Olumsuzu Söyleme Biçimimiz ya da Nasıl Hakaret Ederiz
8 Mayıs 2018 Salı
Olumsuzu söylememe biçimlerimiz, bizi oluşturan fikirlerden kaynaklanır. Bunun her zaman bilinçli geliştiğini söylemek zor. Ama tarihin ve dilin hafızasına baktığımızda “söylenegelme” durumunun bir başlangıcı olduğunu, güzel manadan olumsuza doğru kelimenin yapısal değişiminde ve bu halde kalıcılaşmasındaki en büyük katkının “öteki” kavramına bakışımız olduğu söyleyebiliriz.
İmamın İnsafı: Günümüz Cenazeleri ve Nesneleşen Ölü Bedenler
4 Mayıs 2018 Cuma
İktidarın, biyosiyaset ile insan bedenlerine ve hayat tarzlarına nasıl nüfuz ettiği, çıplak hayatları nasıl siyasallaştırdığı bizlere yabancı değil; özellikle Foucault’dan beri. Bedenlerimiz, iktidarın taşıyıcı virüsleri gibi işlev görüyor modern zamanlarda. Foucault’nun sözde özneleri, yaşam içerisinde iktidarın gözleri, elleri, ayakları, kulaklarına dönüşürken; biyosiyaset, bireyselliği yok ederek bu özneleri tebaalaştırıyor.
İran Sınırından Türkiye’ye Düzensiz Göçler: Afganlar
2 Mayıs 2018 Çarşamba
Son aylarda İran sınırı üzerinden Türkiye’ye ulaşan düzensiz göçmen gruplar arasında Afgan göçmenler dikkat çekici oranda basında gündem oldu ve olmaya da devam ediyor. Özellikle mart ayının son haftalarında basında yer alan düzensiz Afgan göçmenlerin bir bölümü, nisan ayının ikinci haftası itibarıyla ülkelerine Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından geri gönderilmeye başlandı.
Geçmişle Şimdiki Zaman Arasında
30 Nisan 2018 Pazartesi
O zaman öldüğü ilan edilen Tanrı ölmedi; aynı şekilde modernizmin itaatsiz çocuğu olan post-modern şuur, her ne kadar modernizmin öldüğünü ilan etse de modernizm hâlâ yaşıyor. Bu tanım kargaşası evrensel tefekkürün kırılma anlarında mütemadiyen beliren bir şey. Fakat bu sefer daha sancılı bir tecrübeyi yaşıyoruz ve alışılagelmiş, sanıldığı gibi bir son gerçekleşmeyecek.
Devlette Liyakatten Sadakate
27 Nisan 2018 Cuma
Özellikle, tüm dünya üzerinde popülist, neo-otoriter, neo-patrimonyal yeni-sağcı söylemin yükselişe geçtiği şu dönemde en alttan en üste kadar devlet yönetiminin, Weber’in bürokrasi tanımlarında kullandığı bu cümleleri bozan bir karakter de kazandığı aşikârdır. Hatta günümüzde sadakat sistemi en çok da, popülist, neo-otoriter, neo-patrimonyal söylem ve politikaların işine yaramaktadır da bir yandan.
Derbiden Sızan Şiddet: Kontrast Alanlarında Faili Ararken
25 Nisan 2018 Çarşamba
Baudrillard “kötülüğün şeffaflığına” atıfla, kötünün tam da “iyi”yle bir kontrast oluşturamadığından dem vururken “İyi, artık kötünün karşıtı değildir,” diyordu. Belki de tam da bu nedenle olayların ardında bir “kumpas”, bir “senaryo”, bir “üst akıl” arıyoruz. Çünkü durduğumuz yerde, bu olayın “tek başına” kötülüğü yeterince kötü gelmiyor.
Çocuk Bayramı, Çocukların Hali ve Oyun Oynama Hakkı Üzerine
23 Nisan 2018 Pazartesi
Yetişkinlerin de serzenişte bulunduğu haldir, çocukluk hali. Çocuklara, gençlere “yapma böyle şeyler, büyü artık, koca adam oldun” derken de çocuk olma, genç olma statüsü elden alınır. Çocukluk kısaldı artık, ağır kaldırabildiğin andan, boyunun serpildiği ergenlikten itibaren kocaman adam olarak görülüyorsun büyükler tarafından. Yetişkinliğin işine geldi bu da, kapsamı genişledi.
İcraatın İçinden: Yahşibey Tasarım Çalışmaları
21 Nisan 2018 Cumartesi
Bugüne kadar yürüttüğü kırk atölyede, 450’nin üzerinde öğrenciyle “odağında rekabetin ve paranın olmadığı” tasarım çalışmaları gerçekleştiren Emre Senan Tasarım Vakfı, Yahşibey Tasarım Çalışmaları, geçtiğimiz ay Studio X’te açtığı “10 Yılın Hesabı” adlı sergiyle onuncu yılını kutladı. Atölyeler, İzmir’in Dikili ilçesinde bulunan Yahşibey Köyü’nde, Mimar Nevzat Sayın’ın tasarladığı proje evinde reklamsız, sponsorsuz ve ücretsiz gerçekleşiyor.
