İstanbul Seçimleri: Erdoğan'la Birlikte Erdoğan'a Karşı
13 Mayıs 2019 Pazartesi
Mekânsal olarak saray, “ihtiras”, “oyun”, “şehvet” gibi kavramları hatırlatır. Ve bu durum da sarayın dışında kalmış/bırakılmış çoğunlukların gizemli duygularına çağrıda bulunur. Fakat AKP içinde “31 Mart seçimleri ders verme zamanı olan seçimler değil!” biçiminde ifade bulan kaygı görüntüsü altındaki gerginlik, “saraydan” yayılan mesajların kitleler arasında kabul görmemesinin doğal bir sonucuydu.
Söylem ve Pratik Üzerine
12 Mayıs 2019 Pazar
Zira anlam sabitlenemez ve farklı okuyucular tarafından farklı okumalara açıktır. Öte yandan ketumluk ya da suskunluk da muğlaklık içerdiğinden bir başka risktir. Çünkü sessizlik içine çok şey alır. Kendi anlamının yanı sıra başkalarının kendisine yüklediği anlamları da içerir. Tıpkı bir sıvı gibi içine konulduğu kabın şeklini alır ve öyle görünür, öyle olur.
Suçluluk Hissetmeye Davet
10 Mayıs 2019 Cuma
Köle ticareti insanlığa karşı bir suçtu, Avrupa devletleri sömürgecilikten elde ettikleri kazanımları halen ellerinde tutarken tek söyleyebilecekleri "pişmanlık" ile sınırlı kalır. Çünkü diğer türlü, sömürgecilikten elde ettikleri hakkı iade etmek, uluslararası mahkeme salonlarında tazminat ve telafi davalarıyla uğraşmak zorunda kalacaklardır. Irkçılık ve ayrımcılık karşıtı olmak, "kınama" ve "pişmanlık" ifadelerinin ötesine geçmeyi gerektirir.
Uykudaki İz ve Sayıklama
8 Mayıs 2019 Çarşamba
Bilgelik, sahneden çekildiğinde bağırma ya da sayıklama yolunu tutmamıza gerek kalmayacak. Bu terk ed(il)iş akla gelebilecek en kötü ihtimalin, yani ihtimallerin ölümünün acıklı suskunluğunu taşır. Kaotik neşe, hareketin düzensizliği, mırıltı barınabilir mi onun içinde, bilemiyoruz. Tüm söz oyunları, biçim araştırmaları, analojik şerhler, bir şekilde, hakikatin soyutlanışı olarak kurulabiliyor.
Bir Siyaset Üretme Aracı Olarak Alterego
6 Mayıs 2019 Pazartesi
Ben içinde taşınan bendışının, yine ben’i merkezileştiren yapısından yararlanan bu edim, sonsuz imkâna evrilebilen bir süreçmiş gibi görünüyor. Başkalarının her defasında “ama bu kez gerçekten bittiler” yanılgısıyla sonuçlanan yargılarının makûs bir talihe mahkûmmuş algısına dönüşmesinin nedeni de bu baş edilemez gibi görünen siyaset üretme biçimidir.
İktidar mı Şiddetten, Şiddet mi İktidardan?
5 Mayıs 2019 Pazar
Sonuçlarla değil sebeplerle uğraşmayı bilen bir toplum olsaydık, yumruğu atanın serbest bırakılması belki bambaşka bir şey ifade edebilirdi. Bu bir sonuç kabul edilirdi, sebep bambaşka yerlerde aranır ve mesela içişleri bakanının “Kemal Kılıçdaroğlu’nu şehit cenazelerine almayın” talimatı sorgulanabilirdi. Bunu söyleme cüretini nereden bulduğu üzerine kafa yorulabilir ve anlamlı sonuçlara ulaşılabilirdi.
