Işıl Kurnaz
19 Eylül 2024 Perşembe
Bütün bir yargı sistemini, siyasal ajandanın bir uzantısı haline getiren bu yargı reformu, yargıya güvenin azaldığı ve yolsuzlukla mücadele edilmesi gerektiği savıyla savunuluyor. Çıkışsız ve kaçışsız bir Tayga sendromuna benzer şekilde, yeniden seçilebilmek için belli ağlara, finansal çıkar gruplarına, çoğunluğa, siyasal partilere yakın olacak yargıçlar eliyle siyasal sistemin altına dinamit döşeyen bu yargı reformu, hukuki güvencelerin, hukuk sistemini ve çoğunluğu değil, gerektiğinde yerleşik ve egemen hukuk karşısında bile azınlığı korumak için olduğuna dair kadim kuralı işlemez kılıyor.
Tanıl Bora
18 Eylül 2024 Çarşamba
Biliyoruz ki kullanımı kesinlikle efelenenlerle, sahte-kabadayılarla sınırlı değil. Her türlü itiraza, her talebe karşı yükselebiliyor, “Artistlik yapma!” Onu özellikle de her boydan, her kademeden “görevli” ve “yetkili”nin ağzından işitmeye alışkınız. Bir hakkın talep edilmesinden, bir sorumluluğun, bir görevin hatırlatılmasından men eden bir çıkışma, bu. Hak-sorumluluk-görev tanımları belli, bu çerçevede bir karşılıklı tanıma ve saygı orantısı kuran bir ilişkiye, şeffaf, anonim bir ilişkiye direnç gösteren bir zorbalık var, hizaya sokmak var.
Murat Belge
16 Eylül 2024 Pazartesi
Bu “dayanışma” üstüne birkaç şey söylemeden geçmek zor. Benim dikkatimi çeken nokta, Türkiye’de “suç”un ve “suçlu”nun geçirdiği dönüşüm. Bunlar neredeyse “şeref” kazandı. Suçun edindiği bu yeni “statü” aynı zamanda ülke güvenlik güçlerinin halkın gözüne nasıl göründüğüne dair fikir veriyor. Herkese kendi adaletini kendi yerine getirme hakkı tanınmış gibi bir gidiş var. Son derece garip bir “haklılık” anlayışıyla, herkes kendi adaletini sağlıyor, yani vuruyor, kırıyor, öldürüyor v.b.
Kenan Erçel
12 Eylül 2024 Perşembe
Bu Sözlük’te yer alan birçok kavramda olduğu gibi, Vance’in kitabında ağıt (elegy) yaktığı “hillbilly”nin de Türkçe’de birebir bir karşılığı yok. Keza “hillbilly”i Türkçe’ye çevirmek “efe” ya da “yörüğü” Ingilizce’ye çevirmek kadar zor ve bir bakıma imkânsız. “White trash”, “redneck”, “hobo” gibi buram buram ABD’li bir fenomen. Üstelik hillbilly’nin etimolojisi tartışmalı. Bir açıklamaya göre İskoçya’da yoldaş, refakatçi manasında kullanılan “billy”nin, 17 yy’da dini inançları yüzünden dağlık (hill) bölgelere kaçan İskoçlular’a uyarlanması sonucu türemiş bir tabir. Başka bir iddiaya göreyse kökeni İngiltere’nin “King Billy” lâkaplı Protestan Kralı 3. William’ın (1650-1702) taraftarlarına dayanıyor.
Cuma Çiçek
6 Eylül 2024 Cuma
Kuşkusuz bu soruların cevabı barışın ve barış siyasetinin ne olduğuna dair verilen cevaplara bağlı. Kürt sokağı için barış, asgari olarak Kürt meselesinin şiddetten arındırılması, Kürtlerin siyasi, kültürel ve ekonomik haklarının tanınması ve taleplerinin karşılanması, dağ-mezar-zindan-sürgün etrafında oluşmuş Kürt yarasının iyileşmesi demek. Ötesi, Türkiye’nin sınır-ötesindeki kardeşleri ile ekonomik ve siyasi olarak iyi ilişkiler kurması anlamına geliyor.
Tanıl Bora
4 Eylül 2024 Çarşamba
Son 20-25 yılın güçlü fenomeni. Anti-kapitalizmle neredeyse ilişiksiz, yabancı düşmanlığına ve yabancı korkusuna ‘ulanmış’ bir anti-emperyalizm söylemine dayanır.  Ona refakaten, külyutmaz bir komplo zihniyetine... Bağımsızlıkçılık, ulusal egemenlik mefhumu, koyu etno-merkezcilikle ve anti-Kürt ‘hassasiyetle’ örülüdür.  Bu zihniyet dünyasının bayrağı addettikleri Atatürkçülüğü, en canla başla ‘tüketenlerden’ biri ya da birincisidirler.
