Bauman Okuryazarlığı Üzerine
13 Eylül 2019 Cuma
Graham Scambler, 30 Ağustos’ta attığı bir tweette, Bauman’ın son kitaplarından pek çoğunun uzun blog yazıları gibi kaleme alındığına, yani aklına geldiği, konuştuğu gibi yazdığına, sesli düşündüğüne (“thinking aloud”) ilişkin kanaatini paylaştı. Sosyoloji kitabı denen janrın böyle olmadığını düşünüyordu pek tabii, külliyatından halen tek satır bile Türkçeye çevrilmemiş olan Scambler, haklıydı da.
Yaşamın ve Ölümün Sahipleri
12 Eylül 2019 Perşembe
İktidarların egemenlikleri altındaki maddi ve manevi her tür varlığa öncelikle “el koyma” güdüsüyle davranmaları, “zenginlikleri kendilerine mal etme” eğilimleri, çeşitli biçim ve içerikler içinde geliştirilerek devletin, milletin varlığını sürdürmesi, geliştirmesi zeminine yerleştirilir ve artık buna karşı gelişebilecek olan her tür söylem en baştan kriminalize edilir, gayri meşru ilan edilir ve şiddetle bastırılır.
Kaz Dağları ve Ötesi
10 Eylül 2019 Salı
Kaz Dağları çevresinde açılacak olan altın madenine karşı oluşan tepkiler son haftalarda ciddi bir ivme kazandı. O kadar ki, hükümet bu tepkilerin yeni bir Gezi hadisesine dönüşmesinden korkar oldu. Şimdiden, devlet yetkililerinin tepkilerin ardında “dış güçler”i ve onların Türkiye aleyhtarı şeytanca hesaplarını aramaya koyulduğu, maden alanı etrafında toplanıp gösteri yapanları da şimdiden kriminalize etmeye hazırlandığı görülüyor.
Türkiye’de İfade Özgürlüğü
9 Eylül 2019 Pazartesi
Türkiye’nin ifade özgürlüğü konusundaki yapısal sorunu nereden kaynaklanıyor? Türkiye’deki siyasetçiler ya da yargıç ve savcılarla, Strasbourg’daki yargıçlar ifade özgürlüğüne aynı pencereden bakmıyorlar. Türkiye’deki yasa koyucu da, yasayı uygulayan yargıç ve savcılar da ifade özgürlüğüne devlet penceresinden bakıyorlar. Yazılı ve sözlü ifade edilen düşünceler devlete zarar verir mi? Hareket noktası bu. Oysa Strasbourg’daki yargıçlar soruna bireyin özgürlüğü açısından bakıyor.
Alevi Lisesi Bir Tanınma Vaat Edebilir mi?
9 Eylül 2019 Pazartesi
Türkiye’de zorunlu din dersinin süregiden varlığı ile cemevlerinin içinde bulunduğu muğlak statü, Alevilerle devlet arasındaki ilişkinin başat konuları olarak tartışılmaya devam etmekte. 2019-2020 eğitim-öğretim yılında öğrenci almaya hazırlanan ve kamuoyunda Alevi Lisesi olarak bilinen Hacı Bektaş Veli Anadolu Proje Lisesi, temeli atıldığı 2015 senesinden bu yana bu tartışmalara yeni bir soluk kazandırmış durumda.
Sağlıkta Şiddet Sarmalı: İçeriden ve İçten Bir Değini
7 Eylül 2019 Cumartesi
Sağlık çalışanına yönelik şiddet, netameli bir mesele. Hele ki ifadenin önünde “görevi başındaki” tabiri varsa, daha da netameli bir hal alıyor bu. Hele hele “kafasında kaldırım taşı parçalanan sağlık emekçisi” dendiğinde, büsbütün kan dondurucu bir hale bürünüyor. Şiddet-karşıtı mücadelenin bayraktarlığını hekimler yapıyor ve neyse ki tabip odaları ile meslek birliği, “hekime yönelik şiddet” kalıbından uzak duruyor.
