Jübile: Yarasalar, Pelikanlar
6 Nisan 2020 Pazartesi
Neyse ki, her seferinde AKP eliti bizi şaşırtmayı başarıyor… 30 Mart itibarıyla İstanbul, Ankara belediyelerinin öncülük ettiği yardım kampanyalarının yasaklandı ve böylelikle hayırseverlik de kolonize edilmiş oldu… Geçen yüzyılda, tekelleşme iktisadi olarak modaydı, bizde önceleri inhisar, sonraları tekel ya da Kamu İktisadi Teşekkülü denildi; post-truth çağda önemli olan sempatiyi, söylemi, temsiliyeti tekelleştirmektir…
Koronavirüs ve İklim Krizi
6 Nisan 2020 Pazartesi
Korona, iklim krizi ile mücadele için hayırlı bir musibet olur mu? Zizek ve başkaları, koronanın, herkesi -zaten 2008’den beri yaşadığımız- krizin nedenleri ve aşılması konusunda bir tercihe zorlayacağı konusunda ümitvar beyanlarda bulundular. Aynı iyimserliği iklim politikaları için sürdürebilir miyiz? Gençlerin iki yıllık hareketliliğinin iklim acil durumu konusunda yarattığı duyarlılık, covid-19 ile güçlenir mi, yoksa tersi mi olur?
Pandemi, Mülteciler ve Sivil Toplum
5 Nisan 2020 Pazar
Bu ülkede binlerce yaşlı mülteci var, bunların bir kısmı ailelerini, akrabalılarını savaşta yitirdi, bir kısmının çocukları, bu ülkede insanca ve güvenli bir gelecek umutları kalmadığı için onları geride bırakıp Avrupa’ya gitti. Bir kısmı ülkelerinden doğdukları topraklardan uzaklaşmayı istemedikleri için burada kadılar. Şimdi bu yaşlı insanlar yaşadıkları evlerde tek başınalar ve onlara sokağa çıkma yasağı var, bu yüzden günlük ekmeklerini dahi alamaz durumdalar.
Bir Toplumsal Değişimin Aracı Olarak Covid-19: Salgın Sonrası Üzerine Spekülasyonlar
5 Nisan 2020 Pazar
Gündelik sosyal ilişkilerden tüketim kültürüne, tekniğin kullanımından ekonomiye, eğitimden sağlığa, eğlenceden sanata kadar gündelik yaşamımıza yönelik ileri sürülebilecek varsayımlara bakıldığında ilk etapta söyleyeceğimiz şey gündelik rutin yaşamımızın radikal bir şekilde sarsıldığını görüyoruz. Bu müthiş sarsılmadan sonra her şeyin tekrar normale dönmesi -ki normalimiz de problemli sayılır- biraz zaman alsa da çok uzun sürmeyecektir.
Annie Ernaux’nun Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a Açık Mektubu
4 Nisan 2020 Cumartesi
“Devlet parasını sayıyor, biz ölüleri sayacağız” haykırışına kulaklarınızı tıkadınız. Devletin yükümlülüklerinin azaltılmasını, kaynakların en uygun şekilde kullanılmasını, harcamaların düzenlenmesini öğütleyen, içinde insanın olmadığı bir teknokrat jargonu içinde gerçeği boğanların sesini dinlemeyi tercih ettiniz. Ama şimdi bakın, esas olarak kamu hizmetleri şu anda ülkenin ayakta kalmasını sağlıyor: hastaneler, milli eğitim ve onun düşük ücretle çalıştırılan öğretmenleri, elektrik idaresi, posta, metro ve devlet demiryolları.
Mahpusta Korona
4 Nisan 2020 Cumartesi
Bütün görevden alınan belediye başkanlarına olduğu gibi en üst sınırdan ceza kararı veren mahkeme, kadının sağlık durumunu gözeterek, yurtdışı yasağı şartıyla tahliyesine de karar veriyor, “özgün durumunu gözettik” diyerek. Bu “özgün durum”un içinde koronavirüs yok. Müvekkile kıymet vermediği gibi koronavirüse de kıymet vermiyor mahkeme.
