13 Aralık 2020 Pazar
Hüseyin Cevahir’in yaşamı kesinlikle şiire daha yakın düşecek, hatta belki şiirin ta kendisi olan bir varoluş: sanatçı-düşüncenin sanatçı-aksiyonla kendini tahkim ettiği, iç içe geçip kaynaştığı, estetik duyuşun kendi politik duyuşunu aradığı bir şiir olarak Cevahir’in hayatı: asude bir haşmetin, çelebice bir suskunluğun, hüzünlü bir gülüşün, keskin bir zekânın, koşulsuz bir sevginin ve özgürlük isteğinin motiflerini ördüğü; düşle gerçeklik, fikir ve aksiyon, haz ve acı, demokrasi ve faşizm, mutluluk ve mutsuzluk, sosyalizm ve kapitalizm arasındaki çatışmaların imge kadrolarını tayin ettiği, devrimci ütopik arzununsa güzergahını çizdiği bir şiir, bir tutam yaşam...