Almanya’da Hegemonya Mücadelesi ve Neo-faşizm
5 Eylül 2019 Perşembe
Yeni Faşizm, aynı zamanda Marksist sosyalizmin krizine de işaret eden bir olgudur. Yeni Faşizm, liberal düzenle kriz halindeki kitleler açısından, Marksist sosyalizme nazaran çok daha cazip bir al-ternatif durumundadır. Hiç kuşkusuz bu alternatif ilerici değil, gericidir; ufkunda liberalizmin koz-mopolit değerleri tarafından bozulmamış saf bir ulusa geri dönüş bulunur.
Wallerstein’in Ardından
3 Eylül 2019 Salı
Dünyanın öbür ucundan kendisine “Size sosyal bilimsel anlamda âşığım. Bitirince lisans tezimi size gönderebilir miyim?” diye soran bir lisans öğrencisine yirmi dört saat içinde olumlu cevap verecek kadar müspet bir insan olmasıyla, 1968 hareketinde Columbia Üniversitesi’nde genç bir profesörken öğrencilerin tarafını tutmuş olması muhakkak ki ilintiliydi.
Amazonlarla Birlikte Yanan Şeyler
2 Eylül 2019 Pazartesi
Zé Cláudio, kendi deyimiyle “ormanın çocuğu”ydu. Ormanda yaşıyor, ormandan geçiniyor ve kendisini ormanın parçası olarak görüyordu. Bu sürece sessiz kalamazdı. Bölgede yasadışı ağaç kesenleri, izinsiz çiftçilik ve madencilik yapanları ihbar etti, protesto eylemlerine katıldı, basına verdiği demeçlerle soruna dikkat çekmeye ve herkesi uyarmaya çalıştı. Onun mücadelesi, birilerini rahatsız etmişti. Ölüm tehditleri alıyordu.
Türkiye Halklarına Seçme ve Seçilme Hakkı Ne Zaman Verilecek?
28 Ağustos 2019 Çarşamba
Asıl soru şu: Kendinden başkasının seçimi kazandığını kabullenmek için, yani “halkın değişim arzusu”nu kabul etmek için en az iki kez seçim kaybetmesi gerektiğini İstanbul seçimlerinde belli eden AKP, malum illerde sürekli olarak kaybediyor olmasına rağmen tekrar tekrar milletin oyunu gasp edecek gücü nereden alıyor?
Bir Hakikat Üretme Aracı Olarak İtiraf Fiili ve Ahlâkı
23 Ağustos 2019 Cuma
Son iki yüzyılda bilimsel aklın muazzam gelişimi dahi bazı toplumlardaki inatçı bilmeme istencini çoğu noktada geriletebilmiş değildir. Bu toplumların ilerlemesini sağlayacak olan bilme istencine karşı âdeta kör bir direniş örgütlenir; sistematik gafletler, hıyanetler, benzeri az görülür saflıklar, görmeyi-duymayı reddeden bir anlayışla birlikte toplumu tevatür ve vesveseyle dolu bir cehalet cangılına mahkûm eder.
“Aslı Gibidir” Üzerine Notlar
13 Ağustos 2019 Salı
Aslı Gibidir, bir bakıma bu susmak halinin yoğrulduğu, uğultulu bir şehrin (Kent değil elbette!) Özyaşar’da bıraktığı kekemeliği, bu kekemeliğin onu beslediği ve anlatmaya zorladığı damarı açık eden bir hamle. Bu susmak hamlesi bir bakıma Ulus Baker’in daha önce belirttiği Wittgenstein formülünü akla getiriyor. “Wovon man nicht sprechen kann, darüber muss man schreiben”.
