Ahmet İnsel
6 Temmuz 2024 Cumartesi
Keir Starmer’in İşçi Partisi’nin başına geçtiğinden beri partiyi merkeze çekip, partinin sol kanadını tasfiye ederek yürüttüğü strateji, yakın bir tarihe kadar kamuoyu yoklamalarında %40 civarında gözüken partisinin oy oranının seçim akşamı ancak %34’e yaklaşmasına yol açtı. Muhafazakâr Parti’nin ve medyasının son haftalarda “süper çoğunluk” olacak diyerek, İşçi Partisi’nin seçim zaferini abartarak ilan etmesi, Starmer’e oy vermek istemeyen bir kısım sol seçmeni sandığa gitmekten caydırmış gibi gözüküyor.
Işıl Kurnaz
6 Temmuz 2024 Cumartesi
Hem yerel mahkemelerin hem AYM’nin hem de AİHM’in bir ifadenin sınırlarına ilişkin hukuki değerlendirmeleri oldukça açık olmasına rağmen, aslında RTÜK kendisine yasayla verilmemiş bir görevi iş ediniyor ve bir tür tarih tartışmasıyla hem suçu tespit ediyor, hem cezayı kesiyor hem de bunu tarihle kanıtlamaya çalışıyor.
Işıl Kurnaz
28 Haziran 2024 Cuma
Çünkü kadınların ekonomiden en az payı aldığı ülkeler aynı zamanda kadınların sağlık ve hayatta kalma dizininde de en yoksul olduğu yüzde beşlik kesimdeki ülkeler. Yani kadınların ekonomik özerkliği azaldıkça, hayatta kalma oranları belirgin şekilde düşüyordu. Hayatta kalma darken, gerçekten kadınların yaşama haklarıyla ilgili bir şeyden bahsediyor rapor. Büyük siyasal değişimlerin gölgesinde, kadınların haklarıyla hayatta kalmaları arasındaki o bağdan bahsediyor yani.
Cuma Çiçek
27 Haziran 2024 Perşembe
Türkiye’de alt ve orta sınıflardan üst sınıflara büyük sermaye transferi bütün şiddetiyle devam ediyor. Bir tür bölüşüm şokunun yaşandığı bu dönemde sistematik sermaye transferini sağlayan en önemli dinamik emeğin değerinin düşürülmesiydi. Çalışanların, emekleriyle geçinenlerin bu dönemde satın alma güçlerinde büyük bir gerileme yaşandı. Öte yandan, bankalar başta olmak üzere büyük şirketler kârlarını dikkate değer düzeyde artırdılar.
Tanıl Bora
26 Haziran 2024 Çarşamba
Ümit Kıvanç'ın Çok Kötü Bir Şey Oldu belgeselinde, böyle iki istisna daha yer alıyor. İlâhiyatçı İhsan Eliaçık, linççi kitlenin tekbir getirmesine parmağını basarak,  "dolduruşa gelmiş olsa bile... olaylarda dahli olmasa bile... 'Allahüekber' diyen, namaz kılan herkesin boynunda bir yük ve bir borçtur," diyor, bu olay için. Dönemin Refah Partisi milletvekili Mukadder Başeğmez, "pogrom" dediği Sivas katliamıyla ilgili şu sorumluluk taksimini yapıyor: "Bu halkın, bu milletin, bu kültürün mensubuyum. Benim sokağımda böyle bir şey oluyorsa ben suçluyum. Ben karşımdakini küçük görüyorsam, hor görüyorsam, düşman görüyorsam, ben suçluyum."
Erdoğan Özmen
25 Haziran 2024 Salı
Bir film üzerine düşünürken, kendimizi, karakterin bir nevroz türünden (obsesif, histerik, narsisistik vb.) muzdarip olduğunu teşhis etmek ya da filmde sahnelenen örneğin oral, anal, ödipal bazı örüntü ve yapılara işaret etmekle  sınırlandırdığımızda, bunun, bu türden bir analizin filmden ziyade söz konusu nevroz türleri ya da ruhsal yapılar hakkında düşünmek/konuşmak anlamına geleceğinden söz ediyorduk.
