Cuma Çiçek
17 Eylül 2022 Cumartesi
Türkiye’de bu hikâyeyi doğru okuyacak, hem Türk sokağı hem de Kürt sokağı için daha iyi ortak bir gelecek sunacak rasyonel bir siyasi liderlik hâlâ ortaya çıkabilmiş değil. İYİ Parti’nin çizdiği sınırların esnememesi ve Millet İttifakına hâkim olması durumunda muhtemelen Mansur Yavaş ya da benzer profilde biri aday olacak. Bu durumda muhtemelen her iki Kürtlük de “incitilmeden” merkezin dışında tutulacak. HDP’li bakan tartışmaları ve alınan ve alınmayan pozisyonlar, İYİ Parti liderliğinde devletin seküler-milliyetçi restorasyonu senaryosunu güçlendiriyor.
Erdoğan Özmen
14 Eylül 2022 Çarşamba
Solun krizi ya da beceriksizliği ve başarısızlığı. Sağın hakimiyeti ya da. Sadece burada da değil, dünyanın her köşesinde en rezil, en sefil sağ iktidarların alternatifinin yine sağ olması. Biraz uzaktan bakıp topluca bir akıl tutulmasına kapıldığımızı, ama bunun gelip geçici bir durum olduğunu söyleyerek kendimizi yine de rahatlatmayı, çaresizlik içinde “belki de sadece beklememiz gerekiyor, ne yapabiliriz ki zaten” tesellisine sığınmayı düşündürtecek denli vahim bir manzara bu. Bunu, bu üzücü ve kahredici durumu anlamaya çalışıyoruz, kıyısından köşesinden.
Murat Belge
12 Eylül 2022 Pazartesi
Burada belki bilmediğimiz bir şeyler sözkonusu. Benim İletişim’i kurmaya çalıştığım yıllarda bir (asker kökenli) emekli müze müdürü bir “belge” satmaya çalışıyordu.  Benimle de görüşmek istemişti ama böyle bir buluşma olmamıştı. “Belge”, 6 Ekim sonrasından; Refet Paşa’nın Vahdeddin’i muhtemelen zehirleyerek ortadan kaldırması isteniyor. Dediğim gibi ben bundan haberdar oldum ama kendi gözümle görmedim; böyle bir talep olduysa da Refet Paşa’nın olumlu tepki göstermediği belli. “Talep” olabilir mi? Yukarıda anlattığım “meşruiyet” çerçevesi içinde olabilir.
Ahmet İnsel
11 Eylül 2022 Pazar
Ret kampanyası yürüten sağ ve muhafazakâr güçler bile kendilerini Pinochet anayasasını değiştirme sözü vermeye devam etmek zorunda hissediyorlar. Ama bundan sonra anayasa yapımı sürecinde onların ağırlığı baskın olacak, iki yıl önce sokağa dökülenlerin şiddetle protesto ettikleri “elitlerin” tercihleri ön plana çıkacak. Diğer taraftan biraz yorulmuş ve daha bir yılını doldurmamış olan Boric yönetiminden, belki biraz da aceleyle hayal kırıklığına uğramış olmakla birlikte, iki yıldır Şili’de büyük bir değişim dalgasını beslemiş olan yığınlar da ortalıkta duruyor.
Tanıl Bora
7 Eylül 2022 Çarşamba
İhsan Eliaçık'ın anti-kapitalist ilâhiyatında aktardığı, Ebuzer'in Halife Osman'a yönelttiği yozlaşma eleştirisinde de, "tuleka" geçer: “Yakınlarını tayin ediyorsun, adam kayırıyorsun, Tuleka’ya yakınlık gösteriyorsun…” AKP iktidarına dair aktardığım İslamcı muhasebede başvurulan “tuleka” kavramı, devralınan bir zümreyi tarif ediyor. Önceki dönemlerden kalan bir zümre… Ecevitgil tabirle “çıkar çevreleri” de diyebilirsiniz; iltimas tacirleri, makam-mevki aracı-tefecileri, ihale ve taahhüt ‘seçkinleri,’ her devrin danışmanları… Dekadans sınıfı…
Işıl Kurnaz
4 Eylül 2022 Pazar
Çünkü bu rejimde mahkemelerin yükselişi, hukukun bir tür dar anlamda genişlemesi daha çok bir ters dikiş. Mahkemeler, belli bir kamunun talep ve arzularına yanıt verirken, toplumun bir başka kamusunu oyun dışına çıkarıyor. İptal edilen konser ve festivalleri düşünelim. Kamunun o kısmı, itinayla yaşamın dışına itilmeye çalışılmıyor mu? Bugün bir kamuya tanınan hak, diğer kamudan esirgenmiyor mu? Kamunun bir kısmının katıldığı konser ve festivaller, idari kararla iptal edilirken mahkemelerin yükseldiğini gördük mü? Yoksa bu yükseliş, sadece belli bir kamunun taleplerini yerine getirmek için mi el arttırıyor?