1+1 Yaşam Formu: Zigon Sehpalar, L Kanepeler
1 Mayıs 2019 Çarşamba
Yaklaşık otuz yıl önce adı konulan “modern-sonrası” adlı dönemin bile eskidiği, “hakikat-sonrası”, “insan-sonrası” gibi adlar alabilen hızlandırılmış bir tarihyazımı içerisinde, artık salonların gösterişli tüketimin mekânı olmaktan çıktığı kolaylıkla söylenebilir. Ağır misafir ağırlamak için, örneğin altın toplama günleri için kadınların dışarıda toplandıkları hızlıca söylenebilir. Sadece misafirler değil, ev halkı da artık her fırsatta soluğu dışarıda almaya başlar.
Spinoza’nın İyi-Kötü Ayrımı ve Ahlâk Karşısında Etik
29 Nisan 2019 Pazartesi
Etika’da iyi-kötü, kendi varlığını sürdürme çabasıyla (conatus) bağlantılıdır. Spinoza için, her insanın özünde varlığını korumak, sürdürmek ve güçlendirmek vardır, ki Spinoza’ya göre erdem denen şey de bunun bilhassa kendisi olacaktır. Ama bunu verili, yani değiştirilemez olan bir insan doğasıyla da karıştırmamak gerekir. İnsanın özü, Spinoza için, yalnızca varlığında sürüp gitme çabasıdır.
Berlin Kiracıları: Yeni Bir Dünya Düzenine Ufuk Açabilir mi?
27 Nisan 2019 Cumartesi
Kapitalizmin güncel haline konut sorunu üzerinden bakma işi toplumu birleştiriyor, çünkü barınma herkesin meselesi ve Berlin'de konutu ile bağdaştırdığı avantajları kaybetme riski artık sadece dar gelirlileri değil, toplumun tüm kesimlerini tehdit eder hale geldi. Dolayısı ile toplum bu kez “hep birlikte düşünme”ye meylediyor. Karşıt kamplar elbette var, ama tartışma kökten olduğu kadar, açık ve meşru da.
Hakikat Oyununun Aşındırılması: Taktikler ve Altüst Edici Tekrarlar
26 Nisan 2019 Cuma
Bu üç düşünürü (Certeau, Butler ve Foucault) ilişkisel bir şekilde ele almak, kimliklerin, pratiklerin, yaralayıcı ifadelerin, toplumsal hareketlerin; yukarıdan, tek-merkezli, değişkenleri sabitleyen bir tonda değil, taktiklerle, altüst edici tekrarlarla ve direniş alanlarıyla da donatılı olduklarını hatırlatır. Stratejinin olduğu yerde taktik, egemenin olduğu yerde altüst edici tekrarlar, iktidarın olduğu yerde de direnişin imkânları vardır.
Devran: Başkalarının Dertlerine Bakabilme Sorumluluğu
24 Nisan 2019 Çarşamba
Öykülerin anlatıcıları yuvarlandıkça büyüyen kar öbeklerinin altındaki sırları ortaya çıkardıkça hakiki hikâyelerle yüzleşiyoruz. Savcı Salim Bey’in Devran’ın sorgusuna tanıklık ederek, sahte otopsi belgesinin altına attığı imzanın yıllar boyu kalbinin orta yerinde irinleştirdiği pişmanlığını anlayabiliyoruz ya da birkaç odunu esirgediği için küçük çocuğu donarak ölen Esma’nın yoksulluğuna yüz çeviren dayısının ardiyesini yakan Orhan’ın vicdanını görebiliyoruz.
AKP’de “Dağılma” ya da “Parti”leşme
22 Nisan 2019 Pazartesi
AKP dağılıyor mu? Eğer böyle bir gidişat varsa bu, 31 Mart 2019 seçimleri ile birlikte mi başladı? İlk sorudan başlayayım. AKP dağılır mı sorusuna şu anda cevap vermek imkânsız. Çünkü partideki zayıflama, küçülme, daralma partinin “dağılma”sı değil, aksine AKP’nin “partileşmesi” ile de sona erebilir.
