“Modernlikle olan uyuşmazlığı İslâmcılık yaratmadı”
20 Haziran 2021 Pazar
Görünen o ki biz modernliği hâlâ Batılaşma düzeyinde anlamayı aşamamışız. Unutmamak lazım ki modernlikle olan uyuşmazlığı İslâmcılık yaratmadı, eğer o yaratsaydı böyle düşünebilir, bu yüzden de bittiğine dair ilanlar verebilirdik. Ama bu bilindiği gibi İslâm’la modernlik arasındaki akidevi uyuşmazlıktan doğan bir meseledir; İslâmcılık bunun neticesidir. Kökendeki sebepler üzerinde esas konuşulmalıdır diye düşünüyorum.
Yankı Odaları ve Troller
17 Haziran 2021 Perşembe
Troller, kendi bildiğine bağnazca inanan, kendi sesini sürekli yankılayanla, her duyduğunu yapıbozuma bırakan sinik zihnin yarattığı hakikat-sonrası kuşku sahasına karışırlar. Hakikati kendisine hatırlatırken bir yandan da bildiğine şüpheyle yaklaşan medya alıcısının ruhsal dalgalanmalarını fırsata çevirirler. Bu karmaşa arasında kalan yeni medyanın özne/nesnesi gün içerisinde değişen mevsimler gibi kanaatlerini değiştirir; hakikat ile yalanın ayrımına dair en temel soruyu cevapsız bırakır.
Pirus Zaferi: Necip Fazıl Kısakürek, Popülizm ve Yeni Türkiye’nin İnşası
14 Haziran 2021 Pazartesi
En son nevzuhur eden şekliyle İslâmcılık, Türklüğün teşrikimesaisiyle Türkiye’deki yüz elli yıllık siyasal mücadelenin Kemalizm’in yanında yeni bir hegemonyanın kurulmasına nihayet kaynaklık etmiştir. Ancak bu inşa, 1960’lardan itibaren yükselişe geçen ve düzen karşıtı nitelikler serdeden İslâmcı siyasal akımların muhalefetten düşerek sistemle bütünleşmelerine yol açmıştır. Dolayısıyla Türkiye’deki İslâmcı geleneğin merkeze taşınması süreci, Cihan Tuğal’ın tabiriyle bir tür pasif devrimdir.
“EURO 2020, Liverpool ve İngiltere”
11 Haziran 2021 Cuma
Futbol sevgimi ve bilhassa derinlere kök salmış Liverpool (LFC) tutkumu uzun yıllar boyunca gizlemek zorunda kaldım. Doktora tezimi Kenny Dalglish'e adamak istediğimde bundan alıkonulmuştum. Son yirmi yılda futbolun dile getirilme ve yazılma biçimlerinde göze çarpan bir değişikliğin tezahür ettiğini düşünüyorum ve bu da beni bir hayli mutlu ediyor.
Tersten Bir Teknoloji Fantezisi
10 Haziran 2021 Perşembe
Modern olanın şu an için, en son, en yeni çıkmış olma duygusu yaratması kaçınılmaz ama eski olanın fonksiyonel artılarını yok saymayı gerektirmiyor. Zira bir şeyin yararlı olması ancak süreç içerisinde belirginleşiyor, en son çıkmış en popüler olmasıyla değil. Ama yine de zaman denen boyutta sabit bir konumlanmamız yoktur ifadesini çok felsefi buluyorsanız çok da haksız sayılmazsınız.
Dostluk ve Politika
8 Haziran 2021 Salı
Dostluğa dayanmayan politika eylem yapar görünürken, çoğu zaman çalışma ve iş çıkarırlar ortaya. Dostların gündemi ise daima eyleme geçme üzerinedir. Eylem, dostlar veya dostlar topluluğunun politikasıdır. Aynılığa katlanamayanlar, eyleme geçmek için kendilerine dost ararlar. Bu nedenle dostluğu iş (zorunluluklar) değil, olay çıkarır. Dostluklar olay esnasında ortaya çıkar ve eyleme geçer.
