Uzlaşmayan Estetik
7 Mayıs 2023 Pazar
Sanat anlaşmamalıdır, çünkü burjuvanın elindeki yüzlerce silaha karşılık, estetiğin “doğru seçim yapmak koşuluyla” yokluğa, açlığa, sefalete karşı bir savaşma gücü ve yeteneği vardır. Ancak çoğu kez bu görevini yapmaktansa, kendi çıkarlarıyla meşgul yeni bir sınıf yaratma ihaneti içine de girebilir sanat. Çünkü gelişimini tamamlamamış, dogmalarla, inanç sistemleriyle, teknolojinin reklam şaşaasına kapılmış bir toplumun değişme ve düzeltme gibi bir eyleme katılımı güçtür.
Aileye Karşı Hepimiz: Dizilerimizde Aile Kavramının Sorunsallaşması Eğilimi Üzerine
4 Mayıs 2023 Perşembe
Aileden ayrışmak bir büyüme hikâyesidir, evet. Büyümek ise farkındalık olmadan gerçekleşebilecek bir şey değildir. Bu noktada dizilerde psikolojik narasyonun pıtrak gibi çoğalmasını da anlamlı buluyorum. Bu, ruhsal sağlığa yönelik sosyal temsillerin gitgide sekülerleşip bilimselleştiğinin bir göstergesi olarak da yorumlanabilir. Psikoloji bilimi ve psikiyatrik/terapötik müdahale artık kanıksanmış, halka inmiş, gündelik hayatımızın bir normali haline gelmiş hiç kuşkusuz.
Muhalefet İktidara Gelirse Türkiye Ekonomisi Kısa Vadede Nereye Gider?
2 Mayıs 2023 Salı
Bir ekonominin büyüme için yabancı sermaye girişlerine bu denli bağımlı hale gelmiş olması ciddi bir yapısal sorundur ve bunu kısa vadede çözmek maalesef mümkün değildir. Kısa vadede öncelikle yapılması gereken AKP iktidarının 2016’dan ve özellikle de 2021 sonbaharından itibaren altüst etmeye başladığı makroiktisadi ve finansal göstergeleri düzeltmeye başlamaktır. Yerel seçimlere kalan on bir aylık kısa vadede (büyümeyi aksatmadan ve işsizliği yükseltmeden) enflasyonu dizginlemek ancak şansımız yaver giderse mümkün olabilir.
Oğuzhan Uğur ve Yeni/Kültürel Irkçılığın Açmazları
28 Nisan 2023 Cuma
Oğuzhan Uğur’un kültür üzerine söyledikleri, özellikle Türkiye gibi tarihsel ve coğrafi olarak bakıldığında oldukça fazla etnik yahut dinsel grupların yaşadığı çokkültürlü bir ülkede, tekil bir kültür anlayışı üzerine kurulsa da esasında tekil bir kültürün imkânsızlığını da gözler önüne seriyor. Dolayısıyla bir ülke, etnik grup veya ırk için bahsedebileceğimiz tekil bir kültür tanımlaması boşa düşmüş oluyor.
Katliam, Hıyânet, Mübâlağâ, Kahramanlık… İdrîs-i Bidlîsî Tartışmaları ve HÜDA PAR
27 Nisan 2023 Perşembe
Doğrudur, Bidlîsî kaleme aldığı eserlerinde Kızılbaşlara yönelik çok olumsuz bir dil kullanır. Ama hiçbir yerde ne kendinin ne de Kürtlerin “40 bin Kızılbaş’ın öldürülmesinde dahlinin olduğunu” belirtir! O halde nasıl olur da böyle bir yanılsama ya da algı oluşturuldu? Bizce bunun cevabı için özellikle de 1990’larla beraber demokratik taleplerini yükselten Kürt ve Alevilerin yakınlaşmasının yarattığı endişeye bakılabilir.
Sessiz Devrim Yeniden
26 Nisan 2023 Çarşamba
Kapital, belirli bir kesimin elinde toplandı, toplum fakirleşti, insanlar emeklerine yabancılaştı, ırkçılık, yabancı düşmanlığı arttı, endüstriyel patoloji, Türkiye’yi kanserleştirdi. Gelişmiş endüstriyel toplulukların sessiz devrimlerinin sonucu, daha fazla toplumsal eşitsizlik, daha fazla toplumsal ötekileştirme, daha fazla sınıf çatışması olmuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğerleri, sessiz devrim meselesini seçim öncesi yeniden sahiplenmeden evvel, belki bu minvalde yeniden düşünmeli... Zira olan bitenin, toplumsal çöküşün sorumluluğunu üzerine almış, kabullenmiş oluyorlar.
