Kıyamet Koparken Fidan Dikmek?
27 Şubat 2023 Pazartesi
Depremin üçüncü günü olan 8 Şubat’ta bir sergi üzerine araştırma yazısı yazmaya başladım. Aynı gün bir yakınımın anne babasının cansız bedenleri Kahramanmaraş’ta enkazdan çıkarıldı. Bir sonraki gün defnedildiler; enkaz başında yakınlarının ölüsünü çıkarmak için nöbet tutan on binlere kıyasla şanslıyız, diyerek şükrettiler. Depremin ikinci haftasında bir medya kuruluşunun stüdyosuna podcast çekmeye gittim. Serbest çalışan olduğum için kendimi eve hapsetmem işten bile değil.
İyiliğin ve Kötülüğün Ötesinde: Yardımlaşmanın Ezici Olmayan Koşulları
27 Şubat 2023 Pazartesi
Kolileri düzenlemek, giysileri ve erzakları tasniflemek ya da bebek kıyafetleriyle ilgili tereddüde düşüp birilerine danışmak tanıklık ettiğimiz dehşeti hafifletiyor sanki. Günlerdir uykusuz halde çalışan insanların azmini görmek ya da deprem bölgelerine koşup seferber olan insanların haberlerini almak da iyi geliyor. Bunların yanında gündemimize hiç hesapsız giren başka meseleler de var. Konuşulmaya devam eden önemli tartışmalardan biri sivil toplum üzerine. Bilindiği gibi hızlı biçimde refleks gösterip yardım kampanyalarını organize edenler sivil inisiyatifler oldu.
Duman, Toz ve Asbest
26 Şubat 2023 Pazar
Enkaz kaldırılırken herkesin N95 ya da N97 maskesini kullanmasını sağlamaktır. İnsan olmanın kahramanlığıyla dayanışmaya koşanları korumaktır çizme, kask ve koruyucu gözlükle. Molozları, inşaat atıklarını insandan, kuştan ve yaşayan doğadan uzak yerlerde depolamaktır.
Ya Mustafa Amca'ya Adalet ya Hepimize Felaket!
25 Şubat 2023 Cumartesi
Bu konsorsiyumlara sağlanan garanti ödenekleri ya da diğer ifade ile gelir garantileri ise, her ne kadar «Devletin kasasından hiçbir şey çıkmıyor» dense de, pek tabii ki yurttaşlar olarak bizim cebimizden çıkıyor. İşte Emek de yazısında, 2022 yılı ve 2023 yılı ilk yarısında kamu-özel işbirliği projeleri için verilen gelir garantilerinin bütçede işgal ettikleri yeri gösteriyor.
Ne Gülüyorsunuz?
25 Şubat 2023 Cumartesi
Kamuoyu baskısının eser miktarda, yargı bağımsızlığının ise hiç ortada olmadığı bir ülkenin yöneticileri ise muazzam bir serbestiye sahip olur. Dolayısıyla yukarıdaki ifadeler bir Batı güzellemesinden ziyade o devlet görevlilerini bağlayan kamuoyu baskısı ve yargı bağımsızlığı gibi halatlar ile bunlardan bağımsız serbesti ya da keyfilik arasındaki farktır.
Bir Diktatörlük Savaş olmadan Varolamaz
24 Şubat 2023 Cuma
Sizler sadece kendi özgürlüğünüzü ve insanlık onurunuzu savunmuyorsunuz; bugün tüm insanlığın özgürlüğünü ve insanlık onurunu savunuyorsunuz. Sizler yenilemezsiniz, çünkü savaşın sonucunu tankların ve mermilerin sayısı değil, özgürlüğe olan aşkınızın gücü belirleyecektir.
“Veren El”in Psikopatolojisi
23 Şubat 2023 Perşembe
6 Şubat 2023 tarihinden beri devlet kurumlarının yetersizliği nedeniyle kendilerine uzatılan mikrofonlara depremde enkaz altında kalan kendisini veya ailesini bir akrabasının gelip kendi imkânlarıyla kurtardığını haykıran depremzedeleri duyuyoruz. Profesyonel olmayan ekiplerin enkazdan insan kurtarma çalışmalarına katıldığına şahitlik ediyoruz.
Yağma Kültürü/Kirli İttifaklar/Yeni bir Kent
22 Şubat 2023 Çarşamba
Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi sonrasında çok kişi iyi niyetle ve şaşkınlıkla sordu: Deprem olacağı bilindiği halde bu binalara nasıl izin verildi, hiç mi denetim yapılmadı, göz göre göre nasıl sessiz kalındı? Daha bir yıl önce sel felaketlerinde dere yataklarına kurulan ve ilk selde yıkılabileceğini içinde yaşayanlar da dahil herkesin bildiği binalara ilişkin de sorulmuştu benzeri sorular.
