Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Ne Ola?
23 Nisan 2021 Cuma
Özellikle çalışma boyunca bahsedildiği üzere bu sistemin en başat özelliği, ''hükümet istikrarını'' garanti altına alacak olması. Peki bu sistem bu gayesini nasıl gerçekleştirecek? Bu sorunun cevabı, 288 sayfalık kitabın son beş sayfasında, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem İçin Yol Haritası” başlığında tartışılıyor. Kitabın geri kalanı, bu son beş sayfaya alıştıra alıştıra giriş yapıyor denilebilir.
Futbol Meselesi: CD Palestino
21 Nisan 2021 Çarşamba
Gergin siyasi ortam ve yaşanan olaylardan sonra “ikinci kuşak” Filistinliler dünyanın çeşitli yerlerine göç etmek durumunda kalınca dünya yeni bir göç dalgasına şahit oldu. En yoğun göç, geçmiş aile bağlarının köklendiği ve artık bir düzene girdiği Şili’ye yapıldı. İşte bu noktada CD Palestino, artık Filistinli göçmenlerin Şili’deki hayata tutunmasını ve toplumda kabul görmelerinden çok “davalarını” duyurmanın aracı haline geldi.
Bir Oligarşik Proje: Avrupa Süper Ligi
20 Nisan 2021 Salı
Avrupa Süper Ligi yüksek gelirli bir prodüksiyon, bir Hollywood filmi gibiyse de, futbolseverlerin kendi takımlarının maçları bir varoluş şekli olmaya devam edecek. Önümüzdeki yıllarda ASL’nin yalnızca Avrupa dışındaki ülkelere hitap eden, hatta maçlarının büyük bölümünü Doha’da, Abudabi’de, Pekin’de oynayan ucube bir oluşum haline geleceğini düşünen birçok sporsever var. UEFA şu anki tavrında ısrar ederse ne olacağını hep beraber göreceğiz.
Tahkikat Komisyonu ve Demokrat Parti Faşizmine Doğru
19 Nisan 2021 Pazartesi
Türkiye’nin (yıldızlı!) faşizme temayül ettiği dönemlerin (1945-1949; 1957-1960; 2015+) aynı zamanda muhalefetin de güçlendiği dönemler olduğunu belirtmek gerekiyor. Nitekim CHP’nin iktidarda olduğu ilk faşizm denemesi 1946’da başlayan ve 1950’de iktidara gelecek DP muhalefeti tarafından; DP’nin iktidarda olduğu ikinci faşizm denemesi de yine 1957’den sonra toplumsal muhalefeti bir şekilde kendi etrafında toplamayı başarabilen CHP muhalefeti tarafından dengelenmişti.
Ralph ve Şu Adına “Hayvan” Dediklerimiz
19 Nisan 2021 Pazartesi
Eşref-i mahlûkata kalırsa “cevap” veremeyen mahlûkat sırf bu yüzden ehliyetsiz ya da eksik, evet, ancak “insan” tam mı? Acı çeken, daha doğrusu acıya maruz kalan “insan” tam mı? Cevap hayır belli ki. E öyleyse, tam değilsek, madem hiçbirimiz acı karşısında umarsızsak öylece Ralph gibi, Ralph nasıl oluyor da eksiklikle malul bir başka canlının, “insanın” hizmetine/deneyine sunulabiliyor?
Sigaranın Edebiyatı, Edebiyatın Sigarası: Başlangıç Notları (I)
18 Nisan 2021 Pazar
Yakışmaz mı: “Pis koku, sararmış dişler, canlılığını yitirmiş buruşuk cilt, avam, varoş, ikinci sınıf” şeklinde giden silsiledeki sinik saldırıya başkaldırı: Meşrebine göre derbeder, müptezel, paçoz, bohem… “Fosur fosur”a karşı “pofur pofur” gibi. Korkarım kıymetli Ulus Baker’i ağırlamanın sırasıdır: Pejmürde bohemliği, radikal çelebiliği, kılık-kıyafet ve “hijyen” kayıtsızlığı, sökük hırkasından tutalım da kırık gözlüğüne, çolak kolundan çürük dişine varıncaya dek, hatta pantolonu ve ipten kemeri ile vodkası ve emzirir gibi tükettiği Samsun 216’sına kadar.
