Sokrates: Bu alçak duvarlar arkasında insanlar düşün, ellerinde türlü türlü araçlar, taştan, tahtadan yapılmış, insana, hayvana ve daha başka şeylere benzeyen kuklalar taşıyorlar. Bu taşıdıkları şeyler, bölmenin üstünde görülüyor. Gelip geçen insanların kimi konuşuyor, kimi susuyor. Ama tıpkı bizler gibi! Bu durumdaki insanlar kendilerini ve yanlarındakini nasıl görürler? Ancak arkalarındaki ateşin aydınlığı ile mağarada karşılarına vuran gölgeleri görebilirler, değil mi? Şimdi bu adamlar aralarında konuşacak olurlarsa, gölgelere verdikleri adlarla gerçek nesneleri anlattıklarını sanırlar, değil mi? Bu zindanın içinde bir de yankı düşün; geçenlerden biri her konuştukça, insanlar bu sesi karşılarındaki gölgenin sesi sanmazlar mı? Bu adamların gözünde gerçek, yapma nesnelerin gölgelerinden başka bir şey olamaz ister istemez.[i]
12 Haziran Rusya’da “Rusya Günü” (День России) olarak kutlanan bir gündür. 12 Haziran 1990 tarihinde o dünkü parlamento resmî olarak Rusya Federasyonu’nun varlığını ilan etmiştir ve 1992 yılından beri de çeşitli etkinliklerle kutlanagelmiştir. Fakat, bu sene 12 Haziran başka bir aktivasyonun da tarihi oldu. Başını Aleksey Navalnıy’ın çektiği muhalif hareketin yanı sıra çeşitli toplumsal muhalefet hareketlerinin de katılım gösterdiği Moskova ve Petersburg sokaklarında vuku bulan yolsuzluk karşıtı “Cevap bekliyoruz/talep ediyoruz” (Требуем ответов)[ii] namlı protesto gösterileri organize edildi. 15.000 civarında bir katılımcının iştirak ettiği yazılan Moskova’daki gösterilerde 866 kişi ve 5.000’den fazla insanın bulunduğu neşredilen Petersburg’daki gösterilerde ise 548 kişi olmak üzere 1.500 kişiye yakın kişinin gözaltına alındığına dair ulusal ve uluslararası medyada haberler geçiliyor. Diğer taraftan, Rusya’nın resmî haber ajansı olan İnterfax’ın geçtiği haberde ise Rus İçişleri Bakanlığı’nın (МВД) verilerine göre ise 5.000’e yakın insanın katıldığı Moskova’daki gösterilerde 150’den fazla gözaltı var,[iii] Petersburg’da ise 500 gözaltı.[iv]
Klasik bir Doğu-Batı analizinin ötesine geçip de, tipik klişeler üzerinden yapılacak bir okuma ile Rusya’yı anlamanın mümkün olmadığı aşikârdır. Diğer taraftan da, yüzyılların deneyimi ışığında meydana gelmiş Rus siyasal kültürünün hayli paternalist ve otoriteryen bir yapısının olduğu da açıktır. Fakat, güçlü devlet geleneği karşısında çok iyi örgütlenmiş, gelişmiş bir sivil toplum alanına sahip olmasa bile, ister yeraltında faaliyet göstersin -ki Rus coğrafyası sözkonusu ise çoğunlukla öyle olagelmiştir de- isterse de yerüstünde, hemen hemen her dönemde devingen ve dinamik çeşitli hareketlerin vücuda getirdiği müessir bir toplumsal muhalefete sahip olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Sovyet sonrası Rusya’nın küresel kapitalizm ile entegrasyonu sonucunda ortaya çıkan ve sadece ekonomik alanda değil, aynı zamanda politika alanında da oldukça etkili olan ve olmak da isteyen bir zümre ortaya çıkmıştır. Oligarklar olarak adlandırılan ve çoğunlukla Sovyet dönemi nomenklatura ile ilişkilendirilen bu zümre ne monolitik ne de kendi içinde konsensüsü sağlamış bir yapıya sahiptir. Bu zümre içinde var olan çeşitli grupların hem ulusal piyasalar hem uluslararası piyasalar hem de ulusal siyaset alanı için canhıraş bir rekabet içinde olduğu bir yapılanması vardır. 