Kötülük, Despotizm ve Depremin Fay Hatları
21 Şubat 2023 Salı
6 Şubat 2023’te on ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli bir depremle büyük bir şok yaşayan Türkiye toplumu, depremle birlikte, iç içe geçmiş birçok olgu, olay, durum ve kavramı bir arada tartışırken en çok da yakın tarihi, depremlerle dolu bir ülkenin niçin ve nasıl tarihten ders çıkaramıyor olduğunu konuştu.
Depremin Şiddeti Değil Depremde Şiddet
19 Şubat 2023 Pazar
Depremin mülteci yoğunluklu bölgelerde vuku bulmasıyla beraber soğukkanlı cinsten bir hıncı da arkasına alarak “harcanabilirlik rasyonalitesi” diğer depremzedeyle mülteci olan arasında da hemen salınmaya başladı. Deprem bölgesini kendi kaderine terk etmiş devletin yer yer açıktan yer yer zımni desteğiyle depremzede bile sayılmayan, bazıları açısından kaydı bile tutulmayan yabancılar “en beter günah keçisi” olarak kodlanmakta.
Yeniden Toplum Olmak
18 Şubat 2023 Cumartesi
Depremin ilk anından itibaren varını yoğunu ortaya koyanların, elinde avucunda olanı depremzedelere gönderenlerin, televizyon başında ya da sosyal medyada olanları an be an takip ederek kalbi ülkesindeki insanlarla atanların çoğunlukta olduğunu gördük. Büyük bir dayanışmanın ortaya çıktığına, pek çok insanın yan yana geldiğine tanık olduk.
Afet Yasası, İnşaat Sektörü ve Depreme Hazırlık
16 Şubat 2023 Perşembe
Gerçekten de iki büyük depremin bu kadar kısa aralıklarla art arda gerçeklemesi nadir bir durum; fakat yirmi dört yıldır Türkiye’nin bir “deprem ülkesi” olduğu neredeyse herkes tarafından kabul ediliyor. Üstelik yer bilimciler, Maraş bölgesinde büyük bir deprem gerçekleşebileceğini uzun süredir tekrarlıyor.
Deprem Felaketi ve Mültecilerle Dayanışma Sorumluluğu
14 Şubat 2023 Salı
Böylesi çapta bir deprem felaketinin ve bu denli bir kolektif travmanın eşiğinde mültecilere yönelik sistematik nefret dalgasını gündemde tutmak, toplumun en dezavantajlı kesimlerinin eşit ve insanca yaşama hakkını savunmak neden bu kadar elzem, kısaca anlatmaya çalışacağım.
Depremle Gelip Depremle Gitmek
9 Şubat 2023 Perşembe
Türkiye’nin en uzun sürmüş iktidarı, 1999 Deprem felaketi ardından iktidara gelmişti, çünkü deprem, eski siyasi yapıyı, deprem enkazına havale ettiydi. Elbette AKP’nin iktidara gelişinde tek etken bu değildi. Ama felaket esnasında çaresizlik içerisinde kaldığında, güçlü bildiği devleti yanında göremeyen toplumun, tepkisini seçimlerde dile getirmesinde bunun büyük rolü oldu.
Yanıklar Evimiz, Anlatılan Hikâyemiz: Kurak Günler
6 Şubat 2023 Pazartesi
Bir hayvan ölüsünü şehvetle sokaklarda sürükleyen, zevkten dört köşe çılgın kalabalıkları izlerken, vahşetin bu denli olağanlaştırılması karşısında dehşete kapılmadan durabilen, bu kalabalıkların, domuz avından insan avına geçebilme ihtimalinin o ince, ipince, belli belirsiz sınırının farkında olmayan kaç kişiyiz?
TBMM Tutanaklarında Bilinmeyen Bir Dil: Kürtçe
3 Şubat 2023 Cuma
Seçim döneminin çalışmaları ve kaosu başladı. Bir yandan ekonomi, bir yandan Altılı Masa adayı gündemi meşgul eden öncelikli sorunlardan. Bu noktada Kürtlerin oyları her iki taraf için de oldukça cazip fakat yürütülen süreç saman altından talepkar olsa da su yüzünde bir o kadar dillendirilmemeye özen gösteriliyor. Kürtlerden oy bekleyen bu partilerin Kürt realitesi ve Kürt dili üzerinde ne kadar samimi olduğu yine Meclis üzerinden ekranlara yansıdı.
Şerafettin Atalay'ı Anarken
1 Şubat 2023 Çarşamba
Genel geçer doğruların değil “eylemli tercihlerin” insanı olduğunu okuruz eleştirel satırlarda bile…Ayrımlarımızı değil müştereklerimizi vurgulayan herkese açıktır hem kapısı hem de ilişkileri, olanakları. Bağımsızlığı, demokrasiyi, sosyalizmi anlatan herkes ama herkes arkadaşlarının ve onun en güçlü dayanışması ile sarılır sarmalanır.
