Popülist Siyaseti Besleyen Cemaatleşme
30 Mart 2018 Cuma
Cemaatçi anlayışı desteklemek amacıyla kimlik ve değerler üzerine yapılan vurgu bu manada kritik bir önem taşımaktadır. Yeni gelenler yerleşik toplumun değerlerini yozlaştırıcı alışkanlıklarını beraberlerinde getirdikleri, ev sahibi topluma ait “gerçek” kimliğin bu manada kaybolma tehlikesi taşıdığı sıklıkla ifade edilir. Yeni gelenler bu manada ulusal kültüre tehdit oluşturur bir sıfatla nitelendirilirler.
Uluslararası Hukukun Kara Kutusu
30 Mart 2018 Cuma
Ne zaman bir devlet insanlığa karşı bir suç işlese uluslararası kuruluşların sözcüleri endişeli gözlerle “korkuluyuz, kaygılıyız” demecini yapıştırıverirler. Sonra da işlerinin başına dönerler. Dile getirdikleri korku ve kaygı gece rüyalarına girip onları ter içinde uyandırır mı yoksa “adım Hıdır, elimden gelen budur” deyip deliksiz bir uykuya mı dalarlar?
Yeni Başlayanlar İçin: İzlediğin, Sadece Bir “Film” Değil
29 Mart 2018 Perşembe
Filmler işte bu yüzden sadece film değillerdir. Y kuşağı ve özellikle de Z kuşağı içerisinde doğan bir çocuk ölene kadar hemen hemen her kavramı, her duyguyu, her düşünceyi sinema ve tüm diğer hareketli görüntüler içerisinde tanımakta ve öğrenmektedir. Çevremizi saran temsiller bizler için artık sadece temsil de değil, aynı zamanda gerçekliğin de ta kendisi olmuştur.
“Tasarım Vajina”lar ve Tasarlanan Hayatlar
28 Mart 2018 Çarşamba
Sağlık alanı, konu örneğinde yaşandığı gibi “hijyen”, “fonksiyon” ve “uyum” gibi başlıklar sayesinde tahakküm pratikleri üreten bir zemindir. Bu bağlamda feodal bağları acımasızca koparan çıkar güdüsünün ve birey olarak ötekinden farklı olmaya çalışma takıntısının boyunduruğuna girmiş olan bilgi toplumu uygarlığı, bu dünyada herkesi birey olarak kendisine yatırım yapıp “değer” kazanmasını şart koşmaktadır.
Şehrin Fantastik Romanı: Latife Tekin’de Mit ve İmaj
26 Mart 2018 Pazartesi
Romanın çeperi nevrozdan arzunun hakikatine çıkışı gösterir. Fantastikse bu çıkışı tekilleştirir. Tekillik salt bir kalitatif gerçeklik ilkesine değil, normatif bir haz ilkesine de, evrensel’e uzanarak, gönderme yapar. Latife Tekin’in başardığı şey işte kapitalizmin historiyografisinin poetik icadıdır: Şehrin tarihine giriş yapabiliriz böylelikle ve bu “şimdi”nin tarihi, gerçeklik ve haz ilkesinin kolektif bilinç-sonrası tarihidir.
Paramparça ve Solup Giden Hayatlar
23 Mart 2018 Cuma
"Hakikati olmayan suçun affı mümkün müdür?” diye sormuştu Nichanian -yanıtı kendi içinde yatan sorusuyla. Öyle olunca, barışma; mümkün müdür? Nichanian için barış(ma), hukuksal, siyasal alanda geçerlidir; hakikati fevkalade derinlerde olan Felaket acısıyla barışık kalınamayacağı için. Dolayısıyla, barış siyaseti, gerçek anlamda “yas”ın (“imkânsız yas”ın) da gaspıdır.
O Şiiri Aramak
21 Mart 2018 Çarşamba
Ornitoloji üstüne söylemek istediğim tek bir cümle var: Roni Margulies, bu kitabında tek bir şiir yazmak istemiş. Şimdi, bu basit cümle üstüne biraz daha söz etmek istiyorum. Şairin yarattığı adamı artık tanıyoruz. Her şiiri aynı adam yazdı ve hepsi üç aşağı beş yukarı aynı dönemde yazıldı. Coşkun, patlayan, orkestrayı andıran seslere hiç rastlamıyoruz.
Tao’nun Fiilleri (II)
19 Mart 2018 Pazartesi
Tao'nun çizgilerine yer açmak isteyenin, kendi ferdiyetine ait çizgileri "çöpe atması" gereklidir. Böylece sadeleşen, boşalan, latif bir bedene kavuşarak delik ve oyuklarından kurtulan, artık çokluk dünyasını dert etmekten uzaklaşır. Kendisini teşhir eden bir varlık olmak bir yana, aynasında diğer varlıkları sahici bir şekilde yansıtmaya başlar.