1990’larda Boris Yeltsin yönetimi de, 2000 sonrası Vladimir Putin de bu zümrenin üyesi çeşitli grupların karar mekanizmalarında etkili olduğu dönemlerdir. Dönem ya da başkanlık koltuğunda kim oturuyor olursa olsun; ekonomik ve siyasal iktidarı hükmü altında tutan oligarkların ise bu zümre içinde yegâne güç olduğunu düşünmek de hatalıdır. Çünkü başka bir deyişle Rusya’nın sermaye sınıfı olan bu zümre içinden elbette iktidarda olan kesime karşı bir mücadele de kaynaklar ve koşullar el verdiğince verilecektir. Bu türden sınıf-içi bir mücadelenin kaçınılmazlığı, zaten burjuvazinin ya da sermaye sınıfının doğası gereğidir bir anlamda da. Bu açıdan bakıldığı zaman, burjuvazi içinde ortaya çıkacak bir kavgadan doğacak bir hegemonya krizinin ve onun yaratacağı bir iktidar değişiminin her zaman halkın yararına olup olmayacağı da ayrı bir tartışma konusudur. Çoğunlukla siyasi ve ekonomik iktidarın sermaye sınıfı içinde elden ele geçmesi halinin ise halkın yararına olup olmadığını anlamak için yapılacak en mühim okuma belki de geçmiş ya da gelecek politikaların sınıfsal orijinine bakmak ve kimin yararına olduğunu anlamak gerektiğidir.
Bu açıdan bakacak olursak da, günümüzde zayıf olan Rus sivil toplumunu güçlendirecek sermaye-karşıtı bir karşı-hegemonya hareketinin ortaya çıkması için gerekli olanın arkasında mücadele halindeki oligarkların olduğu bir hegemonya kavgasının sokağa yansımış hali değildir. Aleksey Navalnıy, Putin muhalifi olarak tüm dünyada ünlenen ve liberal Batı tarafından heyecanla desteklenen bir isim halini aldı. Fakat bir yandan da ne dediğini, neyi savunduğunu, neyi önerdiğini tam olarak söylemek de mümkün değil. Özgürlük, eşitlik, demokrasi gibi kavramların Rus coğrafyasında tesis edilme ihtimali üzerinden liberal Batı tarafından desteklenme hali ise aynı şekilde liberal Batı’nın zamanında Boris Yeltsin’e verdiği desteği ve sonrasında yaşanan katastrofik hezimeti hatırlatıyor. Net bir ekonomik ve politik bir programa, ajandaya sahip olmayan ve zaman zaman aşırı milliyetçi söylemlere dahi kaydığı görünen Navalnıy’ın,[v] Putin’in otoriter yönetimine Rus halkının yararına bir alternatif olabileceğini söylemek oldukça güç. Navalnıy’ın aşırı milliyetçi düşünceleri, neo-Nazi gruplarla olan ilişkisi, zenofobik yorumları ve göçmen-karşıtı tutumu gözlerden kaçan ufak fakat oldukça önemli hususlar.[vi] Açıkçası Putin gider, Navalnıy veya başka bir isim gelir fakat Rus toplumunda değişecek çok da fazla bir şey olacakmış gibi durmuyor. Mühim olan koltukta kimin oturduğu değil, oturanın kimin çıkarına çalıştığıdır. Yeltsin gibi Putin de muhakkak ki belli oligarkları gözetti; tek farkla, Yeltsin’in çevresindekileri tasfiye edip kendi çevresindekilerin ekonomik ve politik iktidar mekanizmalarında etkili olmalarını sağladı. Navalnıy’ın da, eğer ki başkanlık koltuğuna oturabilirse, yapacağı farklı olmayacaktır. Putin dönemi oligarklarını bertaraf edecektir.
