Erdoğan Özmen
6 Temmuz 2022 Çarşamba
İnsanın davranış ve güdülenmeleri hakkında bilmek istediğimiz her şeyi anketlerle, soru-cevaplarla, istatistik hesaplarla, farklı alanlarda yaptığı seçimlere bakarak elde edebileceğimize dair safça bir inanç taşıyoruz. İnsan güdülenmelerinin bütünüyle saydam ve pürüzsüz olduğunu, herhangi bir gizem, belirsizlik, kapalılık taşımadığını sanıyoruz.  Mantıklı, makul, akılcı olduğunu düşündüğümüz biçimlerde davrandığımıza, ve çatışma ve anlaşmazlıklarımızı rasyonel bir çerçevede çözebileceğimize inanmak istiyoruz.
Orhan Koçak
5 Temmuz 2022 Salı
Son dönemin asıl dijital vigilantizmini Lev Protiv (“Karşı Aslan”?) gibi gönüllü “müfrezelerinin” yürüttüğü söylenebilir. Kullanım tarihi geçmiş ürün satan dükkânlara, hırsızlığa, fahişeliğe, uyuşturucuya, pedofiliye, “illegal” göçmenlere ve bütün bunlar karşısında aciz kalan kolluk kuvvetlerine karşı YouTube’da teşhirle başlayıp, bazen linçe varan fiziksel şiddetle devam eden bu eylemler, yönetim tarafından seçici bir şekilde ödüllendiriliyor veya cezalandırılıyor.
Murat Belge
4 Temmuz 2022 Pazartesi
Siyaset, farklılık üstüne kurulur. Farklılık yoksa siyaseti olmasının bir anlamı olmaz. Ülkeden ülkeye, toplumdan topluma, bu farklılığın derinlik dereceleri değişir, değişebilir. Türkiye’de, “Türk modernleşmesi”nin özellikleri sonucunda “laik/Müslüman" ayrımı alabildiğine politize olmuş ve iki “kutup” arasındaki ilişki alabildiğine düşmanlaşmıştır. Bu durum gün geçtikçe gerginleşerek devam ediyor. Bu da iyi bir şey değildir.
Cuma Çiçek
3 Temmuz 2022 Pazar
Muhalefetin Kürt meselesine dair bu konforu sürer mi? Halihazırda Kürtler arasında güçlü olan Erdoğan karşıtlığına fazlaca bel bağlamış görünüyor muhalefet bloku. Blokun taşıyıcı aktörü olan ve bugün itibariyle Kürtlerle konuşma zemini olan CHP’nin temsilcileri bile Diyarbakır gezilerinde “tıpış tıpış oy vereceksiniz” havalarındalar. Mesut Hoca’nın yerinde tespitiyle Kürtlerin ve siyasi aktörlerinin politik öznelliğini ve rasyonel aktörler olarak hareket etme kapasitesini göz ardı eden bu yaklaşım sürdürülebilir mi?
Tanıl Bora
29 Haziran 2022 Çarşamba
De Gaulle'ün Sartre'a atfettiği veya hakkını teslim ettiği otorite türünden bir otorite geliyor aklıma... Dünya çapında sağcılığın ve devlet adamlığının amblemi sayabileceğimiz De Gaulle’ün, dünya çapında aykırılığın-muhalifliğin amblemi sayabileceğimiz Jean-Paul Sartre hakkında sarf ettiği o ünlü sözü kastediyorum. Düşünce özgürlüğünü savunmak için, "teröristlikle" suçlanan bir gazeteyi satmak üzere sokağa çıkmasından ötürü Sartre’ın tutuklanması söz konusu olduğunda, Cumhurbaşkanı De Gaulle böyle bir şeyin tasavvur edilemeyeceğini iki kelimeyle anlatmıştı: “Sartre Fransa’dır.”
Işıl Kurnaz
25 Haziran 2022 Cumartesi
Bu hüküm töre cinayetlerinde, faillerin haksız bir şekilde tahrik edildiği gerekçesiyle onlara indirim yapılmasını sağlıyordu. Töre saikiyle işlenen cinayetlerde, törenin hafifletici sebep değil, ağırlaştırıcı sebep olmasını sağlamak için hüküm değiştirildi. Böylece, sadece haksız bir tahrike kapılan değil, haksız bir fiil ile karşılaşan kişinin buhranına indirim yapılmış oldu. Yani artık erkeğin sadece haksız bir tahrikle karşılaşması yetmeyecekti, haksız bir fiillin kendisine karşı işlenmesi gerekecekti.
