Geçmişin ve Bugünün, Karşılaşmaların Kaçınılmaz Diyalektiği: Düşüncenin Uğursuz Kaderi
1 Kasım 2024 Cuma
Son dönemde, Şem’i Molla’ya rahmet okutacak tiplerden devasa bir galeri oluştuğu herkesin malumu sanırım. Özkul’un, Şem’i Molla’yı kaleme alması, “kör kör gözüm parmağına” gibi okunabilirse de, ben, o parmak göze ne kadar girerse girsin, hiçbir şey değişmediği için tekrarlamaktan yorulmamalıyız gibi okuyorum. Özkul’un alıntıladığı, Yahya Kemal’in Halet Efendi’ye söylettiği bölümü biz de kısmen alıntılayalım: “Şem’i Mollalar,onun tıynetinde olanlar, onun hizmetini görenler, devirler geçtikçe, ayakta kalırlar; daima değilse bile ekseriya rahat döşeklerinde ölürler.”
Pseudo-Toplumsal Nizam ya da “Göreceli” Biz
30 Ekim 2024 Çarşamba
Tepkisizlik bakımından o denli birbirine benzer kılınmış kimseleriz ki, her gün onca haksızlığa, kötülüğe, tacize, tecavüze, şiddete, ölüm ve cinayete seyirci kala kala, sonunda el birliğiyle var ettiğimiz bu kusursuz aymazlığın ürünü bu musibet esere bakıp, ortalama bir gayret veya hissiyatla önleyebilecekken mutat sinikliğimize yenik düşmekle yol açtığımız canilikler yüzünden kendimizden gitgide daha çok nefret ediyoruz…
Lübnan’da Her Nefes bir Meydan Okuma gibi
27 Ekim 2024 Pazar
2006’da İsrail ve Hizbullah arasındaki yıkıcı savaş ve 2019’da modern tarihin en ağır ekonomik çöküşlerinden biri gerçekleşti. Ertesi yıl, Beyrut Limanı’ndaki felaket niteliğindeki patlama bir başka büyük hadiseydi: tarihteki nükleer olmayan en yıkıcı patlamalardan biri, kentin büyük kısmını harap etti. Lübnan, yoksulluk, evsizlik, işsizlik, güvenlik açığı, ilaç, elektrik ve su kaynaklarından mahrumiyet gibi sorunlarla daha da derin bir uçuruma itildi. Jeneratörler ve su sevkiyatı hayatın temel bir parçası haline geldi.
Barış için Türkler Ne Yapabilir?
26 Ekim 2024 Cumartesi
Ardından Özgür Özel’in konuşmasından bir kesit yaygınlaştı haber platformlarında. Selahattin Demirtaş’la hiç görüşmemiş, partisiyle bu konuyu hiç konuşmamış ya da üzerine düşünmemiş gibi “el artırmak”tan söz etti. Bahçeli’nin, Erdoğan’ın yüksek barış arzularıyla değil, rejimin ve iktidarlarının içinde bulunduğu çok veçheli krizlere çıkar yol arayışında bir şeyler yapmayı denedikleri malumsa da bu siyasi hamlelere ve yeni sürece(?) Kürtlerden iskambil kartı gibi bahseden bir dille mi iştirak edecek CHP?
Sağlık Çetesi
20 Ekim 2024 Pazar
Dünyaya gelen/getirilen yenidoğanların, tıbbi gereklilik olmadığı halde, sırf Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan daha çok para alabilmek için gereksiz yere yoğun bakım ünitelerinde tutulduğunu, çocukların ailelerinden çeşitli gerekçelerle haksız gelir elde edildiğini, bu rezillikte bazı bebeklerin yoğun bakımlarda hayatını kaybettiğini ve tüm bunların mesleklerinin gereği yaşatmak olan sağlık çalışanları, hekimler tarafından yapıldığını insan aklı tasavvur edemiyor.
Taşra Blues
17 Ekim 2024 Perşembe
Hem uzak, hem de yakın taşrayı neo-liberalizmin işleyiş biçiminden, etkisinden ayrı düşünemeyiz. Merkeze taşınmak, bir anlamda akmak, kadim bir öykü elbette. Burada akla merkez neresidir sorusu geliyor ister istemez. Geçmişte İstanbul’du, Cumhuriyet’le birlikte Ankara. (Kimilerinin yeniden İstanbul olsun arzusu malum; bir türlü tatmin edilemeyen o fetih duygusuyla birlikte. Aslında onlar için mesele akmak değil, akın etmek galiba.) Ancak, yeni dönemde metropolleri de merkez saymayı düşünmek gerekiyor gibi görünüyor.