Canım Sıkılıyor, Sıkılsın!
6 Haziran 2021 Pazar
Can sıkıntısı, kaçınılması gereken, yıkıcı bir şey değildir. Akkoç’un da anlattığı gibi, “can sıkıntısı yetinmemektir, kalıplara dar gelmek, sunulmuş olana sığamamaktır”. Daha iyiye ve daha güzele ulaşılabileceğine duyulan heyecan ve inançtır. Can sıkıntısını kabullenip onun içine girmek ise, kişinin varabileceği potansiyelini daha fazla oyalamamayı seçmektir.
İmtiyaz, İlişkiler ve Kadın Dostluğu
5 Haziran 2021 Cumartesi
Nergis, içinde kimsenin kimseye sıcaklıkla yaklaşmadığı; annesinin mutsuz, babasının ilgisiz, dedesiyle anneannesinin öfkeli olduğu ve her nasılsa faturayı yine kendisine çıkardıkları bir ailede, bir tek Gülizar Hanım’dan yakınlık görerek büyüyor. Yani sıcaklık göstermeyi, yakınlık kurmayı büyük ölçüde öğrenemiyor. Kitabın ilk sahnesinde mesela, Oya Nergis’le “nasılsın canım” diye konuştuğunda bile Nergis, “Allah Allah bana niye ‘canım’ dedi” diye şaşırıyor.
Bir Diktatörün Cenazesi
3 Haziran 2021 Perşembe
Halihazırda kendine yabancılaşmış, buyruklarla kendilerini idame ettirmeyi kabullenmiş olanlardan mütevellit (kabul etmeyenleri canlı bir beden olarak o toplulukta görebilmek zaten imkânsızdı) halkın yüzünde, sorumsuzluk/huzur/yas üçlüsünün bulamacı ve biraz da yeni yürümeye başlayan bir bebeğin sevinci var sanki. “Babası” ile çatışmaktan kaçınmış hınzır çocukların, “anaları” komünizmin kanatları altında, başka bir “baba” bekleyişleri de okunuyor bu yüzlerden.
Modern Zaman Röntgenciliği: Reality Şovlar, Sosyal Medya ve Diğerleri
1 Haziran 2021 Salı
Modern röntgenciliğe aracılık eden işletmeler müşterilerinin gözetleme ihtiyacının iki boyutuna birden hitap ediyorlar: otantik (gerçek) olanı görme isteği ve ihlal etme (başkalarının mahremini görme) isteği. Bu istekleri karşılarken de ahlâki kaygıları gidermek için ara çözümler üretiyorlar: reality şovlara katılanlar yaşamlarını kendi rızalarıyla seyre açıyorlar, gecekondu turizminde gezilen mahalle ve evlerden izin alınıyor ve elbette yaşamlarını gözler önüne seren influencer’lar bunu bilip isteyerek yapıyorlar.
Doğa, Romantizm, Mistisizm ve Nihilizm
30 Mayıs 2021 Pazar
Doğanın bizim için bilinmeyenleri var ve her zaman olacak. Bunlara kişisel dehası ve yeteneği ile sonlu olan tek bir insanın tek başına vâkıf olabileceği düşüncesi, belirli özel insanların bu bilinmeyenleri âdeta o gizli dili konuşarak algılabilme yeteneğine sahip olabileceği görüşü insan odaklı ve hatalıdır. Doğanın keşfedilen gizlerin kati surette güzel, iyi ve doğru olduğunu söylemek gerçekçi değil, kurgusal bir yaklaşımdır.
Sakıncalı Yurttaşlık
27 Mayıs 2021 Perşembe
Güvenlik ve arşiv soruşturmasını sınırları, kapsamı belirsiz şekilde yasalaştırma çabaları yıllarca Anayasa Mahkemesi’nin denetimine takıldı. Ancak meselenin güvenlik soruşturmalarının yapılmasının temel hak alanlarında yarattığı tahribat üzerinden değil de yasal dayanağının olup olmaması üzerinden tartışılması yapılan kanuni düzenlemeler ile bu tartışmaların da bertaraf edilmesini kolaylaştırdı.
