21 Haziran 2020 Pazar
İster takıntı ister alışkanlık maskesiyle sahne almış olsunlar, bahaneler ruhu yaralayan, hasta düşüren kuruntulardır, beden de nasibini alır tabii ruhu kuşatan bu boğucu bahanelerden, ama insan bir ömür kuruntularla da yaşar; kurtulmak, özgürleşmek istemez onlardan, parlak, anlatılmaya değer nedenler, göz dolduran hisli gerekçeler dağılıp dökülse de bu kez posalarına tutunur, zira zamanla kişiliğin ayrılmaz bir parçası olmuş, geçirimsiz bir kimliğin tuğlalarına dönüşmüştür bahaneler. Kartondan bir mazerete sarılarak boyuna suçlamak, bir sızlanma makinesine dönüşmek kolay olduğu kadar keyifli ve ilgi çekicidir de, böylesi bir düzlemde suçlama ediminin faili olmaktan istifa edip suçlamaları göğüsleme hattında durmaksa akıl kârı değildir tabii, oysa daha çetrefil, daha müşkül olan suçlamaları karşılamak, omuzlamaktır...