Cuma Çiçek
2 Eylül 2022 Cuma
Kürt meselesinin çözümüne dönük bir açılım potansiyeli var mı? Bir yandan sekülerleşmeye dönük toplumsal rıza genişlerken ve özellikle genç kuşak başta olmak üzere yeni toplumsal grupları içine alırken, bir yandan da farklı nüanslarla birlikte genişleyen, güçlenen bir milliyetçilik var. Sekülerleşme dalgası AK Parti sonrası olası demokratik dönüşüm sürecine Kürt itirazını katma potansiyeli taşıyor, bununla birlikte bu dalganın sınırlarını Türk milliyetçiliğinin dönüşüm kapasitesi belirliyor.
Erdoğan Özmen
31 Ağustos 2022 Çarşamba
Kişisel ya da toplumsal bütün ilişkilerimizi bu çerçevede; yani bir tarafta istismar eden, güç kullanan, çeşitli manipülasyonlar ve stratejilerle tuzaklar kuran, sömüren, türlü hainlikler ve şeytanlıklar planlayan bir fail/zalim/psikopat/narsist vb., diğer tarafta tüm bunlara maruz kalan, çaresiz, masum ve zavallı kurban ikiliği içinde görmeye teşvik ediliyoruz mütemadiyen.
Işıl Kurnaz
23 Ağustos 2022 Salı
Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi ve hatta Türk mevzuatı olan Hayvanları Koruma Kanunu’na göre bile kamusal-özel ayrımı olmadan hayvanların yaşam alanları, sokaklar, parklar, site ve apartman bahçeleri ve sokaklardır. Bir cinayet şebekesi gibi örgütlenerek, devletin ve hükümetin hayvanlara yönelik politikasızlığının bedelini o hayvanları öldürmeye teşvik ederek ödetmek, onların zehirlenmesine göz yummak, onları yaşamın kendisinden koparmaya çalışmak adlı adınca suçtur.
Tanıl Bora
24 Ağustos 2022 Çarşamba
Bundan 42 yıl önce, 30 Ağustos günü yapılan Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantısında Başbakan Demirel, Fatsa’da sürmekte olan operasyonu değerlendirirken, “olay”ı “Fatsa Cumhuriyeti olayı” diye tanımlamıştı. İşin henüz başında olduklarını, “bu meselenin yarım bırakılamayacağını” söylüyor, “Bırakılırsa yüz Fatsa çıkar” diyordu. Söz konusu operasyon “Nokta Operasyonu” adıyla 11 Temmuz 1980’de askerî birliklerin de katılımıyla başlatılmıştı, yürütücüsü vali Reşat Akkaya idi.
Murat Belge
22 Ağustos 2022 Pazartesi
Dünyanın her yerinde seçimin güvenlik içinde yapılması için ne türlü tedbir varsa alınır, Türkiye’ye, Türkiye’nin şu andaki durumuna özgü bir şey değil bu. Ama şu şimdiki bağlamda önemli olan ve gerekli olan bu güvenlikten muhalefet adına sorumlu olanlar. Onların her bakımdan hazırlıklı olması gerekiyor. Herhangi bir aşamada gevşememeleri gerekiyor. Bütün ihtimalleri düşünmüş ve tedbirini almış olmaları gerekiyor. Bu ihtimaller arasında yasaları zorlayacak davranışların varlığı da sözkonusu.
Orhan Koçak
21 Ağustos 2022 Pazar
Ece Ayhan, 80’li, 90’lı yılların genç şairleri tarafından sevildi, “müritleri” oldu, bunları kendinden uzaklaştırmaya da çalışmadı. Ama ilk izleyicileri sayabileceğimiz Mustafa Irgat ve İzzet Yasar’dan çok farklı olarak bu gençler onu asıl Devlet ve Tabiat’taki şiirleriyle benimsediler. Bunlar da, sonrakiler de (Zambaklı Padişah, Çok Eski Adıyladır) muhteşemdi tabii. Ama gençler daha öncesine pek ilgi duymamış gibiydi. Kınar Hanımın Denizleri ve Bakışsız Bir Kedi Kara’da yumuşak bir lirizmle, Ortodoksluklar’daysa pırlanta sertliği ve keskinliğiyle gelen o dekadan estetik, gençlere fazla yabancı, fazla nadide, fazla lüks gelmişti galiba.