Cemo ve Memo Üzerine Notlar
17 Kasım 2020 Salı
Ölümünün üzerinden tam olarak otuz yedi yıl geçen Kemal Bilbaşar’ın Cemo ve Memo romanlarında bahsettiği olaylar, isyanlar ve aşk hikâyeleri Türk edebiyatında hâlâ önemli bir konumda yer alır. Ölümünün üzerinden otuz yedi yıl sonra Kemal Bilbaşar'ın Cemo ve Memo romanları yirmi üçüncü baskıya ulamış ve geniş bir kitle tarafından okunmuştur.
Ahbaplar, Çavuşlar ve 2020 Türkiye’sinde Neoliberalizm
16 Kasım 2020 Pazartesi
Özellikle birçok neoklasik iktisatçının bu kavramdan bezdiğini, kendi akademik donanımlarına yapılan haksız bir küçümseme olarak algıladıklarını da görüyoruz. Peki, neoliberalizm kavramında sıkılacak su kaldı mı? Bize fayda sağlayacak, dünyayı ve Türkiye'yi daha iyi anlamamıza yardımcı olacak kadar kullanışlı ve kesin bir anlamı var mı?
Unutmamaya Adanan, Kiraz Ağacı
15 Kasım 2020 Pazar
Otokrat ülkelerde insanın yeni bir toplum inşasına dair isteği ve arzusu hep vahşetlerle karşılık bulmuştur. Bu süreç insanın acı çekişlerinin tarihidir, bir anlamda. Gökçer Tahincioğlu’nun Kiraz Ağacı adlı romanı da işte bu tarihe, kimsenin açmaya cesaret edemediği pencereden bakıyor.
Dostluk ve Felsefe
15 Kasım 2020 Pazar
Dostların, dostluk ilişkisinin sağlığı için doğruyu söylemesi nasıl dostlar için bir şanssa; krala da aynı şekilde doğruyu söyleyecek vatandaşlarının olması aynı ölçüde büyük bir şanstır. Bu şans ya da imkân, dostlar veya kralın, dostluk ve yönetim ilişkisinin sağlığını koruması anlamına gelecektir.
Trajedide Salınmalar: Ercan Kesal'dan Onat Kutlar'a
14 Kasım 2020 Cumartesi
Ercan Kesal'ın Nasipse Adayız adlı eseri fikrimce, modern trajedinin bir örneğidir. Bu sorunsalı çözümlemekte fayda var. Modern trajedinin klasik olandan farkı, varoluşsal hususların mağdur, umudu ve arzuları aşınmış olan vesilesiyle toplumsal olanın üzerinde konumlandırılmasıdır.
Zengin Sofrası, Yoksul Sofrası
13 Kasım 2020 Cuma
Yoksulluğu, eşitsizliği gelir üzerinden tanımlamak, konu üzerinde konuşanları iki seçenekten birisini seçmeye mecbur bırakıyor: Eşitsizliği ya mutlak terimlerle (belirlenen bir yoksulluk düzeyinin altında olanlar) ya da göreli terimlerle (medyan gelirin belirli bir yüzdesinin altında geliri olanlar) tanımlayıp, onun üzerinden konuşmak zorundasınız. Ama tüketim harcamaları açısından ve tüketim kalıpları ile baktığınızda önünüze yepyeni ve az bilinen bereketli bir alan açılıyor.
Türk Rap Müziğinin Dilemması: Ezhel Niye İspanyolca Sözler Yazıyor?
12 Kasım 2020 Perşembe
Ünlüönen’in ifade ettiği “çocuk tekerlemesi düzeyinde” bulduğu şarkı sözlerinin bu dilemmadaki tarafı “içini boşaltan” rapçilerin durduğu taraf. Haklı olarak cinsiyetçi bir bakış açısı, şiddeti övme, homofobi vs. eleştirisine konu oluyor. Fakat ifade etmediği bir şey var, ritim ve tekerleme tarzı zaten rap müziğin özünü oluşturan unsurlar.