Yeni Bir Ortak “Vatandaşlık” Tanımı Arama
24 Nisan 2023 Pazartesi
Türkiye’de Cumhuriyet’in kurucu partisi CHP’nin yeni liderinin kendini, tarihi triumviranın ortak noktası olan tez-antitez sarmalının dışına atabilmesi, pragmatik olarak yavaş yavaş gelişti ve bu onu, bir zamanlar övündüğü, “politik karşıtının zıddı olma” esaretinden kopararak, Maraş depreminin katastrofik tahribatından sonra daha net, zıtlaşmaların dışında tanımlayabildiği bağımsız aklı ve yargıları olan, değişim planları ve vaatleri daha netleşmiş bir politik lider konumuna çıkardı.
"Hikâye" Anlatmak: Erdoğan ve İnce
21 Nisan 2023 Cuma
Yarattığı mağduriyet algısı, “Ben” Hikâyesi’nin ana teması haline gelmiştir. Açıklamaları 2018 yılında kendisine umutla bağlanmış, seçim gecesinde terk edilmiş hissine kapılmış ve sabahlara kadar sandık başından ayrılmamış gençler tarafından, sorumluluk almadığı için karşılık bulamamış olsa da, ilk defa oy verecek gençler tarafından anlayışla kabul görmüştür. AKP hükümeti dışında hiçbir hükümet görmemiş, hayal bile kurmaya çekinen bu gençliğin kini hükümete değil, ona karşı muhalefet yapamadığına inandıkları ana muhalefet partisine yöneltilmiştir ve İnce onlar için bir alternatif olmuştur.
Deprem Felaketinin İçinden Notlar (IV): Yardıma Erişim Hakkı ve Hak Temelli Yardım
20 Nisan 2023 Perşembe
Türkiye modern sosyal politika geçmişi 1980’den çok da gerilere gitmeyen bir ülkede, sosyal yardımlar bir hak olmak bir yana, taraftarlarını tutmanın ve taraftar kazanmanın bir aracına dönüşmüş durumda. Bu alanda yapılan çalışmalar, yazılan kitaplar, özellikle son on yılda, sosyal yardımların neoliberal programın tamamlayıcısı olduğunu ve hızla siyasallaşıp, devlet hayırseverliği adı altında dinselleştiğini gösteriyor; zaten sahadaki mevcut pratik de bunun böyle olduğunu gösteriyor.
YÖK Nasıl Kaldırılmalı?
19 Nisan 2023 Çarşamba
Üniversite öğrencilerine, sendika üyeliği de yasaklanır. Okullarda örgütlenemeyen gençler, kahvehanelerin yolunu tutmaya başlarlar. 1984 yılında, zamanının Milli Eğitim Bakanı Dinçerler, dalga geçercesine gençliğin büyük kısmının gittiği kahvehaneleri yeniden düzenleyip buralara okuma salonu yapılacağını belirtir. Sabancı, Koç gibi özel üniversitelerin kurulma çalışmaları başlar.
Demokratik ve Çevreci Bir Toplumsal Hareket
17 Nisan 2023 Pazartesi
Şunu kabul etmemiz lazım: işçiler isterse tembel olsun, problem bu değil. Mevzu bahis olan işin kendisi değil, egemen sınıfa kâr bırakacak ücretli emektir, zorla ve sömürülerek çalışmaktır. Talep edilen şey zaten daha az çalışmak değil, daha az sömürülmek. Demografinin değişiyor olması sınıf mücadelesini ortadan kaldıramaz. Ne emekliler ne de şu an istihdam edilenler daha az çalışmak istiyor, seçeneklerini özgürce belirleyebilmek, özgürce çalışmak istiyorlar.
“Saatleri Ayarlama Enstitüsü”: Bir Mesafenin Romanı
16 Nisan 2023 Pazar
Eskiyi temsil eden, elenmesi gerektiği düşünülen götürü insanlarla doludur Saatleri Ayarlama Enstitüsü. Yenilik yapma imkân ve gücüne sahip Halit Ayarcı gibi kişilerin, aklı devreden çıkarıp bir kurumun akraba ve tanıdıklarla nasıl hızlıca kurulup ve bir süre sonra onun paldır küldür yıkılışının acıklı, trajikomik hikâyesidir. Bir zihniyet göstergesi olarak tanıdıklarla değil, sadece ve sadece tanıdıklarla bir iş yapmanın tanıdık hikâyesidir.