Yeniden Michel Foucault ve Cinselliğin Tarihi
20 Nisan 2018 Cuma
Foucault’nun ilk eserleri retorik bakımından çok güçlüdür, neredeyse edebî-şiirsel bir dili vardır. Bu son ciltlerdeyse dil güzelliği gitgide azalarak yerini daha derin düşüncelere, uzun tefekkürlere bırakır. Bu analiz ettiği düşünce dünyasının bizimkine epey uzak olmasıyla da alakalı. Ne Klasik dünya, ne de erken Hıristiyanlığın dünyası bugünün bakış açısıyla kolayca kavranabilir değiller.
Delirmeden Absürde: Tolga Karaçelik Sinemasında Hakikat Algısı
17 Nisan 2018 Salı
Eski dizi oyuncusu, yeni sarkastik dublaj sanatçısı Kenan’ın evindeyiz. Yıllardır görmediği kardeşleri, anaokulu öğretmeni Suzan ve uzaya gidemediği için canlı yayında kendisini yakan Cemal, emrivaki bir kahvaltı masasında oturuyorlar. Geleceği belirsiz bir yolculuk vaadi var masada. Birazdan ortama giren Kenan’ın sevgilisi, en az Kenan kadar yabancılıyor ortamı, fazla durmadan çıkıp gidiyor.
Yemekten Ziyade Konuşmayı Seven İnsanlar: Lazlarda Mutfak Kültürü
16 Nisan 2018 Pazartesi
Öyle ki, Laz yemeklerinin isimleri bile yemeğin içeriğini ve yapılışını kısaca özetleyen kelimelerden oluşur, yani Laz yemeklerinde öyle hanımgöbeği, dilberdudağı, kadınbudu gibi toplumsal cinsiyetçi metaforlara ya da analı kızlı, vezir parmağı gibi sosyolojik, ironik birtakım göndermelere hiç rastlanmaz. Bilakis Laz yemek isimleri oldukça sadedir; sizi öze en kısa ve dolaysız biçimde ulaştırır.
Luiz İnácio Lula da Silva’nın (Lula) Cezaevine Girmeden Önceki Konuşması
10 Nisan 2018 Salı
zerime atılan suç bu. Eğer bu suçsa, bu ülkede suç işlemeye devam edeceğim, çünkü bundan daha fazlasını yapmak istiyorum. Hayalimi gerçekleştirmemi engellemeye çalışmak boşuna. Hayal etmeye son verdiğimde artık sizin beyninizde hayallerim yaşayacak. Boyun eğmiyorum. Şimdi karakola göğsümü gererek, başım dik gideceğim ve tarih gerçek suçluların beni suçlayanlar olduğunu gösterecek.
Geçmişin İzinde “Nostaljinin Geleceği”
10 Nisan 2018 Salı
Svetlana Boym’un araştırma olgusu olarak incelediği nostaljinin, ulusların ve toplumların imparatorluklar, savaşlar ve devrimler sonrasında âdeta yeniden yapılandırılmasına, farklı toplumsal tabakalara ve kültürel sermayelere hitap eden ama ortak paydası geçmiş ve geçmişe ait imgeler yaratılmasına olanak sağlayan ürünlerin ve hizmetlerin pazarlanmasına kadar çok-katmanlı bir içeriğe sahip olduğu söylenebilir.
İnanılmaz Uzak Mesafeler: Fotoğraf ve Demokrasi Üzerine Kısa Bir Deneme
6 Nisan 2018 Cuma
Uzun süredir fotoğraf arşivimi karıştırmamıştım. Geçmişe dönük yaptığım bu göz atma aklımda bu fotoğraflara dair bir sorunun meydana gelmesine neden oldu. Fotoğrafların çoğunda var olan estetik üslup, öğelerin benden çok uzak mesafelerde olması, insanların neredeyse bir leke gibi görünmesiydi. Bu şekilde oldukça uzak mesafelerde durmak, bir tür yakınlaşmama isteği ve mesafe koymakla ilgili olabilir mi?
Said Nursi’ye Bakmak
5 Nisan 2018 Perşembe
Cilasun komünist zaviye ile dar anlamda metodolojik bir duruşa işaret etmiyor da olabilir. Daha çok tarihî bir şahsı anakronizm kaygısı taşımadan nasıl yargılamamız gerektiğine dair normatif bir duruşa işaret ediyor. Nitekim Cilasun benim elimdeki kitapta yüz küsur sayfa tutan ve “Neden Said Nursi?” başlıklı bölümde Said Nursi’ye farklı zaviyelerden bakanların Said Nursi yorumlarını tartışıyor.
Sandalyede Oturan Zeynep Beler’in Simgesel İfadesi
3 Nisan 2018 Salı
Kamusal alandaki davranışların, işe giderken mecburen katedilen yolla ya da dinlenmek için oturulan bir mekân ile sınırlandırılması, insanların bir an önce eve, yani bir tür özgürlük alanına sığınma telaşı ile sona erer. Yapılabileceklerin ev ile sınırlandırılması ve sokağın davranışları denetleyen bir “kuruma” dönüşmesi insanların beraber neleri yaşayabileceklerinin de altını çizer.
