İstanbul’u Hakikaten Nasıl Fethedebiliriz?
11 Mayıs 2020 Pazartesi
İstanbul’un kültür ve kimlik yaratıcı bir merkez ve lider şehir olarak ne ifade ettiğinin her şeyden önce İstanbullunun iyi bilmesi gerekir ve bu şehrin tarihinin nerede, nasıl başladığı, ne mertebelerden geçtiği, ne badireler atlattığı konusunda yeni bir şuura ihtiyacı vardır.
İnkâr ve İmhanın Gölgesinde Sinema
10 Mayıs 2020 Pazar
Devletsiz Bir Ulusun Sineması’nda, Türkiye’de Kürt sinemasının temellerini atan Yılmaz Güney’e geniş bir bölüm ayrılıyor. Filmlerine ve bu filmlerin çekildiği atmosfere mercek tutuluyor; hem biçim hem de içerik yönünden değerlendiriliyor. Güney’in Kürt sinemasının ilk örnekleri dışında, Türkiye sinemasında verdiği nadide örneklere değinilerek taşıdığı ideolojik ve estetik kaygılar göz önüne seriliyor.
Kaybın Türküsü
10 Mayıs 2020 Pazar
Egemenlerin "medenileştirme" hikâyeleri genelde bu kurgu üzerinden ilerler. Hikâye, ötekinin vahşiliği, barbarlığı, çirkinliği, bedenen sıradışı, fikren sapkın olduğu anlatısıyla başlar, aile mefhumundan, adalet duygusundan, acımadan ve ahlâktan yoksunluğu üzerine abartılı sözlerle devam eder. Öteki, korkunç, hain ve sinsidir aynı zamanda. İnsan bile denemez onun için. Bu yüzden öldürülmesi değil ancak yok edilmesi mümkündür.
Felaket Toplumuna Doğru
9 Mayıs 2020 Cumartesi
Geleneksel toplumda insanlar sadece risklerden etkilenen konumundayken, içinde bulunduğumuz risk toplumunda ise insanlar riskleri hem üreten hem de etkilenen konumundadır. Riskler, onları yaratan veya onlardan kâr elde eden sermayedarı da etkiler. Yani zenginler ve iktidar sahipleri bundan kaçamıyor. Her ne kadar zengin sınıf risklerden korunmak için adalar satın almış olsa bile: Kirli havayı tüm sınıflar solumak zorundadır.
“Spinoza Tayfası”: Spinoza’yı Yanlış mı Tanıdık Yoksa?
8 Mayıs 2020 Cuma
Spinoza, son yıllarda ülkemizde de oldukça ilgi çeken bir filozof ve yukarıda işaret edilen yanlış bilgiler düşünür ile ilgili birçok çalışmada yer alıyor. Bu eserin bu yönüyle de birçok araştırmacının, felsefecinin ilgisini çekebileceğini, düşünüre dair yeni bir bakışa imkân verebileceğini düşünebiliriz.
Korona Günleri (II): Dünden Bugüne
8 Mayıs 2020 Cuma
Her şeye rağmen mutlu oldum meslektaşımın ulaşmasına. Çünkü bilmekteyim ki ancak filyasyonla, isim isim, mahalle mahalle, köy köy ulaşabilirsek hastalara kontrol altına alınır bu salgın. Çünkü bilmekteyim ki, salgınlar hastanelerde tedavi edilerek önlenemez. Onlar sahada yetkin birinci basamak sağlık hizmeti ile kontrol altına alınır. Çünkü bilmekteyim ki, ikinci ve üçüncü basamak hastanelerdeki tedavi edici hizmetler çok para kazandırsa da, bir ülkenin sağlıklı olmasını belirleyen, birinci basamak hizmetleridir.
