Erdoğan Özmen
21 Haziran 2023 Çarşamba
Kendimizi neden tekrar tekrar aynı acı veren ve mutsuz eden ilişki ve olayların içine sürükleriz? Maddi koşul ve olanakların sürekli gelişmesine, zenginleşmesine ve daha elverişli hale gelmesine rağmen kendimizi neden mütemadiyen geçersiz kılan, yok sayan, zarar veren ve yıkıcı eylem ve durumların içinde buluruz? Kendimizi habire sabote etmemizin, hazzımızı ertelememizin, sıkıntı veren ve suçlu hissettiren yollara sapmamızın, varoluş kudretimizi ve yaşam sevincimizi/enerjimizi eksilten seçimler yapmamızın sebepleri nelerdir?
Murat Belge
19 Haziran 2023 Pazartesi
Çünkü II. Mahmud zamanından beri “Batılılaşma” yoksul değil, varlıklı kesimlerin benimsediği programdır. Yoksullar da “mahfel”in dışında bekleyenler. Ama AKP kendine göre bir “Zenginleşin” kampanyası başlattı (dış konjonktür de böyle bir politikaya dostça bakıyordu). Böylece bu dönemde en fazla kazananlarla her dönemde en az kazananlar aynı siyasi partinin taraftarı haline geldiler. Bu durum, elbette, kazanç istatistiklerine de bir ölçüde yansıyacaktı, yansıdı.
Ömer Laçiner
15 Haziran 2023 Perşembe
14 Mayıs seçimlerinin üzerinden bir aya yakın zaman geçmiş olmasına rağmen, muhalefet cephesi aldığı sonuçlar karşısında uğradığı çok yönlü hayal ve umut kırıklığını, kapıldığı karamsarlık havasını dağıtamadığı gibi; iktidar cephesi kadroları da elde ettikleri başarıya rağmen, seçime haftalar kala kapıldıkları “galiba kaybedeceğiz” korkusundan sıyrılabilmiş değil. Öyle anlaşılıyor ki; bu hava 2024 Mart’ındaki yerel seçimlere kadar sürecek ve tarafların varoluş halleri, ”yol haritaları” o seçimin sonuçları da görüldükten sonra belirlenme rotasına girecektir.
Tanıl Bora
14 Haziran 2023 Çarşamba
Teorik açıdan, yurtseverlikle milliyetçilik arasında elbette bir açı vardır. Yurtseverlik, biyolojik veya kültürel-tarihsel bir soya bağlanmış milliyetçilikten farklı olarak, vatandaş topluluğunun ortak değerlerine sadakat duyar; hamasetini fütuhat tarihinden değil vatandaş toplumu olma deneyimlerinin hatırasından çıkartır. Onun ‘millî’ davası, onun ‘beka’ meselesi, beraber yaşama tecrübesinin esenliğidir, o tecrübenin insan haysiyeti ölçüsüyle korunup geliştirilmesidir.
Barış Özkul
13 Haziran 2023 Salı
Üretim ilişkilerinde Sanayi Devrimi’nden beri görülmedik bir devrimin başındayız; üstelik bu kez değişim insanın alet üretme niteliğindeki bir sıçrayıştan ibaret değil; beynin işleyiş biçimini kopyalamakta ustalaşmış bir insan-dışı üretim biçimine geçiliyor. Bunun sanatta da köklü değişimlere yol açacağı kanısındayım. Yapay zekânın yapaylığı (“artificial”) İngilizcede "yapay" ile "sanatsal" (art/artist/artistical vs.) arasında çağrışım köprüsü kurmaya müsait. Almancada, "künstlich", iyice öyle.
Işıl Kurnaz
10 Haziran 2023 Cumartesi
Bianet’te Evrim Kepenek’in haberini gördünüz mü? ODTÜ Kampüsü’nde öğrenciler bir sabah karşılaştıkları afişleri anlatıyor çünkü Onur Yürüyüşü’nden hemen önce kampüsün çeşitli yerlerine yerleştirilmiş o afişlerde mealen şu yazıyor: “Onurlu olunacak hiçbir şey yok, Eşcinsellerin %78’inde cinsel yolla bulaşan hastalık var.” Hemen ardından ODTÜ Rektörlüğü’nün öğrencilere attıkları maili görüyorsunuz. “Belli bir grubun, Üniversitemiz kampüsünü kendilerinin ülkemizdeki izinsiz yürüyüş merkezi olarak lanse etmeye çalıştığı…” diye uzayıp gidiyor.
