Tanıl Bora
7 Ağustos 2024 Çarşamba
Nihal Atsız’ı, Türkçülüğün ikonik ideologu olarak bilirsiniz. Atsız’ın kitapları, zaten Türkçülük literatürünün istikrarlı kaynağı olan Ötüken Neşriyat’tan yayımlanır. Ötüken Neşriyat’tan, Atsız’ın fikriyatı üzerine yeni bir inceleme daha yayımlandı: Atsız ve Irkçılık. Yazarı Mehmet Kaan Çalen, milliyetçi ve Türkçü düşünce tarihi üzerine incelemeleriyle bilinen, bu mesaiyi kendine bir uzmanlık sahası edinme saikiyle değil, tutku ve angajmanla yürüten bir akademisyendir.
Cuma Çiçek
1 Ağustos 2024 Perşembe
Muhalefetin yönetme/idare etme kapasitesini göstereceği en önemli alanlar yerel yönetimler. Türkiye’de yerel yönetimlerde çoğunluğun muhalefette olduğu, merkezî iktidarın yerel iktidarla dengelendiği bu dönemde belediyelerin stratejik ağırlığı arttı. Ekonomik kriz bu ağırlığı daha da arttırdı. Merkezî hükümetin çözüm üretme kapasitesinin daraldığı, araçlarının azaldığı ve işlevlerini önemli oranda yitirdiği bir dönemde yerel yönetimlerin vatandaşlara erişen ve sorun çözen aktörler olarak öne çıkması Türkiye’deki iktidar değişiminin zeminini oluşturabilir.
Erdoğan Özmen
31 Temmuz 2024 Çarşamba
Lacan, babayı uyandıran şeyin rüyanın içindeki başka bir gerçeklik olduğunu düşünür demek ki. Çocuğun onu kolundan yakalayarak fısıltıyla sorduğu soruda ("Baba, görmüyor musun yanıyorum?"), panik, ümitsizlik, hüsran ve teslimiyetle yüklü bu aşırı jestte çoktan var olan bir şeydir bu. Nitekim bir kez daha, “Bu mesajda, babanın yan odadaki tuhaf gerçekliği teşhis etmesini sağlayan gürültüden çok daha fazla gerçeklik var, öyle değil mi?” diye sorar.
Işıl Kurnaz
26 Temmuz 2024 Cuma
Uluslararası insan hakları örgütlerine gönderilen alternatif raporlar, devletlerle uluslararası kurumların boşluklarını tarif etmekte, onların içine kolayca düşebilecekleri belagati tersine çevirmekte oldukça önemli alternatif okumalar. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın Türkiye raporuna yönelik Alternatif Gölge Raporu, bu açıdan önemli bir soru soruyor: Evet, Türkiye’de işkence suçunun ilgili normunda soruşturma izni gerekmiyor ancak işkence vakalarıyla ilgili olarak uygulamada her zaman TCK’nın bu maddesi işletilmiyor.
Tanıl Bora
24 Temmuz 2024 Çarşamba
Bütün “anti”ler, karşıtına tabi olmakla malûldür, doğru. Fakat faşizmin mutlak kötülük olması, üstelik gönülleri kazanma kabiliyeti yüksek, –ancak kapitalizmle tartılabilecek– bütüncül bir kötülük olması bakımından, anti-faşizm, “anti”ciliğin zaaflarından mazurdur. Orhan Koçak son yazı üçlemesinde faşizmin süreğenliğini unutmanın ‘cilveleri’ ile meşgul olurken, bilhassa –solda da– normalleşen milliyetçiliğin, bu unutuşu afaziye çevirmesi üzerine duruyordu
Erdoğan Özmen
17 Temmuz 2024 Çarşamba
En önemli soru ve mesele budur bugün demek ki: bu koşullarda sol niçin böylesine etkisiz ve güçsüzdür? Tam da böyle bir zamanda sözünü, söylemini, sloganlarını kaybetmiş olmasının sebepleri nelerdir? Sesi neden hiçbir karşılık bulmaz, hiçbir yere ulaşmaz olmuştur? Sol parti ve hareketlerin insanlarla bağ ve ilişki kurma kapasiteleri niçin böylesine gerilemiş, daralmıştır? Solun/solcuların konuşma ve gündemleri niçin hiçbir ilgi ve merak uyandırmamaktadır?
