Metal Fırtınanın Hayaleti İş Başında
7 Şubat 2018 Çarşamba
Kanımızca metal işçilerinin hareketinde hem örgütsel güç hem de işçilerin stratejik gücü rol oynadı. Örgütsel güce önce işkolu düzeyinde bakalım. Temmuz 2017 istatistiklerine göre genel düzeyde sendikalaşma oranı %11,95 iken, metalde sendikal örgütlülük oranı yaklaşık %18’dir. Özel sektörde TİS (Toplu İş Sözleşmesi) kapsamındaki en büyük işkolu metaldir.
Kaf Dağı’nın Ardında; Canan
5 Şubat 2018 Pazartesi
Aydınlanma’nın yarattığı tektipleştiren, körelten, köleleştiren, zulmeden, ezen, gözetleyen akılla bir derdimiz varsa ve ona karşı söylencenin evreninden yararlanacaksak sanırım o evrenden buraya taşıdığımız imgelerin nesneleşme riskini de hesaba katmamız gerekiyor. Mitolojiyi doğuran kozmoloji, evren tahayyülü artık yok ve bu tahayyül, mitolojiden kendi dünyamıza transfer ettiğimiz imgelerin peşi sıra da gelmiyor.
Faili Meçhul Bir Gözaltı Hikâyesi...
3 Şubat 2018 Cumartesi
Bizim yaptığımız tek illegal eylem Aslı'nın ilaçlarını alması için hücrenin kapısını her açtırdığında Ayşe'yi kucaklayıp koğuşa sokmamız. Ayşe'nin yaptığı tek illegal eylem koğuşlardan yiyeceğe dair her şeyi toplayıp saklaması. Sonunda bu süreklileşmiş eylemler sonuç veriyor, Ayşe'yi bizim hücreye alıyorlar. Yanı başımıza bıraktıkları battaniyelerden kadınlar yastık yapıyor, üzerine montlarımızdan birini geçiriyoruz.
O Gülümseme
2 Şubat 2018 Cuma
Umut vermek kabalık ve fütursuzlukla günü kurtaranların işi değildir nitekim. Zindanlardayken bile iradenin iyimserliğine inananların, kendi idam sehpasını kendi tekmeleyenlerin, morgda teşhis edilen cesedinin yüzünde gülümseme olanların, hep 17 yaşında kalacak kadar ölmemeye cesaret edebilenlerin, tarihi çözmüş olanların ve çözdüğü için onun kuklalarına gülümseyebilenlerin işidir umut vermek.
Mücahit Bilici ve “Vicdan Koalisyonu”
31 Ocak 2018 Çarşamba
Hobbes, Locke ve Rousseau üzerinden “birey” ve “toplumsal sözleşme” ile meseleyi can alıcı noktasına taşıyan Bilici, sözünü şuraya bağlıyor: “Toplumsal sözleşme medeni bir dindir ve yurttaşlık bir nevi imandır. Ahlâkı, insanın insanla temasının ürettiği hem bir ihtiyaç hem de normatif bir toplu dua/dilek olarak gördüğünüz zaman dindarlığın dışında ve üstünde bir ahlâkın inşa edilme lüzumunu teslim etmeye başlarsınız.”
Taşra Postası / Kayınbabaya Deterjan Satamazsın Ama…
29 Ocak 2018 Pazartesi
Fakültede öğrenciyken ne Ankara'yı seviyordum ne fakülteyi. Sürekli kaçamak yapıp soluğu memlekette alıyordum. İsmet Özel okuyup, sabahlara kadar tarih konuşup bekâr evlerinde demleniyorduk. O gecelerin birinde dediler ki bir vatandaş gelmiş İstanbul'dan ve bize bir şeyler anlatmak istermiş. Anlatacağı ne ise çabuk söylesin, bozkır çocuğu sıkıya gelemez, tez sıkılır diyerek yola düştük.
Barış Akademisyenlerini Yalnızlaştırmak
28 Ocak 2018 Pazar
Yargının siyasallaşması ya da siyasetin yargısallaşması kavramları bu ülkeye hiç yabancı değil. Son yıllarda da bu kavramın pratiğine o kadar çok tanık olduk ki gündelik hayatımızın sıradan ifadelerinden birine dönüştü. Hatta çoğu zaman bu ifadeleri umutsuzlukla, çaresizlikle ve sohbeti baştan kesip atan ya da ağızdan çıktığı anda bitiren doğal bir afet gibi algılayıp kullanıyoruz.
Osman Kavala Vadesini Doldururken
25 Ocak 2018 Perşembe
Lakin, ister Gezi ister başka bir konuyla bağlantılı olsun, Kavala’ya karşı getirilebilecek suçlamaların içerik ve gerekçelerinin pek bir önemi yok. O bakımdan, Kavala’nın yapacağı savunmanın da fazla bir anlamı yok. Öyle anlaşılıyor ki, içeri alınan diğer pek çok insan gibi, en tepede Kavala için de biçilmiş bir vade var ve Kavala bu vadeyi doldurmadan salıverilmeyecek.
