20. yüzyıldaki “ulus devlet”[1] tartışmaları, yerini, 21. yüzyılda “elektronik devlet”[2] tartışmalarına bırakacağa benzemektedir. Elektronik noter kurma çalışmaları, vatandaşlığın önemini yitirip “netdaş”lığın ön plana çıkmaya başlaması, sanal cemaat yapılanması, “İnternette Demokrasi” yaklaşımları bu tespiti doğrulamaktadır. “Sanal Dünya” 21. yüzyılın kaçılamayacak bir gerçeği. Toplumlar dükkanlardan sanal mağazalara, semt pazarlarından sanal fuarlara, pasajlardan web sitelerine doğru koşmaktadır. Daha şimdiden sinema, edebiyat, güzel sanatlar sanal dünya ile ilgili konularda ürünler vermeye başladılar bile. Bu olgular bilgisayarın bir türevi olarak ortaya çıkan internet sayesinde gerçekleşmektedir. Kısaca, 21. yüzyıl dünyası internet sayesinde, haberleşme, hukuk, edebiyat, sanat, siyaset, ticaret gibi birçok alanda yeni dönüşümlerin ve problemlerin yaşandığı yüzyıl olacaktır. Örneğin, İngiltere’de, 2002 yılına kadar devlet işlerinin %25’inin elektronik ortamda gerçekleştirilme çalışmaları yapılmaktadır. Devlet işlerinin tümünün bu ortamda gerçekleştirilebilmesi için hedeflenen yıl ise 2008’dir. Finlandiya 2002’ye kadar bu süreci tamamlamak gayretindedir (İhracat Dünyası, 1999, s.3). Bu sürece yoğun şekilde hazırlanan diğer ülkeler ise Singapur,[3] Slovenya ve Malezya’dır.[4]
Böyle bir süreçte hazırlanmakta olan 8.BYKP daha da önemli hale gelmektedir. 8.BYKP’de, her ne kadar bu plan 2001-2005 yılını kapsayacak denilse de, aslında kitapçıkta da belirtildiği üzere, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yıldönümüne karşılık gelen yıl olan 2023 yılı hedef alınarak, orta ve uzun dönem gelişme hedefleri ve stratejileri belirlenmelidir” (8. BYKP Özel İhtisas Komisyonları El Kitapçığı, Kasım 1999, s.1) görüşü benimsenmiştir ve doğrudur da. Buradan hareketle, özellikle kayıtdışı ekonomi özel ihtisas komisyonunda ve sonra diğer komisyonlarda internet ve e-ticaretin dikkatlere alınması, planlamaların daha sağlıklı yapılabilmesi ve problemlerin çözülebilmesi için önemli hale gelmektedir. Bu, 8. BYKP Özel İhtisas Komisyonları El Kitabı’nda bahsedilen “dünya ile bütünleşme” ve “sanayi ötesi döneme geçiş” sürecinin de bir gereğidir. Yalnız, 21. yüzyılın projeksiyonunun daha sağlıklı yapılabilmesi için internet ve e-ticaret konusunun başlı başına bir alt komisyon haline getirilip ele alınması daha verimli olabilirdi.
Bu düşüncelerin arka planını aşağıda sözü edilecek olan gerekçelere oturtmak mümkündür. Dünya ticareti gün geçtikçe internet ortamına çekilmekte;[5] artık ticaretin bir kısmı elektronik olarak gerçekleştirilmektedir. Bütün dünyada 50 milyon 150 bin web sitesi ve 163 milyon 43 bin internet kullanıcısı olduğu tahmin edilmektedir. 2002 yılı tahminlerine göre ise internet kullanıcı sayısı 320 milyona ulaşacaktır (Tünel, 1999, s.58). Dün İpekyolu’ndan geçen ve dünya ticareti için önem arz eden kervanlar bugün internet yolundan sanal şirketler olarak geçmektedirler. Sanal şirketler yarının dünya ticaretinde söz sahibi olacaklardır. Her geçen gün internet ortamında yapılan e-ticaret hacim olarak artmaktadır. 21. yüzyılda özellikle tüketicilere sunulacak olan hizmetler e-ticaret ağırlıklı olacaktır. 1997 yılında dünya genelinde 2.4 milyar dolar olarak gerçekleşen e-ticaret hacminin 2002 yılında 1 trilyon dolara, 2005 yılında ise 6 trilyon dolara çıkması beklenmektedir. Bir diğer tahmine göre 2000 yılında 3046 dolar olarak gerçekleşmesi beklenen kişi başına düşen e-ticaret harcama miktarı 2003 yılında 7216 dolara yükselecektir (Tünel, 1999, s.58). Türkiye’de ise aylık e-ticaret hacmi 8 Nisan 1999 tarihi itibariyle 200 milyar dolar olup, her geçen gün artmaktadır. 1 milyon civarında olan Türkiye’nin internet kullanıcı sayısının 2002 yılında 6 milyona çıkmasının beklenmesi, e-ticaret hacminin de artacağına dair bir işarettir. Dolayısıyla sorunlarla karşılaşmadan evvel bir an önce bu konuda kapsamlı çalışmalar yapılmalıdır.