Özgür Yaren ile Söyleşi: “Yeşilçam seks filmleri esas olarak İtalyan seks güldürülerinden etkilenmiş
14 Mart 2018 Çarşamba
Yeşilçam seks filmleri esas olarak İtalyan seks güldürülerinden etkilenmiştir. Örneğin Yeşilçam'da bu furyayı başlatan film Oksal Pekmezoğlu'nun 1974 yılında çektiği Beş tavuk bir horoz filmi, bir İtalya filminin yerli uyarlamasıdır. Bu filmlerde Batı'daki seks güldürülerinde gördüğümüz şekilde, seks simülasyonu olmuyor, onun yerine çoğu zaman cinsellik sözlü bir imayla ikame ediliyor.
Benim Eksiğim Kimin Fazlası
13 Mart 2018 Salı
Bir tek adamın inkâr ve ihmal ettiği kitleyi bir diğer tek adam ihya edecek, kardeş, kendi kardeşi karşısında adaleti sağlayan ideal baba olacak, fakat bu inşa sürecini demokrasinin temeli olan hukukun üstünlüğünü ihlal ederek yürütecektir. Walter Benjamin’in tanrısal şiddet tanımındaki gibi, egemenin, kurduğu ve koruduğu yasaları dilediği zaman askıya alabildiği bir şiddetle yapacaktır bunu.
Düşmanlarla Dolu Bir Dünyada Yaşamak: Polonya Çıkmazı Üzerine
11 Mart 2018 Pazar
%50’lik seçime katılım oranıyla Polonya, fakirlerin oy kullanmadığı bir ülke. Yine de “geçiş”, bilinen en başarılı kapitalist girişimlerden biri oldu -bunun en açık nedeni de Polonya’nın aldığı yardımlar ve ayrıcalıklı konumuydu. 2015’te girilen milliyetçi rota, ne kadar bir toplumsal eleştiri maskesi taşıyor da olsa, toplumsal bir başkaldırı değildi; bütün milliyetçiliklerde durum böyledir (bir slogan örneğin “Çalmamak yeterli!” diye bağırıyordu).
Dostoyevski Eleştirisinin Tarihsel Seyri
9 Mart 2018 Cuma
Ortodoks Marksizm ise, biraz da anlaşılır nedenlerle, Dostoyevski’ye düşman kesilmiştir. İlk saldırıya geçen, 1905’te, Maksim Gorki (1868-1936) oldu: “Dostoyevski şeytandı, gericiydi, zulme karşı sessizliği savunmuştu.” Ekim Devrimi’nden sonra Dostoyevski resmî anlatı tarafından Tolstoy’un rakibi sayılarak tacından edildi. Stalinist tiranlığın hüküm sürdüğü yıllarda Dostoyevski’nin bazı romanlarını okumak zımnen yasaklandı.
Demokrasi Çıkmazı!
6 Mart 2018 Salı
Siyasete ve demokrasiye olan inançsızlıkla İtalyan halkı 4 Mart Pazar günü kendisini yönetecek hükümete karar vermek için sandık başına gitti. Sandıktaki mücadelenin kesinlikle sağ partiler arasındaki bir çekişmeden ibaret olduğunu söylemek gerek. Seçim sonuçları ülkenin açıkça iki sağ parti arasında bölündüğünü gösteriyor. Faşizmi doğrudan deneyimleyen bir ülke olarak İtalya yeniden bunu deneyimlemenin eşiğinde mi yoksa
Viran Şehirler Bizim Memleket
5 Mart 2018 Pazartesi
Geçenlerde Kars'a gittim, bu ara şu Instagram hesaplarını coşturma sebebiyle meşhur olan ilimize. Oranın taşını toprağını gezmenin yanı sıra, belki ondan da çok, bir kıraathaneye girip, bir köye gidip oranın yerlileriyle sohbet etmek istedim. Hatta bir arkadaşımdan köy ismi bile alıp öyle gitmiştim. Ama olmadı, iki buçuk gün taşını toprağını gezdim Kars’ın.
Hakikatini Yitiren Toplum: Çıplaklaşan Dil ve İdeoloji Sorunu
2 Mart 2018 Cuma
Kant’ın fenomenal ve numenal alanlar arasında yaptığı ayrım neticesinde kendinde şey’in bilinemez olarak kodlanmasından bu yana bilgi arayışımız daimi bir eksiklik veya bilinmezlik ekseninde kuruluyor. Şeylerin nasılsalar öyle oldukları halleriyle hakikatlerine ulaşamıyor ve bilgi istencimizde kendimizi görüngüler dünyası ile sınırlıyorsak görüngülerin ötesi veya kendinde şey’e dair her türlü arayış artık düşüncenin yasak bölgesi olmuştur.
Başkası Adına Utanmalı Mı?
28 Şubat 2018 Çarşamba
Örneğin iktidar sahiplerinin halkın kaynaklarını kötüye kullandığını iddia ettiğimizde ve bunun tıpkı utanç gibi ahlâki bir kavram olan dürüstlüğe aykırı olduğunu söylediğimizde iktidar bizimle aynı ahlâk anlayışına sahip değilse ve işine geç kaldığı için harakiri yapacak bakanlara sahip değilsek ne yapacağız? Ahlâk siyasi güç ilişkisinde bizi güçlendirecek silahları sağlar mı?
