olarak seçildi.
Yeni Anayasa Süreci
Sosyal patlamaya önce olağanüstü hal ilan edip şiddetle cevap veren Piñera hükümeti, daha sonra bir reform ajandası açıkladı ama bunu yetersiz görenler protestolarına devam etti ve 25 Ekim 2019’da sadece başkent Santiago’da bir milyondan fazla kişi sokağa çıktı.[viii] Sosyal eşitsizlik, ulaşım, sağlık ve eğitimin pahalılığı, emeklilik ve asgari maaşın düşüklüğünü protesto eden eylemcilerin farklı taleplerini siyasal sisteme duyulan tepkiden ayırmak pek mümkün değil.
Şili 1980 Anayasası’nın reddedilmesinin bir sebebi elbette onun Pinochet mirası olarak görülmesi. Fakat bir diğer nedeni bu anayasanın kurduğu kurumsal yapıda değişiklik yapılmasının güç olmasıdır. Anayasa değişikliği için ve eğitim, anayasa mahkemesi, partiler, merkez bankası, seçim gibi birçok farklı konuyu düzenleyen organik anayasal kanunları (leyes orgánicas constitucionales) değiştirebilmek için nitelikli çoğunluk ihtiyacı, var olan anayasal sistemde köklü değişliklerin yapılmasına olanak tanımıyordu. Ekseriyetle sağ koalisyonun veto kapasitesini artıran bir kurum olarak çalışıyor olmasından dolayı, Anayasa Mahkemesi de demokrasiye kilit vuran bir kurum olarak görülüyordu.[ix]
Meşruluğunu sorgulatan bu kurumsal mirasın yanı sıra, 1980 Anayasası eğitim, sağlık ve emeklilik gibi kamu politikası alanlarında sorumluluğu serbest piyasaya bırakıyordu.[x] Bu sebeplerden dolayı yeni anayasa talebi 2000’lerin ortalarından itibaren giderek büyüdü. Mesela 2013 seçimlerinde marcatuvoto kampanyası kurucu meclis talep edenleri pusulalarına bu tercihlerini belirtmek için AC (asamblea constituyente) diye yazmaya çağırmıştı. Oy kullananların %10’u tercihlerini böyle duyurmuştu.
Bachelet 2013’te ikinci defa seçilirken yeni anayasa yapma sözü vermişti. Kompleks ama katılımcı (ve de Ekim 2015-Ocak 2017 arasında geçen uzun) bir süreç sonrasında sözde elde edilen bildirimleri sistemleştiren bir rapordan taslak üretildi. Fakat bu süreç şeffaf olmadığı için eleştirildi. Siyasi partiler sürecin dışında bırakıldıkları için, anayasa talebinde bulunan sosyal hareketler de son yazım aşamasının kapalı kapılar ardında yaşanmasından dolayı, Bachelet taslağını Kongre’ye yolladığında, desteklerini kesmişlerdi.[xi] Piñera dönemine ise bu proje tamamen rafa kaldırıldı.
Ekim 2019’da başlayan sosyal patlamadan bir çıkış yolu olarak yeni anayasa talebi bu sefer tabandan daha kuvvetli olarak geldi. Kongrede temsil edilen partilerin neredeyse tamamı anlaşarak 1980 Anayasası’nı değiştirmenin yolunu açacak bir sözleşme imzaladılar.[xii] Parti grubu bu sözleşmeye destek vermemesine rağmen, Gabriel Boric kendi imzasını attı. Aslına bakılırsa, Boric’in bu müzakerelerde sorumluluk alması sosyal hareketin taleplerinin pazarlığını devletin içinden temsilcilerin yapabilmesini sağladı ama bir yandan hükümetin istifasını önleyen bu anlaşmaya destek verdiği için FA iç karışıklıklar yaşadı.[xiii]
Bu sözleşmeye göre ilk yapılan referandumda seçmenlere anayasanın değişmesini isteyip istemedikleri ve istiyorlarsa kurucu meclis veya “karışık anayasal kongre” mekanizmalarından hangisini tercih ettikleri soruldu.[xiv] Pandemi yüzünden iki defa ertelen oylama Ekim 2020’da yapıldı. Katılanların %78’i yeni anayasaya ve %79’u yeni anayasanın tamamı halk tarafından seçilecek bir kurucu meclis tarafından yazılmasına onay verdi. 155 üyeli kurucu meclisin üyelerinin seçimleri Mayıs 2021’de gerçekleşti.