Omerta-Beka-Racon
25 Mayıs 2021 Salı
Omerta yasasına uyan, devlete karşı susar. Susmak sokağın efendilerine kendi raconunu, erkânını uygulayabilmeleri için bir alan açar. Unutmamak gerekiyor ki omerta yasası sessiz kalmak değil, âlemin kendi kurallarının işlemesi için susmak, biriktirmek için susmaktır; suçun üzerindeki ortaklaşa suskunluktur. Susmak, sokağın efendilerinin, “kabadayılığın”, “organize suç liderliğinin”, “reisliğin”, “baba(yiğit)lığın mütemmim cüzüdür.
Bazı Ayrılıklar, Yaslar ve Ölüm Terbiyesi
23 Mayıs 2021 Pazar
Evet pandemi ve uygulanmasının zaruri olduğu tedbirler makul aklın itiraz edemeyeceği gerçeklerken, ölüm kültürünün ve cenaze törenlerinin biz sıradan insanların ellerinden alınıp, ayrıcalıklı kişilere hak görüldüğü olaylarla toplumsal acı hatıralarımıza yeni yaralarla işleniyor. Yakınlarımızın, sadece birer rakam olarak haber değeri gören insanların yüzlerle, binlerle ifade edilen ölümlerine tanık oluyoruz.
Bizim Burada Kurulu Düzenimiz Var
22 Mayıs 2021 Cumartesi
Kabul etmek lazım ki hem Türkiye’nin yönetim biçiminden memnun olup hem de Türkiye’de yaşamanın bedelini ödemeyen ve yaşam standardı görece yüksek olan bu kitlenin milliyetçiliği epey iğreti. Fakat bu kitleyi Türkiye kamuoyunda sokak röportajları seviyesinde gündem olan karikatürleştirilmiş “Almancı” stereotipleri üzerinden değerlendirmek de çok kestirme bir bakış.
“Dört Adalet: Su, Ekmek, Söz, Kimlik”
21 Mayıs 2021 Cuma
Şimdi asıl olan ekoloji mücadelesinde, emek mücadelesinde, demokrasi, haklar ve özgürlükler mücadelesinde ortak yürüyüşü gerçekleştirmek. Bizim kuruluş döneminden beri dile getirdiğimiz dört adalet mücadelesinde sadece HDP ile değil, mümkün olan en geniş kesimlerle bir arada yürümek istiyoruz. Buna tüm ekoloji ve iklim mücadelesi unsurları ve kurulmaya çalışılan yeni parti de dahil.
Nasıl Bir Mücadele?
20 Mayıs 2021 Perşembe
Hız ve dolayısıyla israfın bu denli egemen olduğu dünya düzeninde gerek üretim araçlarının düzenlenmesinde gerekse toplum yapısının değişmesinde acele etmenin payı oldukça fazla. Ekolojist, aynı zamanda insan, işçi hakları ve emek ile sermaye arasındaki adaletsizliğe karşı yeşil sol hareketin benimsemesi gereken bir diğer önemli ilke ise yavaşlama ve büyümeme politikası olmalıdır.
Kıvılcımlı’nın Din Okumaları Üzerine
19 Mayıs 2021 Çarşamba
Kıvılcımlı’da İslâm, ideolojik/politik bir patika olmaktan öte gündelik hayat pratiğinin olağan akışıdır. Zira dine ilişkin bariz bir etkiyi üzerinde taşımasa Kıvılcımlı neden din alanına ilişkin metinler kaleme alsın? Nitekim eyleyiciler içerisinde konumlandıkları kolektif tarihin mahsulleridirler. Bu paralellikte algılama, yordama ve kategorileştirme parametreleri toplumsallıklarından müstenittir.
Türkiye Demokrasisinde Yanlış Olan Ne?