İnsan-odaklı Tasarım ve Medyada “Kapsayıcı” Arayışı
21 Nisan 2019 Pazar
Şeylerin İnterneti bağlamında, objelerin kendilerinin daha iyi versiyonlarını önermek için, insan etnograflar tarafından fark edilemeyecek bazı bağlantıları meydana çıkarabileceğini öngörüyorlar. Perspektif değişiyor. Örneğin, bir çay fincanı, diğer objeler ve insanlarla etkileşime giriyor ve etkileşim sonucu meydana gelen verileri kendi bakış açısından ve kendi kapasitesiyle kaydediyor.
Kemal H. Karpat’ın Ardından
21 Nisan 2019 Pazar
Karpat’ın kitapları arasında farklı tür bir çalışma tek başına durur. İlk kez 1968’de yayımlanan Political and Social Thought in the Middle East, bölgenin entelektüel iklimini yansıtan Ortadoğu’nun önemli metinlerinin çevirilerinden oluşur. Bu çeviriler, Anglo-Sakson dünyasının okuruna alıntıları anlamlı bir bağlama yerleştirmelerine yardımcı olmak amacıyla kısa girişlerle sunulmuştur.
Seçim Anketlerine Dair Saha Notları
19 Nisan 2019 Cuma
Bilimsel ve etik ilkelere sahip olmadığını iddia ettiğimiz bu tipten kamuoyu araştırmaları ne işe yarar? Kuşkusuz bu araştırmalardan elde edilen veriler öncelikle araştırmanın yapıldığı il ve ilçelerdeki seçmenler üzerinde de baskı yaratıyor. Gizli oy ilkesini kısmen sakatlayan bu tip araştırmalar seçmenin güvenini sarsarken çoğunlukla kendilerini korumak için iktidar lehine cevap verme eğiliminde oldukları bir süreç olarak yaşanıyor.
Mehtap Baydu’nun “Eat Me, Meet Me” Performansı Üzerine
17 Nisan 2019 Çarşamba
Bedenin görsel sanatlardaki tarihi antik kültürler, hatta mağara resimlerine kadar tarihlendirilse de, anatomik ve estetik kaygılar dışındaki tasvir tarihi ya da bir performansın öznesi olarak varlık gösterme hali yalnızca belki de son bir yüzyıllık serüvende yer bulur; özellikle 1960’lar sonrası diyebiliriz. 60’lar ruhundan payını alan ilk kıvılcım, bugüne dek büyüyerek geliyor.
Kürt Siyaseti Fetret Dönemini Nasıl Aşacak?
15 Nisan 2019 Pazartesi
Seçim sürecini atlattığımız bu dönemde HDP’yi tartışmak önemli, zira bu tartışmadan murat, kalemin hünerinin daha fazla ortaya serilmesine vesile olmak. Ne var ki HDP tartışmasının çoğu zaman şahıslar, güncel politik söylemler, tasfiye, ayak kaydırma ve benzeri örgütsel sorunlar üzerinden yapılması talihsizlik. Daha büyük talihsizlik ise bu tartışmanın Kürtler ile Türk(iye) solu üzerinden kategorik ayrımlar üzerinden yürü(tül)mesi.
Kurgusal Olmayan Roman: Sınırın Yasaları
13 Nisan 2019 Cumartesi
Sınırın Yasaları, Javier Cercas’ın Türkçeye çevirisi 2015 yılında Süleyman Doğru tarafından yapılan romanı (Everest, 2015). Romanının birden fazla anlatıcısı var. İlki, ailesi ve yakın çevresi tarafından dışlanan on altı yaşında bir genç. Diğeri ise bir çetenin işlediği suçları araştırmış olan bir polis. Her iki anlatıcı da bize çete lideri Zarco’yu anlatıyor.