Gelecek geçmişin bir tekrarı olmayacağına göre, geçmişe bakarak geleceği planlamak doğru bir strateji olmayacaktır. Dün kayıtdışı işlemlerini geleneksel metodlarla gerçekleştiren müteşebbisler, yarın internet ortamına geçer ve kayıtdışı ticaretlerini elektronik ticaret vasıtasıyla yaparlarsa nasıl bir hukuksal yöntem takip edilecektir? Bu konu belirsizdir. Yine kayıtdışı ekonominin bir nedeni olan bürokratik işlemler[6] “elektronik devletler” sayesinde ortadan kalkacağına göre, bu durum kayıtdışı ekonomiyi nasıl etkileyecektir? Kara paranın izini sürmekte olan güvenlik güçleri, dün dünya coğrafyasında belirli yolları takip ederek kanun dışı ticaret yapan suç örgütlerini yarın internet yolunda nasıl takip edeceklerdir?[7] Büyük oranda nakit olarak gerçekleştirilen kayıtdışı işlemler yarının dünyasında elektronik para, elektronik çek, smart kart ile gerçekleştirilince (Erl, 1997, s.3) izlenecek yol ve yöntemler neler olacaktır? İnternet teknolojisi yeni iş ve işletme modelleri meydana çıkarmaktadır (Tapscott ve Agnew, 1999, s.34). Türkiye’de bu işletmelerin ticari unvanlarının yasal olarak tanımlanmamış olması kayıtdışı ekonomiye gerek işletme ve gerekse istihdam açısından nasıl yansıyacaktır.[8] Sorular, sorular, sorular... Dolayısıyla yarının belirsiz dünyasının belirlenmesi için şimdiden çalışmaların başlatılması doğru bir yaklaşım olacaktır. Böylece, genelde kayıtdışı ekonomi, özelde ise kayıtdışı istihdam için öngörülecek teşhis ve tedaviler bu gerçekler de dikkate alınarak yapılmalıdır.
Dünyada 600 bin vasıflı işgücü açığı varken (Bozkurt, 1999, s.57) milyonlarca kişinin işsiz olması kayıtdışı istihdamı artıracaktır. Şöyle ki; “millenyum dünyasında” işverenlerin bilgi ekonomisindeki işgücü talebi eğitimli ve vasıflı işgücünden yana olacağından, vasıfsız işçilerin iş bulması zorlaşacak, böylece bu işçilerin kayıtdışı çalışmalarına davetiye çıkarılacaktır. Ayrıca, işletmelerin teknolojik modernizasyona gitmesi yine bazı işçilerin işlerini kaybetmesine ve başka sektör ya da işyerlerinde kayıtdışı çalışmalarına zemin hazırlayacaktır. Almanya’da 1991 yılından sonra 700 bin kişi işini kaybederken 800 bin kişi iletişim ve enformasyon sektöründe kendine iş bulmuştur (Bozkurt, 1999, s.56). İşten çıkan ya da çıkarılanlar, eğer yeniden kayıtlı iş bulamazlarsa kayıtdışı sektörde çalışmak zorunda kalacaklardır.
Bunlara ilaveten, bilgi ekonomisi, Toffler’in söylemiş olduğu gibi, evde çalışmayı teşvik edecektir. Artık bilgisayar çağında çoğu işler için bizzat işyerine gitmeye gerek kalmadan kişiler işlerini evlerinde gerçekleştireceklerdir.[9] Dolayısıyla bu kişileri kayıtdışı çalıştıracak olan mekanizmanın önüne kim nasıl geçecektir? “Teleworking” yoluyla çalışanların sayısının her geçen gün artması dikkatlerden kaçırılmamalıdır.[10]
Gerek bilgi ekonomisinde işsiz kalıp kayıtdışı çalışan emek sahipleri ve gerekse evden çalışanlar sendikal hareketlere ve sendikalaşma oranına nasıl katkıda bulunacaktır? Dünün taşeron şirketlerinin yerini 21. yüzyılda bilgisayarların alıyor olması sendikacılık anlayışında kendisine nasıl yer bulacaktır? Çalışanların sosyal güvenlik kapsamına alınması, iş ve işçi güvenliği, emeklilik hakkı gibi eski sendikal söylemler sanal dünyada nasıl bir gerçekle karşı karşıya kalacaklardır? Ya da sendikacıların yeni söylemleri neler olacaktır? Bu bağlamda, 21. yüzyıl dünyasındaki böyle bir istihdam yapılanmasında sendikal hareketler ve geleneksel sendikacılık da sorgulanmalıdır.
