Bireysel Tercih mi Kamu Sağlığı mı? Türkiye’de Aşının Hikâyesi
16 Ağustos 2021 Pazartesi
Aşı karşıtlarının bu yüzden belki de en çok yanıldığı mesele burada, aşının salt bireysel bir tercih meselesi olarak görülmesi, bulaşıcı salgın koşullarının göz ardı edilmesi, aşının salt “kendi” ile ilgili bir mesele olduğuna dair yanılgı. Halbuki eğer aşılı olanların bulaştırıcı olma ihtimalinin azaldığı tıbbi verilerle destekleniyorsa -ki destekleniyor-, o halde konuştuğumuz şey bireysel bir tercih değil, bir halk sağlığı, kamu sağlığı tartışmasıdır.
Nusret ve Deleuze
15 Ağustos 2021 Pazar
Her geçen gün yok olmakta olan ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez bir dünyada, muazzam bir keyifle dün mahrum bırakıldığı her şeye bugün fazlasıyla sahip olan bir Nusret olmak varken, koca bir ömrünü kitap başında, bir apartman dairesinde, bolca acı çekerek geçirip, bir sonbahar günü intihar eden Deleuze olmayı seçmek, eğer “mantığın” altında hisler var ise, sahiden de “mantıklı” mıdır?
Kimsesiz Göçmen Mezarlıkları ve Heterotopya
13 Ağustos 2021 Cuma
Bireyin yakınlarının olduğu yer olarak mezarlıklar sabit bir mekân olmanın ötesinde bir duygu mekânı olarak tanımlanabilir. Modern dünyada mezar yerleri heterotopik mekânlara dönüşmüş, geçmiş değerini yitirmiştir. Mülteci krizi sağlık, ekonomi gibi birçok açıdan tanımlanabilir. Ancak mezarlık mekânı üzerinden bir tanımlama mülteci sorununa dair farklı bir bakış açısı sunabilir.
Demokratik Bir Anayasa İçin “Yol İnşası” ve Radikal Demokrasi
11 Ağustos 2021 Çarşamba
CHS tartışmalarını bir hükümet sistemi (başkanlık sistemi, parlamenter sistem) tartışmaları olmaktan çok, bir yandan artan otoriterleşmeye bir tepki diğer yandan da AKP sonrasını düşünme faaliyeti haline getirmektedir. Muhalefetin anayasa taslaklarının, birer CHS eleştirileri ve parlamenter sisteme dönüş tasarıları olarak sunulması da “otoriterleşme, AKP iktidarının geleceği ve anayasa tartışmaları”nın toplumsal tahayyülde harman edildiği, bir araya getirildiğini göstermektedir.
Hipernesne Olarak Deniz Salyası
9 Ağustos 2021 Pazartesi
En büyük hipernesne olarak küresel ısınma ve onun türlü görünümleri olan diğer nesneler yokmuş gibi davranmak çare değildir. Böyle bir girişim tersine sorunu daha da katmanlı ve döngüsel hale getirir. Örneğin dünyayı sayısız defa yok edecek radyoaktif unsurları dünya dışına çıkarmak olanaklı değildir. İnsan dünyasından uzaklaştırılan artıklar her koşulda yeryüzünde bir yerlere terk edilir.
Ne Getireceği Belli Olmayan Güzel Yarınlara
8 Ağustos 2021 Pazar
Haliyle “insan” vardır, insan olarak “varlığını” sürdürebilmek için, geçtim “insanca” yaşamayı, sadece yaşamak için, “çıplak hayat” için bile on iki ila yirmi iki gün arası yürüyenler var. Ev, iş, kıyafet, okul vesaire beğeneceklerine zulümden zulüm beğenmek zorunda kalanlar, savaştan kaçıp, ayrımcılığa, lince, haksızlıklara, nefret söylemlerine tutulanlar var.