Millî Dış Politika Saflarında Yahut Hep Aynı Kalarak Değişim İstemek!
15 Ekim 2024 Salı
AKP’nin son yirmi yıldır yürüttüğü ve sahadaki yansımaları somut olarak görülen politikaların, zamandan, mekândan, ideolojiden ve en önemlisi sınıfsal ekonomi-politik ilişkilerden azade bir şekilde, CHP tarafından büyük oranda satın alınması ve milli olarak sahiplenilmesi, şaşırtıcı olmaktan uzak bir Türkiye klasiği. Yani, egemen güvenlik bürokrasisinin masaya getirdiği politika ve aksiyonların, muhalefetiyle iktidarıyla, hiçbir şüphe veya itiraza mahal vermeden, kabul gördüğünü, milli dış politika olarak savunulduğunu bir kez daha müşahede ediyoruz
Kadın Düşmanlığının Incel Yüzü
13 Ekim 2024 Pazar
Inceller gökten zembille inmediler. Patriyarka, tüketim kültürü ve ülke koşullarının bir ürünü olarak ortaya çıktılar. Öncelikle, küçük yaşlardan beri erkekler, toksik erkekliğin her nevi aparatıyla donanırlarsa, değerli ve seçilebilir olduklarına inandırılıyor. Kadınlara da çok yanlış ve tuhaf bir Alfa erkeklik değer olarak olarak benimsetiliyor. Seven erkeğin ağır derecede kıskanmasının şart olduğu, oturup uzun uzun sohbet edilecek biri olamayacağı, önemli olanın her türlü “güç” olduğu öğretilirken, şefkatin kapsayıcı gücü neredeyse tamamen devre dışı bırakılıyor.
Jahrein Vak’ası
12 Ekim 2024 Cumartesi
Ancak Sonuç'un en göze çarpan eylemi; kendisine hakaret eden herkese dava açması ve bunu adeta bir gelir kapısına dönüştürmesiydi. Burada pek ilginç bir şey yok gibi gözükebilir ancak kendisi de Twitter'da birçok kişiye hakaret ediyordu. Fakat hakaret ettiği hesaplar, siteye gerçek ismiyle kaydolmamış kişilerin hesaplarıydı. Böylece karşılıklı bir küfürleşmede bir tarafın kişilik haklarına yapılan saldırı hukuken suç teşkil ediyorken diğeri etmiyordu.
Esther Benbassa ve Jean-Christophe Attias’la söyleşi -  "Netanyahu Yahudileri tehlikeye atıyor!"
11 Ekim 2024 Cuma
Mevcut İsrail hükümetinin savaşının amacı "Büyük İsrail"dir, çünkü çoğu fanatik olan 500 bin yerleşimcinin yerleştiği Batı Şeria'da neler olduğunu unutmamalıyız. Bu aynı zamanda patlamaya hazır bir bombadır. Yerleşimcilerin bu varlığı ve yaydıkları terör, Filistinlileri topraklarından mahrum etmek ve iki devletli bir çözüm umudunu engellemek için tasarlanmıştır. Sadece bu yerleşimlerin basit bir haritasına bakın. Ve bugün silahlı olan bu yerleşimcilerin İsrail'in içine dönmesini kimin sağlayabileceğini öngörmek zor.
Gemi Batıyor, Seyrediyorlar: Kadınlar Öldürülürken Seyir ve Seyran
9 Ekim 2024 Çarşamba
Burası çok önemli. Çünkü kadın cinayetlerinde mağdurun “makbul kadın” olmasına göre hüküm kurma, yerli milli yasadır bu topraklarda. Başına gelen korkunç şeyleri izlemeye devam etmemiz için o kadının masum olması, erkekliğin kitabına göre şiddeti hak etmemiş olması gerekir. Biz burada kadınları şiddeti hak etmeyen makbul masumlar ve şiddete uğramasında kendi payı olan homo sacerler olarak ayırırız.
Narin’i Son bir Çıkış Arar gibi Aradık
30 Eylül 2024 Pazartesi
Fakat esas olarak, Tavşantepe’de bugünden sonra olayın aslı ne çıkarsa çıksın gördüğümüz şey, bir toplumun bireylerinin, “topluluk” lehine, topluluğun en küçük birimi olarak “aile” lehine hayatlarının ve haklarının gözden çıkarıldığıdır. Bunun devamında da “büyük bir aile” olarak toplum, koca bir ev olarak “ülke” yüceltmesi vardır. Aslında bunun hakiki bir yüceltme olduğunu söylemek de mümkün değildir.