Türkiye’nin AB’ye aday ülkeler arasına alınması ve yarın adaylık halinin kesinleşmesi durumunda bu sürecin diğer alanlarda olduğu gibi istihdam politikalarına da ne gibi etkilerinin olacağı araştırılmalı ve AB’ye uyum konusunda çalışmalara şimdiden başlanmalıdır. AB’ye üye ülkelerde kayıtdışı ekonomi ve istihdam gerçeği sorgulanmalı, buradan yola çıkılarak Türkiye kayıtdışı ekonomi ile ilgili politikasını ortaya koymalıdır. Çünkü kayıtdışı ekonomisi GSMH’sinin %50’lerine ulaşan bir Türkiye’ye AB hiç de hoş bakmayacaktır. Özellikle ülkeler arasında haksız rekabet doğurması açısından bu ekonominin ortadan kaldırılması istenecektir.
Yukarıdaki görüşler dikkate alındığında “kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı istihdam bir sonuçtur” denilebilir. Asıl üzerinde durulması gereken bu sonuca gidiş sürecidir. Dün bu sürece neden olan olaylar göç, istihdam vergileri ve post-fordist çalışma gibi olgulardı. 2000’li yıllarda bunlara ilaveten küreselleşme ve e-ticaret kayıtdışı işlemler için lokomotif vazifesi yapacaktır. Bütün bu gerçekler irdelenmeden, sadece geçmiş olayları dikkate alarak kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı istihdam konusunda çareler üretmek, günün gerçeklerine vakıf olamadan ve geleceği tahmin edemeden ortaya bir şeyler koymaya çalışmaktır ki, bu durum kişi ve kurumları istenilen hedeflere ulaştırmaktan uzak olmasının yanında, yeni problemleri de beraberinde taşıyacaktır.
DPT’nin hazırlamış olduğu 8. BYKP el kitapçığında bir cümlenin içerisinde “makro ekonomik istikrarsızlığa yol açan unsurların ortadan kaldırılması” dikkatlere sunulmuştur. Bundan yola çıkarak kayıtdışı ekonomi komisyonunda dikkatlere alınması faydalı olabilecek bir diğer önemli husus sağlıklı veri seti ile çalışmanın getireceği olumlu gelişmelerdir. Çünkü makro-ekonomik değişkenleri ve modelleri kullanarak istikrarlı iktisat politikalarını uygulamaya koymak sağlıklı verilerle mümkün olmaktadır. Kayıtdışı ekonominin dikkatlere alınmadığı modeller eksiktir. Planlamacıları ulaşılmak istenen hedeflerden uzaklaştırmasının yanında öngörülmeyen problemlere de sebep olabilirler. Bu nedenle ekonomik sorunların makro-ekonomik tahlillerle analiz edilebilmesi için kayıtdışılıkların kayıtlara geçirilmesi bu politikaların etkinliğini ve sorun çözme yeteneğini artıracaktır (Kalça, 1996, s.221).
[8]. BYKP(2001-2005) Özel İhtisas Komisyonları El Kitabı, Kasım 1999, DPT.
Aso Medya, “Türkiye’nin Uzun Dönemli Planlanmış Bir Stratejisi Yok”, Kasım 1999, s.16.
Bozkurt, Veysel, “Elektronik Ticaretin Ekonomik ve Sosyal Boyutu”, Bilgi Toplum, sayı:2, 1999, s. 49-58.
Erl, Hans-Peter, Electronic Commerce and Electronic Forms of Money,www.aib.wiso.tumeunchen.de/lehre/dipk/hpert/ [email protected] 1997.
Göker, Gamze, “Bir Elektronik Devlet Örneği, Malezya”, BT Haber Dergisi, 13-19 Aralık 1999, Sayı:247, s.30.
Group of Ten, Electronic Money: Consumer Protection, Law Enforcement, Supervisy and Cross Border Issues, Report of The Working Party On Electronic Money, http://www.bis.org./ bubl/gten01.pdf.,1997.
İhracat Dünyası, Dünya gazetesi Eki, 28 Ekim 1999, Sayı:9, s.3.