Murat Belge
2 Eylül 2024 Pazartesi
Amerika Birleşik Devletleri Avrupa’da rahat yüzü görmeyen Protestan göçmenler tarafından kuruldu. Bunların bazıları da bir hayli radikaldi (Amish, Mennonite, Anabaptist, Quaker v.b.). Amerika’nın toplumsal yapısında Avrupalı toplumlara hiç benzemeyen bazı özellikler bulunması bunun sonucudur. Bu Protestan topluluklar açısında en önemli şey, dinlerinin kurallarına göre yaşamaktı. Laikliğin temel kuralları onlar için dinsizlikti: siyasi otorite ile dini otoritenin birbirinden ayrılması düşünülemezdi.
Orhan Koçak
30 Ağustos 2024 Cuma
2000’li yılların ilk yarısıydı, kapım çalındı, biri kız üç genç. O zamanlar çıkan İleri (daha sonra Türk Solu) dergisine abone yapmak istiyorlardı. Oysa temiz yüzlü çocuklardı, niye hakaretlerle kovulduklarını anlayamamış göründüler. Bir kısım eski Maocu tarafından çıkarılan bu dergi, Kürtlerin “Batı”ya taşıdıkları zevkleriyle birlikte şehir hayatından dışlanmasını istiyordu, kebaba, lahmacuna, isota karşı kampanya açmıştı. Ama bu beyinsiz kampanyanın ölü doğmuş olması, hiçbir “sinir ucuna” dokunmadığını da göstermez.
Ahmet İnsel
29 Ağustos 2024 Perşembe
İsrail hükümetinin Gazze’de soykırıma dönüşen saldırısının yanında, İsrail toplumunun içinde giderek güçlenen bir aşırı sağ, ırkçı-dinci damarın, hükümetten, polisten ve bazı diğer devlet kurumlarından destek alarak güçlenmesini İsrail istihbarat örgütü başkanı teşhir ederken, bunun “İsrail’in geleceği” açısından içerdiği yakın büyük tehlikeye işaret ediyor. İsrail devletinin ve İsrail toplumunun varlığı açısından esas büyük tehlikenin İsrail toplumu içinde boy verdiğini bazı muhalif İsrailli siyasetçiler de dile getiriyorlar.
Erdoğan Özmen
28 Ağustos 2024 Çarşamba
İnsanlık tarihinin seyri daima inişli çıkışlı olagelmiş, nispeten kısa dönemler haricinde hiçbir zaman öngörülebilir olmamış, henüz ortaya çıkmamış hiçbir yenilik ve değişim önceden kestirilememiştir. Büyük toplumsal olaylar ve dönüşümler hiç beklenmedik zamanlarda ve yerlerde ortaya çıkmıştır. Daha sonra, tarihsel sürece bugünden geriye doğru baktığımızda bazı kırılma noktalarının varlığı ve onların sonraki gelişmeleri etkileme/belirleme biçimleri görünür ve ayırt edilebilir hale gelmiştir.
Işıl Kurnaz
23 Ağustos 2024 Cuma
AYM’ye göre hem Can Atalay’ın hem yumruk atan Alpay Özalan’ın milletvekilliği ve dokunulmazlık statüleri aynı. Ancak yaşadığımız fiili durum, Atalay’ı yıllardır tutulduğu cezaevinden çıkaramayan bir dokunulmazlık halesine, Özalan’ı ise attığı yumruklara rağmen dokunulmaz kılan bir koruma halesine sahip. Üstelik bu kınama kararlarındaki keyfilik ve oransızlık, Anayasa Mahkemesi dahil hiçbir kurumun, parlamentonun bu türden kararlarını denetleme yetkisine sahip olmamasından ötürü kendisi için de bir dokunulmazlığa sahip.
Aksu Bora
22 Ağustos 2024 Perşembe
“Bir toplumu toplum yapan şey nedir?” sorusu geçerliliğini değil ama popülerliğini yitirmiş görünüyor. Toplum olmaktan çok hayatta kalmayla uğraştığımız için belki. Bir yandan da, bu ikisini birbirinden ayrı düşünemiyorum, ne de olsa, türümüzün doğası bu: topluluk halinde yaşıyoruz. Ki, zaten toplulukların herhangi bir varlık problemi yok gibi görünüyor; hatta toplumu bir arada tutan bağlar gevşedikçe topluluklarınki pekişip güçleniyor.