Feminist Odalar (X): Feminizm ve Tiyatro
12 Kasım 2020 Perşembe
Hâkim ataerkil kültüre alternatif bir kültürün yaratımında, geleneksel -eril- tiyatroya alternatif gelişen feminist tiyatro, kadınların kendi aralarındaki kültürel imgelere ve ritüellere yönelik araştırmalar sonucunda ortaya çıkan simgelere dikkatle bakar. Bu bakış kadınların ezilen pozisyonundan ziyade güçlü ve mücadeleci bir biçimde tasvir edildiklerini gösterir.
6306 Sayılı Yasa ve Deprem Gerçeğimiz
10 Kasım 2020 Salı
6306 sayılı yasa çıktığında kent ve çevre mücadelesinde yer alanların eleştirileri kanunun afet riski altındaki yerlerin dönüştürülmesinden ziyade rant odaklı kentsel dönüşüm uygulamaları için kullanılacağı, yerel yönetimlerin yetkilerinin azaltılması sonucunu doğuracağı, barınma ve mülkiyet hakkına orantısız müdahaleye yol açacağı idi ve 6306 sayılı yasa öncelikle İstanbul bölgesinde merkezin kentsel dönüşüm planları içinde yer alan, rant değeri yüksek yerlerde uygulandı.
Post-post-Kemalizm'e İhtiyat Notları
9 Kasım 2020 Pazartesi
Geçirgenlik zamanı delerek Kemalizm’in oklarını tarihin şimdisine düşürebiliyorsa, temel sorunlar etrafındaki kümelenmeler ve sarkaç siyaseti sürüyor demektir. İstenirse bu hal ile “durağan diyalektik” arasında türlü bağlantılar da kurulabilir. Bir bu kadar önemli olansa, şu veya bu yorumuyla beraber Kemalizm’in, her dönemin “muhalefeti” olarak da konumlanmasını mümkün kılan hamilik rolüdür. Sözgelimi Türkiye’de siyasal İslâmcılık değil, sosyal demokrat veya sosyalizan bir iktidar olsa, Kemalizm ona karşı da bayraklaştırılabilir.
“Bekleyişin Şarkısı”nda Ölümün ve Yaşamın Askıya Alınışı
8 Kasım 2020 Pazar
Nihayetinde ne ölü ne diri olan kişi, ne ölülerin ne de dirilerin dünyasına dönebilir. Bu da ölü yakınlarını süreklileşen bir kırılma hali içinde tutarak onların sosyal entegrasyonlarını, psikolojik sağalmalarını imkânsız hale getirir. Bekleyişin Şarkısı’nda olup bitenlerin derininde gerçekleşen de budur. Bu anlamda ne Rahşan Teyze’nin ne anlatıcı olay kahramanının ne Zedan’ın, ne Ferda’nın ne de Sara ve ailesinin iyileşme olanakları yoktur.
Hariçten Gazel (IV): Kediler, Yılanlar, Efsaneler
8 Kasım 2020 Pazar
Gündelik hayatta, böylesine çarpıcı olaylar, dinsel, mitolojik ve folklorik olanın karşılaşma, yeniden form kazanma ve güncel sosyo-kültürel yapı/gündem ile iç içe geçerek tarihsel/mitolojik hikâyelerin katmanlanması, anlamlanması ve hayata anlam katması anlarıdır… Dolayısıyla, böyle olaylardan/saldırılardan sonra, dinsel ve mitolojik olarak iyice şekillenmiş olan folklorik anlatı formlarındaki mitolojik arketipler ve dinsel görünüşlü acaib-ul mahlukat, uzun kış uykusundan uyanır ve sahne alır.