Varoluşçular Kahvesi, Kayısı Kokteyli ve Felsefenin Krizi
17 Nisan 2021 Cumartesi
Kendisi de bir varoluşçu olan Bakewell'in bu kitabı yazmadaki amacı, kendi ifadesiyle, gerçekliği dönüştürebilecek bir düşünme biçimi olarak varoluşçuluğu diriltmek ve yeniden incelemektir. Bakewell, Varoluşçuluğun “Nasıl yaşamalı? Nasıl özgür olunur? Nasıl ‘otantik’ bir insan olunur?“ türündeki sorularının, onu daha soyut felsefelerden ayıran bir yaşam biçimi/ruh hali oluşuna yönelik niteliklerinin, bugünün kaotik, yönsüz ve amaçsız ortamında yeni bir enerji yaratabileceğine inanıyor.
Feminist Odalar (XII): Hay gin Dergisiyle Hayganuş Mark’ın Yolculuğu
16 Nisan 2021 Cuma
Hayganuş Mark’ın yaşamının erken yıllarından itibaren bilinçli ve iradi kararlarıyla ortaya koyduğu mücadelesi ve fikirleri, onun sloganı olan “iğne, kepçe ve kalem”le kamusal alanın kadınlar tarafından aktif bir biçimde kullanılmasını temsil eder. Hay gin ve Hayganuş Mark bu bağlamda birini anlatırken diğerini es geçemeyeceğimiz bir ikilidir. Hay gin’in Ermeni feminizmini, Ermeni edebiyatını ve mücadelesini bu kadar canlı temsil edebilmiş olması, Hayganuş Mark’ın bugünün feminizmine bir katkısı olarak yorumlanabilir.
Saçma: Deli ve Gerçek
15 Nisan 2021 Perşembe
Fizik kütle çekiminden bahseder ve belli bir düzende sapmadan çalışan makine parçaları olduğumuzu düşünüp rahata erer kimimiz. İslâm her şeyin Allah'ın kelamı olduğunu söyler, kendi varlığımızdan daha büyük bir şeye ait olmanın vecdini yaşar kimimiz ise. Varlıkla olan ilişkilerimizi düzenleyebilme gücü varlığı anlamlandırmamıza yaptığı katkılarından gelir, kimi oruç tutar, kimi kendisine doğrultulmuş tüfeklerin namlusunun içine gül bırakır, kimi bu hareketi yapanı “liberal” olduğu için tekmeler.
Dostluk ve Etik
14 Nisan 2021 Çarşamba
Bugün hakimiyeti de dostluk çerçevesinde yeniden düşündüğümüzde dostluk sevgisine dayanmayan bir dayanışmanın kurulamayacağı aşikârdır. Çünkü sevgi, ahlâkı geçersiz ve gereksiz kılar. Ahlâkın amacı zaten seviyormuş gibi davranmaktır, yani sevgiyi esas kılmak... Sevgi var olduğunda geriye ne etik ve ne de yasaya ihtiyaç kalır. Sevgi ve dostluğu hedeflemeyen her türlü eğitim ve politikanın geçersiz kılınması dostluk etiğinin ve politikasının en ayrımcı yanıdır.
Doğrusu, Sahiliğin Eksikliğini Hissediyoruz
13 Nisan 2021 Salı
Hâlâ Türkçede bir sözün özerk hakikat değerini ilan edebilen bir sıfata sahip değiliz. Yani İngilizcede kullanılan “True!” gibi bir ünlemimiz yok. Türkçede yaygınca kullanılan “Doğru!” ünlemi söz söyleyenden bağımsız olarak var olan özerk hakikati belirtmeyi başaramaz, aksine o özerkliği gölgeleyen bir etki yapar.
Büyülü Dilsiz An
11 Nisan 2021 Pazar
Aşk, sanat ve ölüm neden bu kadar yakın birbirine ya da birbirinin aynı? Çünkü dağılıştır tümü. Sınırlar bozulur, parçalar tüm evrene dağılır. Ne fark eder ki? Orada ya da burada... Yaşamda ya da ölümde evrene ait olmaklığımız değişir mi?