Erdoğan Özmen
7 Haziran 2023 Çarşamba
Zaman zaman bu tür kızgınlık ve öfke tepkileri için haklı ve geçerli sebeplerimizin olmasından ziyade, en nihayetinde kendine kahretme ve kendini güçsüz kılma ile sonuçlanan bu karşılıklı agresyon döngüsüne kapılmış olmamızdır asıl mesele. Bunun için karşılıklı olarak en uç, en sefil, en düşkün, en rezalet tavır ve davranışlara dikkat kesiliyor, onları bulup çıkartıyor, onları temsil edici örnekler olarak kaydediyoruz.
Kenan Erçel
6 Haziran 2023 Salı
“Demokrasi ilüzyonuna hizmet etmek” biraz komplo teorisi kokuyor olabilir. O yüzden bu tabirden, Levent Gültekin-vari bir senaryo kastedilmediğini not düşelim. Yaklaşan Kasırga kitabında Gültekin, muhalif kesimi heveslendirip sonra onlara saç baş yolduran zincirleme hezimetlerin, bir türlü adlandır(a)madığı derin odaklar tarafından tezgâhlandığını iddia ediyor. Örneğin, Erdoğan’ın iktidarını bir dönem daha uzatmak maksadıyla Kılıçdaroğlu’nun adaylığının seçimlerden 3 sene önce karara bağlandığını savunuyor.
Murat Belge
5 Haziran 2023 Pazartesi
Öteden beri bu ayrışmayı Türkiye’nin en ciddi sorunu olarak görmüşümdür. Bu nedenle bu ülkede sol siyasetin kendi dışında güçlerin yaratmış olduğu bu ayrışmanın verili koşulları içinde hareket etmekten kaçınması gereğine inanırım. “Batılılaşmacı” kesim sırf batı yanlısı olduğu için “ilerici” değildir; geleneksel kesim de bundan ötürü “gerici” bir rol oynamaya mahkum değildir. Sol da bu çatışma mirasını sorgusuz sualsiz devralmak zorunda değildir.
Cuma Çiçek
4 Haziran 2023 Pazar
HDP’nin temsil ettiği ana-akım Kürt siyaseti 1999 yılından bu yana “demokratik cumhuriyet”, “demokratik özerklik”, “yerel demokrasi”, “Türkiyelileşme” gibi kavramlar etrafında siyasi önermeler geliştirdi. Bununla birlikte tüm bu siyasi projeler ucu-açık ve belirsiz siyasi çerçeveler sundu. Bu önermelerin sürekli değişmesinin yarattığı sorunlar bir yana, içerdiği belirsizlikler çözüm süreçlerinde diyalog olanaklarını genişletse ve müzakere masasını canlı tutsa da çatışma dönemlerinde siyasi ufkun kaybına neden oldu.
Tanıl Bora
31 Mayıs 2023 Çarşamba
1990’lardan beri siyasi aktüaliteyle ilgilenen birisi, otuz yılda acaba kaç defa “Milliyetçilik yükseliyor” haber-yorumlarına maruz kalmıştır? Bu ünlemli “konu,” Mayıs 2023 seçimlerinden sonra bir defa daha yine “yükseldi:” Milliyetçilik yükseliyor… Önce bu “haberin” soy kütüğünü inceleseler, belki cevaba daha yaklaşmış olurlar. Eski ve mütemadi “yükselişlerinin” unutulu unutuluvermesi, milliyetçiliğin yükselişinin en bariz âmili olabilir.
Erdoğan Özmen
24 Mayıs 2023 Çarşamba
Ama yine de biz, olan biten onca ümit ve heves kırıcı şeyden sonra bile, insanın büyük serüvenine, büyük insanlık hikayesine bakmaya devam etmeliyiz. Kendi edilgen, tabi varoluşuyla yüzleşmek ve onu aşmak, bıkıp usanmadan öteye geçmek isteyen insanın benzersiz mücadelesine. Hayatın başlangıcındaki bağımlı ve muhtaç konumunu ve koşullarını durmaksızın aşarak kendini etkin bir fail, bir özne katına yükseltmenin, kendi kaderine hükmetmenin imkanlarını ısrarla merak eden ve arayan büyük insanlığın çabasına.