Yoksul Şafaklara Uyananlar: Sosyal Yardım Alanlar / Emek, Geçim, Siyaset ve Toplumsal Cinsiyet
2 Nisan 2018 Pazartesi
1980’li yıllardan itibaren ivme kazanan neoliberal politikalar sonucu işgücü piyasasının her geçen gün daha kırılgan ve güvencesiz hale geldiği bir dönem yaşıyoruz. Bu dönüşümün getirdiği en mühim sonuçlardan biri ülkedeki insanların büyük bir kısmının sosyal yardımlara bağımlı hale gelmiş olması. Denizcan Kutlu’nun derlediği kitapta işte bu can alıcı sorun oldukça farklı açılardan ve derinlemesine irdeleniyor.
Popülist Siyaseti Besleyen Cemaatleşme
30 Mart 2018 Cuma
Cemaatçi anlayışı desteklemek amacıyla kimlik ve değerler üzerine yapılan vurgu bu manada kritik bir önem taşımaktadır. Yeni gelenler yerleşik toplumun değerlerini yozlaştırıcı alışkanlıklarını beraberlerinde getirdikleri, ev sahibi topluma ait “gerçek” kimliğin bu manada kaybolma tehlikesi taşıdığı sıklıkla ifade edilir. Yeni gelenler bu manada ulusal kültüre tehdit oluşturur bir sıfatla nitelendirilirler.
Uluslararası Hukukun Kara Kutusu
30 Mart 2018 Cuma
Ne zaman bir devlet insanlığa karşı bir suç işlese uluslararası kuruluşların sözcüleri endişeli gözlerle “korkuluyuz, kaygılıyız” demecini yapıştırıverirler. Sonra da işlerinin başına dönerler. Dile getirdikleri korku ve kaygı gece rüyalarına girip onları ter içinde uyandırır mı yoksa “adım Hıdır, elimden gelen budur” deyip deliksiz bir uykuya mı dalarlar?
Yeni Başlayanlar İçin: İzlediğin, Sadece Bir “Film” Değil
29 Mart 2018 Perşembe
Filmler işte bu yüzden sadece film değillerdir. Y kuşağı ve özellikle de Z kuşağı içerisinde doğan bir çocuk ölene kadar hemen hemen her kavramı, her duyguyu, her düşünceyi sinema ve tüm diğer hareketli görüntüler içerisinde tanımakta ve öğrenmektedir. Çevremizi saran temsiller bizler için artık sadece temsil de değil, aynı zamanda gerçekliğin de ta kendisi olmuştur.
“Tasarım Vajina”lar ve Tasarlanan Hayatlar
28 Mart 2018 Çarşamba
Sağlık alanı, konu örneğinde yaşandığı gibi “hijyen”, “fonksiyon” ve “uyum” gibi başlıklar sayesinde tahakküm pratikleri üreten bir zemindir. Bu bağlamda feodal bağları acımasızca koparan çıkar güdüsünün ve birey olarak ötekinden farklı olmaya çalışma takıntısının boyunduruğuna girmiş olan bilgi toplumu uygarlığı, bu dünyada herkesi birey olarak kendisine yatırım yapıp “değer” kazanmasını şart koşmaktadır.
Şehrin Fantastik Romanı: Latife Tekin’de Mit ve İmaj
26 Mart 2018 Pazartesi
Romanın çeperi nevrozdan arzunun hakikatine çıkışı gösterir. Fantastikse bu çıkışı tekilleştirir. Tekillik salt bir kalitatif gerçeklik ilkesine değil, normatif bir haz ilkesine de, evrensel’e uzanarak, gönderme yapar. Latife Tekin’in başardığı şey işte kapitalizmin historiyografisinin poetik icadıdır: Şehrin tarihine giriş yapabiliriz böylelikle ve bu “şimdi”nin tarihi, gerçeklik ve haz ilkesinin kolektif bilinç-sonrası tarihidir.
Paramparça ve Solup Giden Hayatlar
23 Mart 2018 Cuma
"Hakikati olmayan suçun affı mümkün müdür?” diye sormuştu Nichanian -yanıtı kendi içinde yatan sorusuyla. Öyle olunca, barışma; mümkün müdür? Nichanian için barış(ma), hukuksal, siyasal alanda geçerlidir; hakikati fevkalade derinlerde olan Felaket acısıyla barışık kalınamayacağı için. Dolayısıyla, barış siyaseti, gerçek anlamda “yas”ın (“imkânsız yas”ın) da gaspıdır.
O Şiiri Aramak
21 Mart 2018 Çarşamba
Ornitoloji üstüne söylemek istediğim tek bir cümle var: Roni Margulies, bu kitabında tek bir şiir yazmak istemiş. Şimdi, bu basit cümle üstüne biraz daha söz etmek istiyorum. Şairin yarattığı adamı artık tanıyoruz. Her şiiri aynı adam yazdı ve hepsi üç aşağı beş yukarı aynı dönemde yazıldı. Coşkun, patlayan, orkestrayı andıran seslere hiç rastlamıyoruz.