Covid-19, Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar: Durum ve Öneriler
3 Nisan 2020 Cuma
Covid-19 sürecinde, ihtiyaç sahiplerini işgücü piyasasına katılımları ve nakit varlıklarından bağımsız olarak kavrayan bir kamu yönetimi ve sosyal politika anlayışı zorunluluğu kendisini belirgin bir biçimde gösteriyor. Refaha erişim ve risklerin tazmininde, mal ve hizmetlere erişimde piyasa ve çalışma/ücret geliri bağımlılığını sınırlandıran bir yaklaşıma ve devletin sosyal niteliklerinin bu yönde yapılanmasına her zamankinden daha çok ihtiyaç var.
Salgının Kroniği, Kroniğin Salgını: Toplumsallığın Koronerinde Bir Corona (IV)
2 Nisan 2020 Perşembe
Sağlık emekçileri için maske, eldiven, siperlik, önlük gibi kişisel koruyucu ekipman (ki bu hususta gerçekçi bir veri, SES ile TTB’nin yürütmüş olduğu anket çalışmasıdır) yeterli nicelikte ve standartta temin edilmediği gibi, “pandemi hastanesi” statüsündeki özel hastane işletmelerinin bir adım daha ileri giderek, “hasta kaçmasın” diye maske takılmasını dahi istemediği, dahası işten atmakla tehdit ettiği vaki idi.
Salgın Günlerinde Dikizlenme Günlüğü
1 Nisan 2020 Çarşamba
Salgınla mücadelede, ki E. Macron, B. Netanyahu gibi çoğu ülke lideri bunun terörizmle mücadeleyle eşdeğer olduğunu telaffuz etti, kullanılan bu yöntemleri nasıl anlamlandırabiliriz? Sanırım meseleye, yeni sağın güvenlik politikalarının ana şiarı olan “suçla savaş” ve dolayısıyla da polisiye tedbirlerin artırılması ve toplumun suçludan korunması anlayışı temelinde bakmak, tartışmayı daha geniş ve bütünlüklü bir çerçevede yapmamızı mümkün kılar.
"Kepengi İndiririz ama Boyun Eğmeyiz": Covid-19 İzolasyonunda Toplumsal Direniş
31 Mart 2020 Salı
Salgın ile mücadele olağanüstü halinin meşrulaştırdığı otoriterleşmiş yönetimlere karşı dijital örgütlenme ve düşünsellik, bir önceki dönemin direnişleri ile devamlılık içinde kuruluyor. Bunun en önemli ayağı ise sağlık çalışanlarının direnişi. Bu direnişin ucu Nicolas Sarkozy’nin başkanlık dönemi olan 2009’a kadar uzanır. 28 Nisan 2009 günü, bütün hastane çalışanlarının sendikalarının katıldığı büyük bir yürüyüşle, hastane reformu yasa tasarısı ile kamu hastanelerinin şirketleşme mantığına peşkeş çekilmesi protesto edilmişti.
Salgının Kıskacında Ölüm ve Veda
30 Mart 2020 Pazartesi
Ötekinin ölümünün ve bu bahisle yaşamınını, öteki binlerce kilometre ötede bile olsa, beni nasıl da ilgilendirdiğini barizleştiriyor. Bu virüsten belki bir kısmımız kaçabiliriz, fakat bu barizleşmenin tesirinden kaçabilir miyiz? Ya da kaçmalı mıyız? Yoksa bu tesirin bizi içine çektiği yaralanabiliklerimizden/noksanlıklarımızdan neşet eden müşterekliğe/dayanışmaya mı bırakmalı mıyız kendimizi?
Yeryüzü Pireleri: İnsanlar
30 Mart 2020 Pazartesi
Eşitsiz bir dünyada yaşadığımız gerçeği kimisi için salt kullanışlı bir retorik malzeme olmayı sürdürürken kimileri için de acı, katı bir gerçeğin her an hissedildiği, yaşandığı bir durum olmaya devam ediyor. Ülkeler arasındaki farklılıklar, büyük kentlerin korunaklı-elit semtleriyle yoksul varoşların-gettoların arasında görülenler gibi çıplak, keskin iki ayrı dünya gerçeğine işaret ediyor.