Sağ ve Hayvan Hakları
15 Nisan 2023 Cumartesi
Sağ zihniyet dünyası doğası gereği, eşitlik mücadelelerine karşı bir tepki içerir. Solu nasıl eşitlikçi fikirleri üzerinden tarif edersek, sağ için bu eşitlik karşıtlığıdır. Bu kâh kadınların eşitlik mücadelesinde erkek egemenliğini savunarak, kâh göçmenlere karşı üstünlük iddialarıyla, kah eşit kimlik taleplerine yönelik milliyetçi söylemlerle karşımıza çıkar. İnsanın hayvanlardan üstün olduğu iddiasıyla onlar üzerinde egemenliğini sürdürmesinin “doğal”laştırılması da referansları dinî ya da modern düşüncelere dayansın sağın “fıtrat”ında var.
İktidar Semantiğine Teslim Olmak: Siyasetin Enkaz Altında Kalması
13 Nisan 2023 Perşembe
Siyaset yapmamak, bir tür erdemlilik hali olarak pazarlanır. Siyaset yapan bozguncudur, farklı ajandalara sahiptir, farklı çıkar gruplarına hizmet ediyordur, hiç olmasa “vatan haini”dir. Halbuki siyaset yapmanın kaçınılmazlığı, bilhassa zulmün ortaya çıktığı yerde zaruret halini alır. Hatta amiyane bir şekilde ifade etmek gerekirse, siyaset yapmanın vakti, siyaset yapmamanın telkin edilmesinden anlaşılır.
Siyasal Sessiz Ayrılma
10 Nisan 2023 Pazartesi
Üniversitelerden atılan akademisyenleri “bağışlayan” cumhurbaşkanı, akademisyenlerin kendilerini affedip etmemeleri ile ilgilenmiyor elbette, keza “mağduriyetleri unutturmaya” çalışacak olan YÖK de, akademisyenlerin bu mağduriyeti unutmayı tercih edip etmeyecekleri ile ilgilenmiyor, ona emredileni yapıp geri çekilme telaşında; süreç, çoğulluğun değil, çoğunluğun bağışlama, söz verme tercihleri ile ilerliyor. YÖK, müzakereci demokrasinin hiçbir yerinde; kanunun/cumhurbaşkanının kararları doğrultusunda eyleme geçip kendi sessizliğini ve sözsüzlüğünü, kamusal olana sirayet ettirmeye çalışıyor âdeta.
Görelim Bakalım Damak Zevkimiz Değişmiş mi?
8 Nisan 2023 Cumartesi
Erdoğan’ın Emine Hanım’a cevabını da ihmal etmek olmaz. Emine Hanım “Araba benim,” derken, Erdoğan “Arabanın kimin olduğu önemli değil, direksiyonda kim var o önemli,” diyor. Bize de yirmi bir yılın özetini bu cümleyle hatırlatmış olsa gerek. Demokrasisi oturmamış, hukuk sistemi siyasallaşmaya müsait, sınıfsal eşitsizliğin giderek derinleştiği bir ülkede, bütün bunlar yeniden tutarlı, herkese eşit olarak uygulanan bir norm haline gelene kadar, yani bugün geldiğimiz noktada direksiyonda kimin olduğu önemliymiş meğer.
Seçime Giderken İttifak Politikaları: Bir Kez Daha Anket Fetişizmi Üzerine
7 Nisan 2023 Cuma
Özellikle yeni tasarımı sayesinde Cumhur İttifakı’na %42 ile %45 arası bir oy aldığında çoğunluğu sağlama imkânı tanıyan seçim yasası nedeniyle, bu kayıpların kritik eşiğin geçilmesine neden olması da ihtimal dahilindedir. Muhalefet kanadında bu tür bir nedenle Cumhur İttifakı’na güç bahşeden ittifak(lar)ın toplumsal muhalefetle bağlarının zayıflaması kaçınılmazdır. Eğer Emek ve Özgürlük İttifakı bu sorunun bir parçası olursa, sorunun kaynağından bağımsız olarak solun, demokrasi mücadelesinin elde ettiği önemli mevzileri kaybederek bir meşruiyet sorununa kadar sürüklenmesi söz konusudur.
Sokak Hayvanlarının Trajedisi
5 Nisan 2023 Çarşamba
Kentler büyük bir hızla değişmeye devam etti ve ediyor. Her yeni kent tasarımı ise insan ve tüketim merkezli yapıldığından eski kent dokusunda olduğu gibi hayvanların buna ayak uydurması mümkün değil. Değişen kentler onların hayatlarını sürdürebilecekleri alanlar olmaktan çıktı. Otomobiller, trafik vs. Tabii kentlerin değişimi eşzamanlı olmuyor, eski kent dokusu kimi yerlerde varlığını sürdürüyor, zaten, daha “iyi niyetli” pet sahipleri kedi ve köpeklerini götürüp oralara terk ediyor.
