Siyaset Yapmadan Muhalefet Yapma Devri Bitti mi?
10 Kasım 2023 Cuma
Muhalif seçmen kaybedilmiş bir seçimin ardından siyasete olan ilgisini kaybetmiş apolitik bir kitle gibi davranmıyor. Tersine, seçim sonrasında muhalefet aktörlerine ve gündelik siyasete sırt çevirerek, muhalefeti temsil eden isimlerden ve onların gündeminden uzaklaşarak siyasal özneliklerini gösteriyor. Burada siyasetten uzaklaşan seçmenler değil, başta CHP olmak üzere bizatihi muhalefet partileri.
CHP Kurultayı’nın Ardından: Parti içi Klientelizm ve Demokratikleşme Sorunları (I)
9 Kasım 2023 Perşembe
Bugün Türkiye’nin merkez partilerinde başta vekiller, belediye başkanları ve il ve ilçe yöneticileri olmak üzere parti seçkinleri tabakasının bir mensubu olmak aynı zamanda özellikle yerel düzeyde belirgin bir patronaj işlevi gören -çoğunlukla eşitler arasında birinci bir yerel liderin kontrolü altındaki- rakip oligarşik ağların bir parçası olmak manasına da gelmektedir.
995 km Boyunca Ülke Tarihi
9 Kasım 2023 Perşembe
Murathan Mungan, 90’lı yılların panoramasından küçük bir cumhuriyet yüzyılı çıkarıyor 995 km’de. Musa Anter cinayetiyle başlattığı roman, aynı zamanda Mustafa Suphi ve arkadaşlarının cinayetidir. Sabahattin Ali cinayetidir. Abdi İpekçi, Kemal Türkler, Doğan Öz, Cevat Yurdakul, Bedrettin Cömert cinayetleridir. Hrant Dink ve Tahir Elçi’nin katledilmesi bunlara dahildir. Maraş, Sivas, Çorum katliamlarıdır. Susurluk’tan yayılan irindir. 90’lı yıllar aslında bu ülkenin derin tarihidir.
“İsa’nın Güncesi”nde Metaforlar, Hayat ve Anlam
8 Kasım 2023 Çarşamba
Sartre, Anday’ın İsa’sınınkine benzer bir yabancılaşmayı Camus’nun Yabancı romanındaki kahramanı Meursault için düşünür. Meursault’un bilincinin “şeylere karşı şeffaf, anlamlara karşı opak” bir pencere gibi olduğunu söyler. Anday’ın İsa’sı da şeyleri en ince ayrıntılarına kadar görmede, olayları sıralamada mahirdir ancak onlara anlamlar verme çabasında kötürümdür, hatta bu çabaya çoğu kez hiç girmez.
Cumhuriyetin Erdem ve Erdemsizlikleri
29 Ekim 2023 Pazar
Seçilmiş vekilleri, belediye başkanlarını, özgürlük isteyen aktivistleri, haber yapan gazetecileri yüksek mahkeme kararlarına rağmen cezaevinde tutan, yargıya açık veya kapalı talimatlar vermekten çekinmeyen, kayıplarını arayan insanların acılarına acı katan, basın kuruluşlarına ceza yağdıran, toprağını korumak isteyen köylülere gaz sıkan, kısacası yurttaşlarına zulüm yapan bir devletin, Cumhuriyet dahi olsa erdeminden bahsetmek mümkün müdür?
Buluntu Rüya
28 Ekim 2023 Cumartesi
Kâbusların anlatılarda belirişine sebep, sadece yazarak rahatlamak, bu rüyaların başkaları tarafından da okunmasını sağlayıp üzerimizdeki yükü, korkularımızı hafifletmek midir yoksa bu belirişin politik bir “misyonu” da var mıdır? Hikâye anlatıcılığı, Arendt’e göre, kamusal alanda farklı anlatıların ifade bulabilmesi, çoğulcu bir diyalog kurulabilmesi ve farklı yaşam olasılıklarının tartışmaya açılabilmesi açısından hayli önemliydi.