Gazze’de Süregiden Soykırım ve İsrail-Filistin İlişkileri üzerine
29 Eylül 2024 Pazar
İsrail kendisini her zaman anti-semitizm tehdidi altındaki dünya Yahudilerinin ihtiyaç duyduğu bir ‘sığınak' olarak sunuyor ve bu da ona ne pahasına olursa olsun kendisini 'savunma' hakkı veriyor. Ancak Auschwitz'te ölen bir Vel'd'Hiv sürgününün torunu, Shoah anısının “Yahudi halkını korumak” bahanesiyle sömürgeciliği, apartheid'ı, baskıyı ve hatta imhayı meşrulaştırmak için sürekli olarak kullanılmasını kabul edemez.
Savaş Karşıtı Sürgünler Risk Altında
25 Eylül 2024 Çarşamba
Kazakistan'da Moskova'nın talebi üzerine tutuklanan ve yerel bir hapishanede aklını yitiren bir ses eğitmeni var. Karadağ'da, Rusya'nın talimatıyla ve İnterpol aracılığıyla gözaltına alınan yaşlı bakım hizmetleri veren bir kadın var. Öğrencilerine Rusların Bucha’da işlediği suçları anlattığı için Ermeni sınır muhafızları tarafından tutuklanan bir öğretmen. Bir oyuncak dükkânı sahibi, yüksek yapılarda çalışan bir inşaat işçisi, bir punk rock müzisyeni vd. Kremlin'in dünya çapındaki baskı ağına yakalanan insanlara sadece birkaç örnek.
Üretip de Tüketmemek Bir Çin’e mi Mahsus?
18 Eylül 2024 Çarşamba
Çin artan tepkilerin farkında ve çözümler bulmaya çalışıyor. Gerekirse "mavi boncuk" dağıtıp üreticilerini bu ülkelere yatırıma yönlendiriyor, gerekirse ülkeleri karşılıklı vergi koymakla tehdit ediyor. Her ne olursa olsun, Çin’in üretim bazlı büyümesinin sürdürülebilir olduğunu söylemek çok olası değil. Kapitalizmin en büyük dişlilerinden biri, belki de en önemlisi, tüketim. O olmadan büyümek de çok olası değil.
Evin Sosyolojisi: Pürüzsüz, Modern Yaşamlar
13 Eylül 2024 Cuma
1950'li, 1960’lı yılların renk, boyut ve formuna sahip kahve makineleri günümüzde tekrar birebir aynı şekliyle üretiliyor. Tost makinesinin de vintage olması ve kahve makinesiyle uyum sağlaması; diğer mutfak eşyalarıyla da sadece mekânsal ve form benzerliği açısından değil ‘ahlaki’ bir birliktelik sağlıyor. İşlevini yerine fazlasıyla getiren aletler simgesel olarak da kendinden emin bir duruş sergileyerek nesnelere katılmak istenen ‘ruhun’ gururla taşındığını da gösteriyor.
Ladinler ve Sert Rüzgârlar - Doğa Katliamı ve Cinayetler
10 Eylül 2024 Salı
Geçtiğimiz son 20 yılda Doğu Karadeniz’de, Türkiye’nin pek çok kırsalında olduğu gibi, tepkisel bir köylü-emekçi hareketi olarak çevre eksenli toplumsal hareketlerin yükseldiğini gördük. Bir süredir artış gösteren tehdit algısının sonucunda 3 Eylül 2024 Salı günü işlenen bir cinayet ile, bu hareketlerin yeni bir evresi başlamış gibi görünüyor. En azından yerelde örgütlü veya örgütsüz çevre mücadelesi sürdüren aktörlerin bilinçdışından onlara seslenen şüphe, bu yönde.
Toplumsal bir Vazife olarak “Zor Kişiliklerle Yaşamak
9 Eylül 2024 Pazartesi
İspanya’daki Mondragon Kooperatifi, çalışanlarının şirketin yönetiminde söz sahibi olduğu bir modelle, ekonomik zorluklara karşı daha dirençli ve memnuniyet oranı yüksek bir yapı oluşturmuştur. Almanya’daki "Stadtteilmütter" projesi, göçmen kadınları eğiterek yerel topluma entegre etmeyi ve kültürlerarası anlayışı artırmayı başarmıştır. İzlanda’daki gençlik programı, gençlerin madde kullanımını azaltırken boş zamanlarını spor ve sanata yönlendirmelerine yardımcı olmuştur.