Cuma Çiçek
16 Temmuz 2024 Salı
Son bir ay içerisinde Diyarbakır kent merkezinde 4 ayrı saldırı gerçekleşti. 10 Haziran’da kent merkezindeki bir parkta etkinlik düzenleyen bir özel dans okulu öğrencilerine bir grup tekbirler getirerek saldırdı. Bu saldırıdan sonra 23 Haziran’da “İsrail’e destek veren markalar” içerisinde olduğu gerekçesiyle Sur ve Kayapınar ilçelerinde yer alan bir kafe ve restorant bir grup tarafından basıldı. Son olarak, 12 Temmuz gece saatlerinde tarihi kent Suriçi’nde aynı sokakta bulunan iki kafeye gece saatlerinde ses bombalı ve silahlı saldırı yapıldı.
Ahmet İnsel
12 Temmuz 2024 Cuma
Fransa’da aşırı sağın iktidara gelmesini, en azından parlamentoda çoğunluk elde etmeye çok yaklaşmasını Cumhuriyetçi Cephe şiarıyla harekete geçen geniş bir seçmen grubu bir kez daha engelledi. Birinci turda üçüncü gelip ikinci tura kalabilen sol koalisyondan 126, merkez koalisyondan 78 ve sağ partiden 2 aday aşırı sağ parti aleyhine seçimden çekilince, 250 ve üstünde milletvekili kazanmaya hazırlanan aşırı sağ Ulusal Birlik Partisi koalisyonu 7 Temmuz akşamı seçimi 143 milletvekiliyle bitirdi.
Tanıl Bora
10 Temmuz 2024 Çarşamba
Kaçmak, kaçmak olamıyorsa… Kaçmak, zaten bazen kaçmak değil de, yenilenmek, tazelenmek üzere çekilmekse… Her şeyden önce, kaçma deneyimi dedik – kaçmak da bu dünyada bir deneyimse… Yani, kaçışları, büsbütün yitik saymamalı; ya da, Kamusal’ın ‘yitik malı,’ saymalı, deyim yerindeyse. Bilmediğimiz yollardan geri gelebilirler, bilmediğimiz yollar açabilirler. Yani, gözden kaybetmemeli…
Aksu Bora
9 Temmuz 2024 Salı
Ev işi mevzuu, “kendi kendini gerçekleştirme” mevzuundan çok daha karmaşık ve derin bana sorarsanız. O sebeple gönderinin altındaki yorumların hepsi doğruydu; öyle katmanlı ve çok boyutlu bir alanda söyleyebileceğiniz şeylerin büyük bir kısmı, doğru oluyor ister istemez. Evet, “yatağı yorganı kim toplayacak, robotlar mı?”, evet “sen tabii ki, felçli misin?” evet “ev işi en iyi terapilerden biridir” ve evet, “bulaşık yıkarken yaptığım çözümlemeleri Sokrates yapamaz”. Ve evet, tabii ki Ann Oakley haklı!
Murat Belge
8 Temmuz 2024 Pazartesi
Gerek Almanya, gerekse Fransa demokrasi alanında Avrupa’nın örnek ülkeleri olmuşlardır, ama tarihlerinin belirli kısımlarında anti-demokratik siyaset konusunda öncü rol oynadıklarını da unutmayalım (hele Almanya!). Fransa’yı “demokrasinin beşiği” olarak görmeye alışmışızdır: koca Fransız Devrimi! Siyaset sözlüğümüzün pek çok kavramı o büyük olay içinde biçimlenmiş. Ama Vichy hükümetini kuranlar da Fransızlar; Devrim’in getirdiği kurumlara karşı çeşitli “restorasyonlar”ı gerçekleştirenler de onlar. Monarşist partileri de var.
Ahmet İnsel
6 Temmuz 2024 Cumartesi
Keir Starmer’in İşçi Partisi’nin başına geçtiğinden beri partiyi merkeze çekip, partinin sol kanadını tasfiye ederek yürüttüğü strateji, yakın bir tarihe kadar kamuoyu yoklamalarında %40 civarında gözüken partisinin oy oranının seçim akşamı ancak %34’e yaklaşmasına yol açtı. Muhafazakâr Parti’nin ve medyasının son haftalarda “süper çoğunluk” olacak diyerek, İşçi Partisi’nin seçim zaferini abartarak ilan etmesi, Starmer’e oy vermek istemeyen bir kısım sol seçmeni sandığa gitmekten caydırmış gibi gözüküyor.