Kenan Erçel
12 Eylül 2024 Perşembe
Bu Sözlük’te yer alan birçok kavramda olduğu gibi, Vance’in kitabında ağıt (elegy) yaktığı “hillbilly”nin de Türkçe’de birebir bir karşılığı yok. Keza “hillbilly”i Türkçe’ye çevirmek “efe” ya da “yörüğü” Ingilizce’ye çevirmek kadar zor ve bir bakıma imkânsız. “White trash”, “redneck”, “hobo” gibi buram buram ABD’li bir fenomen. Üstelik hillbilly’nin etimolojisi tartışmalı. Bir açıklamaya göre İskoçya’da yoldaş, refakatçi manasında kullanılan “billy”nin, 17 yy’da dini inançları yüzünden dağlık (hill) bölgelere kaçan İskoçlular’a uyarlanması sonucu türemiş bir tabir. Başka bir iddiaya göreyse kökeni İngiltere’nin “King Billy” lâkaplı Protestan Kralı 3. William’ın (1650-1702) taraftarlarına dayanıyor.
Cuma Çiçek
6 Eylül 2024 Cuma
Kuşkusuz bu soruların cevabı barışın ve barış siyasetinin ne olduğuna dair verilen cevaplara bağlı. Kürt sokağı için barış, asgari olarak Kürt meselesinin şiddetten arındırılması, Kürtlerin siyasi, kültürel ve ekonomik haklarının tanınması ve taleplerinin karşılanması, dağ-mezar-zindan-sürgün etrafında oluşmuş Kürt yarasının iyileşmesi demek. Ötesi, Türkiye’nin sınır-ötesindeki kardeşleri ile ekonomik ve siyasi olarak iyi ilişkiler kurması anlamına geliyor.
Tanıl Bora
4 Eylül 2024 Çarşamba
Son 20-25 yılın güçlü fenomeni. Anti-kapitalizmle neredeyse ilişiksiz, yabancı düşmanlığına ve yabancı korkusuna ‘ulanmış’ bir anti-emperyalizm söylemine dayanır.  Ona refakaten, külyutmaz bir komplo zihniyetine... Bağımsızlıkçılık, ulusal egemenlik mefhumu, koyu etno-merkezcilikle ve anti-Kürt ‘hassasiyetle’ örülüdür.  Bu zihniyet dünyasının bayrağı addettikleri Atatürkçülüğü, en canla başla ‘tüketenlerden’ biri ya da birincisidirler.
Murat Belge
2 Eylül 2024 Pazartesi
Amerika Birleşik Devletleri Avrupa’da rahat yüzü görmeyen Protestan göçmenler tarafından kuruldu. Bunların bazıları da bir hayli radikaldi (Amish, Mennonite, Anabaptist, Quaker v.b.). Amerika’nın toplumsal yapısında Avrupalı toplumlara hiç benzemeyen bazı özellikler bulunması bunun sonucudur. Bu Protestan topluluklar açısında en önemli şey, dinlerinin kurallarına göre yaşamaktı. Laikliğin temel kuralları onlar için dinsizlikti: siyasi otorite ile dini otoritenin birbirinden ayrılması düşünülemezdi.
Orhan Koçak
30 Ağustos 2024 Cuma
2000’li yılların ilk yarısıydı, kapım çalındı, biri kız üç genç. O zamanlar çıkan İleri (daha sonra Türk Solu) dergisine abone yapmak istiyorlardı. Oysa temiz yüzlü çocuklardı, niye hakaretlerle kovulduklarını anlayamamış göründüler. Bir kısım eski Maocu tarafından çıkarılan bu dergi, Kürtlerin “Batı”ya taşıdıkları zevkleriyle birlikte şehir hayatından dışlanmasını istiyordu, kebaba, lahmacuna, isota karşı kampanya açmıştı. Ama bu beyinsiz kampanyanın ölü doğmuş olması, hiçbir “sinir ucuna” dokunmadığını da göstermez.
Ahmet İnsel
29 Ağustos 2024 Perşembe
İsrail hükümetinin Gazze’de soykırıma dönüşen saldırısının yanında, İsrail toplumunun içinde giderek güçlenen bir aşırı sağ, ırkçı-dinci damarın, hükümetten, polisten ve bazı diğer devlet kurumlarından destek alarak güçlenmesini İsrail istihbarat örgütü başkanı teşhir ederken, bunun “İsrail’in geleceği” açısından içerdiği yakın büyük tehlikeye işaret ediyor. İsrail devletinin ve İsrail toplumunun varlığı açısından esas büyük tehlikenin İsrail toplumu içinde boy verdiğini bazı muhalif İsrailli siyasetçiler de dile getiriyorlar.