Popülizme Karşı (V): Alternatiflerin Programı (Syriza, Beş Yıldız Hareketi, Bernie Sanders ve Jeremy
24 Ocak 2018 Çarşamba
Küresel toplum ciddi bir siyasal, toplumsal ve ekonomik kriz ile karşı karşıya. Kapitalizmin derinleştirdiği eşitsizlikler, güvencesizlik, büyük göç dalgaları, yükselen ırkçılık, otoriter yönetimlerin güçlenmesi demokrasiye ve barış içinde bir arada yaşayacak toplum tahayyülüne önemli bir tehdit oluşturmakta. Bu koşulların oluşturduğu toplumsal kutuplaşmalar ise yükselen popülist hareketlerin etkisiyle daha da derinleşiyor.
Ucube Gerçeklik
22 Ocak 2018 Pazartesi
Ötekilik, her ne kadar bir özgürlük, özgünlük yolu olarak görülse de çoğu zaman iktidar dilinin saldırganca tutumundan geriye kalan söylemsel bir fazla, bir tür artıktır. Öteki olanın, iktidar olandan aldığı reaksiyon onu bir tür alt kültüre dönüştürür. İktidar da kendi varlığına ilişkin kimi özelliklerini bu söylemsel artıklar üzerinden şekillendirir.
John Berger’i Okuma Biçimleri
19 Ocak 2018 Cuma
“Gerçekliği bütün karmaşıklığıyla anlama” gayretindeki Berger’in etkisi nasıl cereyan etmektedir? Bunun hakkını vererek bir ölçüde olsun cevaplamak lazım. Böylesi bir etkinin altının çizilmesi esasen yukarıda kısmen belirttiğim tek boyutlu bakışın veya kötü gidişatın eleştirisi mahiyetindeki yaklaşımların çeşitlenip güçlenmesiyle ilgili. Zaten düşünceyi, düşünmeyi, okumayı/yazmayı, harfi ve kelimeyi seven her insan aynı zamanda “ile” okumayı başarır.
Önceden Belirlenmiş Anlatıların Gölgesinde
16 Ocak 2018 Salı
Hangi fakülte kurullarında hangi usulsüz kararlara pasif-agresif bir şekilde gözlerimizi devirdiğimizi, ama neticede sesimizi çıkartmadığımızı, hangi yüksek lisans programlarına iki yüz kişinin alınmasını –gönülsüzce de olsa– onayladığımızı, vakıf üniversitelerinden ve taşra üniversitelerinden atılanlara “geçmiş olsun” derken iş kelli felli devlet üniversitelerine uzanmadığı müddetçe sessiz kalmaya aslında razı olmuş olduğumuzu itiraf etmeyi gerektirir.
Neşeli Günler (1978-2018)
12 Ocak 2018 Cuma
Bir film için kurgulanan hikâyelerden halk kahramanları çıkarmak, dahası “filim icabı” demeden bu kahramanlara karşı nostalji geliştirmek doğrusu ilginç bir durumdur. Yalnız filmi bu kahramanlar aracılığı ile tarihî bir gerçekmişçesine sahiplenip toplumsal hafızaya kazımak, üstüne bir de nostaljisini yaşamak doğrusu her kültüre nasip olmaz. Nostalji bu sefer bizimle ne tür oyunlar oynuyor, bir bakalım.
Otoriter Rejimlerde Mutluluk Propagandası
10 Ocak 2018 Çarşamba
Susanna Tamaro yaşadığımız dönemin, demokratik medeniyet imgelerine karşın görünmez ve amansız bir diktatörlük olduğunu söylüyor. Buna mutluluk diktatörlüğü diyor. Burada zaman sadece maddiyatın, tüketimin, boşaltılan şimdiki ânın işlevini taşıyor. Ne geçmişe bakan ne de gelecekte olacak olanları umursayan bir şimdiki âna takılıp kalma hali.
Nabokov: Edebiyatta Radikal Ne Var?
8 Ocak 2018 Pazartesi
Ancak, Nabokov gene de, edebiyatın ne olduğunu tanımlama zorunluluğu kertesinde bizi yakalıyor –bir hatırlatma olarak, olay kategorisinde. Bu noktada edebiyatın varoluşu, bir varlık kipinde, bir alan mantığı içeriğinde değil de, bir akışkanlar dinamiğinde kavranmalıdır. Edebiyat tam da budur –Nabokov bize, “Edebiyatta radikal ne var?” sorusunun cevabını veremese de gösterir gibi görünür: Söylemdeki-radikal-o-şey.
Yavaşlık Hareketi
5 Ocak 2018 Cuma
Yavaş hareketin gerçekten sistem karşıtı ve çevre dostu, yeryüzünün olmasa da Dünya'nın kaçınılmaz felaketini, entropisini yavaşlatacak öneriler sunması için, Doğu ve Batı'daki uygulamaların arasında bir buluşma gerekli gibi görünmektedir; ne kalabalık coğrafyalardaki zorunlu ve çileci yavaşlığı ne de Batı'daki gibi hazcı ve bireyci tarafları olan.