18 Mayıs 2021 Salı
Her ne kadar hükümetin yoğun karalama kampanyalarıyla kafaları karıştırılmış, gözleri boyanmış olsa da “yandaş” denilenler de bu ülkenin “vatandaşları” ve hükümetin güç ve yetki akışını tersine çevirme çabalarını tersine çevirmenin tek yolu, yani Türkiye'nin mustarip olduğu güç reflüsünün tek ilacı, hükümetin bu çabalarıyla özgür iradelerine ipotek koymaya çalıştığı vatandaşlar ile “inadına” iletişim kurmak.
Eleştirmenin Hatalı Portreleri: Düşünür, Yargıç, Polemikçi ve Tepkili
16 Mayıs 2021 Pazar
Tepkilerle eleştirmenin bir başka görünümü ise eleştiriye konu nesneyi kişileştirmektir. Bireyle bağdaşık bir ortamın, bağlamın bilgisinden soyutlayarak yapıtın inşa zeminini bir biyografinin serimlenmesine indirgemektir. Eser bu durumda dolaysız ifşaatlar gibi tanımlanır. Eser, yaratıcının gölgesi altında kalır, şahsileşir, kısıtlı bir üretime dönüşür. Hınç ve tepkiyle işe koyulan eleştirmen tiplemesi kişisel zaaflar ve yaşam öyküsülerine dair bazı dipnotların altını kalın çizer.
Köprü Başında Zamanı Beklerken ya da Mostari’de Babanın Evinde Gibi Yaşamak
15 Mayıs 2021 Cumartesi
Vassaf, sadece bir ânı kaydetmemiş elbette. Çoğu zaman lirik bir dille sunmuş gözlemlerini. Sadece toprak üstünü değil, toprak altını da görüp aktarmış bizlere. Sonra geçmişe dönmüş zaman zaman. Gelmeden buraya dair okudukları, tespitleri, izledikleri, dinledikleri… ne varsa usul usul anlatmış. Yani bir merakı gidermenin ötesinde okuyana öğrendiği hissini de vermiş, veriyor, verecek Mostari ile.
Doğanın Yaşam Hakkı
13 Mayıs 2021 Perşembe
Sosyal medyayı açtığınız zaman, İkizdere ile ilgili paylaşımların altında çokça yorumlar görürsünüz, bunların bir kısmı destek belirtirken, büyük kısmı, “oh olsun, verdikleri oyun bedelini ödüyorlar, beter olsunlar” minvalindedir. Geçmiş dönemlerin öfke birikimi bu şekilde tezahür ediyor demek ki halkta diye düşünürken, hiç akıllara şu soru düşmüyor mu? Peki, doğanın suçu ne?
“Bitcoin Dünyayı Özgürleştirmeyecek, İnsanlara Eşitlik Getirmeyecek!”
12 Mayıs 2021 Çarşamba
Bitcoin’in dünyayı özgürleştirecek, insanlara eşitlik getirecek gibi bir potansiyeli olduğunu düşünmüyorum. Tam tersine, özellikle 2020’deki Covid’den sonra buraya kurumsal yatırımcılar girmeye başladı. Değerinin bu kadar artmasının, 5 binden 50 bine gelmesinin sebebi, kurumsal yatırımcıların girmesi, kurumsal yatırımcıların ve fonların. Bunlar kimin parasını tutuyorlar? Zenginlerin parasını tutuyorlar.
Gençlik, Ana Muhalefet, Aydınlar ve Siyaset: 1969 Yılı, 2021 İçin Ne Söylüyor?
11 Mayıs 2021 Salı
Her halükarda, muhalefet cephesinde yaşanan gelişmeleri, geçmişi hatırlatacak seviyede aceleci, indirgemeci, kolaycı okumalara tabi tutan ve rahatlıkla göz ardı eden, küçümseyen, hatta aşağılayan dilin duruma göre egemenleştiği türden bir muhalif medya ortamı ile karşı karşıyayız. Türkiye bu tip bir durumu 1969 yılında da yaşamıştı. İdeolojik saflık ya da mücadele için seçilen stratejilerin getirdiği gruplararası kavgalar, toplumdaki sorunları anlamak ve çözme amaçlı kamusal tartışmayı devam ettirmeye ağır basmıştı.