Erdoğan Özmen
28 Ağustos 2024 Çarşamba
İnsanlık tarihinin seyri daima inişli çıkışlı olagelmiş, nispeten kısa dönemler haricinde hiçbir zaman öngörülebilir olmamış, henüz ortaya çıkmamış hiçbir yenilik ve değişim önceden kestirilememiştir. Büyük toplumsal olaylar ve dönüşümler hiç beklenmedik zamanlarda ve yerlerde ortaya çıkmıştır. Daha sonra, tarihsel sürece bugünden geriye doğru baktığımızda bazı kırılma noktalarının varlığı ve onların sonraki gelişmeleri etkileme/belirleme biçimleri görünür ve ayırt edilebilir hale gelmiştir.
Işıl Kurnaz
23 Ağustos 2024 Cuma
AYM’ye göre hem Can Atalay’ın hem yumruk atan Alpay Özalan’ın milletvekilliği ve dokunulmazlık statüleri aynı. Ancak yaşadığımız fiili durum, Atalay’ı yıllardır tutulduğu cezaevinden çıkaramayan bir dokunulmazlık halesine, Özalan’ı ise attığı yumruklara rağmen dokunulmaz kılan bir koruma halesine sahip. Üstelik bu kınama kararlarındaki keyfilik ve oransızlık, Anayasa Mahkemesi dahil hiçbir kurumun, parlamentonun bu türden kararlarını denetleme yetkisine sahip olmamasından ötürü kendisi için de bir dokunulmazlığa sahip.
Aksu Bora
22 Ağustos 2024 Perşembe
“Bir toplumu toplum yapan şey nedir?” sorusu geçerliliğini değil ama popülerliğini yitirmiş görünüyor. Toplum olmaktan çok hayatta kalmayla uğraştığımız için belki. Bir yandan da, bu ikisini birbirinden ayrı düşünemiyorum, ne de olsa, türümüzün doğası bu: topluluk halinde yaşıyoruz. Ki, zaten toplulukların herhangi bir varlık problemi yok gibi görünüyor; hatta toplumu bir arada tutan bağlar gevşedikçe topluluklarınki pekişip güçleniyor.
Tanıl Bora
21 Ağustos 2024 Çarşamba
Anılarında “özlemini çektiği, adını ve unvanını taşıyan reçete kağıdına sahip olma”nın sevincini, bir yaralıyı tedavi ettiği ilk vak’asının ardından yaşadığı “mutlu yorgunluk duygusu”nu anlatır. Boğmacadan (“halk arasında” kuxika dîko) göz nezlesine (çavgirtin), bir dizi ‘basit’ hastalığın o devirlerde Kürtlere nasıl belâ olduğuna dair hikâyatı, başlıbaşına küçük bir tıp tarihi dokümantasyonudur. Memleketi Lice’de, arkasından Siverek’te, kıt kaynaklarla, aletsiz ilaçsız hekimlik tecrübesi, onun bir ‘toplum önderi’ formasyonu kazanmasında önemli rol oynamıştır.
Cuma Çiçek
20 Ağustos 2024 Salı
Sonuncusu ama belki de en önemlisi Kürtlerin anadillerine bağlılıklarının zayıflığı. Bu konuda Kürt aktörlerinden gelecek eleştirileri de göze alarak, Kürt sokağının anadiline bağlılığının zayıf olduğunu ileri sürmek istiyorum. İran,  Irak ve Suriye Kürtleriyle temas etmiş, dostluklar kurmuş biri olarak Türkiye’de yaşayan Kürtlerin kardeşlerinin tutumundan farklı olarak kendi anadillerine olan bağlılıklarının zayıf olduğunu belirtmek istiyorum. Kuşkusuz tarihsel ve siyasal bir inşa olan bu durumun birçok nedeni bulunuyor.
Murat Belge
19 Ağustos 2024 Pazartesi
Biden düştü kalktı, sonunda adaylıktan çekildi. Yani gene bir sağduyu gereğine uydu. Gene “koskoca Amerikan toplumu” diyeceğim, “koskoca Demokrat Parti”, acınası durumlara düşen adayını çekilme konusunda ikna etme ve yerine kazanabilir bir aday bulma işini yapamaması çok şaşırtıcı değil mi? Şimdi aday Kamala Harris. Nasıl görünüyor Kamala Harris’in seçim şansı?