Yönetemeyen İktidarın “Mağduriyeti”
6 Ağustos 2021 Cuma
Günümüzde yaşananları da bir siyasetsizlik veya bir siyasal iktidarsızlık sorununun yansımaları olarak okuyabiliriz. Diğer bir ifadeyle kendisini her koşulda muktedir göstermeye çalışan iktidarın pratikte yönetme kabiliyetinden yoksun olması ve topluma sunabileceği bir projesinin olmaması belirttiğimiz iktidarsızlık durumuna işaret eder. Meydana gelen sel baskınlarında, devlet halka IBAN numarası vererek yardım talebinde bulunabiliyor. “Halkımız cömerttir” denilerek devlete yardım eli uzatılması isteniyor.
Avrupa Yeşil Mutabakatı Proje Hibe Çağrısında Orman Yangınları
5 Ağustos 2021 Perşembe
Orman yangınları, yıllık toplam küresel sera gazı emisyonlarının %20'sine varan oranlarda iklim değişikliğine ilk katkıda bulunanlar arasındadır. Ayrıca, yanan geniş yüzeyler artık çok fazla CO2 ememez ve bu da karbon yutaklarının iklim değişikliğini azaltma potansiyelini azaltır. Aşırı orman yangınları artık daha yüksek irtifalarda ve enlemlerde daha sık görülüyor ve buz/kar üzerine artan siyah karbon düşüşü ve alttaki permafrost tabakasının erimesiyle iklim değişikliğini hızlandırmaya daha fazla katkıda bulunuyor.
Evet, Konya’da Kürtler Var...
4 Ağustos 2021 Çarşamba
Osmanlı İmparatorluğu’ndan devralınan ve her iktidar döneminde derinleştirilerek devam ettirilen Kürtlerin kolektif kimlik hak taleplerine dayanan “Kürt Sorunu” giderek daha vahim bir duruma doğru evrilmektedir. Saldırıyı gerçekleştiren katillerin cesaret bulduğu toplumsal ve siyasal yapı, uzun süredir devam eden bir sistemin sonucudur. Konya’da yaşanan katliamın ortaya çıkmasına zemin hazırlayan, etnik kimlikleri dışlayan ve ayrımcılığı her alanda yaygınlaştıran “yapı” ve onun ürettiği cezasızlık politikasıdır.
Türkiye’nin Göç Politikaları: Mevcut Durum ve Gelecek
3 Ağustos 2021 Salı
Yabancı düşmanlığının, mülteci karşıtlığının toplumda daha da yükselmeye başladığı, popülist politikacıların bunu siyaseten kullandığı bu dönemde, evrensel insan haklarını temel alacak, yerelden doğru bilgiyi toplayacak, topluma doğrudan seslenecek, topluma sesini duyuracak, bu konuda duyarlı mevcut iletişim kanallarını daha aktif kullanacak bir sivil bir anlayış gerekliliği ortada.
Siyaseti Olan Sanat ile Direnmek
31 Temmuz 2021 Cumartesi
Şu an ülkemizde, sanatın toplumsal mücadele kapasitesini dikkate aldığımızda, maalesef, eleştirel bilinç ile kuşanmış “özerk sanat”tan, siyaseti olan sanattan bahsedebilmemiz zorlaşıyor. Sanatın bu durumu, Herbert Marcuse'nin de savunduğu şekliyle, toplumun tümüne sirayet etmiş, politik ve ahlâki toplumsal muhalefet yapamamakla, muhalif durulması gereken hususları dahi adlandıramamakla bizzat ilişkili.
Kanunları Paketlemek: Hızlı ve Pratik Yargı
26 Temmuz 2021 Pazartesi
Yasalar, meşruluk zemininde tartışılmadığında geriye pozitivizm güzellemesi kalır ki bu faşizan yönetimlerin en sevdiğidir. Meşru temeli olmayan yasaların uygulanabilmesi denetimsiz, sınırsız ve ölçüsüz şiddet gücü gerektirir. Mevcut toplumsal düzenin ihtiyaçlarından ziyade mevcut iktidar güçlerinin ihtiyaçlarına hizmet eden yasaların içeriklerinden bağımsız olarak meşruiyet sorunu her zaman vardır.