Kimdir Şu Mephisto? İzmir Depreminin Ardından Birkaç Satır
6 Kasım 2020 Cuma
Sahi kim şu Mephisto? Sen misin, ben miyim, sustuklarımız mı, susturduklarımız mı?Goethe'nin Faust'unda şeytanımız Mephisto, tüm ''kötücül'' eylemlerin mümessili olan ve aslen ''iyi''yi, ''güzel''i arayan ''saf'' insanların yoluna çıkan, onların birbirlerini sömürmelerini, birbirleri üzerinde iktidar kurmalarını teşvik eden, bir bakıma kafa karıştırıcı ''insan dışı ses''tir.
İnterneti Zapt Edeceğiz, İnternetin Zaptı Yakın!
5 Kasım 2020 Perşembe
Bugün Çin, İran ve Türkiye gibi ülkelerin uyguladığı internet politikaları, örneğin Türkiye’nin bütün yayınlara yönelik RTÜK kontrolü dayatması, belirli sosyal medya mecraları ve platformlara sürekli “Türkiye’de temsilcilik açın” baskısı, interneti de ulusal sınırlarla kontrol altına alma, gümrükler içerisinde tutma ve gümrükten her çıkan vatandaştan haberdar olma arzusu olarak görülemez mi?
"Post-truth Çağda İrrasyonelliği Anlamlandırabilmek için Psikoloji..."
4 Kasım 2020 Çarşamba
Siyasal psikoloji, Türkiye’de sahada futbolcuların yaptığı hareketlerin, gollerin veya skorun ötesinde tribünlere, tribünlerdeki farklı takımın taraftarları arasındaki ilişkilere, sahanın ışıklandırılmasına, futbolcuların giydikleri forma tercihlerine, gol olduğu anda yaşananlara ve hatta topun rengine kadar daha geniş bir pencereden bakmamızı sağlıyor.
İstanbul’da COVID-19
2 Kasım 2020 Pazartesi
Her ne kadar COVID-19’un “demokratik” bir virüs olduğu ve herkesi hastalandırdığı ifade edilmiş olsa da hayatta ve sağlıkta eşit olamayanlar hastalık ve ölümde de eşit değillerdir. Gerçekten de İstanbul Büyükşehir Belediyesi ulaşım verilerinden de görüleceği üzere, salgının bulaşıcılığı arttıran temel faktörlerden birisi olan ulaşım hareketliliğinin asıl nedeni emekçilerin çalışmak zorunda kalmalarıdır.
Dostluk ve Ekonomi
1 Kasım 2020 Pazar
Dostluklar kıyas, karşılaştırma kabul etmez. Dost, karşılaştırılamaz olandır, eşsizdir. Karşılaştırma bir ölçüp biçme işlemidir. Birimlenme, süremi (anlatı) bozar, parçalar. Dostluk bir anlatıdır, hikâyesi vardır. Birbirlerinin hikâyesini sözün gelişi değil, gerçekten dinlerler. Ama dostlukları, aynı zamanda kendilerini aşan başka bir hikâyenin kurulmasıdır. Dostlar, söz konusu hikâyelerine inanırlar. İnanma, birimlenmeden uzak kaldıkça mümkündür.
Hannah Arendt ve Hakikat Siyaseti
30 Ekim 2020 Cuma
Dünyayı ortak bir şekilde paylaşabilmemiz ve günlük yaşamlarımızda özgürce hareket edebilmemiz için bu olgusal hakikatlerin bazılarını hafife alabilir olmalıyız. Ancak bugünkü belirsizlik, kendinden şüphe duyma ve kendi kendiyle çelişme korkusundan besleniyor. Kendimize güvenemediğimizde sağduyumuzu -altıncı hissimizi- kaybederiz, ki birlikte yaşamamıza olanak sağlayan tam da bu sağduyudur.
“Hekimlik, ‘kutsal’ bir pratik asla değil”
28 Ekim 2020 Çarşamba
Zanaat yeryüzünde yaşanmadığında, kutsanıp kutlandığında, dahası ulusal/şoven ritüellerin alelâde bir enstrümanına ve hatta uluslararası platformda “kudret yarışı”nın figüranına dönüştüğünde, kısacası iktidar elitlerinden sağanak halinde boca edilen ucuz tamlamalar edilgen ama memnun bir eda ile sahiplenildiğinde, gayet verimli arketipal nüveler barındıran “yaralı şifacı” motifi de kayıplara karışıyor.