Salgın Döneminin Eylem Repertuvarına Dair Yanılsamalar
7 Mayıs 2020 Perşembe
İnsanlık tarihi sadece devletler ve savaşlar üzerinden yazılmadı, aynı zamanda insanların bireysel olarak ya da kolektifler inşa ederek başına gelenleri, toplumsal sorunları, krizleri aşma hikâyeleriyle, yaratıcı ve uyarlamacı eylem biçimleriyle yazıldı ve yazılmaya devam ediyor. Eylemciler, yaratırken ve uyarlarken de kendinden öncekilerin birikimlerinden besleniyor ve dünyayı her defasında yeniden keşfetmiyor.
Korona Günlerinde Dayanışma, İktidar ve Direniş
7 Mayıs 2020 Perşembe
Direnişçilerin gerek ekonomi ve matematik gerekse etik açısından kusursuz biçimde hesaplamış oldukları “iyi ve adil hayat” tasarımlarının en büyük düşmanları, tam da bu hayat şeklinin tersini uygulayan, ürettiği mallar, ticaret pratiği, söylemi ve toplumsal konumuyla da bu direnişin karşısında duran kesimler. Yani iktidarı ellerinde tutanlar. Dolayısıyla onlara yönelik öfke, direnişin temel ögelerinden biri. Sosyal medyada yapılan protesto paylaşımları, infialin en yaygın dile geliş şekli…
Mithat Sancar’ın TBMM 100. Yıl Oturumu’ndaki Konuşması Üzerine Bazı Notlar
6 Mayıs 2020 Çarşamba
Sancar’ın konuşması iki açıdan alkışı hak ediyor. İlki, Atatürk’ü, TBMM’yi övdüğü vb. için değil, sadece ve sadece bir siyasetçi dilinden çok akademik bir dil, üslup taşıdığı için; açık, sarih ve belagate kaçmadan, derdini sosyal bilimlerin diliyle açıklamayı tercih ettiği için; ikincisi de meclis iradesi ve halk egemenliği kavramlarının altını çizdiği için.
Covid-19: Modern Devletin Dirilişi mi Yoksa Krizi mi?
6 Mayıs 2020 Çarşamba
Piyasa konuşuyorsa eğer ve liberal sistemde piyasa bir “doğrulama sahasıysa”, mevcut kriz aynı zamanda bir devlet krizidir. Bu bağlamda konuşmak gerekirse virüsün yol açtığı pandeminin ortaya koyduğu ikinci sorun devletin lehine değil, aleyhinedir. Foucault’nun “devlet fobisi” adını verdiği tutum, devletin yaşadığı krizi görülmesini engelliyor gibime geliyor.
Solunum Cihazları, Maskeler ve Eski Normal
5 Mayıs 2020 Salı
Binlerce kilometre uzaktan fırlattığı bir füze ile hedefi birkaç metre hata payı ile vurabilecek silahları üretecek teknolojiye ve bu silahlardan yüzlercesini (binlercesini?) depolama kapasitesine sahip ülkeler nasıl oldu da en basitinden bir maskeyi üretip yurttaşlarına dağıtmayı beceremedi? Maske gibi basit bir ürünün üretiminde karşılaşılan sorunlar, kapitalizmin son kırk yılda yaşadığı ve kimilerinin neoliberalizm dediği cinnet halinin kaçınılmaz sonucu.
Eşitliğin İhlali Olarak Tedbir
5 Mayıs 2020 Salı
Tüm yurttaşlara uygulanan ya da uygulanabilecek olan sokağa çıkma yasağı bir tedbir olabilecekken, eşitlik ilkesinin ihlaliyle bazı yurttaşların özgürlüklerinin kısıtlanmayıp bazı yurttaşların kısıtlanması tedbir olarak tanımlanamayacağı gibi, devletin yurttaşlar arasında açıkça ayrımcılık yaptığı ve eşitlik ilkesiyle bağlı olmadığını alenen ilan ettiği anlamına gelir.