Liste Tartışması
5 Nisan 2023 Çarşamba
TİP yanlış yapıyor. Ama bunun nedeni sadece “ortak listenin kazandıracak” olması değil; TİP’in olguyu dönüştürmek yerine onu kendi parti çıkarlarının dayanağı kılması, siyasetin alanını daraltanlarla aynı dalga boyunda düşünüyor olması. Doğrusu bu şaşırtıcı. TİP listelerini en az 41 ilde ayırarak aslında HDP’nin (bu seçimlerde Yeşil Sol Parti) Türkiye partisi haline gelme çabasına fiilen ket vuruyor. Yıllardır meşru siyaset zemini daraltılmış toplumsal bir hareketin, demokratik siyasetin meşru ve kurucu unsurlarından biri haline gelme çabasını zora sokuyor.
Kederden Kayıtsızlığa: 21. Yüzyıl Öznesi
3 Nisan 2023 Pazartesi
İnsanların yaşama, olup bitene dair kayıtsızlığı, iktidarın güç için kullandığı haldir. Bu kayıtsızlıkla oynar iktidarlar. Kayıtsızlık, bir üzüntü veya keder değildir. Kayıtsız oluşa dahi kayıtsız kalmaktır. Tüm duygulanım biçimlerinin yitmesidir. Üzüntü ve keder başka bir şeye dönüşebilme kapasitesine sahipken, kayıtsızlık, herhangi bir duygulanımın, dönüşebilme kapasitesinin yok edilmesiyle sonuçlanır. Merak kapasitemizin son bulmasıdır.
Hiç Düşündünüz mü, Kapuçin Maymunları Neden Salatalık Sevmez?
1 Nisan 2023 Cumartesi
Bir yurttaş, bütün büyük şirketlerin de tıpkı kendisi gibi vergi ödediğinden emin olsun ki vergi dairesine her ay tıpış tıpış vergi yatırmaya gidebilsin. Çünkü yasaya göre, şartları taşıyan her yurttaş vergi vermekle yükümlüdür. “Sözleşme özgürlüğü” kapsamında işçi ve işveren eşittir, Medeni Kanun kapsamında kadın ve erkek eşittir ve her işçi ile işverene, her kadın ve erkeğe aynı yasa uygulanır. İlk güç ilişkisinde sağlanan üstünlükler, ekonomik talanlar ve erkeğin ezici baskısı yasalarda yer almaz; aksine üzeri “eşitlik” adı altında, yasa ile örtülür.
Afetin Duygupolitiği: Hüsran ve Etkileri
31 Mart 2023 Cuma
Halbuki iktidar, her şeye rağmen ve her zaman olduğu gibi helallik veya sabır istediğinde halkın kendisini affedeceğini, kendisine yüz çevirmeyeceğini düşündü. Dolayısıyla halk, hüsrana uğratılan kendisiyken, kendisinden bekleneni yerine getirmeyerek iktidarı hüsrana uğratmış oldu. İktidarın çılgına dönmüş tavırlarının, tehditlerinin altındaki sebep budur. Yine bu sebeple bölgeye yardım için gelen insanlardan yapmayı istedikleri/yapmaları gereken şeyi yapmamaları istendi. İktidar gerekli yardımı yapmadığı gibi başkalarının yapmasını da engelledi. Yapılmak istenen yardımlar kendi güçsüzlüğünü ortaya koyduğu için bu durum iktidar için nefret ve intikama dönüştü.
“Başkanlık Harabe”
29 Mart 2023 Çarşamba
Emeklilik bir serap haline geliyor. Şunu söyleyen bir ruh hali ile: Emekli olduğumda, bu sosyalizmdir, benim sosyalizmim; emeklilik kendi kaderini tayin etme özgürlüğü demektir. Sonunda istediğim gibi yaşayabileceğim. Ve Macron’un, benim bu hayalimi, “özgürlüğümün” iki yılını benden çaldığı hissediliyor.
Deprem Felaketinin İçinden Notlar (III): Yaşama Hakkı ve Devlet
28 Mart 2023 Salı
Bu ve benzeri sistem sorunlarının düzelmesi için öncelikle şu bilinmelidir ki “yaşama hakkının” korunması devletin ve onun kurumlarının görevidir. Yapılması gereken bu sistemi oluşturan kurumların tümüyle yeniden inşa edileceği süreçte, yaşamın kutsallığı ilkesinden hareketle insanların “yaşama hakkını” en öne alan bir anlayışı benimsemektir. Çünkü, yaşama hakkının varlık nedeni, insanları doğal olmayan ölümlere karşı koruma ve insanların yaşamlarını sürdürmesini güvence altına almaktır.