Salgın ve Etik
29 Mart 2020 Pazar
Tıpta kaynaklar her zaman sınırlıdır ve sınırlı kaynakların kullanımı konusu gündeme geldiğinde yol gösterici olabilecek ilke ve argümanlardan yararlanılır. Konu ile ilgili etik ilkeler sınırlı tıbbi kaynakların adil dağıtımı (adalet ilkesi) ve yararlılık ilkesi olacaktır. Hangi hastanın öncelikle tedavi olacağına karar verme yöntemi olarak triaj ilkesi, savaş meydanlarında keşfedilmiştir.
“Pekin’de Parti Çizgisi İzlenir, Kanton’da Bu Çizginin Gelmesi Beklenir”
28 Mart 2020 Cumartesi
Çin’in dünyada varoluş, kendini konumlandırış biçimi farklı. Çin’in başka ülkeleri işgal etme, savaş açma gibi gelenekleri yok. Ayrıca Çin’in dışarıya taşıyacağı dominant bir ideolojik modeli yok. Buna karşılık Çin’in kendi içinde çözmesi gereken o kadar çok sorunu var ki, öngörülür bir gelecekte ABD’nin süper-gücüne benzer bir güce sahip olması çok zor.
Covid-19, İstisna Hali ve Yeni Bir Etiko-Politik Alanın İmkânı Üzerine Notlar
27 Mart 2020 Cuma
İçinde bulunduğumuz dönemde Žižek’in komünist siyasetin yeniden icat edilmesine dönük çağrısı, Agamben’in hayli kötümser okumasına yanıt niteliği taşır ve bizi yalnızca yeniden büyük siyasi projeleri düşünmeye değil, aynı zamanda bu projelerin gündelik hayattaki somut tezahürlerini de yeniden düşünmeye teşvik eder. Sosyal mesafelendirme ve izolasyon da, kolektif sorumluluk ve dayanışmanın günümüzdeki karşılıkları olarak bu somut tezahürlerin başlarında gelir.
Salgının Kroniği, Kroniğin Salgını: Toplumsallığın Koronerinde Bir Corona (III)
26 Mart 2020 Perşembe
Belirsizlik sürüyor. Geç moderniteye tarihlenen hemen tüm küresel salgınlar gibi, enfekte olmak, yani etkeni edinmek ile, kısacası “taşıyıcı/portör” olmak ile “hasta” olmak özdeşleştiriliyor. Dolayısıyla SARS-CoV-2 (baştaki isimlendirmesiyle, 2019-nCoV) ile COVID-19 birbirine eşitlenerek kullanılıyor. Viral etkeni kapan veya edinen kişi, hele ki bizatihi “virüs” teriminin etimolojisi düşünüldüğünde, çok geçmeden bir tür “toksik başka”ya dönüşüveriyor.
“İlgilenir misiniz? @EmniyetGM”
25 Mart 2020 Çarşamba
Muhalif çizgide olan fakat bu tür suçlama ve ihbarlara maruz kalmak istemeyenlerin genel tavrı ise “Silivri soğuktur şimdi!” esprisinde cisimleşen bir otosansür ihtiyacı oluyor. Söz konusu kişi, yazdığı en basit eleştirilerin bile emniyet birimlerinin önüne bir biçimde gideceğinden ve hatta halihazırda takip ediliyor olduğundan o kadar şüphe duymakta ki, iktidara yönelik eleştirilerini, eleştirinin kendisini yazmadan yapmak zorunda hissedebiliyor kendisini.
65 Yaş Üstü Evlere!
24 Mart 2020 Salı
Medyada bu sokağa çıkma yasağı hatırı sayılır bir kitle tarafından memnuniyetle karşılandı: Madem kırılganlar, evde kalsınlar ki bir şey olmasın gibi çok masum (birkaç saniyeliğine benim de zihnimi yalayıp geçen) refleksleri anlayabiliyorum, ama sosyal medyada biraz dolaşınca dehşete düşmemek mümkün değil. Yaşlı bireylere gereksiz bir yük, mikrop, böcek muamelesi yapan, vahşi bir ayrımcılık içeren, çok çirkin ifadelerle saldıran bir yığın “genç”.