Komplo Teorisinin “Başka Bir Dünya” Arzusu ve Edebî Komplolar
4 Mayıs 2020 Pazartesi
Komplo teorileri incelenirken arzunun rolü sıklıkla gözden kaçırılıyor. Dünyayı anlamlandırmada insanlara öyle ya da böyle yardımcı olan komplo teorileri, bu dünyanın hikâyeleridir ve dünyayı nasıl hikâyelendirdiğimiz, neyi nasıl arzuladığımıza dair bize önemli ipuçları verir. Bu ipuçları yer yer kendi içlerinde de çelişebilir; burada arzunun temel çelişkilerimize cevap verirken onları farklı anlatılarla içselleştiren bir yapısı olduğunu unutmamız gerekiyor.
Korona Salgını ve Yarınsızlık: Bir Kaygı Toplumu Olarak Türkiye
4 Mayıs 2020 Pazartesi
Elbet tüm insanlığı etkisi altına alan günümüzdeki gibi salgınların bazen ne yaparsak yapalım kader olduğunu düşünebiliriz; fakat doğayla kurduğumuz hangi yanlış ilişkilerin bizi buraya getirdiğini haklı olarak vurgulayan pek çok yazara katılmıyor olmamız veya geleceğimize hükmedenlerin iktidarlarını bir zorunluluk gibi sunmaları şu gerçeği değiştirmez: coğrafya kader değildir. İnsanlar coğrafyayı siyaset ile kader haline getirirler ve kendilerine onun içerisinde hayatlarına hükmeden bir yönetim dokurlar.
Doğumunun 110. Yıldönümünde Behice Boran
3 Mayıs 2020 Pazar
Boran, 1939’da başlayan akademik serüveni boyunca, 1947’de kürsüsünden fiilen koparılana kadar köy ve şehirleşme alanında çeşitli araştırmalar yapmıştır. Boran’ın yukarıda adı geçen dergilerde ve saha araştırmalarında, sosyolojinin alt başlığı olarak incelediği bir konu da köy ve şehirleşme meselesidir. Boran’ın bu alana olan ilginin nedeninin kapitalistleşme, şehirleşme, modernleşme gibi kavramları iç içe geçmiş süreçler olarak algılamasıdır ve onun sosyalist kimliğinden bağımsız değildir.
Ken Loach, Gig Ekonomisi ve Yeni bir Etiko-Politik İmkânın Üzerine Notlar (III)
3 Mayıs 2020 Pazar
Filmin bir sahnesinde yaşlı kadın, Thatcher hükümetine karşı kendisinin de bir protestocu olarak katıldığı 1984-1985 İngiltere madenci grevine ait bir fotoğrafı Abby’ye gösterir. Aynı sahnenin sonunda da Abby’nin çalışma çizelgesine baktıktan sonra “Peki sekiz saatlik mesaiye ne oldu?” diye sorar. Kadının bu söyledikleri bir yandan neoliberalizmde -sınıf mücadelesiyle kazanılmış- sekiz saatlik iş günü gibi hakların geçersizleştiği çalışma koşullarına gönderme yaparken aslında fotoğrafa dair de bir hikâye anlatmaktadır.
Dijital Girdapta Küresel Emek
2 Mayıs 2020 Cumartesi
Çalışmanın satır aralarında kendisine yer bulabilen (ara tabaka) orta sınıfın dijital girdaptaki konumu da dökümler arasında. Sibernetik teknoloji ve sınıf ilişkisinde “işgücü” sürecine de kısaca değinen yazar; küresel köylülüğün sonu, yeni göçler, kayıtdışı eziyet, neo-endüstriyel proletaryalar, emeklerin katlanması, “çalışmanın kadınlaşması” ve eğitim fabrikasının yükselişi gibi seçilmiş yedi ana proleter akıma dikkat çekiyor.
Anlatmakla Yükümlü Şahit: Svetlana Aleksiyeviç
2 Mayıs 2020 Cumartesi
Gerçeğin popülizme, kitleye, yalana; etiğin estetiğe yem edildiği bir zamandayız. Zamanımızın bütün tarihsel dehşetlerine karşı özverili bir seyirci bile olamıyoruz. Dibimizde yapılan savaşa, evlerinden taşınan milyonlara mülteciye karşı giderek daha da yabancılaşıyoruz. Tarihin cellat ve kurbanlarına duyulan öfke bir süre sonra donuklaşıyor, kaskatı kesilince artık varlığı ancak bir zarafet içinde pazarlanabiliyor.