Murat Belge
24 Haziran 2024 Pazartesi
Hayat “değişim” demek. Hazreti Muhammed’in yaşadığı çağda bu olay hoş görülmese de büsbütün olmayacak bir şey değildi. Zaten başka türlü olamazdı. Bu türden olaylar durmadan oluyor ve olacaktır da. Zaman geçiyor, hayat değişiyor. Bu yeni durum da Salman hakkındaki fetva ile paralel bir gelişme izleme istidadı gösteriyor. Yani gene “öldürün” fetvası verecek merciler çıkar, onlara kulak verecek kurum ya da bireyler çıkar; bütün bu durumlarda çözüm birilerini “öldürmek” mi?
Aksu Bora
23 Haziran 2024 Pazar
Hayat belki de gerçekten biz planlar yaparken başımıza gelen şeylerdir. Yine de insan plan yapmaya inanmak istiyor. Planlar yapılabileceğine. Sonuçların nedenleri olduğuna, bunları öngörebileceğine, hatta bunlara müdahale edebileceğine. Anlamı böyle kuruyoruz. İçinde hareket edebileceğimiz ilişkiler, nedensellikler olarak. “Hikâyelerin içinde yaşamak” denen şey, bu.
Tanıl Bora
12 Haziran 2024 Çarşamba
Türkçede yasak kelimesinin etimolojik hikâyesi, öğreticidir. Yasa-yasak ilişkisini, başka dillerde olmayan bir açıklıkla önümüze seriyor. (Türklüğün şânını burada arayabilir miyiz?) Yasak, Moğolca casah'tan (yasah) geliyor. Cengiz Han Yasah'ı, Cengiz Han nizamını veya örfi hukukunu belirten bir terim. Çağatayca üzerinden, 'bizim' Türkçeye kadar gelmiş. Kanun yerine yeni Türkçe yasa kelimesi de, yasak'tan türetilerek 'bulunmuş.'
Işıl Kurnaz
11 Haziran 2024 Salı
Her kadının bedeninde, kendi fiziksel sınırları kadar kendi toplumsal sınırları da gizliydi. İşte o iki tür sınırın her birini aynı anda aşmaya çalışıyordu Etero. Ama öte yandan, annesiyle arasındaki travma bağının yükünü arkasında bırakamıyor, bedenindeki her izde annesinin ölümünü okuyordu. Murman, ona şiirler yazıyor, özlemden boğuluyor, aralarındaki aşkı benzetebileceği kelimeler arıyor, ona bir başka ülkenin sınırlarını sakince çiziyordu ama Etero için o sınırları geçebilmek için cezbenin kuvvesi yetmiyordu.
Murat Belge
10 Haziran 2024 Pazartesi
Bu süreçte, böyle bir ortamın biçimlenmesinde, iktidarın benimsemesi beklenecek tavır belirleyici olacaktır. İktidar böyle bir süreçte olumlu bir rol oynamaya hazır ya da istekli mi? Bence değil. Bence bu koşullarda Tayyip Erdoğan’dan demokrasi yönünde bir atılım beklersek boşuna beklemiş oluruz. O araziyi kendi istediği şekilde düzenlemek için bir fırsat yaratmak için çalışacaktır. Ama CHP’nin bu koşullarda davranışı, “yapılması gereken”i (ve Tayyip Erdoğan’ın bunu yapmaktan nasıl kaçındığını) sergileyecektir.
Orhan Koçak
7 Haziran 2024 Cuma
Almanya’da ne Bismarck döneminde sermaye Yahudilerin “elindeydi”, ne Wilhelm ne de Weimar döneminde. Krupp ve Thyssen de saf “Aryan” soylarından kuşku duyulamayacak köklü ailelerdi. İki grubun da Weimar Cumhuriyetine bağlı olduğu elbette söylenemez (İkisi de Hugenberg’in milliyetçilerine yakındı), ama Thyssen’den farklı olarak Krupp von Bohlen und Halbach 1933’ten sonra bir süre daha Hitler’den uzak duracaktı. Rothschild’lere gelince, kaderlerini tek bir devlete, üstelik antisemit bir devlete bağlayacak kadar enayi değillerdi ve NSDAP’ye yardım ettikleri belgelenmemiştir.