Ölümüne Filistin
24 Ekim 2023 Salı
Sürecin tamamen net biçimde görülmesi için 1967'den bu yana birbirini izleyen yerleşimlerin haritasına bakmak yeterlidir. Rabin'in öldürülmesinden sonra Oslo Anlaşmalarını imzalayan hükümetler "iki devletli" çözümün yaşatılması gerektiği sonucuna varmadılar. Bunun yerine Filistin Yönetimini ehlileştirmeyi ve Batı Şeria'yı kontrol noktalarıyla kordon altına almayı tercih ettiler. Ve şimdi ırkçı sağcılar yönetimi ele geçirdiğinden beri, uygulanan tamamen ve açıkça bir etnik temizliktir.
Çoğulculuğun Beka Sorunu: Üçüncü İttifak’ı Masaya Yatırmak
23 Ekim 2023 Pazartesi
Muhalefetin ihtiyacı, adil ve iyi yönetişimi vaat edecek, kendini birisine karşıtlık üzerinden değil, bir yönetim vizyonu temelinde var edecek, kendini önerdiği yönetim modeli ile isimlendirecek, ayağını yere sağlam basan, yenilenmiş bir üçüncü ittifaktır. Bu çerçevede yenilenmiş bir üçüncü ittifak, son seçimler sonrasında dağılmış, ya da kâğıt üstünde hâlâ var görünse de anlamsızlaşarak gevşemiş birinci ve ikinci ittifakların tabanlarından ve hatta kimi bileşenlerinden destek devşirme ve ortaya son seçimlerden daha iyi bir performans çıkarma potansiyeline sahip olacaktır.
Kalaşnikof ve Zeytin Dalı
22 Ekim 2023 Pazar
Elbette sadece tek devletli çözümün değil, çok daha cılız olan iki devletli çözümün de İsrail ve Filistin tarihinde muhtemelen hiç olmadığı kadar günümüz gerçekliğinden uzak olduğu açıktır. Devrimci bir çözümün güçleri öncelikle güçlenmeli ve yeniden bir araya gelmeli, Filistin (yanlısı) solcular ile İsrail yanlısı/Yahudi solcular arasındaki kırılgan bağlar da yeniden kurulmalıdır.
HEDEP “Yeniden”
21 Ekim 2023 Cumartesi
En genel hatlarıyla “merkeziyetçi zihniyet ve tutumların” ve temsilî siyasetin ağırlık kazanmasının getirdiği genel bir zayıflama haline işaret eden değerlendirmelerin çıktısı olarak, taban örgütlenmesini esas alan parti geleneğine atıfla tüm bu sorunların çözümündeki yegâne seçeneğin partiyi “köklerine” döndürmek olduğu vurgulanıyor. Böylesi bir “yeniden” momentinin görünümlerinin sadece kongre kararlarıyla sınırlı kalmadığını, kongrede gözlemeyebildiğim kadarıyla da kongre katılımcılarının ağırlıklı olarak bölgeden ve “sahadan” gelenlerden oluştuğunu, salondaki atmosfer ve sloganların da tam da bu “yeniden” arzusunu yansıttığını söyleyebilirim.
Sembolik Liyakatin Çöküşü
18 Ekim 2023 Çarşamba
Olan biten her şeyin arkasında bütün kötülüklerin kaynağı mutlak bir yürütücü gücün varlığına inanmak aslında bireyin seçim yaparak hayatını inşa etme sorumluluğunu elinden alır. Bu paranoyak yapı neredeyse tanrının yerini şeytani güçlerin aldığı, kaderin ağlarını sürekli ördüğü belirli ve değiştirilmesi imkânsız bir dünya tasavvuru sunar.
İsrail’le Filistin’i Ayıran Asıl Fay Hattı
16 Ekim 2023 Pazartesi
Tüm İsraillilerin fanatik milliyetçiler olmadığını, tüm Filistinlilerin de fanatik antisemitistler olmadığını kabul ettiğimizde kötülük patlamalarına yol açan çaresizlikleri ve kafa karışıklıklarını tanımaya başlayabiliriz. Anavatanlarından mahrum edilen Filistinlilerle aynı deneyimin damga vurduğu bir tarihten gelen Yahudiler arasındaki tuhaf benzerliği görmeye başlayabiliriz.