“Yoksa Artık Kamu, Özel Sektör Faydasına mı Çalışıyor?”
9 Nisan 2021 Cuma
Bugün, idarelerin dış borçları için verilen hazine garantileri gayrisafi milli hasılanın yüzde 1,74’üne denk düşerken, borç üstlenimi kapsamındaki özel sektör borçları gayrisafi milli hasılanın yüzde 2,29’una denk geliyor. Bunun anlamı şu: Devlet kendi bünyesindeki idarenin borcunu ödeyeceğini garanti ettiğinden daha fazla, normalde özel sektörün taşıması gereken finansman yükünü üstlenme sözü veriyor. Bu tabloda, bir ortaklık mı var, yoksa artık kamu, özel sektör faydasına mı çalışıyor? Cevabı size bırakıyorum.
Sosyalist Belediyecilik Mevzusu ve Es Geçilen Tanınma Politikaları
8 Nisan 2021 Perşembe
Devletin tüm eylem alanlarına hâkim iktidar ideolojisi ile uyuşmayan bir politik aidiyete sahip birey yahut gruplar, yeniden dağıtım politikalarının eşitlikçi meta dağıtımı vesilesiyle özgürleşebilirler mi? Veya bu kişi veya gruplar, tanınma politikalarının adil bir şekilde işlediği, sosyo-kültürel yahut cinsiyet ile bağlantılı aidiyetlerinden doğru hiçbir ayrımcılığa uğramadıkları bir toplumda, eşitlikçi olmayan meta dağıtımının olduğu bir ortamda özgürleşebilirler mi?
“İfade Özgürlüğü de, Bir Bebeğin Doğru Mamayla Beslenmesi de Haktır”
6 Nisan 2021 Salı
2006 yılında tanıdığım ve kentsel dönüşüm sonucu evleri yıkılan 5 yaşındaki Murat bugün 21 yaşında, ilkokulu terk etti. Evlendi, bir çocuğu oldu. Kirasını ödeyemiyor Bir bebeği var. Bütün hikâye bu. Murat’ın bebeğine miras olarak bırakacağı şey nedir sizce? Onun annesinden devraldığı yokluk… O zaman hep beraber Murat’ın çocuğu için ne yapabileceğimizi düşünmemiz lazım.
Başka Bir Şehir, Başka Bir Ülke: Çin
5 Nisan 2021 Pazartesi
Her beş Çinliden birinin parti üyesi olduğu ülkede, parti üyesi olmak sağladığı avantajlar açısından önemli bir durum. Mesela aynı yetenekte iki çalışan varsa, parti üyesi olan işe alınıyor. Çalıştığın kurumda terfi almak için parti üyesi olmak zorundasın. Bu sene Öküz yeni yılına girerken parti üyelerine dağıttıkları defterin kapağında şunlar yazıyor: “Misyonunu unutma, görevinden şaşma.”
Eleştirmensiz Eleştiri (I): Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa
4 Nisan 2021 Pazar
Süleyman Nazif’in şu sözü eleştirinin bizde oturmayışının veciz bir ifadesi gibidir: “Bizi yaratan Allah, yetiştiren de Namık Kemal’dir.” Jale Parla bu cümleden hareketle Namık Kemal’in Tanzimat yazarları için bir baba figürü oluşturduğunu, onu izleyenlerin kendi babalıklarında rol modeli olarak Namık Kemal’i benimsediklerini söyler. Ben biraz daha ileri götürerek Namık Kemal’in bizde eleştirmen yaklaşımının rol modeli olageldiğini söyleyeceğim.
Buruk Ölümler
3 Nisan 2021 Cumartesi
Hem akademik çalışma alanları, hem yaşam şartları ve kökenleri, hem de kişilikleri bakımından görünürde pek bir bağdaşır tarafları yoktu. Ama, çevrelerine durmaksızın kıvılcımlar saçan zekâları, onları buluşturmaya fazlasıyla yetiyordu herhalde. Ve bir araya geldikleri zaman, fikir tokuşturmalarını izlemeye doyum olmazdı. O bakımdan, ikisini birlikte hatırlamam tesadüf değil.