Dostluk ve Üretim
19 Temmuz 2021 Pazartesi
Aslında büyüme zorunluluğunu ortadan kaldırdığımızda yeni zenginlik kendiliğinden devreye girecek gibidir. Çünkü hayatta kalmak için rekabetçi sömürü sürecine boyun eğen zihin kendisine kapitalist büyüme zorlantısını dayanak gösteriyordu. Bu zorlantı boşa çıkartıldığında maddi birikim büyümese de, zamanın ve keyif anlarının büyüdüğü fark edilecektir.
Yeni Sağ Hükümet Politikaları ve Küresel Feminizm Çağrısı
15 Temmuz 2021 Perşembe
Hayatların değersizleştirilip fıtrata bağlandığı o yerde, hayır diyebilme kabiliyetlerimizle, feminist bir yaşamda birlikte yaşayabilme umudunu yeşertmeliyiz. Dünyayla, her türle ve canlı-cansız her varlıkla akraba olmanın büyüsüne kapılıp, kutsallaştırılmaya çalışılan aileyi sıkıştığı yerden de böylece çekip alabiliriz. Pandemide de gördük ki dünyanın bambaşka yerlerinde adını hiç bilmediklerimizle ortaklaşa bir mücadele vermek zorundayız. Feminist mücadelemiz de tam bu noktada bugün.
Biz Olmadan Asla: Ekranda Azınlıkların Temsiliyeti
12 Temmuz 2021 Pazartesi
Kendi kimliğini ekranda görememek önemsiz, değersiz, yok hükmünde olduğunu hissettirir insana. Bu kimliklerin her daim negatif veya bir karikatür gibi tasvir edilmesiyse daha derinden acıtır. Televizyonu her açtığınızda kendinizi kötü adam rolünde gördüğünüzü düşünün. Her dizinin şerefsizi siz olsanız? Konuşmanız, davranışlarınız hep bir şaka unsuru olsa? Üstelik şakalar da komik olmasa? Peki sizi canlandıranlar sizle alakası olmayan insanlar olsa? Ne hissedersiniz?
Peker’in "Hakikat" Performansı Toplumsal Dönüşümü Tetikleyebilir mi?
10 Temmuz 2021 Cumartesi
Peker’in açıklamalarında baskın olan bu noktalar üzerinden düşünürsek, bu tür ifşaat performanslarına vereceğimiz tepkide bu tür söylemleri tersyüz etmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ve bence yapılacakların en başında Türkiye’de mağdur yakınlarının, insan hakları örgütlerinin ya da muhalif gazeteci veya siyasetçilerin usanmadan yıllardır dile getirdiği suçların bir failin kamusal onayına ihtiyaç duyulmadan soruşturulmasını sağlamak geliyor.
Kıbrıs’ta Kapalı Maraş Açılımı
8 Temmuz 2021 Perşembe
Olası uluslararası yaptırımlar veya benzeri tutumlar Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına ağır bir yük bindirebilir. Bu, bir anlamda 1974 yılında yaşanan ambargoları hatırlatıyor. Konuyu takip edenler bilir, 1974 yılında afyon üretimi konusunda Türkiye’nin maruz kaldığı ambargolar ile Kıbrıs’a yapılan müdahalenin tarihleri denk gelmiş, yıllarca afyon konusunda yapılan ambargolar halkın dilinde Kıbrıs çıkarmasının bir sonucu olarak anlaşılmıştı.
Dostluk ve Umut
6 Temmuz 2021 Salı
Umut, dostların varlığını geleceğe de bağlama girişimidir. Bu sayede sonsuzluğa uzanmış olurlar. Bu nedenle dostluk, daima bağ kurma, ilmik atma girişimidir. Dostlar, kötümserliğin hükümranlığına teslim olmamak için bunu yaparlar. Umuda uzanmadıklarında kötülük teslim alır dostları. Varlığın serpilip gelişmesine neden olması kadar dostlar da birbirinin gelecek veya varlık umududur.
Özgür Üniversite Mümkün mü?