Filistin ve Ukrayna: Barış Mümkün
16 Ekim 2023 Pazartesi
Aslında çoğu İsrailli inkar içinde yaşamaya alışkın. Arabayla birkaç dakika uzaklıkta silahlı Siyonist yerleşimciler Filistin köylerini ateşe verirken, zeytin yetiştiricilerine saldırırken ve onları savunmaya cüret eden herkesi döverken parti yapıp eğleniyorlar. Bu ilgisizlik ve kayıtsızlık, milyonlarca Filistinlinin İsrail'in uyguladığı ve Mısır'ın desteklediği acımasız kuşatmaya katlandığı Gazze sınırında bir müzik festivali sırasında trajediye dönüştü.
“Kalırsam Daha Çok Üretirim”: Emin Alper ile “Kurak Günler” Üzerine Söyleşi
14 Ekim 2023 Cumartesi
İyinin kötüye karşı basit bir hikâyesini anlatmak istemedim. Onların da niyetlerinin her zaman saf ve temiz olup olmadığından emin olamayız. Bataklığa düşüldüğünde tümüyle temiz kalınabileceğine inanmıyorum. Bu yüzden karakterleri basit bir iyi-kötü berraklığında tasvir etmek istemedim. Bu, kötü ile daha az kötü arasındaki bir savaş.
İntikam Döngüsüne Tekrar Girmek
12 Ekim 2023 Perşembe
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik olarak başlattığı ve Hamas’ın da karıştığı her savaşta özellikle sivillerin öldürülmesi göz önüne alındığında şu soru sorulmalıdır: Bu örgütün gerçekçi bir eylem planı ve siyasi hedefi var mı yoksa niyeti esasen Gazze sakinlerinin gözündeki itibarını düzeltmek mi? Başlattığı askerî operasyona bu sefer saldırı altındaki Gazzeli sivillere yardım etme ve onları kurtarmaya yönelik bir lojistik plan eşlik ediyor mu?
Hükümetin Maymuncuk Anahtarı Kobane Davası
10 Ekim 2023 Salı
Bir meslektaşımız “Endüstriyel yargılama yapıyorsunuz,” demişti. İki hafta kesintisiz duruşmanın peşinden bir hafta ara veren mahkeme, sonra yine siyasetin takvimine uyarak haftanın beş günü duruşma yapmaya başladı. Depremin hemen ertesi günü dahi duruşma açan mahkeme, kaybettiği zamanı kesintisiz oturum yapma kararı ile telafi etmeye çalışıyor. Bu karar aynı zamanda tecrit koşullarındaki tutsakların ve davalar arası koşturan avukatların davayı takip etmelerini ve nitelikli hazırlık yapmalarını engellemek demektir.
Kartlar Yeniden Dağıtılırken Papazı Bulmak
9 Ekim 2023 Pazartesi
Gezi davasında Osman Kavala dışındaki sanıklar 18 yıl ile cezalandırıldı, Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Verilen cezaların çoğu Yargıtay tarafından onandı. Yaşam hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, ifade özgürlüğü gibi birçok hak, başka bir deyişle toplum sözleşmesinin esaslı unsurları ya da olmazsa olmazları yargı tarafından ihlal edildi. Kuvvetler Ayrılığı ilkesi yok sayıldı ve yargı toplum sözleşmesinin ifadesi Anayasa'ya ve her türlü yasaya aykırı davranarak, sözleşmeyi ihlal ederek ya da hükümlerine uymayarak yurttaşlarını özgürlüklerinden mahrum bıraktı.
“Kuru Otlar Üstüne”: Apolitik vs Politik
7 Ekim 2023 Cumartesi
Kuru Otlar Üstüne’de bireysel bir hikâyenin altına politik bir yapı kurmuş yönetmen. Ancak bu politik yapının üzerinden apolitikliğin gölgesi hiç eksilmiyor. Bunu bize filmin karakterlerinden Vahit söylüyor. Hayvanları öldüren birilerinin davranışını “insan oldukları için” diye açıklıyor. Oysa o bölgelerin sorunsalının bunun çok ötesinde olduğunu biliyoruz. Politik tavrını niye hep flu tutuyor, Ankara Garı Katliamı’nı, dağa çıkmayı yalnızca ima ederek, niye hiç adlandırmıyor Nuri Bilge Ceylan?