Woodstock “Ruhu”
8 Ağustos 2019 Perşembe
Her rock festivalinden sonra, karşı-kültüre ait olma nişanesi olduğu için, “Aynı Woodstock gibiydi,” sözü dillere pelesenk oldu. Aslında başımıza gelen şuydu: Sırf nostaljisine dayanılarak dünyayı barış, sevgi ve müzikle kurtaracak bir Amerikalı kahraman, bir nevi Süpermen, “daha” yaratıldı; gençlik alt kültürlerine özgürlük, dünyaya da barış dahil her şeyi getirebilecek bir kahraman.
1071 İmza: Eksik Varsa Ben de İmza Atabilir miyim?
5 Ağustos 2019 Pazartesi
15 Temmuz darbe girişimi imzacı akademisyenlerden “kurtulmak!” için yeni fırsatlar doğurdu. “Kör kör parmağım gözüne” misali, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne denk gelecek şekilde çıkartılan bir Kanun Hükmünde Kararname ile imzacı akademisyenler FETÖ’cü olmakla, terör örgütüne destek vermekle suçlanarak işlerinden atıldılar. 2016 Ocak’ından bugüne geçen sürede Bu Suça Ortak Olmayacağız bildirisinin beş farklı evreden geçtiğini düşünebiliriz.
İnsan Üstünlükçülüğü: Hayvan Hakları Aktivistleri Neden Hâlâ “Solun Kimsesizleri”?
1 Ağustos 2019 Perşembe
Şüphesiz, bir ailenin uzun süreli bir dargınlıktan sonra yeniden bir araya gelmesini sağlayan şeydeki gibi, bu da sağlam bir çaba ve iyi niyet gerektir. Nasıl sosyal adaletçi hareketler hayvan hakları hareketini sahipsiz bırakmaya çok meraklı olmuşsa, hayvan hakları hareketinin de zaman zaman cinsiyetçi, ırkçı ve engellileri gücendiren mecazları yeniden üreten retorik ve stratejileri sahiplendiği de doğrudur.
Burası Bir Mahkeme-Ülke
29 Temmuz 2019 Pazartesi
Yeni Türkiye’nin yeni yargı rejiminin bir iyiliği varsa, aynı ağdaki insanları belki yolları birbiriyle hiç kesişmeyecekken bir adliye koridoruna sıralayabilmiş olması, oradan doğan yeni birlikteliklerin yolunu açması, diyebilir miyiz? Sanıyorum evet, diyebiliriz. Bunu, Coşkun’un dilinden de öğreniyoruz üstelik. Coşkun, davalara konu olan haberlerin ve karikatürlerin erişime kapatıldığını anlatırken yazıyor, “O döneme ilişkin belleğimiz silindi.”
Boris Johnson “İngiliz Trump” mı?
26 Temmuz 2019 Cuma
Ekranların sevilen dizisi Brexit’in yeni sezonu başlıyor! Yeni oyuncular! Favorileriniz! Herkes burada! (Yine de, eleştirmenler ratinglerin Washington’da geçen öbür komedi dizisi kadar yüksek olmayacağı konusunda uyarılarda bulunuyorlar). Muhafazakâr Parti’nin yeni bir lideri, Birleşik Krallık’ın da yeni bir başbakanı var. Boris Johnson bu pozisyona gelebilmek için uzun süredir uğraşıyordu.
Gündeliğin Kaba Estetiği
23 Temmuz 2019 Salı
Geçmişin araçsallaştığı ve bir referans olmaktan çıktığı, geleceğin anlamlı bir ütopya içinde belirmediği bir dünyada her şey şimdinin uzamına sıkıştırılır. Şimdi ise olup biten her şeyin belli bir ağırlığa, kalıcılığa dönüşmeden hızla akıp geçtiği kaygan bir zemin olur. Eylemler, fikirler, kanaatler kalıcı bir değere dönüşmeden hızla doğup ölürler.