AKP’nin İkili Devleti
2 Nisan 2021 Cuma
Eski Türkiye’nin yaşam tarzını devam ettiren veyahut Yeni Türkiye projesinin karşısında olan herkesin makbul olmayan vatandaş ilan edilerek cemaatten dışarı itildiğini, önlem devletinin uygulamalarıyla baş başa bırakıldığını görüyoruz. Cemaatten olanların ise önlem devleti uygulamalarıyla karşılaşmak bir kenara dursun, norm devletinin yasakladığı uygulamalara dahi uymama hakkına sahip olduğunu görüyoruz.
Siyasetsiz ve Siyasal Partisiz Türkiye
1 Nisan 2021 Perşembe
AKP’nin siyasi parti kapatma bahsinde Batasuna kararına özgü önemli olguların neredeyse tamamını göz ardı ederek, kendine işlevsel açıdan yarayacak bir yorumu yapması, yani “parti kapatmalar, AİHS’e uygun” şeklinde yanlış bir sonuca ulaşması, tüm politik konularda olduğu gibi burada da şunu söylüyor: Hukuku kamusal siyasetin zemini olarak görmekten ziyade, kendi manipülasyon araçları kılmak istemeleri.
Mizahın İktidarı ve Kahkahanın Sınırları Üzerine
31 Mart 2021 Çarşamba
Kahkaha her daim iktidara karşı atılmaz. Çoğu zaman kahkahanın iktidar ile beraber, iktidarın yanında ve hizmetinde atıldığını görebiliriz. Bu noktada o yüzden mizaha dair birtakım kavramsal ve toplumsal tahlillerde bulunmamız gerekir. Hiçbir şakanın toplumsal değeri bağlamından ayrı olarak okunamaz. Şakaların bağlamı, öznesi ve nesnesi, şakanın ne tür amaçlara hizmet ettiğini belirler.
Zafer Toprak’ın Cevaplarına Cevap
30 Mart 2021 Salı
Zafer Toprak’ın “bu koca metinde tartışılan bir konu değil” dediği kuvvetler ayrılığını Atatürk sayfalar boyu tartışıyor. Amacı, Kanun-ı Esâsi (ve meşrutiyet) ile Teşkilât-ı Esâsiye Kânunu’nu mukayese ederek, kuvvetler ayrılığına dayanan ve kuvvetler ayrılığı getirerek istibdada son verme iddiasında olan “meşrutiyet”in bunu neden yapamadığını, yapamayacağını kanıtlamak ve bu yolla istibdada gerçekten son vermek için kuvvetler birliğinin gerektiğini izah etmek.
Türkiye Muhalefeti En Temelde Neyin Üstüne İnşa Edilecek?
29 Mart 2021 Pazartesi
AKP tarz-ı siyasetinin muhalif unsurları yaftalayıp retorik hileleriyle itibarsızlaştırması yöntemini etkisiz kılmak için muhalefetin “Erdoğan-Erdoğan’a karşı” tarzı cevaplar üretmesi, bunu da politik kampanyalar şeklinde örgütleyebilmesi bu süreçte daha önemli hale gelecektir. Ve böylelikle muhalefet de bu keyfîliğin antitezi olarak kuruculuğunu söz ve ilkenin üstünlüğü üzerine bina edeceği bir alanı genişletebilir.
Anatomi Kader midir?
28 Mart 2021 Pazar
Her ne şekilde olursa olsun, ideoloji bazı şeyleri koşullayabilir, fakat koşulladığı şeye içkin doğruyu ya da güzelliği koşullaması olanaksızdır. Her şey uyum içerisinde sürüp giderken ortaya bir paradokslar yığını ya da uyumsuz iki çiftin mücadelesinin patlaması falan çıkmaz. Žižek’e göre her şey halihazırda uyumsuzdur ve asıl ahengi doğuran şey bir olumsallığın, kaotik yapının zorunluluğudur.