3 Temmuz 2021 Cumartesi
“Özgür üniversite mümkün mü?” sorusunu, “ancak toplum özgür olduğunda” şeklinde cevaplamak, fikrimce isabetli olacaktır. Üniversitelerin özgürlükleri/özerklikleri, toplumların üzerindeki baskının şiddeti ile doğru orantılıdır. Dolayısı ile burada yanıt aranan mesele, toplumsal özgürlük mücadelelerinde, devlet ideolojisi ile güdümlü kurumsal yapıların ne derece sorgulanacağıdır.
Gerekli Görülen Bütün Kişisel Veriler...
1 Temmuz 2021 Perşembe
Sadece, temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir alanı düzenlediği için değil, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu orada duruyorken ve Anayasa’da açıkça, kanunun düzenlediği konularda CBK çıkarılamayacağı söylenmişken, “gerekli gördüğü takdirde” kapısını açmak, Anayasa’yı işlevsizleştirmektir öte yandan. Belki de artık Anayasa Hükmünde Kararname’den de öte, Anayasa-üstü yeni bir blok olarak cumhurbaşkanının gerek görmesi hattı örülüyordur.
“Aklını Yitirmiş” Bir Kuşağın Meydan Okuyuşu: Halksız Demokrasiye Doğru
30 Haziran 2021 Çarşamba
Demokrasi, büyük oranda özel çıkara dayalı otoriter, şahsileşmiş iktidarlara karşı yürütülen mücadelelerle şekillendi. Bu anlamda günümüzde halkın genel çıkarını dikkate almayan “süper çocuklar”ın seçimine indirgenmiş seçimlere katılımın halkın çoğunluğu tarafından reddedilmesi, aynı mantık gereği son derece demokratik bir jest olarak değerlendirilebilir. Çok da derin düşüncelere dalmaya gerek yok. Cumhuriyet Fransa’da artık halkın halk için halk tarafından egemenliği değildir.
Hannah Arendt’in İzinde (II): Zamanı Adlandırmak ve Kayıtsızlık Sorunu
27 Haziran 2021 Pazar
Genel olarak insanlar kendilerini ideolojik ve eylemsel olarak iktidardan ve iktidarın uzantılarından ayırdıkları ölçüde hem iktidarın kötülüklerine karşı vicdani bir rahatlık hissederler hem de değişim için kamusal alanda görünüp seslerini duyururlar. Ancak kayıtsızlık hali ile sarmalanmış gruplar ve bireyler, muhalif bile olsalar yeni yönetim aygıtının gizli ortakları olarak iş görürler. Böyle bir durumda farklı gruplar arasındaki fark, sadece duruma verilen nihilist tepkinin içeriğindedir.
Hannah Arendt’in İzinde (I): Zamanı Adlandırmak ve Kayıtsızlık Sorunu
24 Haziran 2021 Perşembe
Kayıtsızlık durumu ve tavrı, tam da yaşanılan deneyimlerin gizli ve inatçı bir ideoloji haline gelmesinin örneğidir. Onun dışardan gelen ve yine onu kuracak olan bir söyleme veya anlamlandırma çabasına ihtiyacı yoktur. Bu haliyle kayıtsızlık nesnel ve öznel dünyayı bütün görünümleri ile olumsuzlayan ve her türlü dilsel ve iletişimsel eğilimi boşa çıkaran bir ideoloji, eğilim, davranış ve tavır bütünüdür.
“Modernlikle olan uyuşmazlığı İslâmcılık yaratmadı”
20 Haziran 2021 Pazar
Görünen o ki biz modernliği hâlâ Batılaşma düzeyinde anlamayı aşamamışız. Unutmamak lazım ki modernlikle olan uyuşmazlığı İslâmcılık yaratmadı, eğer o yaratsaydı böyle düşünebilir, bu yüzden de bittiğine dair ilanlar verebilirdik. Ama bu bilindiği gibi İslâm’la modernlik arasındaki akidevi uyuşmazlıktan doğan bir meseledir; İslâmcılık bunun neticesidir. Kökendeki sebepler üzerinde esas konuşulmalıdır diye düşünüyorum.