Âlâsı Bizde: Uluslararası Alternatif Sağ
4 Eylül 2024 Çarşamba
Şayet böyleyse Türkiye’de geniş bir aktivist ve taraftar bulması beklenir bu akımın. Ya da sağ muhitte bu öncülleri eşelemeye hevesli bir grubun mihnet çekmeden öne çıkıp kendinden bahsettirmesi. Siyasal ve teorik bakımdan birbirinden fikir devşirilen ortaklıklarda eşitlik hasımlığı başta, kitabın başka yerlerinde değinilen öteki karşıtlıkların alıcısı olacak nesiller yetiştirilmek istendi buralarda. Kayseri son değil dolayısıyla, istisna hiç.
Almanya AfD ile Mücadele Etmeye Gerçekten İstekli mi?
31 Ağustos 2024 Cumartesi
AfD'nin kayda değer bir siyasi güç elde etmesini engelleyen baraj, en azından şimdilik, yerinde dursa da, partinin fikirleri ve seçim taktikleri sessizce ana akım haline geldi. Şansölye Olaf Scholz, Der Spiegel'in kapağında “büyük çapta” sınır dışı etmeler için çağrıda bulunmaya istekli görünürken veya Yeşiller Partisi lideri Robert Habeck, korku ve yabancı düşmanlığı üzerinden siyaset yapmaktan memnun iken, AfD'ye ihtiyaç var mı?
Tarım-Sen Genel Başkanı Umut Kocagöz ile Çiftçi İsyanları Üzerine Söyleşi
28 Ağustos 2024 Çarşamba
İnsanlar bugün Türkiye'de çiftçilerin bir eylemlilik içerisinde olduğunu farklı biçimlerde hissediyor. Münferit yapılan bir eylem ya da daha doğru ifade edecek olursak gösterilen bir tepki bile bu Çiftçi İsyanının bir parçası olarak zihinlerde anlam kazanıyor. Sokak röportajı kıvamındaki tarlalarda yapılmış röportajlar bile bu isyanın münferit ya da tekli değil kolektif sözcülüğü olarak topluma mesajını iletiyor.
Trumpçı Pedagojiyle Mücadele Etmek
26 Ağustos 2024 Pazartesi
Popülist siyasetin bir ortak noktası da eğitime olan özel ilgileri. Zira iki karşıt grup denkleminde eğitim, elitlerin kontrolünde olan bir alan olarak konumlandırılıyor. Bu çerçevede popülizm belirli bir pedagoji de öneriyor. Yazıda ‘Trumpçı pedagoji’ olarak anacağım ama farklı ülkelerdeki popülist liderlerin de takip ettiği bu pedagojinin izlerini Trump’ın 1776 Projesi’nde sürmek mümkün.
Değişim: CHP ve Türkiye
23 Ağustos 2024 Cuma
31 Mart Seçimleri, CHP’deki değişimin (daha doğru bir söyleyişle değişim olasılığının) seçmen tarafından inandırıcı bulunmasıyla ve dahası –moda finans tabiriyle– satın alınmasıyla, kısmen açıklanabilir. Partiler düzeyinde dağılan kurumsal muhalefet blokunun tabanda belirmesi de seçim sonuçlarını etkileyen bir diğer önemli etken; ama buna seçimin yerel niteliğinin pekiştirici etkisini ve stratejik oy verme eğilimlerindeki dönemsel değişkenleri de peşi sıra eklemeliyiz.
Filistin’i Anlamak için Hind Rajab’ın Son Anlarına Geri Dönün
19 Ağustos 2024 Pazartesi
Eğer İsrail'in Gazze'yi hedef alan şiddetli saldırılarının doğası hakkında şüpheniz varsa, bu küçük kızı hatırlayın. Hind Rajab, sevimli bir gülümsemesi olan beş yaşında bir Filistinliydi. 29 Ocak sabahı, teyzesi, amcası ve birkaç kuzeni ile birlikte bir Kia Picanto'ya bindi. Gazze Şehri'nin Tel el-Hava semtinden kaçmaya çalışıyorlardı. İsrail ordusu araca ateş açtı ve içerideki herkes öldü; Hind ve 15 yaşındaki kuzeni Layan hariç.