Bir Yarasa Olmak Bugün Neye Benzer?
23 Mart 2020 Pazartesi
Yarasaların âdeta bir virüs rezervuarı olduğunu çok uzun zamandır biliyoruz. Peki son dönemde panik yaratan neredeyse bütün büyük salgınların ucunun yarasalara çıkmasını nasıl yorumlamalı? Bizi yarasalarla bugünlerde bu denli yakınlaştıran ne? 2015 yılında yayımlanan bir çalışmada bir grup araştırmacı bu sorunun olası yanıtlarını sıralıyorlar.
Bağlarımız, Bildiklerimiz ve Bilmediklerimiz: Yaşlılar ve Biz
22 Mart 2020 Pazar
Her şeyin inanılmaz sıkıcı biçimde birbirine benzediği bir dünyada, geçmişte var olmuş özgünlükleri, farklılıkları, alternatifleri, bugün öyle olmak zorunda olmayan şeyleri, ama aynı zamanda geçmişin günahlarını, hatalarını ve bugüne uzanan bedellerini bizlere aktaracak olanlar onlar. Fakat şimdi, tüm bu çarpık, adaletsiz ve alabildiğine absürt olan devletler sisteminin ve kapitalizmin kurbanları, yani homo sacer’leri olarak ilan ediliyorlar
Felaket Zamanları Üzerine Düşünmek
22 Mart 2020 Pazar
Salgın, her ne kadar kapitalizme, konformizme ve globalizme bir darbe niteliği taşısa da veya en azından öyle görünüyor olsa da, iktidarların daha çok otoriterleşmesine, devlet aygıtının sağlık sistemleri üzerinden kendini yeniden tanzim etmesine ve daha da önemlisi insanın doğanın karşısında -üstesinden gelinmesi gereken en temel olgu olması bağlamında- yeniden kendi konumlandırmasına yol açabilir.
Ev Bizim Neyimiz Olur?
21 Mart 2020 Cumartesi
Yaşanmışlıkların aniden, bir süre yaşanamayacaklarla birlikte düşünülmesinin taşıdığı gizli ızdırap, hepimiz için anlaşılır. Oysa, tanıdığımız/tanımadığımız insanların acı, yokluk, yoksunluk, parasızlık yaşarken ilenmeyişlerine, ah’lanmayışlarına, anlatmadıklarına tanıklığımızı unutmadan “ev içi” yaşam pratiklerine yeniden, tekrar daha yakından bakabiliriz. Ev, burada. Yakınlık kuran bir mesafesi var. Dışa kapalı cömertliğini, düzenini, ontolojik varlığını insan benliğinin örtüsünü kaldırarak sezdiriyor.
Tedirginlik Zamanı
21 Mart 2020 Cumartesi
Doğal alanlar kapalı. Sokaklar kalıyor geriye. Yaşlı, yaşlandıkça muhafazakârlaşan sertleşen kadınlar yumuşamış. Sokaklarından gelip geçene tebessüm ediyorlar. Selam alıp veriyorlar. Pek âdetleri değildir oysa. Bazı mahallelerde özellikle, hor görmek bir yaşama kültürü âdeta. Güzel kadınlar çirkin erkeklerle selamlaşıyor. Uzaktan konuşuyor, el sallıyorlar. Ben dün bir kız çocuğuyla uzaktan uzaktan konuştum.
Bir İnsani Güvenlik Sorunu Olarak “Pandemos”
20 Mart 2020 Cuma
İnsani güvenlik yaklaşımının yukarıda kısaca aktarmaya çalıştığım temel özellikleri öyle sanıyorum ki, korona virüsünün yol açtığı Covid-19 gibi pandemileri neden bir insani güvenlik sorunu olarak ele almamız gerektiğinin de genel bir çerçevesini sunar. Aslına bakılacak olursa BM ve BM’nin DSÖ gibi uzman kurumları, pandemileri uzunca bir zamandır insan hakları kapsamında değerlendiriyor.