“Türkiye’nin Soros’u” Kimdir?
3 Ocak 2018 Çarşamba
Sözgelimi, bir Bill Gates’in servetiyle, çözülüş sürecinde devlet kurumlarını yağmalayarak cebini dolduran Rus oligarkların serveti bir tutulamaz. Gates’in serveti, iyi kötü istikrarlı bir birikime, belirli bir üretim ve hizmete, bilgi ve inovasyona dayanır. Oysa çoğu Rus oligarkının serveti, doğrudan bir el koyma ve hırsızlığın ürünüdür.
OHAL KHK’ları Üzerine Yalan Yanlış Şeyler veya KHK’lar ile Kâğıttan Kule İnşa Etmek
2 Ocak 2018 Salı
OHAL KHK’larına geçmeden, kişisel birkaç not düşmek gerekiyor, tıpkı son zamanlarda hukuka dair genel bir perspektif çerçevesinde konuşan pek çok hukukçunun yapmak zorunda kaldığı gibi. Zira son zamanlarda eşya hukukunun bilmem nesi ile ilgili değil de bir düzen olarak hukuk hakkında konuşan, yazan, çizen meslektaşlarımın hemen hepsi OHAL rejiminin acı meyvelerinden tatmış durumda.
Doğu Karadeniz Taşralılığı
28 Aralık 2017 Perşembe
Sonuçta, bugün kimin önceden Ermeni, Rum, Alevi veya Hristiyan ya da kimin öz be öz Türk veya halis muhlis Müslüman olduğu tartışması beyhude bir tartışmadır artık. Bu topraklar üzerinden yaşayan onlarca halktan herhangi birinin ne genetik olarak ne de kültürel olarak bir arılıktan, bir halislikten bahsetmesi tek kelimeyle abesle iştigaldir.
Gotha Programının Eleştirisi’nde Eşitlik Sorunu
26 Aralık 2017 Salı
Eşitlik, günlük dilde bir özne veya nesnenin belirli bir nitelik bağlamında ya da mutlak anlamda aynı özelliklere sahip olduğunu belirtir, denebilir. Buna göre iki veya daha çok şeyin eşit olabilmesi için, aralarında bir fark olmaması gerekir. Yani, biraz daha ileri gidersek, onların zaten iki şey olmasından doğan asli farklarının yadsınmasını sağlayacak bir düzeneği tanımlar.
Antigone ile Kabil: İki Ceset
24 Aralık 2017 Pazar
Kardeş eliyle bir kuzunun, acemi ama aç bir kasabın marifetiyle parçalanmış bir kardeşin cesedi... İlk sahne, “Yasak Ağaç’ın” dalındaki elmanın yenilmesi suçuyla açılmıştı. İkinci sahne, orta yerde çürümeye yüz tutmuş bir cesette yeni bir dehşet düzlemine yükselmiştir. Kargaların tiz çığlıkları imha değilmiş bir merhametsizliğin ağır havasını bereketlendirmekte.
Yalnızlığın Batısı, İtalya
22 Aralık 2017 Cuma
Savaş dönemi İtalya’sında insanların yaşadığı yalnızlık, toplumsal boyutta bir yalnızlıktır. Yaşanan sıkıntılar toplumsal çözümleri gerektirir. Yeni Gerçekçilik Akımı’nın en bilinen ve simge filmi Vittoria De Sica’nın 1948 yılında çektiği Bisiklet Hırsızları ve akımın son filmi olarak kabul edilen yine De Sica’nın 1952’de çektiği Umberto D. filmlerinde toplumsal sorunların doğurduğu yalnızlığı görürüz.
Kişi Kendinin Doktorudur
20 Aralık 2017 Çarşamba
Tıp ve kurumsallaşmış sağlık bizi bir tıbbi tanı veya hastalık ile ilişkilendirmeye çalışabilir, bu durumda “gri” olduğumuzu ortaya koymak zorundayız. Geçmişte interseks bireylerin günümüzden daha fazla ameliyatlar ve normalleştirme operasyonları geçirdiğini biliyoruz; bunun günümüzde bir nebze azalmasının nedeni interseks bireylerin kendini ortaya koyması ve “Yeni bir tanımız biz,” demesidir.
Popülizme Karşı (IV): Alternatiflerin Programı: “Boyun Eğmeyen Fransa ve Podemos”
18 Aralık 2017 Pazartesi
Sorunların çatışma üreten karanlık taraflarına bakmanın dışında, barış ve huzur üretebilecek yanlarına bakmak ve bunları ortaya çıkarmak da bilim insanlarının ve düşünürlerin temel görevleri arasındadır. Bu bağlamda, bilim insanları olumlu dönüşüme meydan verebilecek şekilde, sorunların ne gibi dönüşüm potansiyelleri barındırdığını çalışarak toplumların özgürleşmesine, eşitliğine ve sonuç olarak adilleşmesine katkıda bulunurlar.