İzmir’de İktisat, Cihanda İktisat
1 Şubat 2023 Çarşamba
Hem Türkiye’de hem de dünyada bugünün karmaşık ve kapsamlı sorunlarını yaratmış olan ve son otuz-kırk yıla damgasını vuran siyasal-iktisadi paradigmanın değiştirilip dönüştürülmesini talep etmek, doğal ve insani bir tepki olarak beliriyor. Eğer yukarıda özetlediğim gözlemlerim ve saptamalarım fazla naif değilse, Türkiye’de farklı toplum kesimlerinin sosyal-demokratik sayılabilecek bir ekonomik model dönüşümünden yana olduklarını ileri sürmek mümkün görünüyor.
Beklentisizliğin İmkânı Olarak Umut
30 Ocak 2023 Pazartesi
Sıradan hayat diğer insanların ölçütlerine göre yaşamaktır ve onu terk etmek bundan kurtulma imkânına işaret eder. Bu tıpkı Fisher’ın tekinsizin dinginliği ile ifade ettiği halihazırdaki bağlardan kurtulmaya benzer. Tatian’a göre iyi hayatı deneyimlemek için sıradan hayatı terk etmek, bir kopuş yaşamayı, belirsizliğin içine girmeyi beraberinde getirir. Bu da tıpkı henüz bilinmeyen ve anlamlandırılmayana ilişkin ufku sezmek gibidir.
Kalender Bir Muhalefet: Erdoğan’a İzin Kılıçdaroğlu’dan Çıktı
28 Ocak 2023 Cumartesi
Söz konusu iktidara, somut durumda da Erdoğan’a karşı olan, onun iktidarında yaşamak yerine başka türlü bir yönetim hayal eden ya da tasarlayan her siyasi parti de, yurttaşların bir kısmını kapsayan bir seçmen kitlesine aracılık ediyorsa, anayasa tarafından verilen bu hakkı yurttaş lehine kullanmak ve anayasaya aykırılığı sürekli ve yüksek sesle dile getirmek zorundadır.
Çok Kutupluluk, Otoriterliğin Mantrası
24 Ocak 2023 Salı
Sol, “çok kutuplu” rejimlerin (Rusya'da, Çin'de ve hatta bazı solculara göre İran'da) hayatta kalmasını destekleme “görevini” üstlendiğinde, bu rejimler tarafından soykırımdan kurtulmak için mücadele eden insanları destekleme konusundaki gerçek görevinde başarısız olur. Onların gözünde, ABD'nin bu tür mücadelelere verdiği maddi ya da askerî destekten elde edebileceği herhangi bir fayda, aksi takdirde soykırımla karşı karşıya kalacak olan insanların hayatta kalmasının sağlayacağı faydadan çok daha ağır basar.
Geçmişe ve Topluma Mesafenin İnsanı: Ahmet Hamdi Tanpınar
22 Ocak 2023 Pazar
Dayanışmacı bir korporatist olması bir yana onun özellikle geçmişe bakarken maddeyi görme, onunla hesaplaşma yerine -ki mazi ile hesaplaşma niyetini çeşitle yerlerde ifade eder- onu sadece ruhundan yakalama girişimlerinin kökeninde Bergson düşüncesinden etkilenmesinin yattığı söylenebilir. Ancak Cumhuriyet’in kurucu ideolojisine yön verenlerin genellikle Auguste Comte takipçileri olduğu düşünülürse Bergson ruhiyatçılarının görece sessizliği daha iyi anlaşılabilir.
"İnsanlığın Hikâyesi Değişmek Zorunda ve Onu Biz Değiştireceğiz"
19 Ocak 2023 Perşembe
İnsanlığın hikâyesi değişmek zorunda ve onu biz değiştireceğiz. Çünkü Hrant’a bir söz verdik. Önce dayanışarak ve yan yana durarak, sonra da çoğunluğa seslenerek değiştireceğiz. Ona “sen bizsiz değil bizimle birlikte mutlusun” diyerek. Biz sana nefret duyan ötekin değil, seni çoğaltan zenginliğiz. Nefretin sadece bizi değil, seni de bitiriyor. Güçlünün zayıfı ezdiği, insan onurunun ayaklar altına alındığı, sömürü ve ayrımcılığa dayalı bu sistemi biz kurmadık ama onu hep birlikte alaşağı edebiliriz.
Bolsonaro’dan sonra Bolsonarismo: Brezilya’da Otoriter Popülizmin Araçları
20 Ocak 2023 Cuma
Brezilya ve ABD örneğinde, “kültürel Marksizm” olarak bilinen aşırı sağcı komplo teorisi, Bolsonaro’nun ve Trump’ın hem muhaliflere hem de kurumlara saldırmasının yeni bir aracı haline geldi. Kültürel Marksizm, 1990’lardan bu yana, ABD’de solcuları ulus, aile, ahlâk ve Hıristiyanlık gibi geleneksel değerlerin karşısında konumlandırmak için kullanılan bir komplo teorisi. Latin Amerika’da ise 2000’lerden itibaren art arda iktidara gelen solcu liderler, ana akım medya organları ve sosyal medya platformlarında komplocu nefret söylemleriyle karşı karşıya kaldılar.