Filhakika, mühim olan Rusya’da halkın yararına olacak değişim ve dönüşümlerin vuku bulup bulmayacağıdır. Lakin günümüzde Rus toplumu devletin işleyişi açısından belli rahatsızlıklar içinde olan ve bunları aktarabileceği bir mecra arayışında. Mesela, bunun en güzel örneği; bu sene Moskova’daki 1 Mayıs etkinliklerine 1,5 milyon insanın katılmış olmasıdır ki Rusya’da uzun yıllardan beri ilk defa bu kadar büyük bir sayıda -her yaştan, her kuşaktan- insan 1 Mayıs’a katılmıştır.[vii] Bu hareketlenmelerin ise, düzgün bir programa sahip bir sol hareket yerine, Navalnıy ya da liberal Yabloko Partisi gibi isimlerin başını çektiği gruplara doğru olması hem sermaye sınıfı açısından hem de devlet organı açısından şüphesiz daha tercih edilirdir. Rus solunun güdüklüğü sorunu ise hem sol hareketlerin pasifliği ve marjinal kalması hem kitlelerin sola duyduğu -geçmişteki deneyimlerin ışığında ortaya çıkmış olan- güvensizlik hem de devletin baskıcı, otoriter tavrı üzerinden gelişmiş durumdadır. Velhasılıkelam, Rus toplumunun Rus sermaye sınıfı ve/veya uluslararası sermaye sınıfı tarafından desteklenen isimlere değil, gerçek anlamda halkın çıkarını, kamunun faydasını, yurttaşların haklarını, bireylerin özgürlüklerini savunacak ve alttan kurulacak çoğulcu ve katılımcı bir demokrasiyi mümkün kılabilecek bir karşı-hegemonik toplumsal muhalefete ihtiyacı vardır ve son protesto gösterileri de göstermiştir ki esasında aradığı kan da oradan akmaktadır.
[i] Platon, Devlet, çev. S. Eyüboğlu, M. A. Cimcoz. İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2006, 514 a-b.
[ii] “«Требуем ответов»: Акции 12 июня 2017 года”, 13.06.2017, https://ovdinfo.org/story/trebuem-otvetov-akcii-12-iyunya-2017-goda
[iii] “МВД подтвердило задержание более 150 человек в ходе акции в центре Москвы”, 12.06.2017, http://www.interfax.ru/moscow/566301
[iv] “Russia protests: Kremlin critic Navalny jailed, hundreds arrested”, 13.06.2017, http://edition.cnn.com/2017/06/12/europe/alexey-navalny-russia-protests-moscow/index.html
[v] “Liberal Parti’den aşırı milliyetçi görüşleri nedeniyle kovulan İş Hukuku Bölümü mezunu, avukat Navalnıy, Putin’i ülke çıkarlarını ön planda tutmamakla suçlamıştı.” Euronews, “Alexei Navalny Putin’e Rakip Olabilecek Mi?”, 30.12.2014, http://tr.euronews.com/2014/12/30/alexei-navalny-putin-e-rakip-olabilecek-mi
[vi] “Dictator vs. democrat? Not quite: Russian opposition leader Alexey Navalny is no progressive hero”, 02.04.2017, http://www.salon.com/2017/04/02/dictator-vs-democrat-not-quite-russian-opposition-leader-alexey-navalny-is-no-progressive-hero/
[vii] “Moskova’da 1 Mayıs coşkusu başladı”, 01.05.2017, https://tr.sputniknews.com/yasam/201705011028288849-moskova-mayis-basladi/; “Rus halkından 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarına yoğun ilgi”, 02.05.2017, http://haberrus.com/life/2017/05/02/rus-halkindan-1-mayis-isci-bayrami-kutlamalarina-yogun-ilgi.html