ABD'de 2020 Seçimleri: Türbülans mı, Yumuşak İniş mi?
27 Ekim 2020 Salı
Dünya genelinde Şili’den Sri Lanka’ya, Kırgızistan’dan Nijerya’ya ve Tayland’a, Belarus’tan Gine’ye, onlarca bölge ve ülkede geniş ölçekli toplumsal sorunların yaşandığı ve rejimlerin büyük krizlerde olduğu açık. Bu ülkelerin çoğunda yöneticilerin ilk tepkileri biraz da Trump yönetiminin sağladığı ortam sayesinde daha fazla otoriterlik oldu. Demokratik rejimlerin giderek altının oyulduğu bir ortamda devam eden bir Trump yönetimin bu tür eğilimlere çanak tutacağı açık.
ABD'de 2020 Seçimleri: Tarihsel Bir Dönemecin Eşiğinde
26 Ekim 2020 Pazartesi
Biden-Harris kampanyasının ana söylemi “normalliğe dönüş”. Biden, Trump’ın kişiliğinde somutlaşan istikrarsız, dengesiz, tahmin edilemez bir kişiliğe ve onun kaotik idaresine karşı deneyimli, makul, ideolojik ve kişisel aşırılıkları olmayan bir aday olarak tarif ediliyor. Biden Demokrat Parti ön seçimleri sürecinde de benzer bir imajla, en güçlü rakibi sol/sosyalist eğilimli Bernie Sanders’a karşı Demokrat Parti tabanını kendi etrafında toplamayı başarmıştı.
Nankörlükle Mücadele
25 Ekim 2020 Pazar
Evini beyaz eşyalarına kadar döşediği o dünün çocuğu sesini ilk kez -saygıda kusur etmeden- yükseltir. "Artık yoruldun (mu acaba?)". Bu homurtuda, ağabeyin de sezdiği zımni bir teklif yatıyordur şüphesiz “Tek başına kaldıramıyorsun, ben de bir ucundan tutayım artık”. Teklif samimidir fakat bir yönüyle "inkılapçı”dır da, alışıldık alt-üst ilişkisini tersyüz etme potansiyeli barındırır.
Türkiye’nin Eksik Kalan Ruhu
23 Ekim 2020 Cuma
Bir belgeselde gibi, anlatmak istediğine uygun bir mesafede durarak, içeri kapanmış adamın bilinç akışından kafasını kaldırmak, aklından geçenleri dışarıdakilerin, müspet veya beşeri ilimlerin tashih etmesini ister. Türkiye'nin Ruhu'nun bu "olgunlaşmanın" bir vesikası olmasını umar. Vesikaların söyledikleriyle oyun şeklindeki yazı eyleminin verimini bağdaştırarak, tutunamayan türünde bir fert ile dışarıdaki halk insanını birlikte anlamayı umut eder.
"Aklıma İlk olarak 'Sokak' Kelimesi Geliyor"
21 Ekim 2020 Çarşamba
Her ne kadar 70’ler, devletin şiddet aygıtlarının yön verdiği politikaların, iç savaşın, anarşinin ve sosyoekonomik çalkantıların hâkim olduğu bir dönem olsa da aynı zamanda, umudun, neşenin, sevincin, eğlencenin ve hüznün de onyılıydı. Türkiye’nin İnek Şaban’dan, Hababam Sınıfı’na, Bizim Aile’den, Neşeli Günler’e, Canım Kardeşim’e, belli bir süreliğine hoşça vakit geçirmeyi, kendi sıkıntılı gerçekliğinden uzaklaşıp başka bir gerçeklik içinde yaşamaya başladığı yıllar da 70’li yıllardı.