Seçimlere katılım referanduma göre daha düşüktü. Ama Şili’deki genel düşük katılım, pandemi şartları ve Anayasal Meclis ile beraber yerel seçimler için üç ayrı oyun da kullanıldığı düşünülürse, çok şaşırtıcı değildi.[xv] Yerel halk için ayrılmış olan 17 koltuk için ayrıca yapılan seçimlere, 1,2 milyon seçmeni olan yerli halkın %23’ü katıldı. Feminist örgütler ve kadın siyaset bilimcilerin (Red de Politólogas #NoSinMujeres) gayreti sayesinde Mart 2020’de Kongre’de kabul edilen cinsiyet eşitliği kuralı kadın adayların eşit temsil edileceğini garantiledi.[xvi] Hatta seçim sistemindeki cinsiyet eşitliğini güvence alan bu sistem, pratikte erkeklerin temsiliyetini artırdı. Çünkü bu yönde düzeltme yapan mekanizma olmasaydı kurucu meclise giren erkek sayısı daha az olacaktı.[xvii]
Anayasal Meclis’e seçilenlerin önemli bir çoğunluğunun bağımsız adaylar olması Mayıs 2021 seçimlerinin en çarpıcı sonucuydu. Siyasi partilere güvenin çok düşük olması sebebiyle, 2019 protestoların önemli bir talebi siyasi partilerin tekel olmaması idi. Siyasi partiler bu sebepten seçim listelerinde bağımsız adaylara yer verdiler. Bağımsızların bir kısmı siyasi partilerin destekledikleri listelerden seçilmiş olsalar da, ortaya çıkan kompozisyonda kurucu meclis üyelerinin %67’sinin parti üyeliği yok.[xviii] Merkez sağ koalisyonu 37 koltukla, merkez sol ise 25 koltukla meclise girmiş durumda. Yeni sol koalisyonun listesi ise (Apruebo Diginidad) 28 koltuk kazanarak meclise girdi.
Temmuz 2021’de yemin ederek göre başlayan Meclis, dil bilimci bir akademisyen olan Mapuche yerlisi Elisa Loncón’u başkan seçti. Usul kurallarının belirlenmesi oldukça çekişmeli geçti[xix] ama sonuçta müzakere ve karar almaya dair kurallar son derece detaylı bir şekilde Ekim 2021’de kabul edildi.[xx] Fakat Kasım 2019’da süreci başlatan sözleşme ve yeni anayasanın hukuksal bir zemine dayanarak yazılmasını düzenleyen anayasa değişikliğinde belirtilen usul kurallarının belirlenmesinde üçte iki oy çokluğu aranması kuralı göz ardı edildi. Halbuki bu sağ partilerin yeni anayasa projesine destek vermelerine karşılık verilen bir teminattı. Usul kurallarının basit çoğunlukla kabul edilmesi kimi anayasa hukukçuları tarafından bir ihlal olarak addedildi.[xxi] Ama anayasa hükümlerinin kabul edilmesi için nitelikli çoğunluk öngörüldü. Bir başka deyişle, Anayasal Meclis’in kendi belirlediği kurallara göre, her bir hükmün kabul edilebilmesi için meclisin üçte ikisinin onayı gerekli.[xxii]
Anayasal Meclis’te hiçbir siyasal gruplaşma tek başına anayasal süreci tıkayacak bir veto gücüne sahip değil. Fakat anayasa yapmak için seçilmiş meclislerin arasında çeşitliliğin belki en belirgin olduğu, siyasi partilerin geri planda kaldığı bu kurucu mecliste, ortak bir paydada buluşmak pek kolay olmayabilir. Anayasal süreci doğuran siyasal hareketin arkasında yekpare bir sosyal hareket olmadığı gibi, tek bir lider de yok. Fakat bu anayasal süreci başlatan sözleşmenin altına, kendi partisinin desteğini almamasına rağmen imzasını atmayı tercih eden Boric’in seçilmesi meclisin demokratik bir anayasa ortaya koyabilme ihtimalini oldukça kuvvetlendiriyor.
Kazanmasından sonra yaptığı açıklamada Boric büyük çabalarla vardıkları anayasa sürecini koruyabilmek için çalışacağının altını çizdi. Fakat bunu yapabilmesi için bir yandan kurumsal desteğini vermesi, bir yandan ise kurucu meclisin özerk çalışabilmesinin garantisini verebilmesi gerekiyor. Aksi takdirde sağ partiler ve seçmenleri Kurucu Meclis’in meşruluğuna gölge düşürebilir. Fakat Boric’in uzlaşmacı kişiliği, açıkladığı hükümet programında Kurucu Meclis’in alacağı kararlar çerçevesinde hareket edeceğinin sinyalini vermesi[xxiii] ve seçilmesinin ertesi gününde meclise yaptığı ziyarette verdiği güven mesajları[xxiv] anayasal sürecin tamamına ereceğine dair bir umut veriyor.