“Pax Americana”da Sona Doğru mu?
26 Şubat 2018 Pazartesi
Bill Clinton’ın 2000 yılında Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’na katılımı, efsanevî Büyük Britanya Kraliçesi Victoria’nın 1897’deki Elmas Jübilesini anımsatmış olsa gerek. Kraliçe nasıl bu vesileyle Britanya İmparatorluğunun kudretini bütün dünyaya gösterdiyse, Amerikan Başkanı Clinton, Victoria’dan bile büyük bir ihtişamla sahneye çıktı.
Vatandaşın vizesiz seyahat hakkı, bir Türkiye dramı (II)
21 Şubat 2018 Çarşamba
Tıpkı Kamu Düzeni ve Güvenliği gibi 72 kriter arasında, ilk bakışta “vize muafiyetiyle ne ilgisi var” denilebilecek ve birebir Temel Haklar ile ilgili bir bölüm var. Eğer bu koşullar yerine getirilebilse çok farklı bir siyasî manzara çıkar ortaya. Misâlen “terör” kavramının içeriği değiştiğinde, süren davaların çoğu düşer.
Vatandaşın Vizesiz Seyahat Hakkı, Bir Türkiye Dramı (I)
17 Şubat 2018 Cumartesi
Tam bir yılan hikâyesine dönen vize muafiyeti meselesi yeniden gündemde. Hükümet bir kez daha şansını deniyor ve sorumluluğu Avrupa tarafına atmak amacı taşıyor intibaı uyandıran bir hamle yapıyor. Kriterleri karşılamak üzere, hiçbir inandırıcılığı olmayan “terör tanımında yumuşama” iddiasıyla Brüksel’e başvuruyor. Bu vesileyle iki seferde yayımlanacak olan bu yazı, hükümetlerin bencil, fırsatçı ve beceriksiz girişimlerinin hikâyesini ele alıyor.
Türkiye’yi Karanlığa Gömen Adam Murat Belge!
16 Şubat 2018 Cuma
Murat Belge, Türkiye’nin artık kesilen, yok olan iç sesidir. Yazdıklarına katılın, katılmayın; bu böyledir. Eli yılı aşkın bir süredir kültür dünyamıza damgasını vurmuştur. Türkiye’de altmışlı yıllarda işçi göçü vardı; seksenlerde, siyasi göç başladı ve bugün, bu göçe, beyin göçü de eklendi. Murat Belge gitse de gitmese de bu bir hakikat. Açık bir linç var. Sanki Türkiye’nin bütün hesabı, bütün karanlığının sahibi ve nedeni Murat Belge. Yazık!
Türk Tabipler Birliği ya da İfadenin Özgürlüğü
14 Şubat 2018 Çarşamba
Raoul Vaneigem' göre, kitabın adından da anlaşılacağı üzere, ifade edilemeyecek hiçbir şey yoktur ve her şey söylenebilir. Başlıkta geçen “hiçbir şey” ve “her şey” sözcükleri iddianın bir istisna içermediğini de göstermekte. Bu durumda “Bütün Kürtler Ölsün” ifadesinin de başlığa dahil olmaması için hiçbir neden yok.
Hawaii’den Sonra Nükleer Savaş Tehdidini Yeniden Düşünmek
13 Şubat 2018 Salı
Hawaiililer 13 Ocak Cumartesi günü sabah saat 8.10’da ceptelefonlarına aldıkları bir nükleer saldırı mesajıyla hayatlarının en büyük travmalarından birini yaşadılar. Aslında bu sadece onların değil hepimizin travmasıydı, çünkü Soğuk Savaş’tan bu yana ilk defa bir nükleer savaş tehdidinin ne kadar yakın ve mümkün olabileceğini hepimiz görmüş olduk.
Tao’nun Fiilleri
11 Şubat 2018 Pazar
Lao-Tzû, kendisinden bir bilge gibi söz etmez; kendini, "aptal" bir kişi, "sönük ve kalın kafalı", "beceriksiz" sayar (2017: 21). Kendi ifadelerine göre, dışarıdan bakınca niteliksiz ve hatta gülünç derecede kılıksız bir kimsenin görünüşüne sahiptir. Sadece dışarıdan değil, içeriden de öyledir. Çoğu zaman söyleyecek sözü yoktur; kendisine yöneltilen sorulara bile belirli cevapları yoktur.
“Jane’e Mektup” ve Sinemanın Sorumluluğu
9 Şubat 2018 Cuma
Godard ile Gorin’in oluşturduğu Groupe Dziga Vertov’un çekmiş olduğu son film olan Letter to Jane: An Investigation About a Still (Jane'e Mektup: Bir Fotoğraf Karesi Üzerine Soruşturma) her şeyden önce ikilinin daha önceden çektiği Tout va bien’in (Her Şey Yolunda) bir tamamlayı-cısı. Bir film, bir diğerinin tamamlayıcısı nasıl olabilir, diye sorulacaktır.