Bir Tiyatro Oyunu ya da Yaratıcı Direniş Hikâyesi
12 Nisan 2019 Cuma
Her şeyden önce belki de şunu sormak gerek; bir tiyatro oyuncusu neden hapishanenin görüş kabininde bir oyun sahneler? Mahpuslar ya da yakınları için düzenlenen bir etkinlikten, gönüllü olarak ortaya konulan bir sanatsal faaliyetten falan bahsetmiyoruz burada. Şu anda kendisi mahpus olan bir tiyatro oyuncusunun, zorunlu olarak bulunduğu bir mekânda sergilediği performans söz konusu.
Muktedir Muhalefet Karşısında Muhalif İktidar
11 Nisan 2019 Perşembe
Diğer yandan şunu da görmek lazım, devletin tek adam tarafından yönetilmesinin teorik ve pratik sorunlarından şikâyet eden bizler, belediye başkanının şahsına bu kadar anlam yükleyerek çelişkiye düşmüyor muyuz? Şehirlerin kurtuluşunu başkanların şahsına bağlayan bir toplum, o toplumdan çıkan birinin kendisine reislik kondurması için çok uygun bir ortam değil midir?
Hayvanlara Şiddet: Görünmez Olanı Görünür Kılmak
11 Nisan 2019 Perşembe
Bir örnek de malum, çıkmak bilmeyen hayvan hakları yasası. Yasanın başlığında “hayvan hakları” olacaktır muhtemelen. Ama düzenleme taslağına bakıldığında, görünür olan, “öznel şiddet”i suç kapsamına alacağı. “Nesnel şiddet”in, yani mezbahalarda bıçak altına giden, bakanlıkça “av” başlığı altında para karşılığı öldürtülen yaşam alanındaki yaban hayvanlarına yönelik ve benzeri şiddeti kapsamayacağını söyleyebiliriz.
Phaidros, Yazı, Unutma
8 Nisan 2019 Pazartesi
Platon’un Phaidros’ta yazıya ya da, denebilir ki, yazılı söze getirmiş olduğu eleştiri, enikonu olmasa da kısmen şu şekilde özetlenebilir: Yazı, unutturur. Yazının unutturma hali, tabii ki yazılı sözün alımlanışıyla doğrudan bağlantılıdır. Yazı, Platon’a göre, bir tür teknoloji olarak unutturma işlevine sahiptir. Platon’un söz konusu diyaloğunun son kısımlarında yer alan, yazıya dair eleştirel tespitler, kısa olduğu kadar özlüdür.
Sınır ve Köklerin Yavaşlığı
3 Nisan 2019 Çarşamba
Düşünce nihayet, bir kompozisyon sunumuna, izlenim aktarımına, sarsıntıya yaklaştı. Bu sonuç, zamanı tahammül edilebilir kılan etkinlikleri ortadan kaldıran dirençle ilgili biraz da. İhlal, nesneyi sabote ediyor. Ama tıpkı onun gibi ağırlaşıp kirleniyor. Yerli yerini bulan şey, duyumsal alanı kapsamakla yükümlü sayılmıyor. Sular çekildiğinde, korkunç bir manzarayla karşılaşabiliriz. Mutlak karanlığın, anlamsızlığın, hiçliğin manzarası… Ancak tüm bunlara müspet bir değer iliştiremeyiz. Çünkü hâlâ serbestleşmeyen etkilerin buyruğu altındayız.
Sürüklenme: Büyülü Tekinsizlik, Postmodernizm Eleştirisi ve Entelektüel Dönüşüm
30 Mart 2019 Cumartesi
Sürüklenme’nin ana kahramanı olan anlatıcımız, örgütü için yapmış olduğu başarısız bir görüşme sonrasında savrulmuş, bu tekinsiz ortamı bulutların üzerinde seyretmeye başlamıştır. Uçakta tanıştığı bir yabancı ile birlikte indikleri havalimanında tüm servisleri kaçırırlar. Olağandışı bir durumda olduğu hissedilen havalimanından ayrılmaları artık sabaha kalmıştır. Tanıdık bir ortamda, yani havalimanında, tanımadık biriyle bulunma anlatıcıyı bir başka tekinsizlik ortamına sürüklemiştir.