Fakat bu süreci bekleyen zorluklar yok değil. Öncelikle meclisin önünde kısa bir zaman var. 18 Ekim’de, yani protestoların ikinci yıldönümünde başlayan müzakerelerin önümüzdeki yıl tamamlanması gerekiyor. Nisan 2022’ye kadar tamamlanamazsa, dokuz aylık müzakere ve yazma süreci üç ay daha uzatabiliyor. Süreci daha uzatmak için Kongre’den geçmesi gerek; yasal düzenlemeyi devlet başkanı olarak Boric desteklese dahi, Kongre’de yeterli desteği bulamayabilir.
Bir taslak ortaya koyulabilmesi için her bir hükmün meclisin üçte ikisinin onayını alması gerek. Bu iyi ihtimalle, sol ve bağımsız üyeleri uzlaşmaya yönlendirebilir, en kötü ihtimalle süreci tıkayabilir. Olası bir tıkanıklık durumunda, ara halkoylaması (plebiscitos dirimentes) yapmak kâğıt üzerinde mümkün fakat bunu için de önce kanunlarda değişiklik yapmak gerek.
Muhalefet ve hükümete yakın partiler arasında ikiye bölünmüş Kongre bu çıkmazı aşmak için gerekli olan anayasa değişikliğini kabul etmeyebilir. Her halükarda, bir taslak ortaya çıktıktan sonra, bunun da halkoylamasında onaylanması gerekiyor.
Anayasal sürecin başarı ile tamamlanması durumunda ise, yeni anayasal düzenin neler getireceği, hangi kanuni değişiklikleri gerektireceği henüz belli değil. Bu bakımdan da Boric’i zorlu bir süreç bekliyor. Ama kurucu meclis tarafından hazırlanan yeni bir anayasa ile Şili demokratik bir geleceğe yeni bir sayfa açabilirse, Boric demokrasiye geçiş döneminin son başkanı ve yeni bir demokratik düzenin ilk lideri olarak anılacaktır.
[i] Philip Sanders. (2021). “Candidato Kast dice que no dudará en vetar leyes del Congreso de Chile”, Bloomberg Linea, 12 Kasım 2021. https://www.bloomberglinea.com/2021/11/12/candidato-kast-dice-que-no-dudara-en-vetar-leyes-del-congreso-de-chile/
[ii] Bu yasal değişiklik demokratik bir gaye ile yapılmıştı. Eski sistemde 18 yaşından büyük vatandaşların oy kullanabilmek için seçmen olarak kayıt yaptırmaları gerekiyordu. Kaydolduktan sonra seçime katılım zorunluydu. Bu kanun ile oy kullanma yaşında olan her vatandaş otomatik seçmen olarak sayıldı fakat oy kullanma zorunluluğu kalktı.
[iii] Bu tarihte kongrede görev yapacak 50 sandalyeli senatonun 27 üyesi, 155 sandalyeli alt kamaranın tamamı ve bölgesel kurulları seçmek için de sandığa gidildi.
[iv] Camilo Espinoza. (2021). “De dónde salieron los casi 2,8 millones de votantes que sufragaron por Boric en segunda vuelta”, The Clinic, 29 Aralık 2021. https://www.theclinic.cl/2021/12/20/origen-votantes-boric-segunda-vuelta/
[v] Claudia Heiss. (2021a). “Latin America Erupts: Re-founding Chile”, Journal of Democracy, 32(3), Temmuz 2021, s. 33-47.
[vi] A.g.m.
[vii] İlk defa Pinochet’nin kaybettiği Ekim 1988 halkoylamasında beraber hareket eden merkez sol koalisyonu 1988-2013 yılları arasında Concertación, 2013-2018 yılları arasında Nueva Mayoría isimleri altında bir araya gelmişti. Fakat Nueva Mayoría döneminde Komünist Parti (PC) bu sol koalisyona dahil olunca, Hıristiyan Demokratlar 2017’de koalisyon dışında yer aldı.
[viii] Alexandra Chechilnitzky ve Carlos Said. (2019). “Más de 1,2 millones de voces gritan en Plaza Italia”, La Tercera, 25 Ekim 2019. https://www.latercera.com/nacional/noticia/mas-millon-voces-gritan-plaza-italia/878555/
[ix] Bu kavramı (las trampas/los cerrojos) ilk ortaya atan, Anayasa Meclisi’ne seçilen anayasa hukuku profesörü Fernando Atria’dır. Bkz. Fernando Atria. (2013). La Constitución tramposa.