Kalça, Adem, Kayıtdışı Ekonominin Bazı Makro Ekonomik Değişkenler ve Crowding Out Üzerindeki Etkileri, Basılmamış Doktora Tezi. KTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996, Trabzon .
Kalelioğlu, Gürhan, “Sanal Devlet: Vatandaşla İlişkilerin Yönetimi”, BT Haber Dergisi, 13-19 Aralık 1999, Sayı: 247, s.32.
Kudat, Bediz, “Her Köşe Başında ‘İnternet Cafe’”, BT Haber Dergisi, 25-31 Ekim 1999, Sayı:240, s.30.
Kunt, Amil, “Singapur, Asya’nın Elektronik Ticaret Merkezi Olacak”, BT Haber Dergisi, 22-28 Kasım 1999, s.42.
Oğuz, Şeref, “Bilgi Toplumu Gümbür Gümbür Geliyor”, Pazar Postası, 20 Ocak 1996, s.5.
Pirler, Bülent, “2000’e Ya da Yeni Umutlara Merhaba”, İşveren Dergisi, Cilt:XXXVIII, Sayı:3, Aralık 1999, s.2.
Tapscott, Don and Agnew, David, “Governance in the Digital Economy”, Finance Development, Aralık 1999, İMF, pp.34-37.
Tünel, Didem, “Şirketlerin Geleceğini Elektronik İş Belirliyor”, BT Haber Dergisi, 20-26 Aralık 1999, Sayı:248, s.58.
[1] Ulus-devlet artan ölçüde nostaljik bir konum kazanmaktadır. Çünkü bu devletleri yönetenlerin iktidarlarına meşrûiyet zemini oluşturan iki unsuru, parayı ve bilgiyi denetim altında tutmaları giderek zorlaşmaktadır (Kaymakçı ve Çeştepe, 2000, s.29).
[2] “ Sanal Devlet” veya “Dijital Devlet” olarak da isimlendirilen “Elektronik Devlet”in temelini telefon, kiosk ve internet e-posta üçlüsü oluşturmaktadır. İngiltere’de 250 değişik devlet kuruluşunu kapsayan 100 binin üzerinde form elektronik ortamda doldurulmaktadır. Bağımsızlığını kazanan Slovenya’da anayasa hazırlık çalışmaları ile ilgili dokümanlar elektronik ortama aktarılarak, herkesin onayına ve kullanımına sunulmaktadır. Yine Amerikan Los Angelos polisi, memurlarına birer taşınabilir bilgisayar vererek, ofise gitmeden, istenilen bilgiye ulaşma ve istedikleri bilgiyi istedikleri yere gönderme kolaylığına kavuşturulmuştur. Bu çerçevede, Avrupa’da 55’ten fazla şehir de “Elektronik Şehir” yapısına geçmiş durumdadır (Kalelioğlu,1999, s.32).
[3] Singapur’da vergi işlemleri internet üzerinden yapılmakta, hapishanelerdeki mahkumlar elektronik barkodlarla izlenmektedir(Kunt, 1999, s.42).
[4] Bkz Göker, Gamze, “Bir Elektronik Devlet Örneği, Malezya”, BT Haber Dergisi, 13-19 Aralık 1999, Sayı:247, s.30.
[5] Serbest piyasa ekonomisine dayanan liberal ekonominin bir dünya düzeni modeline ulaşmasının kolaylaşması uluslararası iletişimin telekomünikasyon teknolojisindeki hızlı büyümesi sonucu dünya bir “küresel köy”’e dönüştü (Aso Medya, 1999, s.16).
[6] Elektronik devlette vatandaşlar 24 saat 365 gün bürokrasi olmadan işlerini halledebiliyorlar. İngiltere, Finlandiya, İsveç, gibi ülkelerde bürokratik işlemler internet üzerinden halledilmektedir (Sabah, 20.10.1999).
[7] E-para kullanımı uyuşturucu ve gayri-ahlaki amaçlar gibi illegal amaçlar için kullanılabilmektedir (Group of Ten. 1997).
[8] İstanbul’da faaliyet gösteren binden fazla internet kafe olduğu tahmin edilmektedir (Kudat, 1999, s.30).
[9] ABD’de 12 milyon kişinin, işlerini evlerinden tam gün mesaiyle yürüttükleri tahmin edilmektedir. 54 milyon kadar Amerikalının en azından bazı işlerini evlerindeki ofislerinden yönlendirip yürüttükleri hesaplanmıştır (Oğuz, 1996, s.5).
[10] 2004 yılında ABD’de işgücünün %22’sinin “evde” çalışacağı tahmin edilmektedir (Pirler, 1999, s.2).