“Gerçek Rusya Cephede Ukraynalılarla Savaşmıyor!"
5 Ekim 2023 Perşembe
Birçok Rus sessiz kalmayı tercih ediyor. Benzer bir durumda siz olsanız ne yapardınız? Rusları yeterince direnmemekle suçlamak istediğiniz her an kendi çocuklarınızın bakımevinde, kendinizin de hapiste olduğunu düşünün. Yine de her şeye rağmen gösteriler devam ediyor. Evet, muhtemelen nadiren oluyorlar ama sokağa her çıkış büyük bir cesaret eylemi.
Kuru Otlar ya da Ümit Etmenin Yorgunluğu Üstüne
2 Ekim 2023 Pazartesi
Duygusal ve eylemsel sorunların hezeyanına kapılan ana karakterlerin sofistike düşünüş ve eylemselliğiyle beslenen Ceylan sinematografisi bir çözüm olarak gitmeyi, kaotik bir direniş olarak ise kalmayı, yani ihaneti tartışır. Kuru Otlar Üstüne filmi tam da bu noktada Nuri Bilge Ceylan filmografisinin keskin bir yol ayrımı olarak karşımıza çıkıyor.
Ateş Böcekleri Neden Kayboluyor?
21 Eylül 2023 Perşembe
Pier Paolo Pasolini, öldürülmeden dokuz ay önce, 1 Şubat 1975’te kaleme aldığı, daha sonra “Ateş Böcekleri Makalesi” olarak ün salan “İtalya’daki İktidar Boşluğu” adlı makalesinde, ateş böceklerinin, yani baskıya karşı eyleme geçen, direnen siyasal insanların kaybolduklarını ilan ediyordu. Masumiyet yok olmuştu. Hıristiyan demokrat rejim, faşist rejimin devamı olmuş ve hatta onun kötücüllüğünü aşmıştı. Neo-kapitalizm, dönemin entelektüellerini dahi kıskacı altına almış, gencinden yaşlısına herkes rehavete teslim olmuştu.
Bir Araştırma Alanı Olarak Evrim İhtilafı: C. Ozan Ceyhan’ın Eleştirilerine Yanıt
18 Eylül 2023 Pazartesi
Ceyhan’ın bize önerdiği, status quo'nun devam etmesinden başka bir şey değil. Evet kendisinin de dediği gibi status quoyu korumak yapılabilecek en basit, en kolay iş ancak bunun bizi hiçbir yere götürme şansı yok. Karanlığa karşı aydınlık retoriğinin pek sevilen militarist metaforlarına özenecek olursam, bu, herkesin kendi mevziisini korumaya çalıştığı bir siper savaşından başka bir şeyle sonuçlanmaz. Benim önerim ise çoğulcu ve kapsayıcı bir barışa ulaştıracak yolu bulmaya çabalamak.
Yüzüncü Yılında Cumhuriyet Sergileri: Reddi Miras Edenler ve Mirasyediler
11 Eylül 2023 Pazartesi
Cumhuriyet, reddi miras ile sırt dönülecek ya da nostalji ile yad edilip mirası yenecek bir sabit değil, devingen toplumsallığımızın bileşkesidir. Onu konu alan her kitap, her etkinlik, her sergi… Bu bileşkenin içindeki sağaltıcı unsurları gözetmek, yeniden tanımlamak ve onlara alanlar açmak durumundadır. Bugün Cumhuriyet’in yüzüncü yılı vesilesiyle gerçekleştirilen tüm sergilerde eksik olan şimdinin hikâyesini kurmayı başaramamalarıdır.
Hafızanın Kireci ya da Türkiye’de Nürnberg Davası Etkisi
6 Eylül 2023 Çarşamba
Tevfik Rüştü Aras’ın 1944 yılından itibaren, ağırlıklı olarak dış politika ve başka ülkelerde gelişen olaylar üzerine kaleme aldığı yazıların detaylı bir okuması yapıldığında ne Nürnberg yargılamalarından ne de soykırımdan bahis geçer. Türkiye basınında o tarihlerde, uzun süre baş sayfaya taşınan bu yargılamalar hakkında Tevfik Rüştü’nün hiç kalem oynatmaması ilginç.