[x] Oya Yeğen. (2019). “Şili’de Yeni Anayasa Sözü: 1980 Anayasası ve Temel Sorunları”, Anayasa Gündemi, 19 Kasım 2021. https://anayasagundemi.com/2019/11/19/forum-dr-oya-yegen-silide-yeni-anayasa-sozu-1980-anayasasi-ve-temel-sorunlari/
[xi] Sergio Verdugo ve Jorge Contesse. (2019). “The Rise and Fall of a Constitutional Moment: Lessons from the Chilean Experiment and the Failure of Bachelet’s Project”, Int’l J. Const. L. Blog, 13 Mart. http://www.iconnectblog.com/2018/03/the-rise-and-fall-of-a-constitutional-moment-lessons-from-the-chilean-experiment-and-the-failure-of-bachelets-project/
[xii] Komünist Parti de bu sözleşmenin dışında kaldı. 12 maddelik (Acuerdo Por la Paz Social y la Nueva Constitución) sözleşmesi için bkz. https://obtienearchivo.bcn.cl/obtienearchivo?id=documentos/10221.1/76280/1/Acuerdo_por_la_Paz.pdf
[xiii] (2019) “Masiva renuncia a Convergencia Social: Jorge Sharp y otros 72 militantes dejan el Partido”, 15 Kasım 2019. https://www.elmostrador.cl/noticias/pais/2019/11/15/masiva-renuncia-a-convergencia-social-jorge-sharp-y-otros-72-militantes-dejan-el-partido/
[xiv] Bütün bu süreci düzenleyen anayasa değişikliği (Ley 21, 200) 2019 Aralık ayının sonunda kabul edildi, bkz. https://www.bcn.cl/leychile/navegar?idNorma=1140340
[xv] Ekim 2020’deki halkoylamasına katılım %50,9 iken, kurucu meclis seçimlerinde katılım %43,4 oldu.
[xvi] Bu seçimde hem aday listesinde hem de sonuçlarda cinsiyet eşitliği sağlanması şart koşuldu. Bunu yapabilmek için kadın adayların isminin ilk sırada ve listede sırayla bir kadın bir erkek adayın olması kararlaştırıldı. Fakat seçim sonuçlarının her bir seçim bölgesinde temsil açısından dengeli bir sonuç çıkarmama ihtimaline karşı bir düzeltme mekanizması da eklendi.
[xvii] Juliete Suárez-Cao. (2021). “Reconstructing Legitimacy After Crisis: The Chilean Path to a New Constitution”, Hague Journal of the Rule of Law, 13/2-3.
[xviii] Claudia Heiss. (2021b). “Where the Rubber Meets the Road: Chile’s Constitutional Convention Decides its Rules of Procedure”, Constitutionnnet, 25 Eylül 2021. https://constitutionnet.org/news/where-rubber-meets-road-chiles-constitutional-convention-decides-its-rules-procedure
[xix] A.g.m.
[xx] Pamela Figueroa. (2021). “The Constitutional Convention’s rules of procedure: a path of transformative institutionalism in Chile”, Constitutionnnet, 30 Ekim 2021. https://constitutionnet.org/news/constitutional-conventions-rules-procedure-path-transformative-institutionalism-chile
[xxi] Benjamin Alemparte ve Joshua Braver. (2021). “Constitutional Boot-strapping in Chile?”, Int’l J. Const. L. Blog, 2 Kasım. http://www.iconnectblog.com/2021/11/constitutional-boot-strapping-in-chile/
[xxii] Taslakların 2/3 oy almaması ama 3/5 çoğunluğa ulaşması durumunda karar verici bir halkoylamasına (plebiscitos dirimentes) gitme kuralı anayasal hükümlerin kabulü için alternatif bir yol çiziyor. Fakat bunun bir anayasal değişiklik olmadan ve pratik olarak pek mümkün olmadığı da gerçek. Bkz. Javier Couso. (2021). “Constitucionalista Javier Couso y plebiscitos dirimentes”, El Mostrador, 1 Kasım. https://www.elmostrador.cl/nueva-constitucion/2021/10/01/constitucionalista-javier-couso-y-plebiscitos-dirimentes-parece-una-mala-idea-porque-probablemente-en-un-ano-recargadisimo-de-elecciones-participara-muy-poca-gente/
[xxiii] Juan Manuel Ojeda. (2021). “El compromiso de Boric con el proceso constituyente que ayudó a forjar”, La Tercera, 19 Aralık. https://www.latercera.com/earlyaccess/noticia/el-compromiso-de-boric-con-el-proceso-constituyente-que-ayudo-a-forjar/AIDZJQLLD5GLBIWAZRANR5F7GU/
[xxiv] “Potente señal de respaldo al trabajo constituyente: Boric se reúne con la mesa de la Convención Constituciona”, El Mostrador, 21 Aralık 2021. https://www.elmostrador.cl/dia/2021/12/21/potente-senal-de-respaldo-al-trabajo-constituyente-boric-se-reune-con-la-mesa-de-la-convencion-constitucional/