Barış Özkul
24 Haziran 2022 Cuma
Toplumları ve halkları “Yok birbirimizden farkımız” mantığı etrafında geçmişe dönük bir dipsiz suçluluk duygusunda ortaklaştırmaya çalışan “Sen Kendine Bak”çılık, bugünün ve geleceğin ufkunu ilke olarak barış, demokrasi, insan hakları, enternasyonal dayanışma temelinde çizmekte kararlı sol düşünceye ciddi bir zarar veriyor. “Sen Kendine Bak”cılığın panzehri hiç kimsenin sadece kendine bakmadığı, birer dünya vatandaşı olarak herkesin birbirinden sorumlu olduğu bir yeni dünyayı bugünden kurmaktır.
Erdoğan Özmen
23 Haziran 2022 Perşembe
Bazen de akıl yürütmemizin sekteye uğradığı, mantıklı düşüncemizin rayından çıktığı ve çelindiği, yapıp ettiklerimizin peşinden sürüklendiğimiz, anlamadığımız/benliğe yabancı güçlerin esiri olduğumuz, baştan çıktığımız, ayartıldığımız, çılgınca davrandığımız yerdeyizdir. İnsanlığın en kadim meselesinin, suçun/suçluluğun mahallinde. Biz değilizdir ama, suçlu olan.
Cuma Çiçek
19 Haziran 2022 Pazar
Ademimerkeziyet modern ve rasyonel bir kamu idaresinin iki temel özelliğinin gelişimini sağlar. İlk olarak, kamu idaresini esnekleştirerek hem yerel hem de ulusal, ulus-ötesi ve uluslararası ölçekteki ekonomik, siyasi, kültürel, çevresel ya da teknolojik değişimlere uyum sağlamayı sağlar. Söz konusu alanlarda meydana gelen sürekli değişimlerin yarattığı belirsizliklerle baş etmeyi kolaylaştırır. Daha da önemlisi merkeziyetçi yönetimin dayandığı tekbiçimli idari yapıları dönüştürerek yerel şartlara uyumlu özgün idari yapıların kurulmasını sağlar, operasyonel kapasiteyi büyütür.
Tanıl Bora
15 Haziran 2022 Çarşamba
Üzerine temel atılabilmesi, inşaata başlanabilmesi için, zeminin konsolide olmuş olması gerekiyor. "Konsolidasyon oturması" terimini de kullanıyorlar. Eh, AKP devrinde "konsolidasyon"un inşaat terminolojisine teşbih edilmesi, işin tabiatına uygundur. Seçmenlerin, kitlelerin, insanların, suyu süzülüp atılması, üzeri (icabında kompresörle) bastırılıp sıkıştırılması icap eden zemin malzemesini, kumlu killi kalkerli siltli çakıllı taşlı bir karışımı çağrıştırması, zamanın ruhuna uygundur.
Murat Belge
13 Haziran 2022 Pazartesi
En yalın örneğiyle, “sosyalist toplum düzeni” işçi sınıfını mutlu edecek inancıyla yola çıktık. Böyle koca bir çağ yaşadık. Derken bir gün geldi, hiç de mutlu olmadığını gördük. Bizim yaptıklarımızın nerede işlemediğini ya da farklı tepki yarattığını da görmedik ve zaten araştırmadık. Çünkü elimizde öyle bir metin ve bizim o metin hakkında bir değerlendirmemiz vardı. Bunlardan şaşmadık. Onlardan şaşmayınca sonuçtan fena şaşırdık.
Işıl Kurnaz
11 Haziran 2022 Cumartesi
TÜİK’in bile 2020 yılında yayımladığı Çocuk İşgücü Verileri, Türkiye için derinleşen bir çocuk yoksulluğu sorununu ortaya çıkarıyor. TÜİK’e göre bile çocuk işçilerin %35’i eğitimine devam edemiyor. Buradaki yaş aralığı 5-17 yaş. Bile biliyorum, çünkü bunun asgari bir oranı yansıttığını biliyoruz. Türkiye’de verilerin devlet kontrolünden ve tahribatından geçmeden yayımlanamadığını bildiğimiz gibi.