Yalnızlık ve Söylentilerle Hesaplaşma: Solgun Ateş ve Tutunamayanlar
1 Mayıs 2020 Cuma
Yalnızlığın aranıp da bulunamayan nimet olarak değerlendirilmesi ne kadar çarpık ve yüzeysel olsa da hâlâ işleyen bir düşünce. Edebî yönelimlerimiz, dinlediğimiz şarkılar ve izlemeyi tercih ettiklerimiz çoğu zaman yalnızlığını estetize edebilmiş, biraz da keyfine düşkün karakterlerin etrafında dönüyor. Peki tam anlamıyla “yalnız”, duvarlarının ardında esir düşmüş karakterler, onların tecrit hikâyelerine aynı “keyifle” adapte olabiliyor muyuz?
Gelecek de Bir Gün Gelecek ama Nasıl?
1 Mayıs 2020 Cuma
Yapay zekâ, insan-teknoloji ilişkisi çerçevesinde yeni bir türün ortaya çıkma olasılığını tartışan ütopik/distopik öngörüler ve insan sonrası tartışmaları önümüze çoktan konuldu. Bu anlayış, “bedeni kutsal statüden çıkarıp, bir protez gibi gören”, “biyolojik bedenin gelecek için yetersiz olacağına” inanan, “insan sonrası süreçte biyolojik ve yapay yaşam formlarının birlikteliğini öngören” bir dünya algısı yaratıyor.
Bovid-17: Brezilya’da Salgın ve Siyasi Kriz
30 Nisan 2020 Perşembe
Salgınla mücadele süredursun, Brezilya devlet başkanının gündemi, çözülmeyi bekleyen daha “önemli” sorunlarla dolu. Son anketlere göre, Bolsonaro’nun popülarite oranı yüzde 27’ye kadar düşmüş durumda. Bu da salgın sürecindeki tutumundan kendi kitlesinin bile memnun olmadığını gösteriyor. Dahası Bolsonaro’nun azledilmesi talebi, sağdan sola toplumun farklı kesimlerinde hızla yükseliyor.
Korona, Korku, Komedi, Kolera
29 Nisan 2020 Çarşamba
Beklenmedik ve tekinsiz olanla karşılaşmanın insanda ortaya çıkardığı şaşkınlık, korku ve dehşet duygusu, tıpkı olayın kendisi gibi, beklenmedik ve öngörülemez pek çok davranışsal tepkiye neden olabilir. Bu nedenle tam da pandemi zamanında insanın gerek kendisinde gerek çevresinde tuhaf, hatta gülünç olay ve durumlarla karşılaşması çok olası.
Korona Günleri (I): Hastalık Yok
29 Nisan 2020 Çarşamba
Maske, kolonya ve mesafe... SARS-CoV-2’nin yol açtığı yeni toplumsal kültürü işaret eden en iyi üç kelime bunlar sanırım. Pekiyi ama ötekini bir kuruluş felsefesi olarak “tehlike” olarak işaretleyen Türkiye toplumu maske ve mesafenin getirdiği insansızlaşmanın ağırlığının altından nasıl kalkacak acaba? Bugün filyasyon amacıyla akıllı telefonlara çekincesizce yüklenen aplikasyonların gönderdiği GPS sinyallerini yarın görece özgür ortama ulaştığımızda silmek mümkün olacak mı acaba?
Covid-19 ve İzolasyon: Bir İstisna Hali mi? Ortalık mı?
28 Nisan 2020 Salı
Agamben, somut gerçekliğe göre analiz yapmaktan ziyade, kavramlarını mevcut olana uyarlamayı tutum edinen, yer yer dogmatik, hatta bilimi bir tehdit olarak görecek kadar şüpheci ve muhafazakâr bir noktaya ulaşmıştır dersek, yorumda aşırı mı ileri gitmiş oluruz?