Bir Dava Üzerine (II): Barış Özkul’a Yanıt
20 Temmuz 2019 Cumartesi
Yazar metne saçılır. Ben Geçgin’in tüm metinlerine saçtığı parçalarının bende bıraktığı genel imgeyi esas alarak yazıyor; ketlenmelere, rahat hissedemeyişlere bu imgeden yola çıkarak karar veriyorum. Yoksa Geçgin’in ya da başka bir yazarın “kişisel özellikleri”ni hiç bilmem, açıkçası bu özeliklerle ilgilenmem, öğrenmek için çaba göstermem de. Gerçekte, anlattığı şeyle bütünleşemeyen, ketlenen etten kemikten yazar değil, “yazının bizzat kendisi”dir.
Fark ve Patoloji
17 Temmuz 2019 Çarşamba
Bedensel ve ruhsal bir süreklilik içinde var olamayan, süreçleri aralıksız kesintiye uğrayan bir kafanın bozulan ekolojisi hakkında da düşünmek gerekli olabilir. Bu sayede çocuğun, karmaşık bilme, duyma, duygulanma, ifade biçimlerinin yarattığı bir uğultu içinde kaldığı belki fark edilebilir. Belki de etrafında olup bitenlerden korkan bir kafa, erken yaşlardan başlayarak bu karmaşaya karşı otistik bir daire yaratıyordur.
Uyan Kazakistan!: "Men Oyandım"
12 Temmuz 2019 Cuma
Uyan Kazakistan’ın işi zor, yolu uzun ve tuzaklarla dolu. Fakat ektikleri tohum büyümeye devam ediyor. Yakın zamanda ülkenin saygın üniversitelerinden akademisyenler de sosyal medyadan onlara açık destek mesajları yazmaya başladı. Nazarbayev rejimine “Ya önünüzdeki bu barışçı ve iyi hareketi seçer ülkeyi demokratikleştirirsiniz ya da şiddet hâkim olur ve yok olur gidersiniz,” diyor bunlardan biri.
"Neden Burada Yoksun?"
11 Temmuz 2019 Perşembe
Šehović, Što Te Nema? etkinliğini her yıl gittiği şehrin toplulukları, sivil toplum örgütleriyle birlikte organize ediyor. Anıt oluşturma etkinliği, şehrin önceden belirlenen bir meydanında ya da işlek bir yerinde o an orada bulunup katılmak isteyen herkesle beraber genellikle bütün gün devam ediyor. Gün sonunda kaldırılan kahve fincanlarıyla anıtın “kalıcılığı/ölümsüzlüğü” orada bulunanların katılımı, desteği ve iletişimine bağlı oluyor.
Yunanistan Seçimleri: Sağın Geri Dönüşü
10 Temmuz 2019 Çarşamba
Yeni Demokrasi’nin seçim vaatleri arasında vergiler ve istihdam dışında en çok öne çıkan konular güvenlik, düzen ve tabii ki mülteci meselesiydi. Mitsotakis şehirlerde yasanın egemenliğinin ve düzenin yeniden sağlanmasını, polisin daha çok varlık göstermesini vaat etti. İşgal mekânlarının boşaltılması, mültecilerle “yasadışı göçmenlerin” birbirinden ayırt edilmesi ve kontrol edilebilmeleri için yurtlara yerleştirilmesi gibi projelere değindi.
Geçgin'in Bir Dava'sı ve "Fazlalık"
9 Temmuz 2019 Salı
Bu yazıyı yazma nedenim de, benim için bir vesileye, bir tetikleyiciye dönüşen bu “iddiasızlık” tespiti aslında. Özkul’un da, Akkoç’un da üzerine konuştukları şey bir edebiyat metni olsa da pek önemser görünmedikleri şu dil meselesi. Özkul’un “ilginç” bulduğu, Akkoç’un “bozukluk” dediği, bana ise çoğu zaman bir “fazlalık” olarak görünen kimi dilsel “kullanımlar”.